MÂİDE-15

Anasayfa » MÂİDE Suresi » MÂİDE-15
share on facebook  tweet  share on google  print  

MÂİDE-15

"MÂİDE Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<5/MÂİDE-15>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

يَا أَهْلَ الْكِتَابِ قَدْ جَاءكُمْ رَسُولُنَا يُبَيِّنُ لَكُمْ كَثِيرًا مِّمَّا كُنتُمْ تُخْفُونَ مِنَ الْكِتَابِ وَيَعْفُو عَن كَثِيرٍ قَدْ جَاءكُم مِّنَ اللّهِ نُورٌ وَكِتَابٌ مُّبِينٌ

Yâ ehlel kitâbi kad câekum resûlunâ yubeyyinu lekum kesîran mimmâ kuntum tuhfûne minel kitâbi ve ya’fû an kesîr(kesîrin) kad câekum minallâhi nûrun ve kitâbun mubîn(mubînun).

Ey kitap ehli! (Kitap sahipleri), Kitap’tan çoğunu gizlemiş olduğunuz ve çoğundan vazgeçtiğiniz şeyleri, size beyan eden bir Resûl’ümüz gelmiştir. Size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap gelmiştir. 
1. yâ ehle el kitâbi : ey Kitap ehli (sahipleri)!
2. kad câe-kum : size gelmişti
3. resûlu-nâ : Resûlümüz
4. yubeyyinu lekum : size açıklıyor
5. kesîran : çoğunu
6. mimmâ (min mâ) : şeyden
7. kuntum tuhfûne : gizlemiş olduğunuz
8. min el kitâbi : Kitap'tan
9. ve ya'fû : ve vazgeçiyorlar
10. an kesîrin : çoğundan
11. kad câe-kum : size gelmişti
12. min Allâhi nûrun : Allâh (c.c.)'dan bir nur
13. ve kitâbun mubînun : ve apaçık bir Kitap

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ kitap ehline yani hristiyanlara ve musevîlere diyor ki: “Ey kitap ehli, kitaptan çoğunu gizliyor olduğunuz şeyleri ve çoğundan vazgeçtiğiniz şeyleri size beyan eden resûlümüz gelmiştir. Size Allah'tan bir nur, Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve apaçık bir kitap gelmiştir.”

Yahudilere ve kitap sahiplerine Allahû Tealâ Peygamber Efendimiz (S.A.V) ile hitap ediyor, sesleniyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve sahâbenin Allah'ın emrettiği 7 safha ve 4 teslimi yüzde yüz yerine getirmeleri ama kitap ehlinin çoğunun 7 safha ve 4 teslimi unutması sebebiyle yerine getirmemesi söz konusudur. Sahâbenin ve Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in yapmakta olduğu herşeyi onların da yerine getirmesi gerekirken onların kendilerini kurtaracak asılları (hedef emirleri) şeytanın dejenerasyonu sebebiyle unutmaları ve tatbik etmemeleri sebebiyle Allahû Tealâ bunları söylüyor. Ve aradan 14 asır geçiyor. Bugün İslâm âlemi de hedef emirleri yani 7 safha ve 4 teslimi yaşamamaktadır. Allahû Tealâ Bakara Suresinin 159. âyet-i kerimesinde diyor ki:

2/BAKARA-159: İnnellezîne yektumûne mâ enzelnâ min el beyyinâti vel hudâ min ba’di mâ beyyennâhu lin nâsi fîl kitâbi, ulâike yel’anuhumullâhu ve yel’anuhumul lâinûn(lâinûne).

Muhakkak ki, beyyinelerden indirdiğimiz şeyleri ve hidayeti (ölmeden evvel ruhun Allah'a ulaştırılmasını) Kitap'ta insanlara açıklamamızdan sonra gizleyenlere, işte onlara, Allah lânet eder ve lânet ediciler de onlara lânet eder.

Allahû Tealâ Kehf Suresinin 105. âyet-i kerimesinde diyor ki:

18/KEHF-105: Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen).

İşte onlar, Rab'lerinin âyetlerini ve O'na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah'a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız.

Kimlerin amellerinin boşa gitmesi söz konusu? Allahû Tealâ A'râf-146'da buyuruyor:

7/A'RÂF-146: Seasrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardı bi gayril hakkı ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ ve in yerev sebîler ruşdi lâ yettehızûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehızûhu sebîl(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne).

Yeryüzünde haksız yere kibirlenen kimseleri, âyetlerimizden çevireceğim. Bütün âyetleri görseler, ona inanmazlar. Eğer rüşd yolunu görseler, onu yol edinmezler. Ve gayy yolunu görseler, onu yol edinirler. Bu; onların, âyetlerimizi yalanlamaları ve ondan gâfil olmaları sebebiyledir.

Burada inkâr etmek, yalanlamak, örtmek ayrı ayrı fiillermiş gibi görünüyor ama aslında hepsi aynı fiili ifade ediyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V) kendisinden evvelki peygamberlerin söylediklerini örtenler için bir açıklamanın var olduğunu Kur'ân-ı Kerim âyetleriyle onlara anlatarak ispat ediyor.

Kur'ân-ı Kerim'de 7 safha ve 4 teslimden oluşan Allah'ın hedef emirleri Tevrat'ta da İncil'de de hep aynıdır. Çünkü Allahû Tealâ bütün insanlardan yemin, misak ve ahd almıştır. Allahû Tealâ, Kur'ân-ı Kerim'de şeriat sahibi kıldığı ulûlazm peygamberlerden de misak almıştır. Âli İmrân Suresinin 81. âyet-i kerimesi gereğince ululazm peygamberlerden aldığı misak kendilerinden sonra gelen ve onlardaki şeriati tasdik eden, hidayetle vazifeli olan Mehdi Resûl'e yardım edeceklerine dair yemindir.

3/ÂLİ İMRÂN-81: Ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu’minunne bihî ve le tensurunneh(tensurunnehu), kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum ısrî, kâlû akrarnâ, kâle feşhedû ve ene meakum mineş şâhidîn(şâhidîne).

Ve Allah, nebilerden, "Size kitap ve hikmet verdim. Sonra size, beraberinizde olanı (Allah'ın size verdiği kitapları) tasdik eden bir Resûl geldiği zaman, ona mutlaka îmân edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz" diye misak aldığı zaman, "İkrar ettiniz mi (kabul ettiniz mi?) ve bu ağır (ahdimi) üzerinize aldınız mı?" diye buyurdu. (Onlar da): "İkrar ettik (kabul ettik)" dediler. (Allahû Teâlâ): "Öyleyse şahit olun ve Ben sizinle beraber şahitlerdenim." buyurdu.

Peygamberlerden sonra, bütün insanlar bir süre sonra Allah'ın temel hükümlerini unutuyorlar ve uygulamamaya başlıyorlar. İşte bu, insanların dejenerasyonu, yozlaşmasıdır. Ne yazık ki kitap sahipleri adı verilen musevîler ve hristiyanları bu dejenerasyon içine aldıktan sonra Kur'ân-ı Kerim'den bu tarafa geçen 14 asır içinde müslümanları da içine almıştır. Müslümanlar da Allah'ın temel emirlerini unutmuşlardır. Kendilerini hem cennet saadetine götürecek emirleri, hem de dünya saadetine götürecek emirleri unutmuşlardır. Ve Allah'ın resûlleri bunları, her millette şu anda insanlara hatırlatıyor.

Ama buna rağmen bir kısım insanlar hakikati bildikleri halde örtmeye çalışıyorlar. İşte burada Allahû Tealâ 14 asır evvelki aynı olaydan bahsediyor. O zaman yahudilerin ve nasaranın yaptıkları şeyler, kitaptan gizledikleri şeyler, bugün İslâm âlemi için de ne yazık ki geçerlidir. İslâm âleminin de bir kısmı bilmiyor, hiç öğrenmemiş, bir kısmı da biliyor ama başka insanların öğrenmesine mani oluyor.

 

5/MÂİDE-15

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ey kitap ehli! (Kitap sahipleri), Kitap'tan çoğunu gizlemiş olduğunuz ve çoğundan vazgeçtiğiniz şeyleri, size beyan eden bir Resûl'ümüz gelmiştir. Size Allah'tan bir nur ve apaçık bir kitap gelmiştir.
Diyanet İşleri : Ey kitap ehli! Artık size elçimiz (Muhammed) gelmiştir. O, kitabınızdan gizleyip durduğunuz gerçeklerden birçoğunu sizlere açıklıyor, birçoğunu da affediyor. İşte size Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap (Kur’an) gelmiştir.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ey kitap ehli, kitapta olduğu halde gizlediklerinizin çoğunu apaçık size bildiren, çoğunu da affedip yüzünüze vurmayan Peygamberimiz gelmiştir size; Allah'tan bir nur ve apaçık bir kitap gelmiştir size.
Adem Uğur : Ey ehl-i kitap! Resûlümüz size Kitap'tan gizlemekte olduğunuz birçok şeyi açıklamak üzere geldi; birçok (kusurunuzu) da affediyor. Gerçekten size Allah'tan bir nur, apaçık bir kitap geldi.
Ahmed Hulusi : Ey hakikat bilgisi verilmiş olanlar. . . Hakikat bilgisinden gizlediklerinizin birçoğunu size açıklayan ve birçoğunu (gizlemenizi de) affeden Rasûlümüz geldi. . . Gerçekten size Allâh'tan bir Nur ve Kitab-ı Mubiyn (açık seçik Sünnetullah bilgisi) gelmiştir.
Ahmet Tekin : Ey geçmiş kitapları sahiplenenler, kendi mensuplarınızdan ve başkalarından gizlemekte olduğunuz, kitaplarınızdaki hükümlerden birçoğunu, size açıklayan birçok hükmü de yürürlükten kaldıran Rasulümüz, tebliğ ve davet görevi ile kesinlikle size de geldi. Allah’tan size bir nur, Muhammed, İslâm dini, Allah, insan, kâinat ilişkilerini, ilâhî düzeni açıklayan apaçık bir kitap Kur’ân geldi.
Ahmet Varol : Ey kitap ehli! Kitap'tan gizlemekte olduklarınızın çoğunu size açıklayan ve çoğunu da geçen peygamberimiz size geldi. Gerçekten size Allah'tan bir nur ve açık bir Kitap geldi.
Ali Bulaç : Ey Kitap Ehli, Kitaptan gizlemekte olduklarınızın çoğunu size açıklayan ve bir çoğundan geçiveren elçimiz geldi. Size Allah'tan bir nur ve apaçık bir Kitap geldi.
Ali Fikri Yavuz : Ey Yahudî ve Hristiyanlar! Şimdi size Peygamberimiz geldi; kitabınızdan gizlemekte olduğunuz şeylerin bir çoğunu size açıklıyor, bir çoğundan da geçiyor. İşte size, Allah’dan bir Nur (Hz. Muhammed Aleyhisselâm) ve aydın bir kitap (KUR’ÂN) geldi.
Bekir Sadak : Ey Kitab ehli! Kitab'dan gizleyip durdugunuzun cogunu size acikca anlatan ve cogundan da geciveren peygamberimiz gelmistir. Dogrusu size Allah'tan bir nur ve apacik bir Kitab gelmistir.
Celal Yıldırım : Ey Kitap Ehli! Kitabınızdan gizlediğiniz birçok şeyi size açıklayan ve birçoğunu da (açıklamaya gerek görmeyip) geçen Peygamberimiz size gelmiştir. Şüphesiz ki size Allah'tan bir nûr ve çok açık bir kitap gelmiştir.
Diyanet İşleri (eski) : Ey Kitap ehli! Kitap'dan gizleyip durduğunuzun çoğunu size açıkça anlatan ve çoğundan da geçiveren peygamberimiz gelmiştir. Doğrusu size Allah'tan bir nur ve apaçık bir Kitap gelmiştir.
Diyanet Vakfi : Ey ehl-i kitap! Resûlümüz size Kitap'tan gizlemekte olduğunuz birçok şeyi açıklamak üzere geldi; birçok (kusurunuzu) da affediyor. Gerçekten size Allah'tan bir nur, apaçık bir kitap geldi.
Edip Yüksel : Kitap halkı, kitabın gizlediğiniz bir çok bölümünü açığa çıkaran ve bir çoğunu da yüzünüze vurmayan elçimiz geldi size. ALLAH'tan bir ışık ve apaçık bir kitap da geldi size.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ey Ehli kitab, şimdi size Resulümüz geldi, kitabınızın gizlemekte olduğunuz bir çok yerlerini sizlere beyan ediyor, bir çoğundan da geçiyor, işte size Allahdan bir nur, bir parlak kitab geldi
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey kitap verilenler, şimdi size, kitabınızın gizlemekte olduğunuz birçok yerlerini sizlere açıklayan birçoğunu da geçiveren Peygamberimiz geldi. İşte size Allah'tan bir nur, bir parlak kitap geldi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ey kitap ehli! Kitaptan gizlemiş olduğunuz şeylerin çoğunu açıklayan, çoğundan da vazgeçen peygamberimiz size geldi. Ayrıca size, Allah'tan bir nur ve apaçık bir kitap da gelmiştir.
Fizilal-il Kuran : Ey Kitap Ehli, size bizim peygamberimiz geldi. Bu peygamber, elinizdeki kitabın öteden beri gizli tuttuğunuz bir hükmünü açıklıyor, bir çoğuna da değinmiyor. Gerçekten size Allah tarafından bir ışık, bir açıklayıcı kitap geldi.
Gültekin Onan : Ey kitap ehli, kitaptan gizlemekte olduklarınızın çoğunu size açıklayan ve bir çoğundan geçiveren elçimiz geldi. Size Tanrı'dan bir nur ve apaçık bir kitap geldi.
Hasan Basri Çantay : Ey ehl-i kitâb, size — kitabdan gizlemekde olduğunuz şeylerin bir çoğunu meydana vuran, bir çoğundan da geçiveren — peygamberimiz gelmişdir. Size Allahdan hakıykî bir nur ve apaçık bir kitab gelmişdir.
Hayrat Neşriyat : Ey ehl-i kitab! Muhakkak Resûlümüz (Muhammed) size geldi; Kitab’dan(Tevrât’tan, âhir zaman peygamberinin sıfatları ve recim âyeti gibi) gizlemekte olduğunuz şeylerin birçoğunu size açıklıyor, birçoğunu da (açıklamıyor) affediyor. Doğrusu size Allah’dan bir nûr ve apaçık bir Kitab (Kur’ân) gelmiştir.
İbni Kesir : Ey Ehl-i Kitab; size peygamberimiz gelmiştir, kitabtan gizleyip durduğunuzun çoğunu size açıkça anlatır ve çoğundan da geçiverir. Gerçekten size Allah'tan bir nur ve apaçık bir kitab gelmiştir.
Muhammed Esed : Ey Kitab-ı Mukaddesin izleyicileri! Şimdi size, (kendi kendinizden) gizlediğiniz Kitabın birçoğunu açıklamak ve bir kısmını da bağışlamak amacıyla Elçimiz gelmiştir. Şimdi Allahtan size bir ışık ve apaçık bir ilahi kelam ulaşmıştır,
Ömer Nasuhi Bilmen : Ey ehl-i kitâb! Muhakkak size resûlümüz geldi. Kitaptan gizlemekte olduğunuz birçok şeyleri size açıklıyor, bir çoğundan da geçiveriyor. Şüphe yok ki, size Allah Teâlâ tarafından bir nûr ve bir apaçık kitap gelmiştir.
Ömer Öngüt : Ey ehl-i kitap! Size Resul'ümüz geldi. Kitap'tan gizleyip durduğunuz şeylerin bir çoğunu size açıklıyor, bir çoğundan da geçiyor. Gerçekten size Allah'tan bir nur ve apaçık bir kitap geldi.
Şaban Piriş : Ey kitap ehli, Resûlümüz size geldi, kitaptan gizlediğiniz şeylerin bir çoğunu size açıkça anlatıyor ve bir çoğunu da geçiyor. Doğrusu size Allah’tan bir aydınlatıcı ve apaçık bir kitap gelmiştir.
Suat Yıldırım : Ey Ehl-i kitap! Kitaptan (Tevrat’tan) gizlediklerinizin çoğunu size beyan eden,bir çoğunu da yüzünüze vurmayarak affeden Resulümüz size gelmiş bulunuyor. İşte size Allah tarafından bir nûr ve hakikatleri açıklayan bir kitap geldi.
Süleyman Ateş : Ey Kitap ehli, elçimiz size geldi, Kitaptan gizlediğiniz şeylerin çoğunu size açıklıyor, çoğundan da geçiyor. Gerçekten size Allah'tan bir nur ve açık bir Kitap gelmiştir.
Tefhim-ul Kuran : Ey Kitap Ehli, Kitaptan gizlemekte olduklarınızın çoğunu size açıklayan ve bir çoğundan geçiveren elçimiz geldi. Size Allah'tan bir nur ve apaçık bir Kitap da geldi.
Ümit Şimşek : Ey Kitap Ehli! Size Bizim elçimiz geldi ki, kitaptan gizlediğiniz pek çok şeyi size açıklar, birçoğunu da yüzünüze vurmaz. Gerçekten size Allah'tan bir nur ile hakkı açıklayan bir kitap gelmiştir.
Yaşar Nuri Öztürk : Ey Ehlikitap! Resulümüz size geldi. Kitap'tan saklamış olduklarınızın çoğunu size ayan-beyan açıklıyor; çoğundan da geçiyor. Şu bir gerçek ki, size Allah'tan bir ışık ve apaçık bir Kitap gelmiştir.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 31.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119120

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
58.790