EN'ÂM-14

Anasayfa » EN'ÂM Suresi » EN'ÂM-14
share on facebook  tweet  share on google  print  

EN'ÂM-14

"EN'ÂM Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<6/EN'ÂM-14>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

قُلْ أَغَيْرَ اللّهِ أَتَّخِذُ وَلِيًّا فَاطِرِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَهُوَ يُطْعِمُ وَلاَ يُطْعَمُ قُلْ إِنِّيَ أُمِرْتُ أَنْ أَكُونَ أَوَّلَ مَنْ أَسْلَمَ وَلاَ تَكُونَنَّ مِنَ الْمُشْرِكَينَ

Kul e gayrallâhi ettehızu veliyyen fâtırıs semâvâti vel ardı ve huve yut’ımu ve lâ yut’am(yut’amu), kul innî umirtu en ekûne evvele men esleme ve lâ tekûnenne minel muşrikîn(muşrikîne).

De ki: “Semaları ve arzı yaratan Allah’tan başka bir velî (dost) edinir miyim? Ve doyuran (yediren) ve Kendisi doyurulmayan (yedirilmeyen) O’dur.” “Muhakkak ki ben, teslim olanların ilki olmakla ve müşriklerden olmamakla emrolundum.” de. 
1. kul : de, söyle
2. e gayra : ...başka mı?
3. allâhi : Allah
4. ettehızu : edinirim
5. veliyyen : velî, dost
6. fâtırı : yaratan
7. es semâvâti : semâlar, gök katları
8. ve el ardı : ve arz yeryüzü
9. ve huve : ve O
10. yut'ımu : yedirir, doyurur
11. ve lâ yut'amu : ve yedirilmez, doyurulmaz
12. kul innî : de ki muhakkak ki ben
13. umirtu : emir olundum
14. en ekûne : olmak
15. evvele : ilk
16. men esleme : teslim olan kimse
17. ve lâ tekûne enne : ve olmamak
18. min : ...'den
19. el muşrikîne : müşrikler

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Müşriklerin Allah'a teslim olması hiçbir zaman mümkün değildir. Kim Allah'a şirk koşuyorsa kendisine Allah'tan başka ilâhlar edinmiştir. O kişinin kurtuluşu hiçbir şekilde mümkün değildir. Allah'a şirk koşmak Peygamber Efendimiz (S.A.V) devrinde mevcuttu. Mekke'de putlara tapanlar vardı ve kocaman bir alanı o putlar için tahsis etmişlerdi. Putlara tapanlar da bu yüzden Mekke'ye sık sık gelirler, Mekke'nin para kazanmasına sebebiyet verirlerdi. Ve putlar, puta tapanlar için tapılması gereken şeylerdi. Allahû Tealâ'dan başka ilâhlar edinmişlerdi.

İşte Allahû Tealâ onlara "müşrik" adını veriyor. Şirke girenler, Allah'a ortak koşanlar, Allah'tan başka kendi elleriyle yaptıkları taşları ilâh sayanlar, onlara tapanlar. Peygamber Efendimiz (S.A.V) Mekke'de doğdu. Mekke'nin büyük kısmı ise müşrikti. Puta tapıyorlardı. Yahudiler ve hristiyanlar azınlıktaydı. Peygamber Efendimiz (S.A.V) orada ilk teslim olan olsaydı bile ondan evvel Hz. Âdem fizik dünyada Allah'a teslim olmuş olacaktı. Öyleyse Allahû Tealâ'nın buradaki "Ben teslim olanların ilkiyim." dedirtmekten başka bir muradı var.

Allahû Tealâ elest bezminde Hz. Âdem'in sırtından onun çocuklarını çıkartıyor, onların sırtlarından da onların çocuklarını çıkartıyor ve huzurunda bütün insanları (ilk insan olan Hz. Âdem'den kıyâmet günü yaşayacak son insana kadar) ruh, vech ve nefs olarak topluyor.

7/A'RÂF-172: Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne).

Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini aldığı zaman onları, nefsleri üzerine şahit tuttu. (Allahû Tealâ şöyle buyurdu): “Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?” Dediler ki: “Evet, (Sen, bizim Rabbimizsin), biz şahit olduk.”

Herkes kalp gözüyle Allah'ı görüyor, kalp kulağıyla Allah'ı işitiyor. Allah'ın söylediklerini aynı anda o sonsuz sayıdaki milyarlarca kişilik topluluk duyuyor. Ve yine aynı anda cevap veriyorlar Allahû Tealâ'ya. Allah da onları duyuyor. Böylece Allah'a yemin, misak ve ahd veriliyor.

İşte Allah'ın bizim üzerimizdeki vasiyeti; yemini, misaki ve ahdi aşıyor, muhtevasına iradenin teslimini de alıyor. Öyleyse Peygamber Efendimiz (S.A.V) o gün ruhuyla, vechiyle, nefsiyle ve iradesiyle Allah'a teslim olmuş. Daha dünyaya gelip yaşamadan önce o teslim olanların ilki. Çünkü ne Hz. Âdem var, ne başka peygamberler, ne de insanlar. Hiçbir şey yok. Dünya henüz ateş küresi. Böyle bir dizaynda Peygamber Efendimiz (S.A.V) Allah'a ilk teslim olan. Orada, elest bezminde, zaman-ı evvelde Allah'a teslim oluyor. Bu O'nun teslimi ve bu sebeple teslim olanların ilki.

 

6/EN'ÂM-14

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : De ki: “Semaları ve arzı yaratan Allah'tan başka bir velî (dost) edinir miyim? Ve doyuran (yediren) ve Kendisi doyurulmayan (yedirilmeyen) O'dur.” “Muhakkak ki ben, teslim olanların ilki olmakla ve müşriklerden olmamakla emrolundum.” de.
Diyanet İşleri : De ki: “Göklerin ve yerin yaratıcısı olan, beslediği hâlde beslenmeye ihtiyacı olmayan Allah’tan başkasını mı dost edineceğim.” De ki: “Bana, (Allah’a) teslim olanların ilki olmam emredildi ve sakın Allah’a ortak koşanlardan olma (denildi).”
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Gökleri ve yeryüzünü yoktan var eden Allah'tan başkasını mı dost edineyim ve o, yedirip doyurur, yiyip doymaya ihtiyacı yoktur. De ki: Bana, Müslüman olanların ilki olmam ve müşriklerden olmamam emredildi.
Adem Uğur : De ki: Gökleri ve yeri yoktan var eden, yedirdiği halde yedirilmeyen Allah'tan başkasını mı dost edineceğim! De ki: Bana müslüman olanların ilki olmam emredildi ve sakın müşriklerden olma! (denildi).
Ahmed Hulusi : De ki: "Semâlar ve arzın Fâtır'ı (işlevlerine programlayarak yaratan) ve onların hayatiyetlerinin devamı için gerekenlerle besleyen ama kendisi böyle bir şeye ihtiyaç duymayan Allâh'tan gayrını mı (vehmedip onu) velî edineyim?". . . "Ben teslim olanların ilki olmakla hükmolundum" de ve sakın şirk koşanlardan olma!
Ahmet Tekin : 'Gökleri ve yeri yoktan var eden, insanları doyuran, fakat doyurulmaya muhtaç olmayan Allah’tan başka velî mi, koruyucu mu, otorite mi, dost mu edineyim?' de.
'Bana, İslâm’ı yaşayan müslüman olanların ilki, önderi olmam emredildi. İmandan sonra, sakın ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan, gizli şirki yaşayan, başka otoriteler de kabul eden müşriklerden olma denildi.' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Göklerin ve yerin yaratıcısı olan ve yediren fakat kendisi yedirilmeyen Allah'tan başkasını mı kendime dost edineceğim!' 'Ben Müslümanların ilki olmakla emrolundum' de ve sakın Allah'a eş koşanlardan olma.
Ali Bulaç : De ki: "O, gökleri ve yeri yaratırken ve O, (hep) besleyen (hiç) beslenmezken, ben Allah'tan başkasını mı veli edineceğim?" De ki: "Bana gerçekten müslüman olanların ilki olmam emredildi ve sakın müşriklerden olma." (denildi.)
Ali Fikri Yavuz : De ki: “- Gökleri ve yeri yaratan Allah’dan başkasını mı dost edinirim? Halbuki o, rızık veriyor, yediriyor; ve yedirilmekten, beslenmekten münezzeh bulunuyor.” De ki:”- Bana, İslâmı kabul edenlerin ilki olmaklığım emredildi ve sakın müşriklerden olma (denildi.)”
Bekir Sadak : «okleri ve yeri yaratan, beslenmeyip besleyen Allah'tan baska bir dost mu edinirim?» de. «Dogrusu ben ilk musluman olmakla emrolundum» de; asla ortak kosanlardan olma!
Celal Yıldırım : De ki: Allah'tan başkasını mı dost edinirim ? O ki, göklerin ve yerin örneksiz, benzersiz yaradanıdır. O, rızık verip yedirir; kendisi yedirilip rızıklanmaz. De ki: Ben. dini Allah'a hâlis kılıp O'na teslimiyet gösterenlerin ilki olmakla emrolundum ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma.
Diyanet İşleri (eski) : 'Gökleri ve yeri yaratan, beslenmeyip besleyen Allah'tan başka bir dost mu edinirim?' de. 'Doğrusu ben ilk müslüman olmakla emrolundum' de; asla ortak koşanlardan olma!
Diyanet Vakfi : De ki: Gökleri ve yeri yoktan var eden, yedirdiği halde yedirilmeyen Allah'tan başkasını mı dost edineceğim! De ki: Bana müslüman olanların ilki olmam emredildi ve sakın müşriklerden olma! (denildi).
Edip Yüksel : 'Gökleri ve yeri yoktan var eden, besleyen, fakat beslenmeyen ALLAH'tan başka sahip mi edineyim,' de. 'Ben, herkesten önce teslim olmakla emrolundum,' de. Ortak koşmayın!
Elmalılı Hamdi Yazır : Ya, de: O göklerin yerin yaradanı Allahdan başkasını mı veliy ittihaz edeceğim? Halbuki o besliyor da kendisi beslenmekten münezzeh bulunuyor ve ben cidden ehli islâmın birincisi olmakla emrolundum ve sakın müşriklerden olma! buyuruldu
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Göklerin ve yerin yaratanı olan Allah'tan başkasını mı dost edineceğim? Oysa O, yedirip besler, kendisi ise beslenmekten münezzehtir.» De ki: «Ben ehl-i İslamın birincisi olmakla emrolundum ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma!» buyuruldu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: «Gökleri ve yeri yoktan var eden, besleyen, fakat kendisi beslenmeyen Allah'tan başka dost mu tutayım?» «Ben İslâm olanların ilki olmakla emrolundum» de ve sakın Allah'a ortak koşanlardan olma.
Fizilal-il Kuran : De ki; «Allah'dan başkasını mı dost edineyim ki, O göklerin ve yerin yoktan var edicisidir, yedirir, fakat yedireni yoktur.» De ki; «Müslümanların ilki olmam emredildi, bana 'sakın Allah'a ortak koşanlardan olma' denildi.»
Gültekin Onan : De ki: "O, gökleri ve yeri yaratırken (fatır) ve O, (hep) besleyen, (hiç) beslenmezken, ben Tanrı'dan başkasını mı veli edineceğim?" De ki: "Bana gerçekten müslüman olanların ilki olmam buyuruldu ve sakın müşriklerden olma" (denildi.)
Hasan Basri Çantay : De ki: «Gökleri, yeri yokdan var eden —ki O yedir (ib besl) iyor, kendisi yediril (ib beslen) miyor (ve bundan münezzeh bulunuyor) Allahdan başkasını mı Tanrı edinecekmişim ben»? De ki: «Bana hakıykaten müslüman olanların birincisi olmaklığım emredildi. Sakın Allaha eş tutanlardan olma (denildi)».
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Gökleri ve yeri yoktan var eden Allah’dan başkasını mı dost edineceğim? Hâlbuki O, yediriyor fakat yedirilmiyor.' De ki: 'Doğrusu ben, (size getirdiğim şeriata)teslîm olanların ilki olmakla emrolundum! Ve 'Sakın müşriklerden olma!’ (diye de bana emredildi.)'
İbni Kesir : De ki: Ben Allah'tan başka bir dost mu edinirim? Gökleri ve yeri yoktan var eden O'dur. Ve O yedirir, ama yedirilmez. De ki: Doğrusu ben, müslüman olanların ilki olmakla emrolundum. Sakın müşriklerden olma.
Muhammed Esed : De ki: "Hayat veren ve hiçbir şeye muhtaç olmayan O dururken göklerin ve yerin yaratıcısı olan Allahtan başka birini mi dost edineceğim?" De ki: "Ben, Allaha teslim olanların öncüsü olmakla emrolundum, Allahtan başkasına ilahlık yakıştıranlar arasında bulunmakla değil".
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Göklerin ve yerin yaratıcısı olan Allah Teâlâ'dan başkasını velî ittihaz eder miyim? Halbuki, O besliyor ve kendisi beslenmekten münezzeh bulunuyor.» De ki: «Ben muhakkak emrolundum ki, ehl-i İslâm'ın birincisi olayım ve (bana) sakın müşriklerden olma!» (buyuruldu).
Ömer Öngüt : De ki: “Gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah'tan başkasını mı dost edineyim? O ki, yedirir, kendisi yemez. ” De ki: “Ben müslümanların ilki olmakla emrolundum. ” Sakın müşriklerden olma!
Şaban Piriş : De ki: -Gökleri ve yeri yoktan yaratan, doyuran fakat doyurulmayan Allah’tan başka birini mi veli edineyim? De ki: -(Allah’a) teslim olanların ilki olmakla ve sakın müşriklerden olma, diye emrolundum.
Suat Yıldırım : De ki: "Gökleri, yeri yaratan, beslenmeyip besleyen Allah’tan başkasını mı Tanrı edinecek mişim?" "Doğrusu, bana, Allah’a teslim ve itaat edenlerin ilki olmam emredildi" de, ve "sakın müşriklerden olma!" buyuruldu.
Süleyman Ateş : De ki: "Gökleri ve yeri yoktan var eden, besleyen, fakat kendisi beslenmeyen Allah'tan başka dost mu tutayım?" "Bana, İslâm olanların ilki olmam emredildi de!" ve sakın ortak koşanlardan olma!
Tefhim-ul Kuran : De ki: «O, gökleri ve yeri yaratırken ve O, (hep) besleyip (hiç) beslenmezken, ben Allah'tan başkasını mı veli edineceğim?» De ki: «Bana gerçekten müslüman olanların ilki olmam emredildi ve sakın müşriklerden olma.» (denildi.)
Ümit Şimşek : De ki: Gökleri ve yeri hiç yoktan yaratan, rızka muhtaç olanları doyuran, kendisi ise rızka muhtaç olmayan Allah'tan başkasını mı kendime veli edineyim? De ki: Bana, hakka teslim olanların ilki olmam emredildi ve 'Sakın müşriklerden olma' buyuruldu.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Göklerin ve yerin Fâtır'ı olan o yaratıcıdan, o yedirip doyuran ama kendisi yedirilip beslenmeyen Allah'tan başkasını mı velî edineyim?" De ki: "Bana, İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçenlerin ilki olmam emredildi." Ve sakın şirke sapanlardan olma!
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 1.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164165

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
77.538