BAKARA-126

Anasayfa » BAKARA Suresi » BAKARA-126
share on facebook  tweet  share on google  print  

BAKARA-126

"BAKARA Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<2/BAKARA-126>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَإِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ رَبِّ اجْعَلْ هََذَا بَلَدًا آمِنًا وَارْزُقْ أَهْلَهُ مِنَ الثَّمَرَاتِ مَنْ آمَنَ مِنْهُم بِاللّهِ وَالْيَوْمِ الآخِرِ قَالَ وَمَن كَفَرَ فَأُمَتِّعُهُ قَلِيلاً ثُمَّ أَضْطَرُّهُ إِلَى عَذَابِ النَّارِ وَبِئْسَ الْمَصِيرُ

Ve iz kâle ibrâhîmu rabbic’al hâzâ beleden âminen verzuk ehlehu mines semerâti men âmene minhum billâhi vel yevmil âhir(âhiri), kâle ve men kefere fe umettiuhu kalîlen summe adtarruhu ilâ azâbin nâr(nâri), ve bi’sel masîr(masîru).

Ve İbrâhîm: “Rabbim burayı emin (güvenli) bir belde kıl. Onun halkından Allah’a ve yevmil âhire îmân edenleri semerelerinden (çeşitli ürün ve meyvelerden) rızıklandır.” dediği zaman (Allah) şöyle buyurdu: “Kâfir olan kimseyi biraz metalandırırım (geçindiririm) ve sonra onu ateşin azabına maruz bırakırım, orası ne kötü bir varış yeridir.” 
1. ve iz kâle : ve demişti
2. ibrâhîmu : İbrâhîm
3. rabbi : Rabbim
4. ic'al : kıl, yap
5. hâzâ : bu
6. beleden : belde
7. âminen : emin, emniyetli
8. verzuk (ve urzuk) : ve rızıklandır
9. ehle-hu : onun halkı
10. min es semerâti : meyvelerden
11. men : kim
12. âmene : îmân etti
13. min-hum : onlardan
14. bi allâhi : Allah'a
15. ve el yevmi el âhiri : ve sonraki gün, ahiret günü
16. kâle : dedi
17. ve men : ve kimse, kim
18. kefere : örttü, inkâr etti
19. fe : böylece, o taktirde
20. umettiu-hu : onu metalandırırız, dünyalık veririz
21. kalîlen : biraz, az
22. summe : sonra
23. adtarru-hu : onu maruz bırakırım
24. ilâ azâbi en nâri : ateşin azabına
25. ve bi'se : ve ne kötü
26. el masîru : varış yeri

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Yevm'il evvel önceki gün, dün demektir. Bugün, bugündür. Yevm'il âhir de sonraki gün, yarın demektir. İnsan hayatını örnek alırsak, doğduğu gün yevm'il evvel, yaşamakta olduğu gün bugün, öldüğü gün de yevm'il âhirdir.

Kâinatın yaratıldığı gün yevm'il evvel, yok olacağı gün yevm'il âhirdir.

Ruhun; fizik vücuttan ayrıldığı gün yevm'il evvel, Allah'a ulaştığı gün yevm'il âhirdir.

Nefs için tezkiyesine başlanan gün yevm'il evvel, Allah'a teslim olduğu gün, Allah'ın bütün emirlerini yerine getirdiği, yasak ettiği hiçbir fiili işlemediği gün, hidayete erdiği gün yevm'il âhirdir.

Fizik vücut için doğduğu gün yevm'il evvel, Allah'ın yasak ettiği hiçbir fiili işlemediği, emirlerini yerine getirdiği ve Allah'a teslim olduğu gün yevm'il âhirdir.

Yevm'il âhir ve yevm'il evvel, bir bütünlük ifade eder.

Kişi yevm'il âhire, insan ruhunun ölmeden evvel Allah'a ulaşacağına inanmazsa, mürşide de inanmaz. Son mürşid'in Peygamber Efendimiz (S.A.V) olduğunu ve O'nunla irşad makamının sona erdiğini ve O'ndan sonra da irşadın insanlar tarafından sürdürülmeyeceğini iddia ederler. Bu yüzden hiçbir zaman mürşidlerine ulaşamayacakları için hiçbir zaman kalplerine îmân kelimesi yazılmayacaktır. Îmânı artan mü'min olmak şerefine hiçbir zaman eremeyeceklerdir. Yevm'il âhire inanmayanlar bu sebeple kâfirlerdir. O kişi ebediyyen (yaşarken de öldükten sonra da) kâfir olarak kalacaktır.

Şeytan insanlara "inanmayan kâfir" diye yutturmuştur. Allahû Tealâ ise "kalplerinde küfür olanlar kâfir" diyor, Kur'ân-ı Kerim'de.

Bütün insanların Allah'a ulaşmayı dileyene kadar kalplerinde küfür mevcuttur. Allah'a inanan insanların da kalplerine îmân girene kadar kâfir olmaları devam eder. Sadece Allah'a ulaşmayı dileyen insanların kalplerine îmân girer. devrin dîn adamları bunun farkında değillerdir. ve kendilerinin de mü'min olduklarına inanmaktadırlar. Allah'a ulaşmayı dilemedikleri için ve hiçbir zaman kalplerindeki küfür alınıp yerine îmân konulmayacağı için mü'min olamazlar.

2/BAKARA-126

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve İbrâhîm: “Rabbim burayı emin (güvenli) bir belde kıl. Onun halkından Allah'a ve yevmil âhire îmân edenleri semerelerinden (çeşitli ürün ve meyvelerden) rızıklandır.” dediği zaman (Allah) şöyle buyurdu: “Kâfir olan kimseyi biraz metalandırırım (geçindiririm) ve sonra onu ateşin azabına maruz bırakırım, orası ne kötü bir varış yeridir.”
Diyanet İşleri : Hani İbrahim, “Rabbim! Bu şehri güvenli bir şehir kıl. Halkından Allah’a ve ahiret gününe iman edenleri her türlü ürünle rızıklandır” demişti. Allah da, “İnkâr edeni bile az bir süre, (bu geçici kısa hayatta) rızıklandırır; sonra onu cehennem azabına girmek zorunda bırakırım. Ne kötü varılacak yerdir orası!” demişti.
Abdulbaki Gölpınarlı : O zaman İbrahîm, Yâ Rabbi dedi, bu şehri emniyetli bir yer et. Buradakilerden Allah'a ve son güne inananları meyvelarla rızıklandır. Allah, kâfir olanı da bir müddet rızıklandıracağım da sonra zorla onu, ateşle azâba uğratacağım. Oraya gidiş, ne yaman bir sonuçtur, ne kötü bir gidiştir dedi.
Adem Uğur : İbrahim de demişti ki: Ey Rabbim! Burayı emin bir şehir yap, halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları çeşitli meyvelerle besle. Allah buyurdu ki: Kim inkâr ederse onu az bir süre faydalandırır, sonra onu cehennem azabına sürüklerim. Ne kötü varılacak yerdir orası!
Ahmed Hulusi : Hani İbrahim şöyle demişti: "Rabbim burasını emin bir mahal kıl ve ehlini (nefslerinin hakikati olarak) Allâh'a ve gelecekte yaşanacak sürece iman edenleri, yaptıklarının sonuçlarıyla rızıklandır. " (Rabbi) dedi: "Kim (hakikati) inkâr ederse onu bile kısa bir zaman (dünya yaşamı) boyunca rızıklandırır, sonra da yanma azabına bırakırım. " O ne kötü gerçekle yüzleşmedir!
Ahmet Tekin : O vakit İbrâhim:
'Yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzenlerini veren, koruyan, kontrol eden Rabbim! Burasını emin, güvenli bir belde haline getir. Halkını, Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe imân edenlerini çeşitli meyvalarla rızıklandır.' diye dua etti. Allah:
'Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlere dahi rızık verir de, hayattan biraz nasib aldırırım. Sonra onları, Cehenneme sürükler, ateş ile cezalandırırım. Orası ne kötü bir cezalandırma ve nihaî bir dönüş yeridir.' buyurdu.
Ahmet Varol : İbrahim: 'Ey Rabbim! Burasını güvenli bir belde kıl. Halkından Allah'a ve ahirete iman edenleri çeşitli ürünlerle rızıklandır' demişti. Allah da: 'Kim küfrederse onu da kısa bir süre geçindirir sonra ateş azabına atarım. Orası ne fena bir varış yeridir' demişti.
Ali Bulaç : Hani İbrahim: "Rabbim, bu şehri bir güvenlik yeri kıl ve halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır" demişti de (Allah: "Sadece inananları değil) inkâr edeni de az bir süre yararlandırır, sonra onu ateşin azabına uğratırım; ne kötü bir dönüştür o" demişti.
Ali Fikri Yavuz : O vakıt Hz. İbrahim: “-Ya Rab, burasını emîn bir belde kıl ve ahalisinden Allah’a ve ahiret gününe iman edenleri çeşitli meyvalarla rızıklandır!” diye dua etti. Allah: “Kâfir olan kimseyi de dünyanın az vaktında rızıklandırırım, sonra onu âhirette cehennem azabına muztar bırakırım. O varılacak ateş, ne kötü bir yerdir!” buyurdu.
Bekir Sadak : Ibrahim: «Rabbim! Burasini emin bir sehir kil, halkindan, Allah'a ve ahiret gunune inananlari urunlerle riziklandir» demisti. Allah da: «Inkar edeni de az bir muddet gecindirir, sonra da onu atesin azabina ugramak zorunda birakirim, ne kotu sonuc» buyurmustu.
Celal Yıldırım : O vakit İbrahim, «Rabbim! Burayı emîn bir belde eyle, burada oturanları, (onlardan) Allah'a ve âhiret gününe inananları türlü meyvelerle (gıdalarla) rızıklandır» demişti de Allah, «Küfre sapanları da (yaşadıkları) az bir süre yararlandırırım da sonra onları Cehennem azâbıyla (karşı karşıya kalma) zorunda bırakırım. Varılacak yer ne fenadır!» buyurmuştu.
Diyanet İşleri (eski) : İbrahim: 'Rabbim! Burasını emin bir şehir kıl, halkından, Allah'a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır' demişti. Allah da: 'İnkar edeni de az bir müddet geçindirir, sonra da onu ateşin azabına uğramak zorunda bırakırım, ne kötü sonuç' buyurmuştu.
Diyanet Vakfi : İbrahim de demişti ki: Ey Rabbim! Burayı emin bir şehir yap, halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları çeşitli meyvelerle besle. Allah buyurdu ki: Kim inkâr ederse onu az bir süre faydalandırır, sonra onu cehennem azabına sürüklerim. Ne kötü varılacak yerdir orası!
Edip Yüksel : İbrahim, 'Rabbim, burayı güvenlik yeri kıl. ALLAH'a ve ahiret gününe inanan halkına ürünlerle rızık ver,' deyince, 'İnkar edene de rızık vereceğim. Onu kısa bir süre geçindirir, sonra onu ateş cezasına mahkum ederim. Ne kötü bir uğrak yeridir orası!,' dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : ve o vakit İbrahim «Yarab burasını emin bir belde kıl ve ahalisini envaı semerattan merzuk buyur, «Allaha ve Ahıret gününe iman eyleyenlerini» dedi, buyurdu ki «küfredeni dahi merzuk eder de az bir zaman hayattan nasib aldırırım ve sonra ateş azabına muztar kılarım ki o ne yaman bir inkılâbtır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve o vakit İbrahim: «Ya Rab, burasını güvenilir bir yer kıl ve halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları çeşitli meyvelerle rızıklandır!» dedi. Allah da: «İnkar edenleri de rızıklandırır, kısa bir zaman için hayattan nasip aldırırım. Sonra onları cehennem azabına girmek zorunda bırakırım ki, o ne yaman bir inkılaptır!» buyurdu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ve o vakit İbrahim «Ey Rabbim, burasını güvenli bir belde kıl, halkından Allah'a ve ahiret gününe iman edenleri çeşitli meyvalarla rızıklandır» diye yalvardı. Allah buyurdu ki: «küfredeni dahi rızıklandırır da hayattan biraz nasip aldırırım, sonra da onu ateş azabına uğratırım ki, orası ne yaman bir duraktır!»
Fizilal-il Kuran : Hani İbrahim; «Ey Rabbim, bu şehri güvenli bir yer kıl, halkından Allah a ve Ahiret gününe inananları çeşitli ürünlerle rızıklandır» dedi. Allah da; «Onlardan kâfir olanları ise kısa bir süre geçindirir, sonra Cehennem azabına katlanmak zorunda tutarım. Ne kötü akıbettir o!» buyurdu.
Gültekin Onan : Hani İbrahim: "Rabbim, burasını güvenli (aminen) bir şehir kıl ve ehlinden Tanrı'ya ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır" demişti de (Tanrı: "Sadece inananları değil) küfredeni de az bir süre yararlandırır, sonra onu ateşin azabına uğratırım; ne kötü bir dönüştür o" demişti.
Hasan Basri Çantay : Hani İbrâhîm: «Yâ Rab, burasını emniyyetli bir şehir yap ve ehâlisinden Allaha ve âhiret gününe inananları (yemiş, hububat gibi) mahsullerle rızıklandır» demişdi. (Allah da:) «Kâfir olanı dahi kısa bir zaman için (yaşadığı müddetce) fâidelendireceğim, sonra onu cehennem azabına icbar edeceğim. Varacağı yer ne kötüdür» buyurmuşdu.
Hayrat Neşriyat : O vakit İbrâhîm de: 'Rabbim! Burasını emniyetli bir belde kıl ve halkını, içlerinden Allah’a ve âhiret gününe îmân edenleri mahsûllerle rızıklandır!' demişti. (Rabbi de ona) şöyle buyurdu: 'İnkâr edene de (ni'met veririm); fakat onu kısa bir müddet (dünya hayâtında)faydalandırır, sonra da onu ateş azâbına (girmeye) mahkûm ederim! O varılacak yer ise, ne kötüdür!'
İbni Kesir : Hani, İbrahim demişti ki: Rabbım burasını emniyetli bir şehir yap. Ve halkından Allah'a, ahiret gününe iman etmiş olanları mahsullerle rızıklandır Allah da: Kafir olanı kısa bir zaman için geçindiririm. Sonra onu cehennem azabına zorlarım. Bu ne kötü bir sonuçtur, buyurmuştu.
Muhammed Esed : Ve İbrahim: "Ey Rabbim!" diye yalvardı, "Burayı emin bir bölge yap ve halkından Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman edenlere bereketli rızıklar bağışla." (Allah): "Her kim hakikati inkar ederse, onun kısa bir süre zevk ü sefa içinde yaşamasına izin veririm -ama sonunda onu ateşin azabına sürerim; ne kötü bir duraktır o!" diye cevap verdi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Şunu da zikret ki İbrahim, «Yarabbi! Burasını bir emîn belde kıl, ahalisini, Allah'a ve ahiret gününe imân etmiş olanları da semerelerden merzûk buyur» demişti. Allah Teâlâ da, «Kâfir olanı da az bir müddet müstefîd ederim, sonra da onu ateş azabına muzdar kılarım. Ne fena bir gidiş!» diye buyurmuştu.
Ömer Öngüt : İbrahim demişti ki: “Ey Rabbim! Bu şehri emin bir şehir yap. Halkından Allah'a ve âhiret gününe inananları çeşitli meyvelerle rızıklandır. ” Allah buyurdu ki: “İnkâr edeni de az bir süre geçindirir, sonra onu ateşin azabına uğramak zorunda bırakırım. Orası ne kötü varılacak yerdir!”
Şaban Piriş : Hani İbrahim: -Rabbim! Bu şehri güvenli bir şehir yap, halkından Allah’a ve ahiret gününe inananları çeşitli ürünlerle rızıklandır, demişti. Allah da: -İnkarcı olanı bile az bir süre geçindirir, sonra onu cehennem azabına atarım ne kötü bir akibet! diye buyurmuştu.
Suat Yıldırım : Ve o vakit İbrâhim: "Ya Rabbî, burayı güvenli bir şehir yap. Buranın halkından Allah’a ve âhiret gününe iman edenleri çeşit çeşit mahsullerle rızıklandır!" dedi. Bunun üzerine buyurdu ki: "Onlardan inkâr edeni dahi rızıklandırıp az bir zaman hayattan nasip aldırır, sonra da onları cehennem azabına sürerim. Orası varılacak yer olarak ne fena bir yerdir!"
Süleyman Ateş : İbrâhim demişti ki: "Rabbim, bu şehri güvenli bir şehir yap, halkından Allah'a ve âhiret gününe inananları çeşitli ürünlerle besle!" (Rabbi) buyurdu: "İnkâr edeni dahi az bir süre geçindirir, sonra onu cehennem azâbına (girmeğe) zorlarım, ne kötü varılacak yerdir orası!"
Tefhim-ul Kuran : Hani İbrahim: «Rabbim, bu şehri bir güvenlik yeri kıl ve halkından Allah'a ve ahiret gününe inananları ürünlerle rızıklandır» demişti de (Allah:) «Küfredeni de az bir süre yararlandırır, sonra onu ateşin azabına uğratırım; ne kötü bir dönüştür o» demişti.
Ümit Şimşek : Bir de, İbrahim, 'Rabbim,' demişti, 'bu beldeyi güvenli bir belde yap; onun ahalisinden Allah'a ve âhiret gününe iman edenleri her türlü ürünle rızıklandır.' Allah buyurdu ki: 'İnkâr edeni de Ben biraz rızıklandırır, sonra da ateş azabına sürerim. Gidilecek ne kötü bir yerdir orası!'
Yaşar Nuri Öztürk : İbrahim şöyle yakarmıştı: "Rabb'im! Şu kenti güvenli bir kent yap, halkının Allah'a ve âhıret gününe inananlarını çeşitli ürünlerle rızklandır." Rab dedi ki: "Küfre sapanları bile rızklandırırım. Ama az bir nimetle rızklandırır, sonra da ateş azabına itiveririm. Ne kötü bir dönüş yeridir o..."
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 30.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 225, 226, 227, 228, 229, 230, 231, 232, 233, 234, 235, 236, 237, 238, 239, 240, 241, 242, 243, 244, 245, 246, 247, 248, 249, 250, 251, 252, 253, 254, 255, 256, 257, 258, 259, 260, 261, 262, 263, 264, 265, 266, 267, 268, 269, 270, 271, 272, 273, 274, 275, 276, 277, 278, 279, 280, 281, 282, 283, 284, 285, 286

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
139.332