A'RÂF-184

Anasayfa » A'RÂF Suresi » A'RÂF-184
share on facebook  tweet  share on google  print  

A'RÂF-184

"A'RÂF Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<7/A'RÂF-184>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

أَوَلَمْ يَتَفَكَّرُواْ مَا بِصَاحِبِهِم مِّن جِنَّةٍ إِنْ هُوَ إِلاَّ نَذِيرٌ مُّبِينٌ

E ve lem yetefekkerû mâ bi sâhıbihim min cinneh(cinnetin), in huve illâ nezîrun mubîn(mubînun).

Ve onların sahibinde cinnetten (delilikten) yana bir şey olmadığını tefekkür etmezler mi? O ancak apaçık bir nezirdir.  
1. e ve : ve mi
2. lem yetefekkerû : tefekkür etmezler
3. : yoktur, olmadı
4. bi sâhıbi-him : sahiplerinde, onların arkadaşlarında
5. min cinnetin : delilikten (bir şey)
6. in huve illâ : o ancak ...'dır
7. nezîrun : bir nezir, uyarıcı
8. mubînun : apaçık, açıkça

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ, âyette "sahip" kelimesini kullanıyor. Sahâbe, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in sahipliğinde olan kişilerdi. Onların sahibi ise Peygamber Efendimiz (S.A.V)'di. Allah da Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in sahibiydi.

Cinnet kelimesi, mecnun kelimesi aynı kökten gelir. Her devirdeki ister nebî resûl olsun, ister velî resûl olsun, bütün resûllere mutlaka "deli" yaftası vurulmuştur. İnsanlar haklı mıdırlar? Evet. Çünkü Allahû Tealâ, resûllerinin kalp gözünü, kalp kulağını açar, onlarla konuşur, onlara göklerin ve yerin melekûtunu gösterir. Diğer insanların böyle bir dizaynı, böyle bir imkânı yoktur. Ve Allah'tan haber alan, Allah'la konuşan, Allah'ı gören Allah'ın resûlleri, onlar için garip insanlardır ve de buna bir tek yafta bulabilirler. “Olsa olsa, bu delidir.” derler ve hemen o yaftayı, ona giydirirler. Aynı şey bütün devirlerde, bütün resûller için geçerli olmuştur. Nitekim bu devirde de aynı şey geçerli olmuş, Allahû Tealâ'nın Resûl'ünün "deli" olduğu iddia edilmiştir. Ayrıca bunu söyleyenler, yetkili tıp otoritelerinden olduğu için Allah'ın Resûl'ünün "deli" olduğu kanısına varmışlardır. Her devirde, hangi ülkede olursa olsun, yetkilere sahip olmayanlar, kendilerinde olmayan bir şeyler iddia edildiği gerekçesiyle, Allah'ın resûllerine hep "deli" demişlerdir. Bir başka açıdan mutlaka "sahtekâr" demişlerdir. Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e de "sahte peygamber" ve "deli" yakıştırması yapılmıştır. “O, mecnundur.” demişlerdir.

Bu âyet, deli yakıştırmasının kesin olduğunu gösterir. Bütün resûller, aynı zamanda ister nebî resûl olsunlar, ister velî resûl olsunlar mutlaka nezirdirler.

7/A'RÂF-184

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve onların sahibinde cinnetten (delilikten) yana bir şey olmadığını tefekkür etmezler mi? O ancak apaçık bir nezirdir.
Diyanet İşleri : Onlar düşünmediler mi ki (çok iyi tanıdıkları, kendileriyle iç içe yaşamış olan) arkadaşlarında (Peygamber’de) delilikten eser yoktur. O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.
Abdulbaki Gölpınarlı : Düşünmezler mi ki kendileriyle konuşanda delilikten eser bile yok; o ancak apaçık korkulu bir haber veren.
Adem Uğur : Düşünmediler mi ki, arkadaşlarında (Muhammed'de) delilik yoktur? O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.
Ahmed Hulusi : Düşünmediler mi ki, sahiplerinde hiçbir cinnet (akılsızlık) yoktur! O sadece apaçık bir uyarandır.
Ahmet Tekin : Onlar, çocukluğundan beri tanıdıkları hemşehrileri, arkadaşları Muhammed’de bir delilik, cinlere mahkum olmuşluk belirtisi olmadığını hiç düşünemediler mi? O sadece sorumluluk, hesap ve cezanın varlığını açıklayarak âşikâre uyarıcılık görevi yapan birisidir.
Ahmet Varol : Arkadaşlarında [14] herhangi bir delilik eseri bulunmadığı üzerinde düşünmediler mi? O ancak apaçık bir uyarıcıdır.
Ali Bulaç : Sahiplerinde (ya da arkadaşları olan peygamberde) delilikten hiç bir şey olmadığını düşünmüyorlar mı? O, apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir.
Ali Fikri Yavuz : Onlar düşünmediler mi ki, arkadaşlarında (Hz. Peygamber aleyhisselâmda) cinnetten bir eser yoktur; O ancak Allah’ın azâbını haber veren açık bir korkutucudur?
Bekir Sadak : Dusunmuyorlar mi ki, arkadaslari olan peygamerde deliligin eseri yoktur. O ancak acikca uyaran bir kimsedir.
Celal Yıldırım : Hiç düşünmediler mi, vatandaşları (Hz. Muhammed'de) cinnet eseri yoktur. O ancak açık-seçik (ilerideki tehlikeli uçurumu haber veren) bir uyarıcıdır.
Diyanet İşleri (eski) : Düşünmüyorlar mı ki, arkadaşları olan peygamberde deliliğin eseri yoktur. O ancak açıkça uyaran bir kimsedir.
Diyanet Vakfi : Düşünmediler mi ki, arkadaşlarında (Muhammed'de) delilik yoktur? O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.
Edip Yüksel : Düşünmezler mi? Arkadaşlarında hiç bir delilik yoktur. O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bunlar bir düşünmedilerde mi ki kendilerine söz söyliyen zatta, Cinnetten bir eser yoktur, o ancak ilerideki tehlükeyi açık bir surette haber veren bir nezîrdir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bunlar hiç düşünmediler mi ki, kendilerine söz söyleyen zatta cinnetten bir eser yoktur. O, ancak ilerideki tehlikeyi açık bir şekilde haber veren bir uyarıcıdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar arkadaşlarında herhangi bir cinnet bulunmadığını hiç düşünmediler mi? O, açık bir uyarıcıdan başka biri değildir.
Fizilal-il Kuran : Düşünmüyorlar mı ki, arkadaşları Muhammed'in deli olması sözkonusu değildir. O sadece açık bir uyarıcıdır.
Gültekin Onan : Arkadaşlarında delilikten hiç bir şey olmadığını düşünmüyorlar mı? (yetefekkeru) O, apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir.
Hasan Basri Çantay : Onlar düşünmediler mi ki kendilerinin saahibinde delilik den hiç bir (eser) yokdur. O, ilerideki tehlikeyi apaçık haber verenden başka (bir zât) değildir.
Hayrat Neşriyat : Düşünmediler mi ki arkadaşlarında (Muhammed’de) hiçbir delilik yoktur. O ancak (Allah’ın azâbı ile) apaçık bir korkutucudur.
İbni Kesir : Düşünmüyorlar mı ki; arkadaşlarında hiçbir delilik yoktur. O, ancak apaçık bir uyarıcıdır.
Muhammed Esed : Peki (çocukluğundan beri tanıdıkları) (bu) arkadaşlarında cinnetten eser olmadığı hiç mi akıllarına gelmiyor. Oysa, o sadece açıktan açığa uyaran biri.
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar düşünmediler mi ki, onların sahiplerinde bir cinnet eseri yoktur. O ancak âşikâr bir sûrette bir nezîrden başka değildir.
Ömer Öngüt : Hiç düşünmediler mi ki, arkadaşlarında delilikten hiçbir eser yoktur. O ancak apaçık bir uyarıcıdır.
Şaban Piriş : Arkadaşları (Muhammed) deli değildir. O ancak açıkça bir uyarıcıdır. Hiç düşünmüyorlar mı?
Suat Yıldırım : Bunlar hiç düşünmediler mi ki kendilerine tebliğde bulunan arkadaşları Muhammed’de delilikten hiçbir eser yoktur. O sadece ilerideki tehlikelerden kurtarmak için görevli bir uyarıcıdır.
Süleyman Ateş : Düşünmediler mi ki arkadaşlarında hiçbir delilik yoktur, o apaçık bir uyarıcıdır?
Tefhim-ul Kuran : Sahiplerinde (ya da arkadaşları olan peygamberde) delilikten hiç bir şey olmadığını düşünmüyorlar mı? O, apaçık bir uyarıp korkutucudan başkası değildir.
Ümit Şimşek : Onlar, arkadaşlarında28 hiçbir cinnet eseri bulunmadığını düşünmezler mi? Oysa o apaçık bir uyarıcıdır.
Yaşar Nuri Öztürk : Düşünmediler mi ki, o arkadaşlarında cinnetten eser yok. Apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir o.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 1.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205206

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
94.459