A'RÂF-43

Anasayfa » A'RÂF Suresi » A'RÂF-43
share on facebook  tweet  share on google  print  

A'RÂF-43

"A'RÂF Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<7/A'RÂF-43>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَنَزَعْنَا مَا فِي صُدُورِهِم مِّنْ غِلٍّ تَجْرِي مِن تَحْتِهِمُ الأَنْهَارُ وَقَالُواْ الْحَمْدُ لِلّهِ الَّذِي هَدَانَا لِهَذَا وَمَا كُنَّا لِنَهْتَدِيَ لَوْلا أَنْ هَدَانَا اللّهُ لَقَدْ جَاءتْ رُسُلُ رَبِّنَا بِالْحَقِّ وَنُودُواْ أَن تِلْكُمُ الْجَنَّةُ أُورِثْتُمُوهَا بِمَا كُنتُمْ تَعْمَلُونَ

Ve neza'nâ mâ fî sudûrihim min gıllin tecrî min tahtihimul enhâr(enhâru), ve kâlûl hamdu lillâhillezî hedânâ li hâzâ ve mâ kunnâ li nehtediye levlâ en hedânallâh(hedânallâhu), lekad câet rusulu rabbinâ bil hakk(hakkı), ve nûdû en tilkumul cennetu ûristumûhâ bimâ kuntum ta'melûn(ta'melûne).

Onların göğüslerinde, (nefsin kalbindeki) afetlerinden ne varsa çekip aldık. Onların altlarından nehirler akar. “Bizi buna hidayet eden Allah'a hamdolsun. Allah'ın, bizi hidayete erdirmesi olmasaydı, biz hidayete ermezdik. Andolsun ki Rabbimizin resûlleri hak ile gelmiştir.” dediler. “Yapmış olduklarınızdan dolayı varis kılındığınız cennet işte budur.” diye nida olunurlar.  
1. ve neza'nâ : ve çekip aldık
2. : şey
3. fî sudûri-him : onların göğüslerinde
4. min : ...den
5. gıllin : kin, adavet, haset, ..... gibi nefsin kalbinin afetleri
6. tecrî : akar
7. min tahti-him : onların altlarından
8. el enhâru : nehirler
9. kâlû : dediler
10. el hamdu : hamd
11. li allâhi ellezî : Allah'a ki
12. hedâ-nâ : bizi hidayete ulaştırdı
13. li hâzâ : bununla
14. ve mâ kun-nâ : biz olmadık, olmazdık
15. li nehtediye : hidayete ermemiz
16. lev lâ : olmasaydı
17. en hedâna allâhu : Allah'ın bize hidayet etmesi
18. lekad : andolsun ki
19. câet : geldi
20. rusulu : Resûller, elçiler
21. rabbi-nâ : Rabbimizin
22. bi el hakkı : hak ile
23. nûdû : nida edilir (seslenilir)
24. en : olmak (mastar eki)
25. tilkum : o (bu), işte o
26. el cennetu : cennet
27. ûristumû-hâ : ona varis kılındınız
28. bimâ : şey ile
29. kuntum ta'melûne : amel ettiğiniz, yaptığınız

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ burada, daimî zikrin sahibi olan insanlardan; en asgari standartlarda ulûl'elbabtan bahsetmektedir. Muhteva nefsi ıslâh edici amellerden başladığı cihetle nefs, bütünüyle ıslâh edici noktaya ulaşmıştır. Kişi, salihlerden ve yeryüzünün mirasçılarından olmuştur. Nefs tezkiyesi yaptıkları sürece kalplerindeki bütün afetler zaman içerisinde alınmıştır. Bir evvelki âyetle birleştirdiğimiz zaman söz konusu olan bu kişiler, nefs tezkiyesi yapan; cennet ehli, âmenû olanlardır. Bu âyet, hayırlarda yarışanları (sabikun) kapsamaktadır. Bunlar, Peygamber Efendimiz (S.A.V) zamanındaki eski sabikunlar; sahâbe ve onlara tâbî olan tâbiinlerdir.

Veraset kelimesi nesillerden nesillere geçen, geriye kalanlar demektir. Allahû Tealâ, Kur'ân-ı Kerim'inde yeryüzünün mirasından bahsediyor. Mirasın sahipleri, kendilerine miras verilenler, "varis" adını alır. Türkçe'de "varis olunduğunuz" tarzında bir ifade pek kullanılmaz. Olması gereken ifade "varis kılındığınız" şeklindedir.

Allahû Tealâ, mirası sadece bir kişiye verir. Her devirde devrin imamı kâinatın varisidir. Devrin imamı, cennetin de varisidir ve onun emrindekiler, o sebeple cennetin varisleri olurlar.

7/A'RÂF-43

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Onların göğüslerinde, (nefsin kalbindeki) afetlerinden ne varsa çekip aldık. Onların altlarından nehirler akar. “Bizi buna hidayet eden Allah'a hamdolsun. Allah'ın, bizi hidayete erdirmesi olmasaydı, biz hidayete ermezdik. Andolsun ki Rabbimizin resûlleri hak ile gelmiştir.” dediler. “Yapmış olduklarınızdan dolayı varis kılındığınız cennet işte budur.” diye nida olunurlar.
Diyanet İşleri : Biz onların kalplerinde kin namına ne varsa söküp attık. Altlarından da ırmaklar akar. “Hamd, bizi buna eriştiren Allah’a mahsustur. Eğer Allah’ın bizi eriştirmesi olmasaydı, biz hidayete ermiş olamazdık. Andolsun, Rabbimizin peygamberleri bize hakkı getirmişler” derler. Onlara, “İşte yaptığınız (iyi işler) sayesinde kendisine varis kılındığınız cennet!” diye seslenilir.
Abdulbaki Gölpınarlı : Gönüllerindeki kini, hasedi gideririz, bulundukları yerlerin altından ırmaklar akar ve hamd Allah'a ki derler, doğru yolu buldurdu da bu nîmetlere kavuşturdu bizi; Allah hidâyet etmeseydi doğru yolu bulamazdık; andolsun ki Rabbimizin peygamberleri gerçek olarak geldiler ve onlara işte yaptığınız işlere karşılık mîras olarak elde ettiğiniz cennet diye nidâ edilir.
Adem Uğur : (Cennette) onların altlarından ırmaklar akarken, kalplerinde kinden ne varsa hepsini çıkarıp atarız. Ve onlar derler ki: "Hidayetiyle bizi (bu nimete) kavuşturan Allah'a hamdolsun! Allah bizi doğru yola iletmeseydi kendiliğimizden doğru yolu bulacak değildik. Hakikaten Rabbimizin elçileri gerçeği getirmişler." Onlara: İşte size cennet; yapmış olduğunuz iyi amellere karşılık ona vâris kılındınız diye seslenilir.
Ahmed Hulusi : Onların (cennet ashabının) içlerinde kin, sevgisizlik ne varsa söküp attık. . . Onların altlarından nehirler akar. . . "Bizi buna hidâyet eden Allâh'a aittir, HAMD! Eğer Allâh bize hidâyet etmeseydi, biz buna ulaşamazdık. . . Andolsun ki, Rabbimizin Rasûlleri Hak olarak gelmiştir" derler. . . "İşte yaptığınız çalışmalar sebebiyle mirasçı kılındığınız cennet!" diye (onlara) nida edilir.
Ahmet Tekin : Orada, onların kalplerindeki kini, kötü düşünceleri söküp atarız. Cennette, konaklarının altlarından ırmaklar akar. Onlar:
'Bu nimete kavuşmamız için bize aydınlatıcı bilgiler veren Allah’a hamdolsun. Allah bize doğru yolu göstermeseydi, kendiliğimizden doğru yolu bulamazdık. Rabbimizin Rasulleri, gerekçeli, hikmete dayalı indirilen kitaplarla, toplumda hakça düzeni gerçekleştirmek için gelmişler.' derler. Onlara:
'İşte size cennet: İşlemiş olduğunuz devamlı, amaçla örtüşen niyete dayalı, bilinçli, güzel amellere karşılık, içinde ebedî yaşayacağınız cennet size miras olarak verildi.' diye seslenilir.
Ahmet Varol : Gönüllerinde kin adına ne varsa hepsini çıkarmışızdır ve altlarından ırmaklar akmaktadır. 'Bizi doğru yola ileterek buraya kavuşturan Allah'a hamd olsun. Eğer Allah bize hidayet vermiş olmasaydı biz doğru yola giremezdik. Şüphesiz ki Rabbimizin elçileri hakkı getirdiler' derler. Onlara: 'İşte bu cennete yaptıklarınıza karşılık olarak mirasçı kılındınız' diye seslenilir.
Ali Bulaç : Biz onların göğüslerinde kinden ne varsa çekip almışız. Altlarından ırmaklar akar. Derler ki: "Bizi buna ulaştıran Allah'a hamd olsun. Eğer Allah bize hidayet vermeseydi biz doğruya ermeyecektik. Andolsun, Rabbimizin elçileri hak ile geldiler." Onlara: "İşte bu, yaptıklarınıza karşılık olarak mirasçı kılındığınız cennettir" diye seslenilecek.
Ali Fikri Yavuz : O cennet ehlinin kalblerinde olan hased ve kini çıkarırız. (Oturdukları yerlerin) altlarından ırmaklar akar (Haldeki yerlerini görünce) şöyle derler: “- Allah’a hamd olsun ki, bizi, hidayeti ile buna kavuşturdu. Eğer Allah bize hidayet vermeseydi, kendiliğimizden bunun yolunu bulamazdık. Gerçekten Rabbimizin peygamberleri, hakkı getirmişlerdir.” Onlara şöyle çağrılır: “- İşte amelleriniz sebebiyle mirasçı olarak kondurulduğunuz cennet, budur.”
Bekir Sadak : Cennette altlarindan irmaklar akarken gonullerinden kini cikarip atariz. «Bizi buraya eristiren Allah'a hamdolsun. Eger Allah bizi dogru yola iletmeseydi, biz dogru yolu bulamazdik. And olsun ki Rabbimizin peygamberleri bize gercegi getirmistir» derler. Onlara, «Islediginize karsilik iste mirascisi oldugunuz cennet diye seslenilir.
Celal Yıldırım : Öyle ki, göğüslerinde kinden ne varsa söküp atarız; altlarından da (ferahlatıcı) ırmaklar akıp durur da onlar şöyle derler: «Bizi bu (yüce saadete) eriştiren Allah'a hamd olsun ; eğer Allah bizi buna eriştirmeseydi, kendiliğimizden doğruyu bulup erişmiş olamazdık. And olsun ki Rabbimizin peygamberleri hak ile (bize) geldiler, (onlar sadece hakkı ve doğru olanı söylediler). Onlara : «işleyegeldiğiniz (iyi-yararlı) amellerinize karşılık işte vâris kılındığınız Cennet!» diye seslenilecek.
Diyanet İşleri (eski) : Cennette altlarından ırmaklar akarken gönüllerinden kini çıkarıp atarız. 'Bizi buraya eriştiren Allah'a hamdolsun. Eğer Allah bizi doğru yola iletmeseydi, biz doğru yolu bulamazdık. And olsun ki Rabbimizin peygamberleri bize gerçeği getirmiştir' derler. Onlara, 'İşlediğinize karşılık işte mirasçısı olduğunuz cennet' diye seslenilir.
Diyanet Vakfi : (Cennette) onların altlarından ırmaklar akarken, kalplerinde kinden ne varsa hepsini çıkarıp atarız. Ve onlar derler ki: «Hidayetiyle bizi (bu nimete) kavuşturan Allah'a hamdolsun! Allah bizi doğru yola iletmeseydi kendiliğimizden doğru yolu bulacak değildik. Hakikaten Rabbimizin elçileri gerçeği getirmişler.» Onlara: İşte size cennet; yapmış olduğunuz iyi amellere karşılık ona vâris kılındınız diye seslenilir.
Edip Yüksel : Göğüslerinden kin ve kıskançlık duygularını çıkardık. Altlarından nehirler akarken: 'Bizi buna ulaştıran ALLAH'a övgüler olsun. ALLAH bizi doğruya iletmeseydi biz doğruyu bulamazdık. Rabbimizin elçileri gerçeği getirmişlerdi,' dediler. Kendilerine : 'İşte bu cennet sizindir. Yaptıklarınıza karşılık olarak onu miras aldınız,' diye seslendik
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir halde ki derunlarında kîn kabilinden ne varsa hepsini söküb atmışızdır, altlarından ırmaklar akar «hamdolsun o Allaha ki hidayetile bizi buna muvaffak kıldı, o bize hidayet etmese idi bizim kendiliğimizden bunun yolunu bulmamıza imkân yoktu, hakıkat rabbımızın Peygamberleri emri hakk ile geldiler» demektedirler, ve şöyle nidâ olunmaktadırlar: işte bu gördüğünüz o Cennet ki buna amelleriniz sebebiyle vâris kılındınız
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onların içlerinde kin namına ne varsa hepsini söküp atmışızdır, altlarından ırmaklar akar. Onlar: «Hamdolsun bizi buna eriştiren Allah'a. O, bize doğru yolu göstermeseydi, bizim kendiliğimizden bunun yolunu bulmamız mümkün değildi. Gerçekten Rabbimizin peygamberleri bize gerçeği getirdiler!» demektedirler. Onlara: «İşte bu gördüğünüz, yaptığınız iyi işler karşılığında mirasçısı olduğunuz cennettir.» diye seslenilmektedir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Orada kalblerinde bulunan kini çıkarıp atarız. Onların altlarından ırmaklar akar. «Bizi buna erdiren Allah'a hamdolsun. Eğer Allah bizi doğru yola sevk etmeseydi biz doğru yola erişemezdik. Şüphesiz Rabbimizin peygamberleri bize gerçeği getirmişler.» derler. Onlara şöyle seslenilir: «İşte size cennet! Yaptıklarınıza karşılık buna varis oldunuz».
Fizilal-il Kuran : Kalplerindeki kin, kıskançlık kalıntılarını söküp atmışlardır. Ayaklarının altında ırmaklar akar. Onlar şöyle derler; Bizi bu derece erdiren Allah'a hamdolsun. Eğer Allah bize yol göstermeseydi, biz kendiliğimizden bu dereceye eremezdik. Belli ki, Rabbimizin peygamberleri bize gerçeği getirmişlerdi, onlara şöyle seslenilir; İşte size cennet, işlediğiniz iyi amellerin karşılığı olarak onu hakettiniz.
Gültekin Onan : Biz onların göğüslerinde kinden ne varsa çekip almışız. Altlarından ırmaklar akar. Derler ki: "Bizi buna ulaştıran Tanrı'ya hamd olsun. Eğer Tanrı bize hidayet vermeseydi biz doğruya ermeyecektik. Andolsun rabbimizin elçileri hak ile geldiler." Onlara: "İşte bu, yaptıklarınıza karşılık olarak mirasçı kılındığınız cennettir" diye seslenilecek.
Hasan Basri Çantay : Kinden göğüslerinde (dünyâdan kalma) ne varsa söküb atacağız. Altlarından ırmaklar akacakdır. «Hamd olsun Allaha ki, derler, bizi hidâyetiyle buna kavuşdurdu. Eğer Allah bize hidâyet etmeseydi kendiliğimizden bunun yolunu bulmuş olamazdık. Andolsun ki, Rabbimizin peygamberleri gerçeği getirmişlerdir». Onlara: «İşte (dünyâda) yapmakda devam etdiğiniz (iyi işler) sayesinde mîrascı edildiğiniz cennet budur» diye nida edilecekdir.
Hayrat Neşriyat : Hem onların (o mü’minlerin) sînelerinde kin (ve emsâli kötü hisler)den ne varsa(hepsini) çekip çıkarırız; (o Cennetlerde onların) altlarından ır mak lar akar. (Onlar da:)'Böylece bi zi buna (bu mükâ fâ ta vesîle olan amellere) hidâyet eden Allah’a hamd olsun; hâlbuki Allah bizi hidâyete erdirme sey di, doğru yolu bulamazdık. Gerçekten Rabbimi zin peygamberleri (bize) hakkı getirmişler dir!' derler. Derken (onlar:) 'İşte size Cennet! İşlemekte olduğunuz (sâlih ameller)den dolayı ona vâris kılındınız!' diye nidâ olunurlar.
İbni Kesir : Göğüslerinde kinden ne varsa söküp atmışızdır. Altlarından ırmaklar akar ve derler ki: Hamdolsun Allah'a ki; bizi buna hidayet etti. Eğer Allah bizi hidayete erdirmemiş olsaydı, biz hidayete erecek değildik. Andolsun ki; Rabbımızınpeygamberleri hakkı getirmişlerdir. Onlara: Yapmakta olduklarınızdan dolayı mirasçısı kılındığınız cennet işte budur, diye seslenilir.
Muhammed Esed : (ki, oraya girmeden önce) onların içlerinde (takılıp kalmış) olabilecek düşünce ya da duygu türünden uygunsuz ne varsa silip atacağız; orada önlerinde dereler-ırmaklar çağıldayacak; ve onlar: "Bütün övgüler, bizi bu (bahtiyarlığa) eriştiren Allaha yakışır; çünkü eğer O bize yol göstermeseydi biz asla doğru yolu bulamazdık! Ve Rabbimizin elçileri bize gerçekten de doğruyu söylemişler!" diyecekler. Ve (bir ses): "İşte geçmişte edip eyledikleriniz sayesinde kazandığınız cennet, bu!" diye yankılanacak
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Biz onların göğüslerinden kinden her ne var ise hepsini söküp atmışızdır. Onların altlarından ırmaklar akar ve derler ki: «O Allah Teâlâ'ya hamdolsun ki bizi hidâyetle buna kavuşturdu. Eğer Allah Teâlâ bize hidâyet etmeseydi biz kendi kendimize hidâyete eremezdik. Muhakkak ki, Rabbimizin peygamberleri hak ile geldiler.» Ve onlara, «İşte bu cennettir ki siz buna (sâlih) amelleriniz sebebiyle varis oldunuz,» diye nidâ olunacaktır.
Ömer Öngüt : Biz onların gönüllerindeki kinleri çıkarır atarız. Altlarından ırmaklar akmaktadır. Ve onlar derler ki: “Lütfedip hidayeti ile bizi buna kavuşturan Allah'a hamdolsun. Allah bizi doğru yola iletmeseydi, biz kendiliğimizden doğru yolu bulamazdık. Andolsun ki Rabbimizin elçileri gerçeği getirmişler. ” Onlara: “İşte size cennet! Yaptıklarınıza karşılık olarak o size miras verildi. ” diye seslenilir.
Şaban Piriş : Göğüslerinde, kinden ne varsa söküp atarız. Altlarından ırmaklar akarken onlar şöyle der: -Bizi buraya yönelten Allah’a hamdolsun; Allah bizi hidayete iletmeseydi biz, doğru yolu bulamazdık. Rabbimizin elçileri hakkı getirmişler! -İşte size yaptıklarınızın karşılığı olarak mirasçısı olduğunuz cennet! diye onlara seslenilir.
Suat Yıldırım : Öyle bir halde ki içlerinde kin kabilinden ne varsa hepsini söküp çıkarırız, önlerinden ırmaklar akar."Hamdolsun bizi bu cennete eriştiren Allah’a!Eğer Allah bizi muvaffak kılmasaydı, biz kendiliğimizden yol bulamazdık. Rabbimizin elçilerinin gerçeği bildirdikleri bir kere daha kesinlikle anlaşılmıştır." derler. Kendilerine de: "İşte güzel işlerinize karşılık, karşınızda duran şu muhteşem cennete vâris kılındınız, buyurun!" diye nida edilir.
Süleyman Ateş : Göğüslerinden kinden (tasadan) ne varsa hepsini çıkarıp atmışızdır. Altlarından ırmaklar akmaktadır. "lutfedip bizi buraya getiren Allah'a hamdolsun, Allâh bizi getirmeseydi, biz bunu bulamazdık! Rabbimizin elçileri, gerçeği getirmişler (söyledikleri doğruymuş)." dediler. Onlara: "İşte size cennet; yaptıklarınıza karşılık o size mirâs verildi" diye seslenildi.
Tefhim-ul Kuran : Biz onların göğüslerinde kinden ne varsa çekip almışız. Altlarından da ırmaklar akar. Derler ki: «Bizi buna ulaştıran Allah'a hamd olsun. Eğer Allah bize hidayet vermeseydi biz doğruya erişmeyecektik. Andolsun, Rabbimizin elçileri hak ile geldiler.» Onlara: «İşte bu, yapmakta olduklarınıza karşılık olarak mirasçı kılındığınız cennettir» diye seslenilecek.
Ümit Şimşek : Onların gönüllerinden kin namına ne varsa çıkarmışızdır; altlarından da ırmaklar akmaktadır. 'Bizi buna eriştiren Allah'a hamd olsun,' derler. 'Yoksa, eğer Allah bize hidayet etmeseydi, biz buna erişemezdik. Rabbimizin elçileri gerçekten de bize hakkı getirdiler.' Ve onlara seslenilir: 'Yaptıklarınıza karşılık vâris olduğunuz Cennet işte budur.'
Yaşar Nuri Öztürk : Göğüslerinde düşmanlıktan ne varsa söküp atmışızdır. Irmaklar akar altlarından. Şöyle derler: "Hamdolsun bizi buraya ulaştıran Allah'a. Eğer Allah bize kılavuzluk etmeseydi, biz buraya ulaşamazdık. Andolsun ki, Rabbimizin resulleri gerçeği getirmişler." Şöyle seslenilir: "İşte size, yaptıklarınıza karşılık mirasçı kılındığınız cennet."
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 3.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205206

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
94.002