BAKARA-277

Anasayfa » BAKARA Suresi » BAKARA-277
share on facebook  tweet  share on google  print  

BAKARA-277

"BAKARA Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<2/BAKARA-277>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

إِنَّ الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ وَأَقَامُواْ الصَّلاَةَ وَآتَوُاْ الزَّكَاةَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ وَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ

İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve ekâmûs salâte ve âtevûz zekâte lehum ecruhum inde rabbihim, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).

Muhakkak ki âmenû olanların (Allah’a ulaşmayı dileyenlerin) ve ıslâh edici (nefsi tezkiye edici) amel işleyenlerin, namazı ikame edenlerin (yerine getirenlerin) ve zekâtı verenlerin ecirleri (mükâfatları), Rab’lerinin katındadır. Ve onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar. 
1. inne ellezîne : muhakkak ki onlar,
2. âmenû : îmân ettiler, âmenû oldular
3. ve amilû es sâlihâti : ve ıslâh edici amel yaptılar, nefs tez-
4. ve : ve
5. ekâmû : ikame ettiler, hakkıyla yerine getirdiler
6. es salâte : namazı
7. ve âtevû : ve verdiler
8. ez zekâte : zekât
9. lehum : onlar için, onların vardır
10. ecru-hum : onların ecirleri, mükâfatları
11. inde : yanında, katında
12. rabbi-him : (onların) kendi Rab'leri
13. ve lâ havfun : ve korku yoktur
14. aleyhim : onlara
15. ve lâ hum yahzenûne : ve onlar mahzun olmazlar

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Bakara Suresinin 261. âyet-i kerimesinden itibaren infâk müessesesinin son noktasında Allahû Tealâ bütün açılardan meseleyi birleştirdiği zaman bir sonuca ulaşılmaktadır:

Bir insanın üzerine korku ve mahzuniyet olmadığı yani mutlak cennete gideceği bir yerde, kişinin infâk etmesiyle beraber nelerin de beraber olması lâzımgeldiği burada bütünleşmektedir. İnsanlar cennete girmek için Allah'a ulaşmayı dilerler ve ruhlarını ölmeden evvel Allah'a ulaştıracaklarından emindirler. Böyle insanlar âmenû olanlardır.

Kişi Allah'a ulaşmayı dilemezse ne yaparsa yapsın kurtuluşu hiçbir şekilde mümkün değildir. Zekât vermesi, başkalarına yardım etmesi, namaz kılması, oruç tutması hüküm ifade etmez. Eğer Allah'a ulaşmayı dilemiyorsa kişi en büyük hatayı işlemiş olur. Nefsindeki afetler hep devam ettiği için kişinin kaybettiği dereceler her zaman kazandığı derecelerden fazladır. Gideceği yer her halükârda cehennemdir.

10/YÛNUS-7: İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme'ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne).

Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah'a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır.

10/YÛNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).

İşte onların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer ateştir (cehennemdir).

Zekât verenler aynı zamanda infâk edenlerdir. Zekât da bir infâktır. Ve eğer zekât veren kişi, Allah'a ulaşmayı dilemişse ona korku ve mahzun olmak yoktur. o zaman kişinin gideceği yer cennettir.

 

2/BAKARA-277

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Muhakkak ki âmenû olanların (Allah'a ulaşmayı dileyenlerin) ve ıslâh edici (nefsi tezkiye edici) amel işleyenlerin, namazı ikame edenlerin (yerine getirenlerin) ve zekâtı verenlerin ecirleri (mükâfatları), Rab'lerinin katındadır. Ve onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmazlar.
Diyanet İşleri : Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılan ve zekâtı verenlerin mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır.
Abdulbaki Gölpınarlı : İnananlara, iyi işler yapanlara, namaz kılanlara, zekât verenlere gelince: Onların ecirleri Rableri katındadır, onlara ne korku vardır, ne hüzün.
Adem Uğur : İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.
Ahmed Hulusi : İman edip bunun gereği olan yararlı fiilleri uygulayan, salâtı ikame eden ve zekâtı verenlerin Rableri indînde özel karşılıkları vardır. Korku yoktur onlar için ve onları hüzünlendirecek bir şey de olmaz.
Ahmet Tekin : İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenler, namazları âdâbına riayet ederek, aksatmadan âşikâre kılanlar, vicdanlarını, servetlerini, sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verenlerin Rableri katında mükâfatları vardır. Onlara her iki dünyada da korku yok. Geride bıraktıkları yakınları ve yapamadıkları şeylerden dolayı mahzun da olmayacaklar.
Ahmet Varol : Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı kılan, zekatı veren kimselerin karşılıkları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de.
Ali Bulaç : İman edip güzel amellerde bulunanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve zekatı verenler; şüphesiz onların ecirleri Rablerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.
Ali Fikri Yavuz : İman edip iyi ameller işleyen, namazı kılan ve zekâtı veren kimselerin, Rableri katında muhakkak mükâfatları (ecirleri) vardır; ve onlara hiç bir korku yoktur, mahzun da olacak değillerdir.
Bekir Sadak : Inanip yararli isler isleyenlerin, namaz kilip, zekat verenlerin Rab'leri katinda ecirleri vardir. Onlara korku yoktur ve onlar uzulmeyeceklerdir.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki imân edip yararlı işlerde bulunan, namazı kılıp zekâtı verenlerin mükâfat ve sevapları Rabları katındadır. Hem onlara hiçbir korku da yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir de.
Diyanet İşleri (eski) : İnanıp yararlı işler işleyenlerin, namaz kılıp, zekat verenlerin Rab'leri katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Diyanet Vakfi : İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.
Edip Yüksel : İnanıp erdemli bir hayat sürerek namazı gözetenlerin ve zekatı verenlerin ödülleri Rab'leri katındadır. Onlar için korku yoktur ve onlar üzülmezler.
Elmalılı Hamdi Yazır : İman edib eyi işler yapan ve namaz kılıb zekât veren kimselerin Rabları ındinde ecirleri şüphesiz kendilerinindir ve onlara bir korku yoktur ve mahzun olacak değildir onlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İman edip iyi işler yapan ve namaz kılıp, zekat verenlerin, Rabblerinin yanında, şüphesiz kendilerine ait mükafatları vardır. Onlara bir korku yoktur ve hiç üzülmeyeceklerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İman edip iyi işler yapan, namazı dosdoğru kılıp zekatı verenlerin Rabbleri katında elbette mükafatları vardır. Onlara hiçbir korku olmadığı gibi, onlar mahzun da olmazlar.
Fizilal-il Kuran : Onlar ki inandılar, iyi işler yaptılar, namazı kıldılar ve zekatı verdiler. Rabbleri katında mükafatları kendilerine mutlaka verilecektir. Onlar için artık korku sözkonusu değildir, onlar hiç üzülmeyeceklerdir
Gültekin Onan : İnanıp güzel amellerde bulunanlar, namazı dosdoğru kılanlar ve zekatı verenler; kuşkusuz onların ecirleri rablerinin katındadır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.
Hasan Basri Çantay : Îman eden, iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunan, namazı (nı) dosdoğru kılan, bir de zekâtı (nı) veren kimseler (in, evet), onların Rableri indinde mükâfatları vardır. Onlara hiç bir korku yokdur, onlar mahzun da olacak değillerdir.
Hayrat Neşriyat : Şübhesiz ki îmân edip sâlih ameller işleyenler, namazı hakkıyla edâ edenler ve zekâtı verenler var ya, onların Rableri katında mükâfâtları vardır. Hem onlara hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar.
İbni Kesir : İman edip salih amel işleyenlerin, namaz kılıp zekat verenlerin Rabbları katında mükafaatları vardır. Onlar için korku yoktur ve üzülecek de değillerdir.
Muhammed Esed : İmana ermiş olanlar, doğru ve yararlı işler yapanlar, namazlarında dikkatli ve devamlı olanlar ve karşılıksız yardımda bulunanlar; işte onlar mükafatlarını Rablerinden alacaklardır ve onlara ne korku vardır, ne de üzülürler.
Ömer Nasuhi Bilmen : O kimseler ki, imân ettiler ve iyi amellerde bulundular ve namazlarını doğruca kıldılar, zekâtlarını da verdiler. İşte onlar için Rableri nezdinde mükâfaatları vardır ve onlar için hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır.
Ömer Öngüt : İman edip sâlih amel işleyenlerin, namaz kılıp zekât verenlerin, Rableri katında mükâfatları vardır. Onlar için hiçbir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklar.
Şaban Piriş : Şüphesiz, iman edenler, doğruları yapanlar, namazı hakkıyla kılanlar ve zekatı verenler için Rab’leri katında mükafatları vardır; onlara korku yoktur; onlar, mahzun da olmayacaklardır.
Suat Yıldırım : İman eden, makbul ve güzel işler yapanların, namazı hakkıyla ifa eden, zekât verenlerin... İşte onların, Rab’leri nezdinde mükâfatları vardır. Onlar için hiçbir endişe yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir.
Süleyman Ateş : Onlar ki, inandılar, güzel işler yaptılar, namazı kıldılar, zekâtı verdiler; işte onların ödülleri, Rableri yanındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.
Tefhim-ul Kuran : Şüphesiz iman edip güzel amellerde bulunanlar, dosdoğru namazı kılanlar ve zekâtı verenler; onların ecirleri Rablerinin katındadır. Onlara korku yoktur, onlar mahzun olmayacaklardır.
Ümit Şimşek : İman eden, güzel işler yapan, namazlarını dosdoğru kılan ve zekâtlarını veren kimselerin ise Rableri katında ödülleri vardır. Ne bir korku olur onlar için, ne de mahzun olurlar.
Yaşar Nuri Öztürk : İman edip hayra ve barışa yönelik değerler üreten, namazı kılan, zekatı verenler için Rableri katında kendilerine özgü ödülleri vardır. Korku yoktur onlar için. Tasalanmayacaklardır onlar...
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 26.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 225, 226, 227, 228, 229, 230, 231, 232, 233, 234, 235, 236, 237, 238, 239, 240, 241, 242, 243, 244, 245, 246, 247, 248, 249, 250, 251, 252, 253, 254, 255, 256, 257, 258, 259, 260, 261, 262, 263, 264, 265, 266, 267, 268, 269, 270, 271, 272, 273, 274, 275, 276, 277, 278, 279, 280, 281, 282, 283, 284, 285, 286

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
138.883