A'RÂF-64

Anasayfa » A'RÂF Suresi » A'RÂF-64
share on facebook  tweet  share on google  print  

A'RÂF-64

"A'RÂF Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<7/A'RÂF-64>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

فَكَذَّبُوهُ فَأَنجَيْنَاهُ وَالَّذِينَ مَعَهُ فِي الْفُلْكِ وَأَغْرَقْنَا الَّذِينَ كَذَّبُواْ بِآيَاتِنَا إِنَّهُمْ كَانُواْ قَوْماً عَمِينَ

Fe kezzebûhu fe enceynâhu vellezîne meahu fil fulki ve agraknellezîne kezzebû bi âyâtinâ, innehum kânû kavmen amîn(amîne).

Fakat onu yalanladılar, bu yüzden onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık. Ve âyetlerimizi yalanlayanları boğduk. Muhakkak ki; onlar âmâ (kör) bir kavim oldu(lar).  
1. fe kezzebû-hu : fakat onu yalanladılar
2. fe encey-nâ-hu : o zaman, böylece onu kurtardık
3. ve ellezîne : o kimseleri
4. mea-hu : onunla beraber
5. fî el fulki : gemide
6. ve : ve
7. agrak-nâ : suda boğduk
8. ellezîne : o kimseleri
9. kezzebû : yalanladılar
10. bi âyâti-nâ : âyetlerimizi
11. inne-hum : muhakkak onlar
12. kânû : idi, oldular
13. kavmen : bir kavim
14. amîne : kör, âmâ

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ, Hz. Nuh'a verdiği talimata göre, transatlantiklerden çok daha büyük, yüzen bir şehir gibi gemi inşa ettirmiştir. “Tennur kaynadığı zaman” sözüyle gemide bir atom reaktöründen bahsedilmektedir.

Tekzib etmek, yalanlamak demektir. Allahû Tealâ, resûle karşı gelenleri mutlaka cezalandırır. Her devirde böyle olmuştur. Bugün de dünyadaki birçok ülkede huzursuzluk olmasının arkasında aynı sebepler vardır. Allah'ın resûlleri şu anda bütün ülkelerde mevcuttur. Hepsi Allah'tan vahiy alır ve kendi kavimlerine açıklamalarda bulunurlar. Ama insanların çoğu, sahip oldukları eksik ve yanlış ilim sebebiyle, o resûllerin hepsini inkâr etmekte, söylediklerini yalanlamaktadırlar.

7/A'RÂF-64

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Fakat onu yalanladılar, bu yüzden onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık. Ve âyetlerimizi yalanlayanları boğduk. Muhakkak ki; onlar âmâ (kör) bir kavim oldu(lar).
Diyanet İşleri : Derken kavmi onu yalanladı. Biz de onu ve gemide onunla beraber bulunanları kurtardık. Âyetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk. Çünkü onlar (vicdanları hakka kapalı) kör bir kavim idiler.
Abdulbaki Gölpınarlı : Fakat onlar, onu inkâr ettiler, yalancı saydılar, biz de onu ve onunla berâber gemide bulunanları kurtardık ve âyetlerimizi yalanlayanları suya boğduk. Şüphe yok ki onlar kör bir kavimdi.
Adem Uğur : Onu yalanladılar, biz de onu ve onunla beraber gemide bulunanları kurtardık, âyetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk! Çünkü onlar kör bir kavim idiler.
Ahmed Hulusi : Onu yalanladılar. . . (Biz de) Onu ve onunla beraber olanları gemide kurtardık. . . (Esmâ'nın açığa çıkışı olan) işaretlerimizi yalanlayanları ise boğduk. . . Muhakkak ki onlar basîretsiz bir toplumdu!
Ahmet Tekin : Onu yalanladılar. Biz onu ve onunla birlikte olanları gemilere alarak kurtardık. Âyetlerimizi yalanlayanları da tufanda boğduk. Onlar önlerini göremeyecek kadar kör, basiretleri bağlı düşüncesiz bir kavim idiler.
Ahmet Varol : Onlar onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık, ayetlerimizi yalanlayanları da (suda) boğduk. Şüphesiz onlar görmeyen bir topluluk idiler.
Ali Bulaç : Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları suda boğduk. Çünkü onlar kör bir kavimdi.
Ali Fikri Yavuz : Bunun üzerine Nûh’u tekzip ettiler. Biz de Nûh’u ve kendisiyle bareber gemide bulunanları kurtardık; ve âyetlerimizi yalanlıyanları (tufan ile) boğduk. Çünkü onlar, basiretleri körleşmiş bir kavim idiler.
Bekir Sadak : Onu yalanladilar; biz de onu ve gemide beraberinde olanlari kurtardik, ayetlerimizi yalan sayanlari suda bogduk, cunku onlar kor bir milletti.*
Celal Yıldırım : Buna rağmen Onu yalanladılar. Biz de Onu ve gemide beraberinde bulunanları kurtardık ve bizim âyetlerimizi yalanlayanları (tufanda) boğduk. Çünkü onlar kör bir topluluktu.
Diyanet İşleri (eski) : Onu yalanladılar; biz de onu ve gemide beraberinde olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları suda boğduk, çünkü onlar kör bir milletti.
Diyanet Vakfi : Onu yalanladılar, biz de onu ve onunla beraber gemide bulunanları kurtardık, âyetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk! Çünkü onlar kör bir kavim idiler.
Edip Yüksel : Onu yalanladılar. Bunun üzerine onu ve gemide beraberinde bulunanları kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayanları ise boğduk. Onlar kör bir halktı.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bunun üzerine onu tekzib ettiler, biz de kendisini ve ma'iyyetinde iyman edenleri gemide necâta erdirdik de âyetlerimizi tekzib edenleri garkeyledik, çünkü bunlar basıyretleri körelmiş bir kavm idiler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bunun üzerine ona yalan söylüyorsun, dediler. Biz de onu ve beraberinde iman edenleri gemide kurtuluşa erdirdik ve ayetlerimize yalan diyenleri suda boğduk. Çünkü onlar basiretleri körelmiş bir toplum idiler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O'nu yalanladılar, biz de O'nu ve O'nunla beraber gemide bulunanları kurtardık, âyetlerimizi yalanlayanları boğduk! Çünkü onlar, kalb gözleri körleşmiş bir kavim idiler.
Fizilal-il Kuran : Onu yalanladılar. Bunun üzerine onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayanları ise boğduk. Kuşkusuz onlar kör bir kavim idiler.
Gültekin Onan : Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide beraberinde bulunanları kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayanları ise suda boğduk. Çünkü onlar kör bir kavimdi.
Hasan Basri Çantay : Bunun üzerine onu yalanladılar. Biz de kendisini ve beraberinde gemide bulunanları selâmete erdirdik, âyetlerimizi yalan sayanları (tuufan ile) doğduk. Çünkü onlar (kalb gözleri) kör (olan) bir kavm idiler.
Hayrat Neşriyat : Buna rağmen onu yalanladılar; bunun üzerine (biz de) onu ve onunla berâbergemide bulunanları kurtardık; âyetlerimizi yalanlayanları ise suda boğduk. Çünki onlar(basîret cihetiyle) kör bir kavim idiler.
İbni Kesir : Bunun üzerine onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide beraberinde olanları kurtardık. Ayetlerimizi yalan sayanları da suda boğduk. Çünkü onlar, gerçekten kör bir kavim idiler.
Muhammed Esed : Ve (bu uyarıya rağmen) onu yalanladılar! Ve bunun üzerine Biz de onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık; ayetlerimizi yalanlayanları ise (suda) boğduk gerçekten kör bir topluluktu onlar!
Ömer Nasuhi Bilmen : Bunun üzerine O'nu tekzîp ettiler. Biz de O'nu ve O'nunla beraber gemide olanları kurtardık. Âyetlerimizi tekzîp edenleri de garkettik. Çünkü onlar bir kör kavim olmuşlardı.
Ömer Öngüt : Nuh'u yalanladılar. Biz de onu ve onunla beraber gemide bulunanları kurtardık. Âyetlerimizi yalan sayanları suda boğduk. Çünkü onlar kör bir kavim idiler.
Şaban Piriş : Fakat, onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık. Ayetlerimizi yalanlayanları da suda boğduk. Onlar, kör bir toplumdu.
Suat Yıldırım : Onlar Nûh’u yalancı saydılar. Biz de onu ve yanında olanları gemide kurtardık, âyetlerimizi yalan sayanları ise boğduk. Çünkü onlar, basîretleri körelmiş kimselerdi.
Süleyman Ateş : O'nu yalanladılar, biz de O'nunla berebar gemide bulunanları kurtardık, âyetlerimizi yalanlayanları boğduk! Çünkü onlar kör bir kavim idiler.
Tefhim-ul Kuran : Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları da suda boğduk. Çünkü onlar kör bir kavimdi.
Ümit Şimşek : Onlar Nuh'u yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık; âyetlerimizi yalanlayanları ise boğduk. Çünkü onlar, bir körler güruhu idi.
Yaşar Nuri Öztürk : Onu yalanladılar. Bunun üzerine biz onu beraberindekileri gemi içinde kurtardık, ayetlerimizi yalanlayanları boğduk. Gözleri görmez bir topluluktu onlar.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 3.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205206

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
94.486