EN'ÂM-136

Anasayfa » EN'ÂM Suresi » EN'ÂM-136
share on facebook  tweet  share on google  print  

EN'ÂM-136

"EN'ÂM Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<6/EN'ÂM-136>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَجَعَلُواْ لِلّهِ مِمِّا ذَرَأَ مِنَ الْحَرْثِ وَالأَنْعَامِ نَصِيبًا فَقَالُواْ هَذَا لِلّهِ بِزَعْمِهِمْ وَهَذَا لِشُرَكَآئِنَا فَمَا كَانَ لِشُرَكَآئِهِمْ فَلاَ يَصِلُ إِلَى اللّهِ وَمَا كَانَ لِلّهِ فَهُوَ يَصِلُ إِلَى شُرَكَآئِهِمْ سَاء مَا يَحْكُمُونَ

Ve cealû lillâhi mimmâ zeree minel harsi vel en’âmi nasîben fe kâlû hâzâ lillâhi bi za’mihim ve hâzâ li şurakâinâ, fe mâ kâne li şurakâihim fe lâ yasılu ilâllahi ve mâ kâne lillâhi fe huve yasilu ilâ şurakâihim, sâe mâ yahkumûn(yahkumûne).

O’nun (Allah’ın) yaratıp, çoğalttığı ekinlerden ve hayvanlardan Allah için pay ayırdılar. Ve böylece kendi zanlarınca: “Bu Allah için ve bu da ortaklarımız için.” dediler. Fakat ortakları için olan; Allah’a ulaşmaz ama Allah için olan; o, onların ortaklarına ulaşır. Hükmettikleri şey ne kötü. 
1. ve cealû : ve yaptılar (ayırdılar)
2. lillâhi (li allâhi) : Allah için
3. mimmâ (min mâ) : o şeylerden
4. zeree : yarattı, var etti, çoğalttı
5. min el harsi : ekinlerden
6. ve el en'âmi : ve büyük baş hayvanlar
7. nasîben : bir nasip, bir pay
8. fe kâlû : böylece dediler
9. hâzâ : bu
10. li allâhi : Allah için, Allah'ın
11. bi za'mi-him : kendi zanlarıyla
12. ve hâzâ : ve bu
13. li şurekâi-nâ : ortaklarımız için
14. fe mâ kâne : fakat o ...olmadı
15. li şurekâi-him : ortakları için olan
16. fe lâ yasılu : fakat ulaşmaz, varmaz
17. ilâllah (ilâ allâhi) : Allah'a
18. ve mâ kâne : ve o ...olmadı
19. lillâhi (li allâhi) : Allah için
20. fe huve : ama o
21. yasılu : vasıl olur, ulaşır
22. ilâ şurekâi-him : onların ortaklarına
23. sâe : ne kötü
24. mâ yahkumûne : hükmettikleri şey

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ burada şirk koşanların durumunu çok açık olarak ifade etmiştir. Allah'a ortak koşulan putlara da hisselerin ayrıldığından bahsetmektedir. Bu, şirkle alâkalı bir âyet-i kerimedir. O zamanlar insanlar, ürettikleri şeylerden, Allah'a ve putlarına da ayırıyorlardı. Tabii putlar hiçbir şeye kaadir olmadıkları için onlara ait olan hissenin de bir işe, yaraması söz konusu değildir. Lâfızda kalan bir âyet-i kerimedir. Allahû Tealâ, Kendisi ile putlar arasında bir karşılaştırma yapmaktadır.

6/EN'ÂM-136

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : O'nun (Allah'ın) yaratıp, çoğalttığı ekinlerden ve hayvanlardan Allah için pay ayırdılar. Ve böylece kendi zanlarınca: “Bu Allah için ve bu da ortaklarımız için.” dediler. Fakat ortakları için olan; Allah'a ulaşmaz ama Allah için olan; o, onların ortaklarına ulaşır. Hükmettikleri şey ne kötü.
Diyanet İşleri : Allah’ın yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan O’na bir pay ayırdılar ve akıllarınca, “Şu, Allah için, şu da bizim ortaklarımız (putlarımız) için” dediler. Ortakları için olan Allah’ınkine eklenmiyor. Allah için olan ise ortaklarınkine ekleniyor.. Ne kötü hükmediyorlar!
Abdulbaki Gölpınarlı : Allah'ın yarattığı ekinlerle hayvanlardan Allah'a bir hisse ayırıp boş düşüncelerine göre bu Allah'ın diyorlardı, bu da ortaklarımız olan putların. Putlara ait olanlar, Allah'a ulaşmıyordu ama Allah'a ait olanlar, ortaklarına, putlara kavuşuyordu, hükmettikleri şey ne de kötüydü.
Adem Uğur : Allah'ın yarattığı ekinlerle hayvanlardan Allah'a pay ayırıp zanlarınca, bu Allah'a, bu da ortaklarımıza (putlarımıza) dediler. Ortakları için ayrılan Allah'a ulaşmıyor, fakat Allah için ayrılan ortaklarına ulaşıyor! Ne kötü hüküm veriyorlar?
Ahmed Hulusi : (O'nun) yarattığı ekinden ve hayvandan Allâh'a bir pay ayırdılar! Kendi zanlarınca şöyle dediler: "Bu Allâh'ın, bu da ortak koştuklarımızındır. " (Oysa) ortak koştukları için olan Allâh'a vâsıl olmaz! (Ama) Allâh için olan, onların ortak koştuklarına ulaşır. . . Ne kötü hüküm veriyorlar!
Ahmet Tekin : Allah’ın üretip çoğalttığı ekin ve hayvanlardan Allah’a bir hisse ayırıyorlar ve kendi düşüncelerine göre:
'Bu Allah’ın, şu da ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak saydığımız varlıkların' diyorlardı. Ortak saydıklarına ayrılan hisse Allah’ın rızasını gerektirecek yerlere dağıtılmadığı için Allah’a ulaşmamakta, fakat Allah’a ayrılan hisseden, rızasına uygun olmayan yere dağıtıldığı için ortak saydıklarına ulaşmaktadır. Verdikleri hüküm ne kötüdür.
Ahmet Varol : Kendi zanlarıyla: 'Bu Allah'ın, bu da ortak koştuklarımızındır' diyerek Allah'ın yarattığı ekinden ve hayvanlardan Allah'a pay ayırdılar. Ortak koştukları için ayırdıkları Allah'a ulaşmaz. Allah'a ayırdıkları ise işte o ortak koştuklarına ulaşır. [14] Ne kadar da kötü hüküm veriyorlar!
Ali Bulaç : O'nun üretip türettiği ekin ve hayvanlardan Allah için bir pay ayırdılar, sonra kendi zanlarınca: "Bu Allah'ındır, bu da ortaklarımızındır" dediler. Kendi ortakları için olan (pay), Allah tarafına geçmez, ama Allah'a aid olan kendi ortaklarının tarafına (payına) geçer. Ne kötü hüküm veriyorlar?
Ali Fikri Yavuz : Tuttular Allah’ın yarattığı ekinden ve davardan, müşrikler, hisseler ayırdılar ve inançlarınca: “- Bu Allah’ın ve bu da Allah’a ortak koştuğumuz putların” dediler. Putlar için olan hisse çoğalsa, ondan Allah için harcamazlar. Fakat Allah için ayırdıkları hisse çoğalınca, Allah’ın ihtiyacı yoktur diye, putları yolunda harcarlar. Ne kötü hüküm vermektedirler!...
Bekir Sadak : Kendi zanlarina gore, «Bu Allah'indir, bu da putlarimizindir» diyerek, Allah'in yarattigi hayvanlar ve ekinlerden pay ayirdilar. Putlari icin ayirdiklari Allah icin verilmez, ama Allah icin ayirdiklari putlarina verilirdi; ne kotu hukum veriyorlardÙ!
Celal Yıldırım : Bir de kalkıp Allah'a, yarattığı ekin ve davarlardan bir pay ayırdılar da kendi Zanlarınca, «bu Allah için, şu da ortaklarımız (olan putlarımız) içindir» dediler. Ortakları için olanı Allah tarafına geçmezdi, (ama) Allah için olanı ortaklarına (aktarılarak) geçip ulaşırdı. Hükmettikleri şey ne kötü!
Diyanet İşleri (eski) : Kendi zanlarına göre, 'Bu Allah'ındır, bu da putlarımızındır' diyerek, Allah'ın yarattığı hayvanlar ve ekinlerden pay ayırdılar. Putları için ayırdıkları Allah için verilmez, ama Allah için ayırdıkları putlarına verilirdi; ne kötü hüküm veriyorlardı!
Diyanet Vakfi : Allah'ın yarattığı ekinlerle hayvanlardan Allah'a pay ayırıp zanlarınca, bu Allah'a, bu da ortaklarımıza (putlarımıza) dediler. Ortakları için ayrılan Allah'a ulaşmıyor, fakat Allah için ayrılan ortaklarına ulaşıyor! Ne kötü hüküm veriyorlar?
Edip Yüksel : ALLAH'ın ürettiğı ekinlerden ve çiftlik hayvanlarından O'na bir pay ayırarak, kafalarına göre, 'Bu ALLAH'ın, bu da ortaklarımızındır,' dediler. Ortaklarının payı ALLAH'a ulaşmıyor; ancak ALLAH'ın payı ortaklarına ulaşıyor! Ne de kötü hüküm veriyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Tuttular Allâh için onun yarattıklarından: Hars ve en'amdan bir hıssa ayırdılar, zuumlarınca şu, dediler: Allâh için, şu da şeriklerimiz için, amma şerikleri için olan Allah tarafına geçmez, Allah için olana gelince o şerikleri tarafına geçer, ne fenâ hukûmet yapıyorlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Tutup Allah'ın yarattığı ekin ve davardan ona bir pay ayırdılar ve kendi yanlış kanaatlerince: «Bu Allah için, bu da ortaklarımız için.» dediler. Fakat ortakları için olanlar Allah tarafına geçmez, Allah için ayrılmış olan ise, ortaklarının tarafına geçer. Ne kötü hüküm yürütüyorlar!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah'ın yarattığı ekin ve hayvanlardan Allah'a bir hisse ayırmakta ve kendilerince: «Bu, Allah'a ait; şu da ortaklarımıza ait» demektedirler. Ortakları için olan hisse Allah'a ulaşmamakta, fakat Allah'a ayrılan hisse ortaklarına ulaşmaktadır. Verdikleri hüküm ne kötüdür.
Fizilal-il Kuran : Onlar Allah'a, O'nun yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan sınırlı bir pay ayırdılar. Asılsız saplantıları uyarınca «Bu Allah'ın bu da O'na koştuğumuz ortakların payıdır» derler. Fakat koştukları ortakların payı Allah'a geçmezken, Allah'ın payı bu ortaklara geçebiliyor. Ne kötü hüküm veriyorlar.
Gültekin Onan : O'nun üretip türettiği ekin ve hayvanlardan Tanrı için bir pay ayırdılar, sonra kendi zanlarınca; "Bu Tanrı'nındır, bu da ortaklarımızındır" dediler. Kendi ortakları için olan (pay) Tanrı tarafına geçmez, ama Tanrı'ya ait olan kendi ortaklarının tarafına (payına) geçer. Ne kötü hüküm veriyorlar?
Hasan Basri Çantay : Onlar Allah için, onun yaratdığı ekin ve meyvelerle hayvanlardan, bir hisse ayırdılar da kendi boş zanlarınca «Şu Allahın, dediler, şu da ortaklarımız (olan putlar) ın. Ortaklarına âid olanlar Allaha ulaşmaz amma, Allaha âid olanlar, (evet) onlar ortaklarına gider! Hükm edegeldikleri bu şeyler ne kötüdür!
Hayrat Neşriyat : Allah’a, (kendi) yarattığı ekinler ve en'amdan (sağmal hayvanlardan, güyâ) bir hisse (ve putlarına da bir hisse) ayırdılar da, zanlarınca: 'Bu Allah’ındır, bu da (O’na şirk koştuğumuz) ortaklarımızındır!' dediler. Hâlbuki ortaklarına âid olan, Allah’a hiç ulaşmaz; Allah’a âid olana gelince, o hemen ortaklarına ulaşıyor. Ne kötü hüküm veriyorlar!
İbni Kesir : Onlar; Allah için, O'nun yarattığı ekin ve davarlardan bir pay ayırdılar ve kendi zanlarına göre; bu, Allah'ındır, bu da koştuğumuz ortaklarımızındır, dediler. Ortaklarına ait olanlar Allah'a ulaşamaz dı da, Allah'a ait olanlar ortaklarına giderdi. Ne kötüdür hükmedegeldikleri şeyler.
Muhammed Esed : Onlar, Allahın yarattığı tarlalar ile hayvanların mahsullerinden Ona bir pay ayırırlar ve "Bu Allaha aittir!" derler; yahut (haksız şekilde), "Ve bu (da), eminiz ki, Allahın uluhiyetinde pay sahibi olan varlıklar içindir!" diye iddia ederler. Ama zihinlerinde Allaha ortak saydıkları varlıklar için ayırdıkları şey, (onları) Allaha yakınlaştırmaz, Allah için ayırdıkları da (onları ancak) Allahın uluhiyetine ortak koştukları o varlıklara yakınlaştırır. Gerçekten de ne kötüdür onların yanılgıları!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve (o müşrikler) Allah için O'nun yarattığından, ekinden ve hayvanlardan bir pay ayırdılar, sonra zûmlarınca, «Bu Allah içindir, bu da ortaklarımız (putlarımız) içindir,» dediler. Artık ortakları için olan Allah'a ulaşmaz, Allah için olan ise o ortaklarına ulaşır. Hükmeder oldukları şey ne fena!
Ömer Öngüt : Allah'ın yarattığı ekinlerle hayvanlardan O'na pay ayırdılar ve kendi zanlarınca: “Bu Allah'ındır, şu da O'na koştuğumuz ortaklarımızındır. ” dediler. Ortakları için ayırdıkları Allah'a ulaşmıyor, fakat Allah için ayırdıkları ortaklarına ulaşıyor! Ne kötü hüküm veriyorlar?
Şaban Piriş : Allah’ın yarattığı ekin ve hayvandan Allah’a bir hisse ayırıyorlar, akıllarınca: -Bu, Allah’ındır, bu da ortak (koştuk)larımızındır, diyorlar. Ortakları için ayırdıkları Allah’a verilmez; ama Allah için ayırdıkları ise ortak (koştuk)larına verilirdi. Ne kötü hüküm veriyorlar!
Suat Yıldırım : Allah’ın yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan kendilerince Allah’a bir hisse ayırdılar da kendi batıl iddialarınca: "Şu, Allah’ın" dediler, "Şu da uluhiyette ortakları olan putlarımızın."Ortakları için ayırdıkları, Allah’ın hissesine konulmaz, ama Allah’a ait olanlar ortaklarının hissesine aktarılır. Bunlar ne kötü hüküm veriyorlar!
Süleyman Ateş : Allâh'ın yarattığı, ekin(ler)den ve hayvanlardan Allah'a pay ayırdılar. Zanlarınca: "Bu Allah'a, bu da ortaklarımıza" dediler. Ortakları için ayrılan Allah'a ulaşmıyor, fakat Allâh için ayrılan, ortaklarına ulaşıyor. Ne kötü hüküm veriyorlar!
Tefhim-ul Kuran : O'nun üretip türettiği ekin ve hayvanlardan Allah için de bir pay ayırdılar, sonra kendi zanlarınca: «Bu Allah'ındır, bu da ortaklarımızındır» dediler. Kendi ortakları için olan (pay), Allah tarafına geçmez, ama Allah'a aid olan kendi ortaklarının tarafına (payına) geçer. Ne kötü hüküm veriyorlar?
Ümit Şimşek : Bir de, Allah'ın yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan, Allah'a da bir pay ayırdılar ve akıllarınca 'Bu Allah'ın, bu da şeriklerimizin' dediler. Şeriklerinin payını Allah için ayırdıklarına katmazlar; ama Allah için ayırdıklarını şeriklerinin payına katarlar. Ne kötü birşeydir o hükmettikleri!
Yaşar Nuri Öztürk : Kendi döllendirip yaydığı ekinden ve hayvanlardan Allah'a bir pay ayırdılar da kendi zanlarınca şöyle dediler: "Bu Allah için, bu da ortaklarımız için." ortakları için olan Allah'a ulaşmaz. Ama Allah için olan, ortaklarına ulaşıyor. Ne kötü hüküm veriyorlar!
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 31.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164165

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
77.331