EN'ÂM-130

Anasayfa » EN'ÂM Suresi » EN'ÂM-130
share on facebook  tweet  share on google  print  

EN'ÂM-130

"EN'ÂM Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<6/EN'ÂM-130>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالإِنسِ أَلَمْ يَأْتِكُمْ رُسُلٌ مِّنكُمْ يَقُصُّونَ عَلَيْكُمْ آيَاتِي وَيُنذِرُونَكُمْ لِقَاء يَوْمِكُمْ هَذَا قَالُواْ شَهِدْنَا عَلَى أَنفُسِنَا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَشَهِدُواْ عَلَى أَنفُسِهِمْ أَنَّهُمْ كَانُواْ كَافِرِينَ

Yâ ma’şerel cinni vel insi e lem ye’tikum rusulun minkum yakussûne aleykum âyâtî ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû şehidnâ alâ enfusinâ ve garrathumul hayâtud dunyâ ve şehidû alâ enfusihim ennehum kânû kâfirîn(kâfirîne).

Ey insan ve cin topluluğu! Size âyetlerimi anlatan ve bugününüze ulaşacağınız konusunda sizi uyaran içinizden resûller (elçiler) gelmedi mi? “Kendi nefslerimize şahit olduk.” dediler. Dünya hayatı onları aldattı. Ve kendilerinin kâfir olduğuna, kendileri şahit oldular. 
1. yâ ma'şere el cinni : ey cin topluluğu
2. ve el insi : ve insan
3. e lem : olmadı mı?
4. ye'ti-kum : size geldi
5. rusulun : resûller, elçiler
6. min-kum : sizden, içinizden
7. yakussûne : anlatıyorlar
8. aleykum : size
9. âyâtî : âyetlerim
10. ve yunzirûne-kum : ve sizi uyarıyorlar
11. likâe : karşılaşma, ulaşma, mülâki olma
12. yevmi-kum : sizin gününüz
13. hâzâ : bu
14. kâlû : dediler
15. şehid-nâ : biz şahit olduk
16. alâ : üzerine
17. enfusi-nâ : nefslerimize
18. ve garret-hum : ve onları aldattı
19. el hayâtu ed dunyâ : dünya hayatı
20. ve şehidû : ve şahit oldular
21. alâ : üzerine
22. enfusi-him : kendi nefslerine, kendilerine
23. enne-hum : onların ... olduklarına, kendilerinin ...olduğuna
24. kânû : oldular
25. kâfirîne : kâfirler

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ, kıyâmet günü cehenneme giren bütün cinlere ve insanlara hitap ediyor. Allahû Tealâ bu âyetle, insanlardan da cinlerden de resûller olduğunu söylemektedir. Bunun yanında Nebî resûller, (peygamber resûller) vardır. Ancak ne cinlerden, ne meleklerden, nebî resûl olmaz. Cinlerden de, insanlardan da peygamber olmayan resûller, velî resûllerdir. Allah'ın evliyası, dostu olan resûllerdir.

Bütün nebîler, aynı zamanda mutlaka ama mutlaka resûldür. Kur'ân-ı Kerim boyunca hiç istisna görülmemiştir. "Bütün resûller de nebîdir." sözü Kur'ân-ı Kerim'e tamamen ters düşer. İşte o tersliği ifade eden âyetlerden bir tanesi, bu âyettir. Çünkü burada cinlerden de insanlardan da resûl olduğu açık bir şekilde ifade buyrulmuştur. Öyleyse Kur'ân-ı Kerim'de hiçbir cin nebîye işaret bulunmadığı cihetle ve cin resûllerin de var olması sebebiyle buradaki resûl kelimesi, bütün resûllerin nebî olmasının imkânsız olduğunu söylemektedir. Öyleyse Allahû Tealâ'nın dizaynı bütün nebîlerin, resûl olması konusunda apaçık bir şe-kilde bir işaret taşımaz. Ama Kur'ân-ı Kerim boyunca aksini gösterecek hiçbir âyet mevcut değildir. Ama bütün resûllerin nebî olduğu iddia edilecek olursa âyet-i kerime, bu konuya cevaplardan biri olacaktır. Yusuf Suresinin 50. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ:

12/YÛSUF-50: Ve kâlel meliku’tûnî bih(bihî), fe lemmâ câehur resûlu kâlerci’ ilâ rabbike fes’elhu mâ bâlun nisvetillâtî katta’ne eydiyehunn(eydiyehunne), inne rabbî bi keydihinne alîm(alîmun).

Ve Melik: “Onu bana getirin.” dedi. Böylece ona, resûl (ulak, haberci) geldiği zaman Yusuf (A.S): “Efendine dön ve ellerini kesen kadınların hali (durumu) nedir, ona sor.” dedi. Muhakkak ki; Rabbim onların hilelerini en iyi bilendir.

Bir kâfir olan, firavunun habercisi olan alelâde bir haberci Kur'ân-ı Kerim'de resûl adını alıyor. O zaman bütün nebîlerin resûl olması kadar tabii bir şey olamaz. Hepsi mutlaka resûldür. Ama Kur'ân'da adı geçen bütün resûllerin aynı zamanda nebî olması iddiası kesinlikle yanlış bir ifadedir. Burada risaletle uzaktan yakından alâkası olmayan herhangi bir haberciye, haber götüren kişi için Allahû Tealâ "resûl" kelimesini kullanmıştır. Kim böyle bir ulak'ın peygamber olduğunu iddia edebilir.

Burada, bu âyette de Allahû Tealâ, cinlerden de resûllerin mevcut olduğunu söylüyor. Öyleyse cinlerden nebî olması mümkün olmadığı cihetle bir defa daha Allahû Tealâ burada bütün resûllerin nebî olmadığını kesinleştirmiş oluyor.

Bütün devirlerde, bütün kavimlerde resûller vardır. İşte o resûller insanlara; "Allah'a ulaşmanız lâzım. Ruhunuzu, vechinizi, nefsinizi ve iradenizi Allah'a teslim etmeniz lâzım. Herşeyden evvel Allah'a ulaşmayı dilemeniz lâzım. Allah'a ulaşmayı dilemezseniz, böyle bir talebiniz olmazsa kurtulmanız mümkün değildir, gideceğiniz yer cehennemdir." diyerek insanları uyarırlar. Ama insanların büyük kısmı onları hiçbir zaman dinlemezler.

Son Peygamber olan Hz. Muhammed (S.A.V)'den sonra kâinata bir daha peygamber gelmeyecektir. Bundan sonra gelenlerin hepsi, sadece velî resûl olacaktır. Asla nebî resûl olması mümkün değildir. Her devirde bütün bu resûller, kendi kavimlerine ve huzur namazının imamı olan resûl de bütün kavimlere ve bütün kâinata bunu haber verecektir. "Allah'a ulaşmayı dilemek asıldır ve Allah'a ulaşmayı dilemeyenin gideceği yer cehennemdir." diyerek Yunus Suresinin 7 ve 8. âyetleriyle ikaz edecektir. Çünkü insanlar ne yaparlarsa yapsınlar, Allah'a ulaşmayı dilemedikçe kurtuluşları söz konusu değildir.

10/YÛNUS-7: İnnellezîne lâ yercûne likâenâ ve radû bil hayâtid dunyâ vatme'ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne).

Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah'a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır.

10/YÛNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).

İşte onların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer ateştir (cehennemdir).

 

6/EN'ÂM-130

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ey insan ve cin topluluğu! Size âyetlerimi anlatan ve bugününüze ulaşacağınız konusunda sizi uyaran içinizden resûller (elçiler) gelmedi mi? “Kendi nefslerimize şahit olduk.” dediler. Dünya hayatı onları aldattı. Ve kendilerinin kâfir olduğuna, kendileri şahit oldular.
Diyanet İşleri : (O gün Allah, şöyle diyecektir:) “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gününüzün gelip çatacağı hakkında sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” Onlar şöyle diyecekler: “Biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz.” Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ey cin ve insan topluluğu, içinizden, size âyetlerimi nakleden ve içinde bulunduğunuz şu günün bir zaman olup geleceğini haber vererek sizi korkutan peygamberler gelmedi mi? Aleyhimize tanıklık ediyoruz derler ve onları dünya yaşayışı aldatmıştır da sonucu, kâfir olduklarına dâir kendi aleyhlerine kendileri tanıklıkta bulunmuşlardır.
Adem Uğur : Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu günle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi! Derler ki: "Kendi aleyhimize şahitlik ederiz." Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.
Ahmed Hulusi : "Ey cinn ve ins topluluğu, hakikate işaret eden mesajlarımı anlatan ve şu güne ulaşacağınız hakkında sizi uyaran, sizden Rasûller gelmedi mi?". . . "Kendi aleyhimize şahidiz" dediler. . . Dünya hayatı onları aldattı ve (sonuçta) kendilerinin, hakikat bilgisini inkâr edenlerden olduklarına şahitlik ettiler!
Ahmet Tekin : Allah:
'Ey cin ve insan toplulukları, içinizden, size âyetlerimi anlatan, bugün hesaba çekilerek cezalandırılacağınız konusunda sizi uyaran Rasuller gelmedi mi?' diye sorar. Onlar:
'Kendi aleyhimize, birbirimizin aleyhine şâhitlik ederiz ki, geldi' derler. Dünya hayatı onları aldattı. Kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine, birbirlerinin aleyhine şâhitlik ettiler.
Ahmet Varol : 'Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden, size ayetlerimi anlatan ve bu gününüzle karşılaşacağınız konusunda sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?.' Onlar: 'Kendi aleyhimize şahitlik ediyoruz' derler. Onları dünya hayatı aldattı ve kâfir oldukları konusunda kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.
Ali Bulaç : Ey cin ve insan topluluğu, içinizden size ayetlerimi aktarıp okuyan ve size bu karşı karşıya geldiğiniz gününüzle sizi uyarıp korkutan elçiler gelmedi mi? Onlar: "Nefislerimize karşı şehadet ederiz" derler. Dünya hayatı onları aldattı ve gerçekten kafir olduklarına dair kendi nefislerine karşı şehadet ettiler.
Ali Fikri Yavuz : Ey insan ve cin topluluğu! İçinizden, size âyetlerimi anlatır ve bu gününüzün gelip çatacağını haber verir peygamberler gelmedi mi? Onlar şöyle diyecekler: “- Ey Rabbimiz, kendi aleyhimizde şahidleriz.” Dünya hayatı onları aldattı da, kendi aleyhlerine olarak, kâfir bulunduklarına şahid oldular.
Bekir Sadak : «Ey cin ve insan toplulugu! Size ayetlerimi anlatan, bugunle karsilasmanizdan sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?» «Kendi hakkimizda sahidiz» derler. Dunya hayati onlari aldatti da inkarci olduklarina, kendi aleyhlerinde sahidlik ettiler.
Celal Yıldırım : Ey cin ve insan toplulukları! Size âyetlerimizi anlatan ve sizi bugününüzün gelip çatacağıyla uyaran sizden peygamberler, elçiler gelmedi mi ? (diye sorulacak). (Ey Rabbimiz !) kendi aleyhimize şâhidler olduk, diyecekler. Dünya hayatı onları aldattı da kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şâhidlik ettiler.
Diyanet İşleri (eski) : 'Ey cin ve insan topluluğu! Size ayetlerimi anlatan, bugünle karşılaşmanızdan sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?' 'Kendi hakkımızda şahidiz' derler. Dünya hayatı onları aldattı da inkarcı olduklarına, kendi aleyhlerinde şahidlik ettiler.
Diyanet Vakfi : Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu günle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? Derler ki: «Kendi aleyhimize şahitlik ederiz.» Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.
Edip Yüksel : Ey cinler ve insanlar topluluğu, size, ayetlerimi anlatan ve bu günle karşılaşmanız konusunda sizi uyaran sizden elçiler gelmedi mi? 'Kendimize karşı tanığız,' dediler. Dünya hayatı onları aldattı ve inkarcı olduklarına dair kendi kendilerine karşı tanıklık ettiler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ey İns-ü Cin ma'şeri! İçinizden size âyetlerimi anlatır ve bu gününüzün gelip çatacağını haber verir Peygamberler gelmedimi? Ya rabbena, diyecekler: kendilerimizin aleyhine şahidleriz; evet, Dünyâ hayâtı onları aldattı da kendi aleyhlerinde olarak kâfir idiklerine şâhid oldular
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey cin ve insan topluluğu, size ayetlerimizi anlatan ve bu gününüzün geleceğini haber veren peygamberler gelmedi mi? Onlar: «Ey Rabbimiz, biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz.» diyecekler. Dünya hayatı onları aldattı da kendi aleyhlerine kafir olduklarına şahitlik ettiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Allah) «Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bugününüze kavuşacağınız hususunda sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?» deyince onlar: «Kendi aleyhimize şahidiz» derler. Dünya hayatı onları aldattı ve kendilerinin kâfir olduklarına şahitlik ettiler.
Fizilal-il Kuran : Ey insanlar ve cinler, size ayetlerimi anlatan ve bu günle karşılaşacağınıza ilişkin sizi uyaran içinizden peygamberler gelmedi mi? Onlar da «Kendi aleyhimize şahitlik ederiz» derler. Dünya hayatı onları aldattı da kâfir olduklarına kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.
Gültekin Onan : Ey cin ve insan topluluğu, içinizden size ayetlerimi aktarıp okuyan ve bu karşı karşıya geldiğiniz gününüzle sizi uyarıp korkutan elçiler gelmedi mi? Onlar: "Nefslerimize karşılık şehadet ederiz" derler. Dünya hayatı onları aldattı ve gerçekten kafir olduklarına dair kendi nefslerine karşı şehadet ettiler.
Hasan Basri Çantay : Ey cin ve ins cemâati, içinizden size âyetlerimi nakleder, bu gününüzün gelib çatacağını inzâr ile haber verir peygamberler gelmedi mi size? «Ey Rabbimiz, diyecekler, nefslerimize karşı (kendi aleyhimizde) şâhidlik ederiz». Dünyâ haayatı onları aldatdı da gerçek kâfir kimseler olduklarına, kendileri de kendi aleyhlerinde, şâhid oldular.
Hayrat Neşriyat : (O gün onlara:) 'Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden, size âyetlerimi anlatan ve sizi bu gününüzle karşılaşmaktan korkutan peygamberler gelmedi mi?' (denilecek de onlar:) 'Kendi aleyhimize şâhidlik ederiz (ki geldi)!' diyecekler; dünya hayâtı onları aldatmıştı ve gerçekten kendilerinin kâfir kimseler olduklarına dâir kendi aleyhlerine şâhidlik ettiler.
İbni Kesir : Ey cinn ve insan topluluğu; içinizden size ayetlerimi anlatan, bu gününüzün gelip çatmasından sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? Derler ki; Ey Rabbımız, kendi hakkımızda şahidiz. Dünya hayatı onları aldattı da gerçek küfredenler olduklarına kendi aleyhlerinde şahidlik ettiler.
Muhammed Esed : (Ve Allah şöyle devam edecek:) "Ey görünmez (şeytani) varlıklar ve (benzer zihniyetteki) insanlar ile yakınlık içinde bulunan sizler! İçinizden mesajlarımı size ileten ve bu (Hesap) Gününün geleceği konusunda sizi uyaran bir peygamber gelmedi mi?" Onlar: "Biz kendi aleyhimize şahitlik yaparız!" diyecekler. Zira bu dünya hayatı onları ayartmıştır: ve böylece onlar, hakikati inkar ettiklerine dair kendi aleyhlerine şahitlik yapacaklardır.
Ömer Nasuhi Bilmen : «Ey cin ve ins cemaati! İçinizden size benim âyetlerimi tebliğ eder ve sizi bu güne kavuşmanızla korkutur peygamberler gelmedi mi?» Diyeceklerdir ki: «Biz kendi aleyhimize şehâdet ederiz.» Ve onları dünya hayatı aldattı ve kendi aleyhlerine şehâdette bulundular ki, onlar muhakkak kâfir kimseler olmuşlardı.
Ömer Öngüt : “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gününüzle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?” Onlar da: “Biz kendi aleyhimize şâhitlik ederiz. ” dediler. İşte böylece dünya hayatı onları aldattı ve kendilerinin kafir olduklarına yine kendileri şâhitlik ettiler.
Şaban Piriş : -Ey cin ve insan topluluğu içinizden size ayetlerimi anlatan ve sizi bu gününüze kavuşmakla uyaran Resuller gelmedi mi? -Kendi aleyhimizde şahidiz, diyecekler. Dünya hayatı onları aldattı da kafir olduklarına kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.
Suat Yıldırım : Ey cin ve insanlar topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gününüzle karşılaşacağınızı bildirerek sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?"Ey Yüce Rabbimiz! Kendi aleyhimize şahidiz." diyecekler. Dünya hayatı onları aldatmıştı. Böylece kendilerinin kâfir olduklarına, yine kendileri şahitlik ettiler.
Süleyman Ateş : "Ey cin ve insan topluluğu, içinizden, size âyetlerimi anlatan ve bugününüzle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran elçiler gelmedi mi?" "Kendi aleyhimize şâhidiz." dediler. Dünyâ hayâtı onları aldattı ve kendilerinin kâfir olduklarına şâhidlik ettiler.
Tefhim-ul Kuran : Ey cin ve insan topluluğu, içinizden size ayetlerimi aktarıp okuyan ve size bu karşı karşıya geldiğiniz gününüzle sizi uyarıp korkutan elçiler gelmedi mi? Onlar: «Nefislerimize karşı şehadet ederiz» derler. Dünya hayatı onları aldattı ve gerçekten kâfir olduklarına dair kendi nefislerine karşı şehadet ettiler.
Ümit Şimşek : Ey cinler ve insanlar topluluğu! İçinizden, size âyetlerimi anlatan ve bugününüzle karşılaşacağınızı bildirerek sizi uyaran peygamberler gelmedi mi? Onlar 'Biz kendi aleyhimize kendimiz şahidiz' derler. Onları dünya hayatı aldatmıştır; böylece, kendi aleyhlerine şahitlik ederek kâfir olduklarını itiraf ederler.
Yaşar Nuri Öztürk : Ey cinler ve insanlar topluluğu! İçinizden, size ayetlerimi anlatan ve şu gününüzle yüz yüze geleceğiniz hususunda sizi uyaran resuller gelmedi mi? "Kendi aleyhimize tanıklık ettik." dediler. İğreti hayat onları aldattı da küfre saptıklarına ilişkin, öz benlikleri aleyhinde tanıklık ettiler.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 31.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164165

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
76.231