A'RÂF-62

Anasayfa » A'RÂF Suresi » A'RÂF-62
share on facebook  tweet  share on google  print  

A'RÂF-62

"A'RÂF Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<7/A'RÂF-62>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

أُبَلِّغُكُمْ رِسَالاَتِ رَبِّي وَأَنصَحُ لَكُمْ وَأَعْلَمُ مِنَ اللّهِ مَا لاَ تَعْلَمُونَ

Ubelligukum risâlâti rabbî ve ensahu lekum ve a’lemu minallahi mâ lâ ta’lemûn(ta’lemûne).

Size Rabbimin risalelerini (gönderdiklerini) tebliğ ediyorum (ulaştırıyorum). Ve size nasihat ediyorum (öğüt veriyorum). Ve sizin bilmediğiniz şeyleri ben Allah'tan öğreniyorum (biliyorum).  
1. ubelligu-kum : size tebliğ ediyorum
2. risâlâti : risaletleri
3. rabbî : Rabbimin
4. ve ensahu : ve öğüt veriyorum, nasihat ediyorum
5. lekum : size
6. a'lemu : biliyorum (öğreniyorum)
7. min allâhi : Allah'tan
8. mâ lâ ta'lemûne : bilmediğiniz şeyleri

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ, resûllerine açıklama yapmaları için bildirdiği her konu için, "risale" ifadesini kullanmaktadır, çoğulu "risalet"tir. Allahû Tealâ, her devirde bütün kavimlerde, mutlaka resûller beas eder, vazifeli kılar. Ve onların hep insanlara bir şeyler açıklamasını emreder. İşte çağımızda da bütün kavimlerde Allah'ın resûlleri görev almıştır. Hiçbir devrede, herhangibir kavmin resûlsüz bırakılması mümkün değildir. Kendi aralarından, onların dilini konuşan birisi, Allahû Tealâ tarafından mutlaka vazifeli kılınır. O resûl öldüğü zaman yerine yeni birisi tayin edilir.

Hz. Nuh, o devirde bir Nebî Resûl yani Peygamber Resûl'dür. Son Peygamber, Peygamber Efendimiz (S.A.V) olduğu cihetle O'ndan sonra artık peygamber gelmesi mümkün değildir. Huzur Namazı'nın İmamlığı görevini yapacak olan bir resûl, bütün kavimlerdeki resûller arasından Allahû Tealâ tarafından seçilmiştir. Diğer bütün resûller de kendi ülkeleri için risalet görevlerini yapmaktadırlar.

Bu devir hidayet devridir. Bu devirde bütün kavimlerde birden insanların hidayete ermelerini, küllî bir hidayete erişi, gerçekleştirmek üzere bir yeni faaliyet söz konusu olacaktır.

Allahû Tealâ'nın resûllere verdiği bilgileri, onların başkalarına ulaştırmaları, risaletin tebliğidir. Resûl, risaleti Allah'tan alan ve bunu başkalarına tebliğ eden kişidir. Sadece Allah'tan aldığını söyleyebilir, başka bir yetkisi söz konusu değildir. Öyleyse burada resûl kelimesinin dizaynı var.

Kur'ân-ı Kerim öyle demediği halde birtakım insanlar, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'i Son Peygamber olduğu için, aynı zamanda hep Son Resûl zannederler.

Allahû Tealâ diyor ki: “Muhammed, içinizden hiçbir erkeğin babası değildir. Ama O, Peygamberlerin, Nebîlerin Sonuncusu'dur, Mührü'dür, Hatem'ül Enbiya'dır.” (Ahzab-40) “Resûllerin de mührüdür.” demiyor.

33/AHZÂB-40: Mâ kâne muhammedun ebâ ehadin min ricâlikum, ve lâkin resûlallâhi ve hâtemen nebiyyin(nebiyyine), ve kânallâhu bi kulli şey’in alîmâ(alîmen).

Muhammed (A.S), sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası olmamıştır (değildir). Fakat Allah'ın Resûl'ü ve Nebîler'in (Peygamberler'in) Hatemi'dir (Sonuncusu). Allah, herşeyi en iyi bilendir.

“Bütün kavimlerde kıyâmete kadar hep Allah'ın resûlleri var olacak.” diyen Allahû Tealâ'nın böyle bir şey demesi söz konusu olamaz. Bütün dünyada bu konu yanlış bir ilim halinde insanlara ulaşmış durumdadır. Kur'ân-ı Kerim'de, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'den sonra nebî değil, resûl geleceği kesinleştirilmiştir (Ahzâb-7, Âli İmrân-81).

33/AHZÂB-7: Ve iz ehaznâ minen nebîyyîne mîsâkahum ve minke ve min nûhın ve ibrâhîme ve mûsâ ve îsebni meryeme ve ehaznâ minhum mîsâkan galîzâ(galîzan).

O zaman ki; Biz, nebîlerden onların misaklerini almıştık. Ve senden ve Hz. Nuh'tan ve Hz. İbrâhîm'den ve Hz. Musa'dan ve Meryemoğlu Hz. İsa'dan ve onlardan ağır bir misak aldık.

3/ÂLİ İMRÂN-81: Ve iz ehazallâhu mîsâkan nebiyyîne lemâ âteytukum min kitâbin ve hikmetin summe câekum resûlun musaddikun limâ meakum le tu’minunne bihî ve le tensurunneh(tensurunnehu), kâle e akrartum ve ehaztum alâ zâlikum ısrî, kâlû akrarnâ, kâle feşhedû ve ene meakum mineş şâhidîn(şâhidîne).

Ve Allah, nebilerden, "Size kitap ve hikmet verdim. Sonra size, beraberinizde olanı (Allah'ın size verdiği kitapları) tasdik eden bir Resûl geldiği zaman, ona mutlaka îmân edeceksiniz ve ona mutlaka yardım edeceksiniz" diye misak aldığı zaman, "İkrar ettiniz mi (kabul ettiniz mi?) ve bu ağır (ahdimi) üzerinize aldınız mı?" diye buyurdu. (Onlar da): "İkrar ettik (kabul ettik)" dediler. (Allahû Teâlâ): "Öyleyse şahit olun ve Ben sizinle beraber şahitlerdenim." buyurdu.

Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e: “Onlardan misak aldığımız zaman Habibim, senden de almıştık.” diyor. Burada da resûlün, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'den sonra geleceği anlaşılmaktadır.

 

7/A'RÂF-62

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Size Rabbimin risalelerini (gönderdiklerini) tebliğ ediyorum (ulaştırıyorum). Ve size nasihat ediyorum (öğüt veriyorum). Ve sizin bilmediğiniz şeyleri ben Allah'tan öğreniyorum (biliyorum).
Diyanet İşleri : “Ben size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ediyorum ve size nasihat ediyorum. Sizin bilmediğiniz şeyleri de Allah tarafından gelen vahiy ile biliyorum.”
Abdulbaki Gölpınarlı : Rabbimin bildirdiği haberleri size tebliğ etmede ve size öğüt vermedeyim ve Allah bana bildiriyor da sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum ben.
Adem Uğur : Size Rabbimin vahyettiklerini duyuruyorum, size öğüt veriyorum ve ben sizin bilmediklerinizi Allah'tan (gelen vahiy ile) biliyorum.
Ahmed Hulusi : "Rabbimin risâletlerini size tebliğ ediyorum. . . Sizin hayrınıza konuşuyorum; (çünkü) Allâh'tan (gelen ilimle) sizin bilmediklerinizi biliyorum. "
Ahmet Tekin : 'Size, Rabbimin vahy ile bildirdiği, tebliğ ile sorumlu tuttuğu hükümleri tebliğ ediyorum. Size nasihat ediyorum. Sizin bilemeyeceğiniz, bana Allah tarafından bildirilen şeyleri biliyorum.'
Ahmet Varol : Size, Rabbimin vahiyle bildirdiklerini ulaştırıyorum, size öğüt veriyorum ve ben Allah katından sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum.
Ali Bulaç : "Size Rabbimin risaletini tebliğ ediyorum. (Ayrıca) Size öğüt veriyor ve sizin bilmediklerinizi ben Allah'tan biliyorum."
Ali Fikri Yavuz : Size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ediyorum; ve size öğüt veriyorum. Allah’dan gelen vahy ile, sizin bilemiyeceklerinizi biliyorum.
Bekir Sadak : (61-63) «Ey milletim! Bende bir sapiklik yoktur, ancak ben alemlerin Rabbinin peygamberiyim, Rabbimin sozlerini size bildiriyor, ogut veriyorum. Sizin bilmediginizi Allah katindan ben biliyorum. Sakinmanizi ve boylece merhamete ugramanizi saglamak uzere sizi uyramak icin aranizdan biri vasitasiyla Rabbinizden size haber gelmesine mi sasiyorsunuz?» dedi.
Celal Yıldırım : Rabbimin vahyettiği buyrukları size teblîğ ediyor, size öğüt veriyorum ve ben sizin bilmediğinizi Allah'tan (vahiy yoluyla alıp) biliyorum.
Diyanet İşleri (eski) : (61-63) 'Ey milletim! Bende bir sapıklık yoktur, ancak ben Alemlerin Rabbinin peygamberiyim, Rabbimin sözlerini size bildiriyor, öğüt veriyorum. Sizin bilmediğinizi Allah katından ben biliyorum. Sakınmanızı ve böylece merhamete uğramanızı sağlamak üzere sizi uyarmak için aranızdan biri vasıtasıyla Rabbinizden size haber gelmesine mi şaşıyorsunuz?' dedi.
Diyanet Vakfi : Size Rabbimin vahyettiklerini duyuruyorum, size öğüt veriyorum ve ben sizin bilmediklerinizi Allah'tan (gelen vahiy ile) biliyorum.
Edip Yüksel : 'Size Rabbimin mesajını iletiyor ve size öğüt veriyorum. Sizin bilmediklerinizi ALLAH aracılığıyla biliyorum.'
Elmalılı Hamdi Yazır : size rabbimin risaletlerini tebliğ ediyorum ve size nasıhat ediyorum ve Allâhdan sizin bilemiyeceklerinizi biliyorum
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Size, Rabbimin mesajlarını iletiyorum, size öğüt veriyorum ve ben Allah'tan gelen vahy ile sizin bilmeyeceklerinizi biliyorum.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Size Rabbimin gönderdiği gerçekleri duyuruyorum, size öğüt veriyorum ve Allah tarafından, sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum.»
Fizilal-il Kuran : Size Rabbimin mesajlarını iletiyorum, size öğüt veriyorum ve Allah'dan gelen vahiy sayesinde sizin bilmediğinizi biliyorum.»
Gültekin Onan : "Size rabimin risaletini tebliğ ediyorum. (Ayrıca) Size öğüt veriyor ve sizin bilmediklerinizi ben Tanrı'dan biliyorum."
Hasan Basri Çantay : «Size Rabbimin vahyetdiklerini tebliğ ediyorum, sizin iyiliğinizi istiyorum. Ben sizin bilmeyeceklerinizi de Allahdan (gelen vahy ile) biliyorum».
Hayrat Neşriyat : 'Size Rabbimin (vahiy olarak) gönderdiklerini teblîğ ediyorum; hem size nasîhat ediyorum ve Allah tarafından (gelen vahiyle), sizin bilemeyeceğiniz şeyleri biliyorum.'
İbni Kesir : Rabbımın vahyettiklerini size bildiriyorum. Ve size öğüt veriyorum. Ben sizin bilmediğinizi de Allah katından biliyorum.
Muhammed Esed : Rabbimin haberlerini bildiriyor, öğütler veriyorum size: çünkü ben, Allahın bana (vahiyle) bildirmesi sayesinde sizin bilmediğinizi biliyorum.
Ömer Nasuhi Bilmen : «Size Rabbimin risâletlerini (dinine ait hükümleri) tebliğ ediyorum ve sizin için hayırhâh bulunuyorum ve ben Allah Teâlâ'dan sizin bilmediklerinizi biliyorum.»
Ömer Öngüt : “Size Rabbimin vahyettiklerini tebliğ ediyorum ve size öğüt veriyorum. Allah tarafından sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum. ”
Şaban Piriş : Size, Rabbimin gönderdiklerini bildiriyor, sizin iyiliğinizi istiyorum. Ben, Allah’ın bildirmesi ile sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum.
Suat Yıldırım : (61-63) "Ey halkım! dedi, bende hiçbir sapıklık yok, fakat ben Rabbülâlemin tarafından size bir elçiyim. Size Rabbimin mesajlarını tebliğ ediyorum, size öğüt veriyorum ve Allah tarafından gelen vahiy sayesinde, sizin bilemeyeceğiniz şeyleri biliyorum." "Kötülüklerden korunup Allah’ın merhametine nâil olmanız için, içinizden sizi uyaracak bir adam vasıtasıyla, Rabbinizden size bir buyruk gelmesine mi şaşıyorsunuz?"
Süleyman Ateş : "Size Rabbimin mesajlarını duyuruyorum, size öğüt veriyorum ve Allâh tarafından, sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum."
Tefhim-ul Kuran : «Size Rabbimin risaletini tebliğ ediyorum. (Ayrıca) Size öğüt veriyor ve sizin bilmediklerinizi ben Allah'tan biliyorum.»
Ümit Şimşek : 'Rabbimin gönderdiklerini size tebliğ ediyor ve size öğüt veriyorum. Ve Allah tarafından bana verilen ilimle, sizin bilmediklerinizi biliyorum.
Yaşar Nuri Öztürk : "Size Rabbimin vahiylerini tebliğ ediyorum, size öğüt veriyorum. Allah'ın yardımıyla, sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum."
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 3.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205206

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
94.461