EN'ÂM-116

Anasayfa » EN'ÂM Suresi » EN'ÂM-116
share on facebook  tweet  share on google  print  

EN'ÂM-116

"EN'ÂM Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<6/EN'ÂM-116>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَإِن تُطِعْ أَكْثَرَ مَن فِي الأَرْضِ يُضِلُّوكَ عَن سَبِيلِ اللّهِ إِن يَتَّبِعُونَ إِلاَّ الظَّنَّ وَإِنْ هُمْ إِلاَّ يَخْرُصُونَ

Ve in tutı’ eksere men fîl ardı yudıllûke an sebîlillâh(sebîlillâhi), in yettebiûne illez zanne ve in hum illâ yahrusûn(yahrusûne).

Ve yeryüzünde bulunanların çoğuna itaat edersen, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar, ancak zanna tâbî olurlar. Ve onlar, ancak yalan uydururlar.  

 

1. ve in : ve eğer, ...olursa
2. tutı' : itaat edersin
3. eksere : çoğuna
4. men fî el ardı : yeryüzünde bulunan kimseler
5. yudıllû-ke : seni saptırırlar
6. an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
7. in : eğer olursa, ancak ...olur
8. yettebiûne : tâbî olurlar, uyarlar
9. illâ ez zanne : ancak zan
10. ve in : ve eğer olursa, ancak ...olur
11. hum illâ : onlar ancak
12. yahrusûne : yalan uydururlar

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Bir taraftan, Allahû Tealâ hakikatleri söylüyor; Peygamber Efendimiz (S.A.V) insanlara tebliğ ediyor; öbür taraftan insanların çoğu, O'nun söylediklerinden habersiz, yanlış yoldalar, dalâletteler ve hidayet yolunu tercih etmiyorlar. Ve Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in de kendileri gibi dalâlette olmasını istiyorlar.

Âyet-i kerimede insanların çoğunun dalâlette olduğu vurgulanmaktadır. İblis bunu başarmıştır. Onun için insanların çoğunun gideceği yer ne yazık ki cehennemdir.

7/A'RÂF-179: Ve lekad zere’nâ li cehenneme kesîren minel cinni vel insi lehum kulûbun lâ yefkahûne bihâ ve lehum a’yunun lâ yubsırûne bihâ ve lehum âzânun lâ yesmeûne bihâ, ulâike kel en’âmi bel hum edallu, ulâike humul gâfilûn(gâfilûne).

Ve andolsun ki; cehennemi, insanların ve cinlerin çoğuna hazırladık (yarattık). Onların kalpleri vardır, onunla fıkıh (idrak) etmezler. Onların gözleri vardır, onunla görmezler. Onların kulakları vardır, onunla işitmezler. Onlar hayvanlar gibidir. Hatta daha çok dalâlettedirler. İşte onlar, onlar gâfillerdir.

Bu çoğunluk, %90'dan daha fazladır.

34/SEBE-20: Ve lekad saddaka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mûminîn(mûminîne).

Ve andolsun ki iblis, onlar üzerindeki zannını (hedefini) yerine getirdi. Böylece mü'minleri oluşturan bir fırka (Allah'a ulaşmayı dileyenler) hariç, hepsi ona (şeytana) tâbî oldular.

Mü'minleri oluşturan bir tek fırka hariç, bütün insanlar şeytana kul olacaklardır.

Sahâbe Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e soruyor:

      - "Ey Allah'ın Resûl'ü kaç fırka?"

      - "73 fırka."

      - "Ey Allah'ın Resûl'ü, bunlardan sadece bir fırka mı kurtulacak?"

      - "Evet, bir fırka."

      - "Fırkanın adı ne?"

      - "Fırka-i naciye, mü'minler."

      - "Özellikleri nedir ey Allah'ın Resûl'ü?"

    - "Onlar da sizinle benim gibi Sıratı Mustakîm'in üzerinde olanlardır."
6/EN'ÂM-152: Ve lâ takrebû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddeh(eşuddehu), ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ve izâ kultum fa’dilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne).

Yetimin malına, o en kuvvetli çağına gelinceye kadar, en güzel şekliyle olmadıkça yaklaşmayın. Ölçü ve tartıyı adaletle yerine getirin. Kimseyi gücünün dışında (bir şey ile) sorumlu tutmayız. Söylediğiniz zaman, yakınınız olsa bile, artık adaletle söyleyin. Allah'ın ahdini yerine getirin (ifa edin). Böylece tezekkür edersiniz diye, (Allah) işte böyle, size onunla vasiyet (emir) etti.

6/EN'ÂM-153: Ve enne hâzâ sırâtî mustekîmen fettebiûh(fettebiûhu), ve lâ tettebiûs subule fe teferreka bikum an sebîlih(sebîlihi), zâlikum vassâkum bihî leallekum tettekûn(tettekûne).

Ve muhakkak ki; bu, Benim mustakîm olan yolumdur. Öyleyse ona tâbî olun. Ve (başka) yollara tâbî olmayın ki; o taktirde sizi, onun yolundan ayırır. İşte böyle size onunla vasiyet etti(emretti). Umulur ki böylece siz takva sahibi olursunuz.

Hadîs-i şerife göre de 73 fırkanın 72'sinin gideceği yer cehennemdir. Öyleyse her devirde insanların %90'dan fazlası Allahû Tealâ'ya ulaşmayı dilemeyenler olacaktır. Hep böyle olmuştur. Şeytan, akıl almaz bir zekâyla insanları devamlı korkunç bir kandırma çemberinin içine almış, herkesi ayrı bir cepheden yakalamış ve Allah'tan uzaklaştırmayı başarmıştır.

Emaniyye; asırlar boyunca insanların Kur'ân-ı Kerim' den sonra kendi elleriyle yazdıkları yazılar, kitaplardır.

Aslında herbiri Kur'ân'ı açıklamak için yazılmıştır. Fakat açıklamalar, Kur'ân'a bakarak gerçekleştirilmemiştir. Hep daha evvel insanların yazdıkları yazılar, esas alınarak ve bir şeyler ilâve edilerek, Kur'ân-ı Kerim'e yaklaşılıyor mu, uzaklaşılıyor mu hiç değerlendirilmeksizin, asırlar sonunda emaniyye isimli bir ilim oluşmuştur: Faydasız ilim. Ve bu ilim, dünyadaki bütün insanları mahvetmiştir.

Aslında bir tek dîn vardır. Ama zaman geçtikçe emaniyye sebebiyle başka dînler varmış gibi dînlerin üzerine bir kılıf örtülmüştür. İşte bu emaniyye sebebiyle insanlar, dînlerini bildiklerini zannetmişlerdir. Hep yanlışlıklar yapmışlar, Allah'ın yolunda olduklarını zannederek dalâlette kalmışlardır.

Bütün insanlar, hayata dalâlette ve fıskta olarak başlarlar.

3/ÂLİ İMRÂN-82: Fe men tevellâ ba’de zâlike fe ulâike humul fâsikûn(fâsikûne).

Artık bundan sonra, kim yüz çevirirse (nebilerden sonra gelecek olan bu Resûl'ü inkâr ederse), işte onlar, onlar fâsıklardır.

Tâbî olmayanların hepsi fısktadır. Tâbî olmadıkları sürece bütün insanlar, doğuşlarından itibaren dalâlettedir. Ve insanların, tâbî olanlarının, sayısı dünya nüfusuna kıyasla hiçbir zaman %10'u bulmamıştır.

Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e de aynı şeyi söylemektedir: "Seni dalâletteyken bulup da hidayete erdirmedik mi?"

Başlangıçta hepimiz dalâletteydik. Kur'ân'daki hidayet müessesesinin ne olduğunu da bilmiyorduk. Ama Allah'ın Kitab'ı hiç değişmemiştir. Bütün peygamberlerine, Son Peygamber olan Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz'e de indirdiği Kur'ân-ı Kerim'le aynı şeyi; hidayeti emretmiştir. Allahû Tealâ: "Ruhunuzu Bana ulaştıracaksınız, hidayete ereceksiniz. Fizik vücudunuzu ahsen kılarak Bana teslim edeceksiniz. Nefsinizi ahsen kılarak, Bana teslim edeceksiniz. Ve iradenizi Bana teslim edeceksiniz, hepsi hidayettir." buyuruyor.

İnananların çok büyük bir kısmı kendilerini hiçbir zaman kurtaramayacak olan, Kur'ân'dan değil, insanların asırlardan beri yazdığı kitaplardan öğrendikleri bir dîni yaşamaktadırlar. Bu dîn, Kur'ân'ın İslâm'ı; Allah'ın İslâm'ı değildir. Bu dîn, sadece emaniyye adlı bir tuzağa düşürür. Böylece onlar, sadece zanna tâbî olurlar. Ve insanlar, Allahû Tealâ'yla olan ilişkilerinde Allah'ın onlardan istediği standartlara normal hüviyette ulaşamazlar.

 

6/EN'ÂM-116

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve yeryüzünde bulunanların çoğuna itaat edersen, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar, ancak zanna tâbî olurlar. Ve onlar, ancak yalan uydururlar.
Diyanet İşleri : Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan uyduruyorlar.
Abdulbaki Gölpınarlı : Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırır; çünkü onlar, ancak zanna kapılırlar ve onlar, ancak yalan söylerler.
Adem Uğur : Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tâbi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler.
Ahmed Hulusi : Eğer arzda bulunanların çoğunluğuna uyarsan, seni Allâh yolundan saptırırlar. . . Onlar ancak zanlarına uyarlar ve düşüncesizce konuşurlar!
Ahmet Tekin : Eğer ülkedeki, yeryüzündeki insanların çoğunluğunun düşüncelerine, inançlarına ve uygulamalarına uyarsan, onlar, seni başına buyruk hale getirerek, Allah yolundan uzaklaşmana, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihine imkân sağlarlar. Onlar kesinlikle, ilme, delile dayanmayan zanlarına uyarlar ve onlar kesinkes yalan-yanlış saçmalarlar.
Ahmet Varol : Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyarsan seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar sadece zanna uyuyorlar ve sadece tahminde bulunuyor (sadece yalan söylüyorlar).
Ali Bulaç : Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan şaşırtıp saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminle yalan söylerler.'
Ali Fikri Yavuz : Eğer yeryüzündeki insanların ekserisine (ki onlar cahil ve kâfirlerdir) uyarsan, seni, onlar Allah yolundan saptırırlar. Onlar, ancak zan ardında yürürler (babalarının gittiği yolu hak zannederler) ve sadece yalan uydururlar.
Bekir Sadak : Yeryuzundekilerin cogunluguna itaat edersen seni Allah yolundan saptirirlar. Onlar ancak zanna uyarlar, sadece tahminde bulunurlar.
Celal Yıldırım : Yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan, seni Allah yolundan saptırırlar ; onlar zandan başkasına uymazlar ve onlar sadece yalan söyler, tahminlerde bulunurlar.
Diyanet İşleri (eski) : Yeryüzündekilerin çoğunluğuna itaat edersen seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar, sadece tahminde bulunurlar.
Diyanet Vakfi : Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar zandan başka bir şeye tâbi olmaz, yalandan başka söz de söylemezler.
Edip Yüksel : Yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni ALLAH'ın yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece tahminde bulunup saçmalıyorlar
Elmalılı Hamdi Yazır : Yerdekilerin ekserisine uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar, onlar sırf zann ardında gider ve sade atarlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yer(yüzün)dekilerin çoğunluğuna uyarsan, seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar yalnızca zannın ardından gider ve sade atarlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Eğer yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Çünkü onlar sadece «zann»a uyarlar ve saçmalarlar.
Fizilal-il Kuran : Eğer sen yeryüzünde yaşayan insanların çoğuna uyacak olursan, bunlar seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar sadece zanların, sanıların peşinde giderler, sırf tahmin yürütürler.
Gültekin Onan : Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Tanrı'nın yolundan şaşırtıp saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminle yalan söylerler'.
Hasan Basri Çantay : Eğer yer (yüzün) de bulunan (insan) ların çoğuna uyarsan seni Allah yolundan sapdırırlar. Onlar tereddüdden gayri bir şey'e uymazlar, onlar yalan söyler (adam) lardan başka da (bir şey) değildirler.
Hayrat Neşriyat : Eğer yeryüzünde bulunan (insan)ların çoğuna uyarsan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. (Onlar) ancak zanna tâbi' olurlar ve onlar sâdece yalan söylerler.
İbni Kesir : Eğer sen, yeryüzünde bulunanların çoğunluğuna uyarsan; seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar, ancak zanna uyarlar ve yalnız yalan söyleyip dururlar.
Muhammed Esed : Şimdi, eğer yeryüzünde (yaşamakta) olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allahın yolundan saptırırlar: onlar ancak (başkalarının) zanlarına tabi olurlar ve kendileri hiçbir şey yapmayıp sadece tahmin yürütürler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve eğer yerde bulunanların çoğuna itaat eder isen seni Allah Teâlâ'nın yolundan saptırırlar. Onlar sırf zandan başka birşeye tâbi olmazlar ve onlar yalan yanlış söyler dururlar.
Ömer Öngüt : Yeryüzünde bulunanların çoğuna uyacak olursan, onlar seni Allah'ın yolundan saptırırlar. Onlar sadece zanna uyarlar ve yalandan başka söz de söylemezler.
Şaban Piriş : Eğer yeryüzündeki insanların çoğuna uyarsan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar; Onlar zandan başka bir şeye uymazlar ve onlar sadece yalan uydururlar.
Suat Yıldırım : Eğer dünyada bulunan insanların çoğuna uyarsan, seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar sırf zanna uyarlar ve kafadan atarlar.
Süleyman Ateş : Yeryüzünde bulunan(insan)ların çoğuna uysan, seni Allâh'ın yolundan saptırırlar. Onlar sadece zannediyorlar ve onlar sadece saçmalıyorlar.
Tefhim-ul Kuran : Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan şaşırtıp saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminle yalan söylerler.'
Ümit Şimşek : Yeryüzündekilerin çoğunluğuna uyacak olursan seni Allah yolundan saptırırlar. Onlar ancak zan peşinde gider ve uydurup dururlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırırlar. Sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 31.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164165

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
77.302