ÂLİ İMRÂN-95

Anasayfa » ÂLİ İMRÂN Suresi » ÂLİ İMRÂN-95
share on facebook  tweet  share on google  print  

ÂLİ İMRÂN-95

"ÂLİ İMRÂN Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<3/ÂLİ İMRÂN-95>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

قُلْ صَدَقَ اللّهُ فَاتَّبِعُواْ مِلَّةَ إِبْرَاهِيمَ حَنِيفًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ

Kul sadakallâhu fettebiû millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne).

De ki: "Allahû Teâla doğruyu söyledi. Öyle ise hanif olarak Hz. İbrâhim'in dînine tâbî olun. Ve o, müşriklerden olmadı." 
1. kul : de, söyle
2. sadaka allâhu : Allah doğruyu söyledi
3. fe ittebiû : öyle ise tâbî olun
4. millete ibrâhîme : İbrâhîm'in dînine
5. hanîfen : hanif olarak (tek Allah'a inanarak teslim olmak)
6. ve mâ kâne : ve o olmadı
7. min el muşrikîne : müşriklerden

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Hz. İbrâhîm haniftir. Hz. İbrâhîm'den evvel de yine sadece hanif dîni vardı, şimdi de sadece hanif dîni vardır. Hanif dîninin esasları şunlardır:

  1. Hanif dîni tek Allah'a inanma dînidir (vahdet).
  2. Allah'a ulaşmayı dileyenlerin oluşturduğu tek bir fırkanın dînidir (tevhid).
  3. Allah'a ruhu, vechi, nefsi ve iradeyi teslim etme dînidir (teslim).

Böylece iç dünyada, dış dünyada, Allah ile olan ilişkilerde sonsuz bir mutluluğu, sulh ve sükûnu yaşamaktır. Hz. İbrâhîm müşriklerden değildi. O tek Allah'a inanırdı.

Bir gün Hz. İbrâhîm putların bulunduğu kocaman salona giriyor, eline alıyor balyozu, bütün putları parça parça ediyor, bir tane bırakıyor. Hemen yakalıyorlar Hz. İbrâhîm'i, diyorlar ki: "Geldiğimiz zaman putlarımızı parça parça bulduk, orada herkes senin olduğunu söylüyor, bu sebeple yakalandın. Hadi ver bakalım hesabını, bizim putları sen nasıl parçalarsın?" Hz. İbrâhîm diyor ki: "Hayır ben parçalamadım. Olsa olsa o büyük put var ya (bıraktığı bir tanesi), o parçalamıştır bunların hepsini." Onlar da diyorlar ki: "Hadi canım sende, o bir put diyorlar nasıl parçalayacak onları?" Hz. İbrâhîm diyor ki: "Bakın, kendi ağzınızla yakalandınız, başka putları bile parçalamak imkânının sahibi olmayan bir zavallı taş parçasına tapıyorsunuz siz, onu ilâh ediniyorsunuz. Bunun mânâsı, onu kendinizden üstün bulmanız. Başka putları bile parçalayamıyor." diyor.

İşte İslâm dîni, hanif dînidir. Arapça'daki İslâm kelimesi, Allah'a teslimi içeren, slm kökünden gelen bir kelimedir: Sin, lâm ve mim. Vesselâm, selâmet, İslâm, müslim, müslüman, teslim kelimeleri bu kökten gelir. İslâm, Arapça Allah'a teslim olmak demektir ve hanif kelimesi de Allah'a teslim olmak esasını verir.

İnsanlık tarihinin başladığı noktada Hz. Âdem İslâm'dır, haniftir. Allah'a ruhu, vechi, nefsi ve iradeyi nasıl teslim edeceklerini herkese öğretmiştir.

Bütün peygamberler ve Son Peygamber Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V), hepsi haniftiler. Hepsi İslâm'dılar, hepsi ruhlarını da vechlerini de nefslerini de iradelerini de Allah'a teslim etmişlerdi. Hepsi tek Allah'a inanıyordu ve hepsi iç âlemlerinde de dış âlemlerinde de Allah ile olan ilişkilerinde de haniftiler (İslâm'dılar).

 

3/ÂLİ İMRÂN-95

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : De ki: "Allahû Teâla doğruyu söyledi. Öyle ise hanif olarak Hz. İbrâhim'in dînine tâbî olun. Ve o, müşriklerden olmadı."
Diyanet İşleri : De ki: “Allah, doğru söylemiştir. Öyle ise hakka yönelen İbrahim’in dinine uyun. O, Allah’a ortak koşanlardan değildi.”
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Allah doğru söylemiştir, siz de artık doğru yolu tutan İbrahîm'in dinine uyun ve o, şirk koşanlardan değildi.
Adem Uğur : De ki: Allah doğruyu söylemiştir. Öyle ise, hakka yönelmiş olarak İbrahim'in dinine uyunuz. O, müşriklerden değildi.
Ahmed Hulusi : De ki: "Allâh doğru söylemiştir. O hâlde hanîf olarak İbrahim'in milletine (din anlayışına) tâbi olun. Şirk koşanlardan değildi (O)!"
Ahmet Tekin : Sen onlara:
'Allah doğru söylemiştir. Hakka ve tevhide yönelik İbrahim’in dinine, sünnetine, İslâm dinine tâbi olun. O hiçbir zaman ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan, gizli şirki yaşayan, başka otoriteler de kabul eden müşriklerden olmadı' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Allah doğru söyledi. Öyleyse siz de dosdoğru olarak İbrahim'in dinine uyun. O müşriklerden değildi.'
Ali Bulaç : De ki: "Allah doğru söyledi. Öyleyse Allah'ı bir tanıyan (Hanif)ler olarak İbrahim'in dinine uyun. O, müşriklerden değildi."
Ali Fikri Yavuz : Sen de ki: “(Helâl ve haramı haber vermekde) Allah doğru buyurmuştur. O halde (her dinden) İslâma yönelerek İbrahim’in dinine uyun. O, Allah’a ortak koşanlardan değildi.”
Bekir Sadak : De ki: «Allah dogru soyledi, dogruya meyleden Ibrahim'in dinine uyun; O, puta tapanlardan degildi".
Celal Yıldırım : De ki: Allah doğru söylemiştir ; bâtıldan uzak, hakka tamamen yönelik İbrahim'in dinine uyun; O, Allah'a ortak koşanlardan değildi.
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Allah doğru söyledi, doğruya meyleden İbrahim'in dinine uyun; O, puta tapanlardan değildi'.
Diyanet Vakfi : De ki: Allah doğruyu söylemiştir. Öyle ise, hakka yönelmiş olarak İbrahim'in dinine uyunuz. O, müşriklerden değildi.
Edip Yüksel : De ki: 'ALLAH doğruyu söyler; İbrahim'in tektanrıcı dinine uyun. O puta tapanlardan olmadı.'
Elmalılı Hamdi Yazır : De ki sadakallah, o halde hak perest bir hanif olarak İbrahim milletine tabi' olun, o hiç bir zaman müşriklerden olmadı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Allah doğru söylemiştir. O halde Hakka tapan bir hanif olarak İbrahim'in dinine uyun; o hiçbir zaman Allah'a ortak koşanlardan olmadı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: «Allah doğru söylemiştir. Öyle ise dosdoğru, Allah'ı birleyici olarak İbrahim'in dinine uyun. O, müşriklerden değildi».
Fizilal-il Kuran : De ki; Allah doğru söyledi. Buna göre İbrahim'in dosdoğru dinine uyunuz. O, müşriklerden değildi.'
Gültekin Onan : De ki : "Tanrı doğru söyledi. Öyleyse hanifler olarak İbrahim'in dinine uyun. O, müşriklerden değildi".
Hasan Basri Çantay : De ki: «Allah, (sözün) doğru (sunu) söylemişdir. Onun için Allahı birleyici olarak İbrâhîmin dînine uyun. O, müşriklerden değildi».
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Allah doğru söylemiştir; öyle ise Hanîf (hakka yönelmiş) olan İbrâhîm’in dînine tâbi' olun! Hem (o, sizin gibi) müşriklerden değildi.'
İbni Kesir : De ki: Allah doğru buyurmuştur. O halde Hanif olarak İbrahim'in dinine uyun. O, müşriklerden değildi.
Muhammed Esed : De ki: "Allah doğruyu söylemektedir: O halde, batıl olan her şeyden yüz çeviren ve Allah'ın yanısıra hiçbir şeye ilahlık yakıştırmayan İbrahim'in inanç sistemine uyun."
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Allah Teâlâ sâdıktır. Artık Hanîf olan İbrahim milletine tâbi olunuz. Ve o asla müşriklerden olmamıştır»
Ömer Öngüt : De ki: “Allah doğruyu söylemiştir. Öyleyse Hakk'a yönelmiş olan İbrahim'in dinine uyunuz. O müşriklerden değildi. ”
Şaban Piriş : De ki: -Allah doğru söylemiştir. Öyleyse, hanif olan İbrahim’in dinine/yoluna uyun! O, müşriklerden değildi.
Suat Yıldırım : Sen: "Sadakallah: Allah sözün doğrusunu söyledi." de! Haydi bakalım Allah’ı bir tanıyarak İbrâhim’in dinine uyun! Pek iyi bilirsiniz ki o, asla müşriklerden olmamıştı.
Süleyman Ateş : De ki: "Allâh doğru söyledi, öyle ise dosdoğru, Allâh'ı birleyici olarak İbrâhim dinine uyun. O, ortak koşanlardan değildi."
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Allah doğru söyledi. Öyleyse Allah'ı bir tanıyan (Hanif) ler olarak İbrahim'in dinine uyun. O, müşriklerden değildi.»
Ümit Şimşek : De ki: Allah doğru söyledi; siz de bâtıl inançlardan yüz çevirip İbrahim'in dinine uyun. Çünkü o asla müşrik olmadı.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Allah, doğrusunu söylemiştir/vaadinde sadıktır. Hadi artık hanîf olarak İbrahim'in milletine uyun! Müşriklerden değildi o."
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 30.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199200

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
101.127