BAKARA-119

Anasayfa » BAKARA Suresi » BAKARA-119
share on facebook  tweet  share on google  print  

BAKARA-119

"BAKARA Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<2/BAKARA-119>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

إِنَّا أَرْسَلْنَاكَ بِالْحَقِّ بَشِيرًا وَنَذِيرًا وَلاَ تُسْأَلُ عَنْ أَصْحَابِ الْجَحِيمِ

İnnâ erselnâke bil hakkı beşîren ve nezîren, ve lâ tus’elu an ashâbil cahîm(cahîmi).

Muhakkak ki Biz seni, hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ve ashabı cehîmden (cehennemliklerden) sana sorulmaz (sen cehenneme gideceklerden sorumlu tutulmazsın ). 
1. innâ : muhakkak ki biz, hiç şüphesiz biz
2. erselnâ-ke : seni gönderdik
3. bi el hakkı : hak ile
4. beşîren : müjdeleyici olarak
5. ve nezîren : ve uyarıcı olarak
6. ve lâ tus'elu : ve sana sorulmaz
7. an ashâbi el cahîmi : cehennem ehlinden, cehennem halkından

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e diyor ki:

"Tebliğ, senin görevin ama hesap, Bize aittir."

"Eğer senin davetine icabet etmezlerse senin görevin tebliğdir. Bizim görevimiz hesaptır. Biz, seni onların üzerine bekçi tayin etmedik."

Bütün nebîlerin, bütün resûllerin görevi tebliğdir. Tebliği alabilen alır, alamayan alamaz. ve sorumluluk, alamayana aittir.

İnsan hayata şeytanın bütün kapıları açık ve Allah'ın bütün kapıları kapalı olarak başlar. Allah'a ulaşmayı dilemeyen herkesin kulaklarında vakra, kalplerinde ekinnet, irşad makamıyla arasında hicab-ı mesture, kalplerinin içinde küfür vardır. Bu engeller alındığı zaman kişi irşad makamından nefret ederken ona sevgi duyabilir. Bütün bunlar sadece kişi Allah'a ulaşmayı dilerse gerçekleşebilir.

Bu âyet-i kerimeye göre, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in tebliğine rağmen kişi, Allah'a ulaşmayı dilemezse gideceği yer cehennemdir.

Peygamber Efendimiz (S.A.V), Allah ne söylemişse onu söylemiş ama insanların büyük bir kısmı sözlerini dikkate almamışlardır. almayanların gidecekleri yer cehennemdir. Allahû Tealâ hiçbir zaman tebligatını iyi yapmadığı için O'nu sorumlu tutmayacaktır. çünkü peygamber olan resûller ve velî olan resûller sadece Allah'ın kendisine söylettiklerini insanların idrakine sunarlar, insanlar dilerlerse kabul ederler, dilemezlerse etmezler. Dileyenler Allah'ın cennetine, dilemeyenler de kendi elleriyle seçtikleri cehenneme gideceklerdir.

2/BAKARA-119

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Muhakkak ki Biz seni, hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ve ashabı cehîmden (cehennemliklerden) sana sorulmaz (sen cehenneme gideceklerden sorumlu tutulmazsın ).
Diyanet İşleri : Şüphesiz biz seni hak ile; müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemlik olanlardan sorumlu tutulacak değilsin.
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki biz, seni dosdoğru bir müjdeci ve korkutucu olarak gönderdik, zâten sen, o cehennemliklerden sorumlu da değilsin.
Adem Uğur : Doğrusu biz seni Hak (Kur'an) ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehenmemliklerden sorumlu değilsin.
Ahmed Hulusi : Gerçek ki Biz, seni, müjdelemen ve uyarman için HAK olarak irsâl ettik. Cehennem ehli senden sorulmaz.
Ahmet Tekin : Biz seni gerekçeli, hikmete dayalı, hak bir kitap olan Kur’ân ile Kur’ân’daki hakça düzeni toplumda gerçekleştirmen için rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderdik. Kâfir olarak ölüp kaynayan, köpüren Cehennem azabına maruz kalanlardan sen sorumlu değilsin; cehennemliklerle ilgili herhangi bir talepte bulunma.
Ahmet Varol : Seni bir müjdeleyici ve bir korkutucu olarak hakla gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Ali Bulaç : Şüphesiz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur'an) ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın.
Ali Fikri Yavuz : Şüphe yok ki, biz seni rahmetimizin müjdecisi ve azâbımızın habercisi olarak hak Kur’an ile gönderdik; sen o cehennemliklerden sorumlu da değilsin.
Bekir Sadak : Dogrusu Biz, seni hak ile, mujdeci ve uyarici olarak gondermisizdir. Sen, cehennemliklerden sorumlu tutulmayacaksin.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki Biz Seni bir müjdeci ve (sonucu felâket olacak yolun tehlikesini) haber verip uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Cehennemliklerden artık Sen mes'ul değilsin.
Diyanet İşleri (eski) : Doğrusu Biz, seni hak ile, müjdeci ve uyarıcı olarak göndermişizdir. Sen, cehennemliklerden sorumlu tutulmayacaksın.
Diyanet Vakfi : Doğrusu biz seni Hak (Kur'an) ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Edip Yüksel : Biz seni, gerçekle, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Cehennem halkından sen sorumlu değilsin.
Elmalılı Hamdi Yazır : Şek yok: biz seni hakkile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi gönderdik; sen o Cehennemliklerden mes'ul de değilsin
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Şüphesiz ki, Biz seni hak (olan Kur'an) ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi gönderdik. Sen o cehennemliklerden sorumlu da değilsin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Şüphe yok ki, Biz seni hak ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi olarak gönderdik. Sen, o cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Fizilal-il Kuran : Biz seni gerçeğin müjdecisi ve uyarıcısı (korkutucusu) olarak gönderdik. Sen Cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Gültekin Onan : Kuşkusuz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın.
Hasan Basri Çantay : (Habîbim) şübhe yok ki biz seni (rahmetimizin) kâmil bir müjdeci (si) ve (azabımızın) gerçek korkutucu (su ve habercisi) olarak o Hak (Kur'ân) ile gönderdik. Sen cehennemin arkadaşlarından (cehennemlik olanların küfürde ayak diremelerinden) mes'ul olacak değilsin.
Hayrat Neşriyat : (Habîbim, yâ Muhammed!) Şübhe yok ki biz seni, hak (dîn) ile, bir müjdeleyici ve(aynı zamanda) bir korkutucu olarak gönderdik; ve (sen) Cehennem ehlinden suâl olunmayacaksın!
İbni Kesir : Şüphesiz ki biz seni müjdeleyici ve korkutucu olarak hak ile gönderdik. Cehennem ashabından sen mes'ul olacak değilsin.
Muhammed Esed : Doğrusu Biz seni (ey Peygamber) hakikat ile gönderdik: Bir müjdeleyici ve uyarıcı olarak; yakıcı ateşe mahkum olanlardan sen sorumlu değilsin.
Ömer Nasuhi Bilmen : Şüphe yok ki, Biz seni hak ile mübeşşir ve münzir olarak gönderdik. Sen cehennem ashâbından mes'ul olmazsın.
Ömer Öngüt : Doğrusu biz seni hak ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin.
Şaban Piriş : Biz seni hem müjdeci, hem de korkutucu olarak hak ile gönderdik. Cehennem halkından sen sorumlu değilsin.
Suat Yıldırım : Biz seni sırf Kur’ân’la müjdelemen ve uyarman için gerçeğin ta kendisi olarak gönderdik. Yoksa sen cehennemliklerden ötürü sorguya çekilecek değilsin.
Süleyman Ateş : Doğrusu biz seni, gerçekle, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Cehennem halkından sen sorumlu değilsin.
Tefhim-ul Kuran : Şüphesiz biz seni bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, hak (Kur'an) ile gönderdik. Sen cehennemin halkından sorumlu tutulmayacaksın.
Ümit Şimşek : Biz seni hem müjdeleyici, hem de sakındırıcı olarak, hak ile gönderdik. Yoksa sen Cehennem ehlinden sorumlu değilsin.
Yaşar Nuri Öztürk : İnan olsun ki, biz seni hak üzere bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen, cehennem ehlinden sorgu suale çekilmeyeceksin/cehennem yâranından sen sorumlu değilsin.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 30.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205, 206, 207, 208, 209, 210, 211, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 225, 226, 227, 228, 229, 230, 231, 232, 233, 234, 235, 236, 237, 238, 239, 240, 241, 242, 243, 244, 245, 246, 247, 248, 249, 250, 251, 252, 253, 254, 255, 256, 257, 258, 259, 260, 261, 262, 263, 264, 265, 266, 267, 268, 269, 270, 271, 272, 273, 274, 275, 276, 277, 278, 279, 280, 281, 282, 283, 284, 285, 286

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
139.522