A'RÂF-45

Anasayfa » A'RÂF Suresi » A'RÂF-45
share on facebook  tweet  share on google  print  

A'RÂF-45

"A'RÂF Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<7/A'RÂF-45>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

الَّذِينَ يَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ اللّهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا وَهُم بِالآخِرَةِ كَافِرُونَ

Ellezîne yasuddûne an sebîlillâhi ve yebgûnehâ ivecâ(ivecen) ve hum bil âhireti kâfirûn(kâfirûne).

 

1. ellezîne : o kimseler ki
2. yasuddûne : alıkoyarlar, mani olurlar
3. an sebîli allâhi : Allah'ın yolundan
4. ve yebgûne-hâ : ve onu isterler
5. ivecen : eğrilik, kusur
6. ve : ve
7. hum : onlar
8. bi el âhireti : ahireti
9. kâfirûne : inkâr edenler

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Burada Allahû Tealâ, ahiretten muradının Allah'a ulaşmak olduğunu kesinleştirmiştir. Ahiret; insan ruhunun, Sıratı Mustakîm üzerinden Allah'a ulaşmasıdır. İnsanlar eğer Sıratı Mustakîm'e ulaşabilselerdi mutlaka hidayete ereceklerdi. Yani ahirete ulaşacaklardı. Ahiret gününün (sonraki gün), ruhun Allah'a ulaşması olduğunu idrak edeceklerdi.

A'râf-146 ve 147'de Allahû Tealâ "likâil'âhırati" diyor.

Kehf-103104, 105'te iki unsur var. Birincisi Allah'ın âyetlerini, ikincisi Allah'a mülâki olmayı (ruhun ölmeden evvel Allah'a ulaşması) inkâr etmek. Sonuç; amellerin boşa gitmesidir. Burada da birincisi aynı (Allah'ın âyetlerini inkâr etmek), ikincisi " likâil'ahıreti". Sonuç; gene amellerin boşa gitmesi gibi çok ciddi bir cezadır.

Eşitliğin iki tarafının eşit olması söz konusudur. Eşitliğin birinci tarafında, Allah'ın âyetlerini ve Allah'a mülâki olmayı inkâr etmek vardır. İkinci denklemde, Allah'ın âyetlerini ve ahirete ulaşmayı inkâr etmek vardır. Allah'a ulaşmak, ahirete ulaşmak ile eşit anlamda kullanılmış olmalıdır. Çünkü; cezalar eşittir: Amellerin yok olması, hesaba alınmaması.

Cezalar eşittir: Amellerin yok olması, hesaba alınmaması.

İnsanları, Allah'ın sebîlinden (Sıratı Mustakîm'den) men etmeselerdi, onlar Sıratı Mustakîm'e, Allah'ın Zat'ına ulaşacaklardı, ahiret günü gelmiş olacaktı (Ankebût-5,6). Men ettikleri için onlar ahireti inkâr edenler olurlar.

7/A'RÂF-146: Seasrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardı bi gayril hakkı ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ ve in yerev sebîler ruşdi lâ yettehızûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehızûhu sebîl(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne).

Yeryüzünde haksız yere kibirlenen kimseleri, âyetlerimizden çevireceğim. Bütün âyetleri görseler, ona inanmazlar. Eğer rüşd yolunu görseler, onu yol edinmezler. Ve gayy yolunu görseler, onu yol edinirler. Bu; onların, âyetlerimizi yalanlamaları ve ondan gâfil olmaları sebebiyledir.

7/A'RÂF-147: Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhireti habitat a’mâluhum, hel yuczevne illâ mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Ve âyetlerimizi ve ahirete ulaşmayı (hayatta iken ruhun Allah'a ulaşmasını) inkâr eden kimselerin amelleri, heba oldu (boşa gitti). Onlar, yaptıklarından başka bir şeyle mi cezalandırılır (karşılık verilir)?

18/KEHF-103: Kul hel nunebbiukum bil ahserîne a’mâlâ(a’mâlen).

De ki: “Ameller açısından en çok hüsrana uğrayanları size haber vereyim mi?”

18/KEHF-104: Ellezîne dalle sa’yuhum fîl hayâtid dunyâ ve hum yahsebûne ennehum yuhsinûne sun’â(sun’an).

Onlar, dünya hayatında amelleri (çalışmaları) sapmış (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla) olanlardır. Ve onlar, güzel ameller işlediklerini zannediyorlar.

18/KEHF-105: Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen).

İşte onlar, Rab'lerinin âyetlerini ve O'na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah'a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız.

29/ANKEBÛT-5: Men kâne yercû likâallâhi fe inne ecelallâhi leât(leâtin), ve huves semîul alîm(alîmu).

Kim Allah'a mülâki olmayı (hayattayken Allah'a ulaşmayı) dilerse, o taktirde muhakkak ki Allah'ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir (ruhu mutlaka hayattayken Allah'a ulaşacaktır). Ve O; en iyi işiten, en iyi bilendir.

29/ANKEBÛT-6: Ve men câhede fe innemâ yucâhidu li nefsih(nefsihî), innallâhe le ganiyyun anil âlemîn(âlemîne).

Ve kim cihad ederse, o taktirde sadece kendi nefsi için cihad eder. Muhakkak ki Allah, âlemlerden müstağnidir (hiçbir şeye ihtiyacı yoktur).
7/A'RÂF-45

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Onlar, Allah'ın yolundan alıkoyarlar. Ve onun (o yolun) eğri olmasını isterler. Ve onlar ahireti (ruhun ölümden evvel Allah'a ulaşmasını) inkâr edenlerdir.
Diyanet İşleri : Onlar Allah yolundan alıkoyan ve onu, eğri ve çelişkili göstermek isteyenlerdir. Onlar ahireti de inkâr edenlerdir.
Abdulbaki Gölpınarlı : O zâlimlere ki halkı Allah yolundan menederlerdi o yolun eğri bir hâle gelmesini isterlerdi ve onlar âhireti inkâr ederlerdi.
Adem Uğur : Onlar, Allah yolundan alıkoyan ve onu eğip bükmek isteyen zalimlerdir. Onlar ahireti de inkâr edenlerdir.
Ahmed Hulusi : Onlar ki, Allâh yolundan engellerler ve onu eğri yollara saptırmak isterler. . . Onlar, geleceklerindeki sonsuz yaşam süreçlerini inkâr edenlerdir.
Ahmet Tekin : Zâlimler, insanları Allah’ın yolundan İslâm’dan vazgeçirenler, İslâmî hayatı yaşamaya, İslâmî faaliyetlere engel olanlar ve engelleme tedbirleri alanlar, Allah’ın yolunda, İslâm’da tezat, tenakuz, pürüz, yalan, sapma arayanlardır. Onlar özellikle âhireti, ebedî yurdu inkâr eden kâfirlerdir.
Ahmet Varol : Onlar Allah'ın yolundan alıkoyar ve onu çarpık bir hale sokmak isterler. Onlar aynı zamanda ahireti inkar ederler.
Ali Bulaç : "Ki onlar Allah'ın yolundan alıkoyanlar, onda çarpıklık arayanlar ve ahireti tanımayanlardır."
Ali Fikri Yavuz : İnsanları Allah yolundan çevirenler ve yolu eğri (çarpık) bir hale getirmek isteyenler, işte onlar, âhireti inkâr edenlerdir.
Bekir Sadak : (44-45) Cennetlikler, cehennemlikleri: «Biz Rabbimizin bize vadettigini gercek bulduk, Rabbinizin size de vadettigini gercek buldunuz mu?» diye seslenirler, «Evet» derler. Aralarinda bir munadi, «Allah'in laneti Allah yolundan alikoyan, o yolun egriligini isteyen ve ahireti inkar eden zalimleredir» diye seslenir.
Celal Yıldırım : Âhiret hayatını inkâr eden (bu zâlim)ler, insanları Allah yolundan çevirir ve o (yolun) doğruluğunu bozmağa çalışırlar.
Diyanet İşleri (eski) : (44-45) Cennetlikler, cehennemliklere: 'Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk, Rabbinizin size de vadettiğini gerçek buldunuz mu?' diye seslenirler, 'Evet' derler. Aralarında bir münadi, 'Allah'ın laneti Allah yolundan alıkoyan, o yolun eğriliğini isteyen ve ahireti inkar eden zalimleredir' diye seslenir.
Diyanet Vakfi : Onlar, Allah yolundan alıkoyan ve onu eğip bükmek isteyen zalimlerdir. Onlar ahireti de inkâr edenlerdir.
Edip Yüksel : Onlar ki ALLAH'ın yolundan alıkoyarlar ve onu eğriltmek isterler. Ahiret konusunda da inkarcıdırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ki Allah yolundan menederler ve onu eğib büğmek isterler ve Âhıreti münkir kâfirler idi
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ki, Allah'ı yolundan alıkoyarlar ve onu eğip bükmek isterler ve onlar ahireti de inkar eden kafirlerdi.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar, Allah'ın yolundan men ederler ve onu eğriltmek isterler, ahireti de inkâr ederlerdi».
Fizilal-il Kuran : Onlar insanları Allah yolundan alıkoyarlar, onu eğri göstermeye yeltenirler ve ahirete de inanmazlar.
Gültekin Onan : "Onlar ki Tanrı'nın yolundan alıkoyanlar, onda çarpıklık arayanlar ve ahirete küfredenlerdir."
Hasan Basri Çantay : Ki Onlar, Allahın yolundan (insanları) men' edegelenler, onu eğri (hakka aykırı) bir haale getirmek isteyenlerdi. Onlar âhireti de inkâr edicilerdi».
Hayrat Neşriyat : 'Onlar ki, (insanları) Allah yolundan men' ederler ve ona (Allah’ın dînine) bir eğrilik ararlardı. Ve onlar âhireti inkâr ediciydiler.'
İbni Kesir : Onlar ki; Allah'ın yolundan alıkoyarlar ve onu eğriltmek isterler. Ve onlar; ahireti de inkar edenlerdir.
Muhammed Esed : onlar ki, başkalarını Allahın yolundan çevirirler ve onu eğri, dolambaçlı göstermeye çalışırlar; ve onlar ki ahiret hayatının gerçek olduğunu kabule yanaşmazlar!"
Ömer Nasuhi Bilmen : «Öyle zalimler ki, Allah'ın yolundan men ederlerdi. Ve o yolun eğri büğrü olmasını isterlerdi. Ve onlar ahireti münkir kimseler idi.»
Ömer Öngüt : Onlar Allah yolundan alıkoyarlar ve o Allah yolunu eğriltmeye çalışırlar. Onlar ahireti de inkâr edenlerdir.
Şaban Piriş : (44-45) Cennet ehli, cehennem ehline (şöyle) seslenir: -Biz, Rabbimizin bize vaad ettiğinin gerçek olduğunu gördük. Siz de Rabbinizin vaadini gerçek buldunuz mu? Onlar da: -Evet! derler. Aralarında bir münâdi: -Allah’ın laneti; ahireti inkar ederek, (insanları) Allah’ın yolundan saptıran zalimlerin üzerinedir! diye seslenir.
Suat Yıldırım : (44-45) Cennetlikler cehennemliklere: "Biz, Rabbimizin bize vâd ettiği şeylerin gerçek olduğunu gördük; siz de Rabbinizin size vâd ettiklerinin gerçekleştiğini gördünüz mü?" deyince onlar: "Evet" diye cevap verirler. Derken bir görevli aralarında: "Allah’ın lâneti o zalimlere olsun ki onlar insanları Allah yolundan uzaklaştırır, onu eğri büğrü göstermek isterlerdi ve onlar âhireti de inkâr ederlerdi." diye nida eder.
Süleyman Ateş : Onlar ki Allâh'ın yolundan menedip, onu eğriltmek isterler, âhireti de inkâr ederlerdi.
Tefhim-ul Kuran : «Ki onlar Allah'ın yolundan alıkoyanlar, onda çarpıklık arayanlar ve onlar ahireti tanımayanlardır.»
Ümit Şimşek : O zalimler ki, halkı Allah'ın yolundan alıkoyar, o yolda eğrilik ararlardı. Onlar âhireti de inkâr eden kimselerdi.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlar, Allah'ın yolundan geri çevirip yolun eğri büğrüsünü isterler. Onlar ahireti de inkar edenlerdir.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 3.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205206

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
94.479