A'RÂF-29

Anasayfa » A'RÂF Suresi » A'RÂF-29
share on facebook  tweet  share on google  print  

A'RÂF-29

"A'RÂF Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<7/A'RÂF-29>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

قُلْ أَمَرَ رَبِّي بِالْقِسْطِ وَأَقِيمُواْ وُجُوهَكُمْ عِندَ كُلِّ مَسْجِدٍ وَادْعُوهُ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ كَمَا بَدَأَكُمْ تَعُودُونَ

Kul emere rabbî bil kıst(kısti) ve ekîmû vucûhekum inde kulli mescidin ved’ûhu muhlisîne lehud dîn(dîne), kemâ bedeekum teûdûn(teûdûne).

De ki: “Rabbim, adaletle davranmanızı ve bütün mescidlerde kendinizi (vechlerinizi) namaza ikame etmenizi emretti. Ve dînde ihlâsla O'na (Allah'a) dua edin. Sizi yarattığı gibi (O'na) dönersiniz.”  

 

1. kul : de
2. emere : emretti
3. rabbî : Rabbim
4. bi el kıstı : adaletle
5. ve ekîmû : ve ikame ettirin, yönelin, döndürün
6. vucûhe-kum : yüzlerinizi, kendinizi
7. inde : yanında
8. kulli : her
9. mescidin : mescid
10. ved'û-hu : ona dua edin
11. muhlisîne lehu ed dîne : dîni ona has kılarak
12. kemâ bedee-kum : sizi yarattığı gibi
13. teûdûne : dönersiniz

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Buradaki dönüş; namaz kılarken, Allah ile bir ilişkinin kurulması için ayaklarınızdan, kalbinizden, göğsünüzden, başınıza ulaşan ve başınızdan size ait olan bir şeylerin yukarıya doğru yükselerek, sizden çıkması ve Allah'a ulaşmasıdır. Size mi, O'na mı ait olduğu çok belli değildir. Namaz boyunca birkaç defa; sizden çıkar, Allah'a gider, tekrar size döner, tekrar Allah'a gider, tekrar size döner. Bir süre sizde, bir süre O'nda kalır. Sonra aslî mekânı olan size döner. Size huzur, sükûnet verir. Bu, kanitin olmaktır. "O'nunla bir beraberlik halinde olmak" demektir. Siz fizik vücut olarak burada, O da, Allah olarak sizden sonsuz uzaklıkta, İndi İlâhi'den sonsuz yukarıda, yokluktadır. Kanitin olmak, öylesine mutluluk verici bir olaydır ki, namazları nasıl kıldığınızı hissedemezsiniz. Her namazda ya da O'nu düşündüğünüz her an sizden O'na gidebilen bir şey vardır. Bu, nefs ve ruh değildir. Sadece ehil olunca öğrenilebilecek, dünyada pek az insanın bildiği, vahdet-i vücut sırrıdır.

Allahû Tealâ “sizi yarattığı gibi dönersiniz” diyor. Allahû Tealâ, "O'na" kelimesi kullanmamış. Çünkü O'na döndükten sonra tekrar size dönecek. O zaman O'na ve size demesi lâzım. O da sırrı biraz açığa vuran bir olay olur. O'na dönersiniz. Sonra da size dönersiniz.

Namazların en güzeli, kanitin olarak kılınandır. O namazların zevkine doyum olmaz. Namazların rekâtları kaybolup gider. O'nunla hep ahenk içinde, birliktesinizdir. Orada sizin vücudunuz görünür ki; o namaz kılar. Ama siz hem oradasınız, hem buradasınız. Burası gözünüzden kaybolmuştur. Orası vardır gözünüzün önünde. O zaman Allahû Tealâ'nın; “İhlâsla dua edin, ihlâsla namazı ikame edin.” demekten neyi kastettiğini, neleri yaşatmak istediğini sadece anlamazsınız, yaşarsınız. Mekân müessesesi kaybolur. Burada namaz kılan, yatıp kalkan, secde eden, bir fizik vücut görülür. Allahû Tealâ, o vücuda nasıl kıldırırsa o vücut öyle namaz kılar. Allah ile birlikte olunur.

Bize namazı kıldıran O'dur. Nasıl dilerse fizik vücut öyle kılar. Her namazda imtihan olunursunuz. Bütün güzellikler O'nunla beraberken yaşanır. Kanitin olmak, hayatınızın en büyük zevki olduğu gün, Allah'ın dostu olmanın o büyük mutluluğunu yaşarsınız. Kanitin olmaktan Allahû Tealâ'nın neyi murad ettiğini, namaz kılarken, bir başka âlemde yaşamanın ne olduğunu, neden namazların sayısını Allah'ın dilediği gibi takdir edip, arkada namaz kılanları imtihan ettiğini o zaman öğrenirsiniz.

Emrin sahibi her zaman Allah'tır. O, Allah'tır. Dilediğini, dilediği gibi yapar. Hikmetinden sual olunmaz. Biz, O'nun azadsız kölesiyiz. Kölelerin en üstünde olanız. En köle olan, Biziz. Şeytanın şu kâinat üzerindeki en büyük düşmanı...

Hidayetçi, hidayeti; şeytan, dalâleti emreder. Bu devir "ahir zaman"dır ve hidayet söz konusudur. Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve bütün peygamberler zamanında var olan, ancak onlardan bir süre sonra unutulan "hidayet" mefhumunun yeniden dizaynı için vazifelendirildik. Hidayete erdirmeye vesile olmak için değil, hidayete erdirmek için buradayız. Sözlerimiz bütün bir kâinat içindir. Sırra ehil olduğunuz zaman, kafanızda en ufak bir sual işareti kalmayacaktır.

7/A'RÂF-29

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : De ki: “Rabbim, adaletle davranmanızı ve bütün mescidlerde kendinizi (vechlerinizi) namaza ikame etmenizi emretti. Ve dînde ihlâsla O'na (Allah'a) dua edin. Sizi yarattığı gibi (O'na) dönersiniz.”
Diyanet İşleri : De ki: “Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi (O’na) doğrultun. Dini Allah’a has kılarak O’na ibadet edin. Sizi başlangıçta yarattığı gibi (yine O’na) döneceksiniz.”
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Rabbim, adâletle hareket etmemi emretti bana ve her secde yerinde, her namazda yüzünüzü kıbleye döndürün, inancınızda, ibâdetinizde hâlis olup ona bağlanarak kulluk edin nasıl sizi o yarattıysa, meydana getirdiyse gene öylece dönüp onun tapısına varacaksınız.
Adem Uğur : De ki: Rabbim adaleti emretti. Her secde ettiğinizde yüzlerinizi O'na çevirin ve dini yalnız Allah'a has kılarak O'na yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi (yine O'na) döneceksiniz.
Ahmed Hulusi : De ki: "Rabbim her şeyin hakkını vererek yaşamayı emretti. . . Her mescidde vechlerinizi ikame edin (tam teslim olmuşluğun sonucu olarak benliğinizin ortadan kalkışını yaşayın) ve Din anlayışınızı sadece O'na has kılarak O'na dua edin. . . Başlangıcınızdaki gibi (cennette Adem'in yaratılışı üzere) O'na döneceksiniz!"
Ahmet Tekin : 'Rabbim adâletli ve doğru olmayı, adâleti gerçekleştirerek, sosyal, siyasî, ekonomik ve idarî bir düzen kurmayı, sosyal adâleti, sosyal güvenliği temin etmeyi, refah payını artırarak toplumda dengeli dağıtmayı emretti. Her secde ettiğiniz, her ibadet ettiğiniz yerde, her mescitte, yüzünüzü, varlığınızı, benliğinizi Allah’a teslim edip, âdâbına riayet ederek dinin emirlerini açıkça yerine getirin, kendinizi Allah yoluna adayın, ibadet edin. Allah’ın dinini ve düzenini içtenlikle benimseyerek samimiyetle toplumlarınızda uygulayıp, O’na kulluk, ibadet ve dua edin. Allah, sizi başlangıçta nasıl var edip dünyaya getirdi ise, aynı şekilde O’na döneceksiniz, huzuruna çıkacaksınız.' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Rabbim adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi (O'na) doğrultun ve dini yalnız kendisine has kılarak [2] O'na dua edin. Sizi ilk kez yarattığı gibi (O'na) dönersiniz.
Ali Bulaç : De ki: "Rabbim adaletle davranmayı emretti. Her mescid yanında (secde yerinde) yüzlerinizi (O'na) doğrultun ve dini yalnız kendisine has kılarak O'na dua edin. "Başlangıçta sizi yarattığı" gibi döneceksiniz."
Ali Fikri Yavuz : De ki, Rabbim adâleti emretti. Her secde yerinde (namazınızda) yüzünüzü kıble tarafına çevirin. Dinde Allah için ihlâslı kimseler olarak Allah’a ibadet edin. İlkin sizi o yarattığı gibi, yine ona döneceksiniz.
Bekir Sadak : De ki: «Rabbim adaleti emretti ; her secde yerinde yuzunuzu O'na dogrultun; dinde samimi olarak O'na yalvarin. Sizi yarattigi gibi yine O'na doneceksiniz.»
Celal Yıldırım : De ki: Rabbim adalet ve insafı emretmiştir. Her secde yerinde yüzlerinizi (O'na, O'nun kutsal evine) doğrultun; dini O'nun için katıksız kılarak duâ ve ibâdet edin. Sizi ilk yarattığı gibi, yine O'na döneceksiniz.
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Rabbim adaleti emretti; her secde yerinde yüzünüzü O'na doğrultun; dinde samimi olarak O'na yalvarın. Sizi yarattığı gibi yine O'na döneceksiniz.'
Diyanet Vakfi : De ki: Rabbim adaleti emretti. Her secde ettiğinizde yüzlerinizi O'na çevirin ve dini yalnız Allah'a has kılarak O'na yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi (yine O'na) döneceksiniz.
Edip Yüksel : De ki: 'Rabbim adaleti emreder. Her mescitte (ibadet yerinde) dini sadece O'na ait kılarak O'na yalvarın. Sizi ilk yarattığı gibi O'na döneceksiniz.'
Elmalılı Hamdi Yazır : Deki: Rabbım, Adl-ü insafı emretti, hem her mescidde yüzlerinizi doğru tutun ve ona, dini mahza onun için hâlıs kılarak, ıbadet edin, sizi iptida o yarattığı gibi yine ona döneceksiniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Rabbim adaleti emretti. Her mescitte yüzlerinizi doğru tutun ve O'na dininizde samimi olarak ibadet edin! Sizi ilkin O yarattığı gibi yine O'na döneceksiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: «Rabbim bana adaleti emretti. Her mescidde yüzünüzü O'na doğrultun ve dini yalnız kendisine has kılarak O'na yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi yine O'na döneceksiniz.»
Fizilal-il Kuran : De ki; «Rabbim bana ölçülü ve dengeli olmayı emretti. Her secde yerinde ve anında tüm varlığınızla O'na yönelerek müşriklikten tamamen arınmış bir bağlılıkla O'na dua ediniz. Sizi ilkin yarattığı gibi yine O'na döneceksiniz.»
Gültekin Onan : De ki: "Rabbim adaletle davranmayı buyurdu. Her mescid yanında yüzlerinzi (O'na) doğrultun ve dini yalnız kendisine has kılarak O'na dua edin. 'Başlangıçta sizi yarattığı' gibi döndürüleceksiniz."
Hasan Basri Çantay : De ki: «Rabbim adaleti emretdi. Her secde yerinde yüzlerinizi (kıbleye) doğrultun. Ona — dînde ancak kendine (bağlı, gösterişden bayağı emellerden uzak haalis ve) muhlis (insan) lar olarak — ibâdet edin. ilkin sizi yaratdığı gibi yine (Ona) döneceksiniz.
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Rabbim adâleti emretti!' Hem her namaz vaktinde (ve secde yerlerinde)yüzlerinizi (ibâdete) çevirin ve dinde, (yalnız) O’nun (rızâsı) için, ihlâslı kimseler olarak O’na ibâdet edin! Sizi ilk önce (O) yarattığı gibi, (yine O’na) döneceksiniz.
İbni Kesir : De ki: Rabbım, adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi ona doğrultun. Ve dinde ancak kendisine muhlisler olarak yalvarın. İlk önce sizi yarattığı gibi, yine O'na döndürüleceksiniz.
Muhammed Esed : De ki: "Benim Rabbim (yalnızca) doğru olanın yapılmasını emretmiştir; ve (O sizden) kulluğunuzu göstermek üzere giriştiğiniz her türlü eylemde bütün varlığınızı ortaya koymanızı ve içten bir inançla yalnız ve sadece Ona bağlanarak Kendisine yalvarıp yakarmanızı (ister). Başlangıçta nasıl sizi yaratan Oysa, döneceğiniz kimse de Odur:
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Benim Rabbim adâletle emretmiştir. Ve her secde yerinde yüzlerinizi doğru tutunuz ve O'na dinde muhlis kimseler olarak ibadette bulununuz. Sizi iptidaen yarattığı gibi, yine O'na döneceksinizdir.»
Ömer Öngüt : De ki: “Rabbim bana adaleti emretti. Her secde yerinde yüzlerinizi O'na doğrultun ve dini yalnız kendisine has kılarak O'na duâ edin. İlk önce sizi yarattığı gibi, yine O'na döneceksiniz. ”
Şaban Piriş : De ki: -Rabbim adaleti emretti. Her mescidde yönünüzü O’na doğrultun. Mutlak manada O’na itaat edenler olarak O’na dua edin. İlk defa sizi yarattığı gibi, yine O’na döneceksiniz.
Suat Yıldırım : De ki: "Rabbim adalet ve itidali emretti. Her secdenizde, her namaz zamanında veya mekânında, yüzünüzü O’nun kıblesine yöneltiniz!İhlâsla, ibadetinizi yalnız O’nun rızası için yaparak Allah’a kulluk ediniz! Çünkü ilkin sizi O yarattığı gibi, dönüşünüz de yine O’na olacaktır."
Süleyman Ateş : De ki: "Rabbim adâleti emretti. Her mescidde yüzlerinizi O'na doğrultun ve dini yalnız kendisine has kılarak O'na yalvarın (Allah'a hiçbir benzer, eş, ortak koşmadan, gönlünüze başka tanrılar getirmeden sırf Allah'a yönelerek O'na kulluk edin). İlkin sizi yarattığı gibi yine O'na döneceksiniz."
Tefhim-ul Kuran : De ki; «Rabbim adaletle davranmayı emretti. Her mescid yanında (secde yerinde) yüzlerinizi (O'na) doğrultun ve dini yalnız kendisine has kılarak O'na dua edin. 'Başlangıçta sizi yarattığı' gibi döneceksiniz.»
Ümit Şimşek : De ki: Rabbim bana adaleti emretti. Her secde edişinizde yüzünüzü dosdoğru Ona yöneltin ve yalnız Onun rızasını gözeterek kulluk edin. Bundan önce sizi nasıl O yarattıysa, sonunda yine Ona döneceksiniz.
Yaşar Nuri Öztürk : Şunu da söyle: "Rabbim bana adaleti emretti. Her mescitte yüzlerinizi O'na doğrultun. Dini yalnız O'na özgüleyerek O'na yakarın. Tıpkı sizi ilk yarattığı gibi O'na döneceksiniz."
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 3.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205206

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
94.403