EN'ÂM-127

Anasayfa » EN'ÂM Suresi » EN'ÂM-127
share on facebook  tweet  share on google  print  

EN'ÂM-127

"EN'ÂM Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<6/EN'ÂM-127>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

لَهُمْ دَارُ السَّلاَمِ عِندَ رَبِّهِمْ وَهُوَ وَلِيُّهُمْ بِمَا كَانُواْ يَعْمَلُونَ

Lehum dârus selâmi inde rabbihim ve huve veliyyuhum bimâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Rab’lerinin katında onlar için selâm yurdu (teslim yurdu) vardır. Yapmış olduklarından dolayı, O (Allah), onların dostudur. 
1. lehum : onlar için vardır, onlarındır
2. dâru : diyar, yurt
3. es selâmi : selâm, selâmet, teslim
4. inde : katında, yanında
5. rabbi-him : onların Rabbi, Rab'leri
6. ve huve : ve O
7. veliyyu-hum : onların velîsi, dostu
8. bi-mâ : ...'den dolayı, sebebiyle
9. kânû ya'melûne : yapmış oldular

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Bu âyet, Kur'ân-ı Kerim'de önemli bir yer alır. Allah'ın huzurunda olan teslim yurdu, Kur'ân-ı Kerim'de adına "eraik" veya "sürur" adı verilen altın tahtlardır. Bu tahtlar, İndi İlâhi'de, Allahû Tealâ'nın huzurunda, huzur namazının kılındığı o sonsuz meydanda, huzur namazına arkadan bakıldığında imamın sol tarafında, huzur namazının başladığı noktadan 50-60 metre ileride, sol tarafta, yerden yaklaşık 4 metre yükseklikte dururlar. En alt katta som altından tahtlar vardır. Bu tahtların üzerlerinde, birçok altın tahtlar sırası, yukarıya doğru giderek azalarak yükselmektedir. En çok taht olan sıra, en alt sıradır. Alt sıralar, som altından olduğu halde yukarıya doğru giderken üzerlerine mücevherler de konulur.

İşte kim bu altın tahtlardan birine sahip kılınırsa, Allahû Tealâ kimin ruhunu yeniden vücuda getirip o altın tahtların üzerinde onu kaim kılarsa, orada kişi ikamet ederse, İndi İlâhi'nin yani mekânsızlığın, mekânın ötesinin ahalisinden olur. Mekân, İndi İlâhi'nin toprağında biter. Onun üzerinde hiçbir yere dayalı olmayan altın tahtlar, mekânın ötesinde, mekânsızlıkta yer almış tahtlardır. Bu sebeple Yunus, Allahû Tealâ'nın kendisine böyle bir taht ihsan etmesi, ni'met olarak vermesi sebebiyle "Lâ mekâna kavmoldum; mekânsızlığın ahalisinden, kavminden, milletinden oldum." diyor.

Başka insanların hidayetlerine mani olmayan ve bu sebeple Allahû Tealâ tarafından seçilen kişi, önce Allah'a ulaşmayı dilemiştir. Sonra Allahû Tealâ, onu mürşidine ulaşmaya hazırlayarak, 12 tane ihsan vermiştir. Kişi mürşidine ulaşıp tâbî olmuş ve ruhunu Allah'a ulaştırırak (ermiş evliya olarak)fenâ makamının sahibi olmuştur.

Ruh, Allah'ın Zat'ına 21. basamakta ulaşmıştır. 22. basamakta Allah'ın Zat'ında kaybolur, yok olur. Ruh, Allah'ın Zat'ında ifna olmuştur. Allahû Tealâ'nın Zat'ında ifna olma makamı, fenâfillâh olarak adlandırılır. Allah'ın Zat'ında ifna olmak, Allah'ın Zat'ında yok olma olarak adlandırılır. Allahû Tealâ, Kendisi için Al-i İmran-14'te, "meab; sığınak" burada ise "yurt" kelimesini kullanmıştır.

3/ÂLİ İMRÂN-14: Zuyyine lin nâsi hubbuş şehevâti minen nisâi vel benîne vel kanâtîril mukantarati minez zehebi vel fıddati vel haylil musevvemeti vel en’âmi vel hars(harsi), zâlike metâul hayâtid dunyâ, vallâhu indehu HUSNUL MEÂB(meâbi).

İnsanlara, "kadınlara, oğullara, kantar kantar biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, hayvanlara ve ekinlere olan sevgiden oluşan" şehvetleri (aşırı düşkünlükleri) güzel gösterildi. Bunlar, dünya hayatının menfaatleridir. Ve Allah, O'nun katındaki en güzel sığınaktır.

İnsanoğlu, Allah'ın Zat'ına ulaşıp, Allah'ın Zat'ında yok olup Allah'a ermiş evliya olur. Sonra da Allah, o kişiye dost olur. Kur'ân-ı Kerim'de çoğunlukla Allahû Tealâ bu konuda "mevlâ" kelimesini kullanıyor.

Nasıl, önce 19. basamakta biz Allah'tan razı oluyorsak, 20. basamakta Allah bizden razı oluyorsa, 21. basamakta da ruhumuz Allah'a ulaşıyorsa; tıpkı bunun gibi önce biz, Allah'a ermiş evliya, velî, dost oluruz sonra da Allah, bize dost olur. Allah, Kendi dostluğu konusunda bazen "velî" bazen "mevlâ" kelimesini kullanır. Ama insanlar, hiçbir zaman Allah'a mevlâ olamazlar. İnsanların hepsi, sadece Allah'ın velîsi olabilirler.

Burada velâyetin ikinci makamı olan bekabillah makamından bahsedilmektedir. Allahû Tealâ; kime bir taht verirse o kişi, mekânsızlığın kavminden olur. Beka makamının sahibi olur. Tahtın üzerinde bakî olacaktır. Allahû Tealâ beka makamına bu sebeple, bekabillah; Allah ile birlikte bâki olmak diyor. Allah'ın Zat'ında, Allah ile birlikte olmak... Ruhlar için ömür sonsuzdur. Ruhlar cennete ve cehenneme girmezler. Onlar, sonsuza kadar yaşamakta devam edeceklerdir.

Bu âyet, Bakara Suresinin 257. âyet-i kerimesiyle bir illiyet rabıtası taşır. Kişinin ruhu, Allah'ın Zat'ına ulaşır. Allah'ın Zat'ında ifna olur, yok olur. Bu, kişiyi Allah'ın Zat'ına ulaştıran üçüncü seviye bir âmenû oluştur. Üçüncü takvanın (evvab takva) sahibi kılar. Sonuçta; Allah, o kişinin nefsinin kalbindeki afetlerin yarıdan fazlasını yok eder, kişi nefs tezkiyesini tamamlar. Afetlerin %100'ünü yok ettiği zaman da nefs tasfiyesini tamamlar. Her ikisinde de Allahû Tealâ o kişinin velîsi, dostu olur. Kalbinin önce yarıdan fazlasını ve sonra da tamamını zulmetten nura çıkarır.

2/BAKARA-257: Allâhu velîyyullezîne âmenû, yuhricuhum minez zulumâti ilen nûr(nûri), vellezîne keferû evliyâuhumut tâgûtu yuhricûnehum minen nûri ilâz zulumât(zulumâti), ulâike ashâbun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).

Allah, âmenû olanların (Allah'a ulaşmayı dileyenlerin) dostudur, onları (onların nefslerinin kalplerini) zulmetten nura çıkarır. Ve kâfirlerin dostları taguttur (onlar, şeytanı dost edinirler, şeytan kimseye dost olmaz), onları (onların nefslerinin kalplerini) nurdan zulmete çıkarırlar. İşte onlar, ateş ehlidir. Onlar, orada ebedî kalacak olanlardır.

 

6/EN'ÂM-127

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Rab'lerinin katında onlar için selâm yurdu (teslim yurdu) vardır. Yapmış olduklarından dolayı, O (Allah), onların dostudur.
Diyanet İşleri : Rableri katında selâm yurdu (cennet) onlarındır. Allah, yapmakta oldukları şeylerden dolayı onların dostudur.
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlarındır Rablerinin katında esenlik yurdu ve o, yaptıkları işlerden dolayı dosttur onlara.
Adem Uğur : Rableri katında onlara esenlik yurdu (cennet) vardır.Ve yapmakta oldukları (güzel) işler sebebiyle Allah onların dostudur.
Ahmed Hulusi : Rableri indîndeki Dâr'üs Selâm (Es Selâm isminin mânâsının yaşam boyutu) onlar içindir! Yapmakta oldukları dolayısıyla "HÛ" onların Veliyy'idir.
Ahmet Tekin : Onlar için kuralları Rableri tarafından konulmuş, hukukun üstün, hakkın ve adâletin belirleyici güç ve barışın hâkim olduğu güvenli bir dünya düzeni; Rableri katında da selâmet yurdu, cennet vardır. İşlemeye devam ettikleri amaçla örtüşen niyete dayalı, bilinçli ameller dolayısıyle Allah onların velisi, koruyucusu, dostudur.
Ahmet Varol : Onlar için Rabblerinin katında esenlik yurdu vardır ve işlediklerinden dolayı O onların dostudur.
Ali Bulaç : Onlar için Rableri katında barış yurdu vardır ve O, yapmakta oldukları dolayısıyla onların velisidir.
Ali Fikri Yavuz : Düşünen ve hakkı kabul edenlere Rableri katında cennet vardır ve Allah, yapmakta oldukları hayırlı amelleri sebebiyle, onların yardımcısıdır.
Bekir Sadak : Rablerinin katinda selamet yurdu onlarindir. O, islediklerinden oturu onlarin dostudur.
Celal Yıldırım : Onlara Rableri katında Dârü's-Selâm (Selâmet Yurdu) vardır; yapageldikleri (iyi amelleri)ne karşılık onların dost ve yârı (Allah)dır.
Diyanet İşleri (eski) : Rablerinin katında selamet yurdu onlarındır. O, işlediklerinden ötürü onların dostudur.
Diyanet Vakfi : Rableri katında onlara esenlik yurdu (cennet) vardır.Ve yapmakta oldukları (güzel) işler sebebiyle Allah onların dostudur.
Edip Yüksel : Onlar, Rablerinin yanında barış yurdunu hakketmişlerdir. Yaptıklarından ötürü onların sahibi O'dur.
Elmalılı Hamdi Yazır : rablarının ındinde selâm yurdu «dârü's-selâm» onlarındır, bütün yapacak oldukları işlerde kendilerinin velisi de odur
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Rablerinin katında «Selam yurdu» onlarındır. Bütün yapacakları işlerde kendilerinin velisi de O'dur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar için Rableri katında selâmet yurdu vardır. Yaptıkları iyi amellerden dolayı, Allah onların dostudur.
Fizilal-il Kuran : Onlar için, Rabbleri katında, esenlik yurdu vardır. İşledikleri iyi amellerden ötürü O, onların dostudur.
Gültekin Onan : Onlar için rableri katında barış yurdu vardır ve O, yapmakta oldukları dolayısıyla onların velisidir.
Hasan Basri Çantay : Rableri katındaki selâm yurdu onlarındır ve O, yapmakda devam etdikleri (hayırlı işlerden) dolayı kendilerinin yârıdır.
Hayrat Neşriyat : Onlar için Rableri katında selâmet yurdu (Cennet) vardır ve O (Allah), yapmakta oldukları (sâlih ameller) sebebiyle onların dostudur.
İbni Kesir : Rabbları katında selamet yurdu onlara aittir. İşlediklerinden ötürü Allah, onların dostudur.
Muhammed Esed : Rableri katında barış ve esenlik yurdu onların olacak; ve yapmakta olduklarından dolayı Allah onlara yakın bulunacak.
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar için Rablerinin indinde selâmet yurdu vardır. Ve onların yaptıkları amelleri sebebiyle, velîsidir.
Ömer Öngüt : Rableri katında onlar için esenlik yurdu vardır. Yaptıklarından ötürü Allah onların dostudur.
Şaban Piriş : Onlar için, Rableri katında selamet yurdu vardır. Yaptıklarından dolayı Allah, onların velisidir.
Suat Yıldırım : Rab’leri nezdindeki selâm ülkesi olan cennet onlarındır. Yaptıkları güzel işler sebebiyle Allah, kendilerinin yardımcısıdır.
Süleyman Ateş : Rableri katında esenlik yurdu onlarındır. Yaptıkları (güzel) işlerden dolayı O, onların dostudur.
Tefhim-ul Kuran : Onlar için Rableri katında barış yurdu vardır ve O, yapmakta oldukları dolayısıyla onların velisidir.
Ümit Şimşek : Onlar için Rableri katında esenlik yurdu vardır. Yapmakta oldukları işler sebebiyle de Allah onların dostu ve yardımcısıdır.
Yaşar Nuri Öztürk : Rableri katındaki huzur ve esenlik yurdu onlarındır. İşler oldukları ameller yüzünden O, onların Velî'si oluvermiştir.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 31.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164165

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
77.402