A'RÂF-8

Anasayfa » A'RÂF Suresi » A'RÂF-8
share on facebook  tweet  share on google  print  

A'RÂF-8

"A'RÂF Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<7/A'RÂF-8>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَالْوَزْنُ يَوْمَئِذٍ الْحَقُّ فَمَن ثَقُلَتْ مَوَازِينُهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ

Vel veznu yevme izinil hakk(hakku), fe men sekulet mevâzînuhu fe ulâike humul muflihûn(muflihûne).

İzin günü (hesaplaşma günü) tartı (ölçü) haktır (gerçektir). Kimin (sevap) tartıları ağır gelirse, işte onlar, onlar felâha erenlerdir. 
1. ve el veznu : ve tartı
2. yevme izin : izin günü
3. el hakku : haktır
4. fe : artık
5. men : kim
6. sekulet : ağır geldi
7. mevâzînu hu : onun tartısı
8. fe ulâike : işte onlar
9. hum el muflihûne : onlar felâha erenlerdir

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Felâh, bir kurtuluş ölçüsüdür. Cennetin 1. katından 7. katı da dahil olmak üzere bütün katlarını ifade eder. Allahû Tealâ, her kat için ayrı bir felâh unsuru koymuştur.

      1. kat cennet, Allah'a ulaşmayı dilemekle,

      2. kat cennet, mürşide tâbî olmakla,

      3. kat cennet, ruhu Allah'a ulaştırmakla,

      4. kat cennet, fizik vücudu Allah'a teslim etmekle,

      5. kat cennet, nefsi Allah'a teslim etmekle,

      6. kat cennet, irşada ulaşmakla,

    7. kat cennet, iradeyi de Allah'a teslim ederek bihakkın takva sahibi olmakla kazanılır.

Bir insanın günahları, sevaplarından fazla ise gideceği yer cehennemdir. Cennete girebilmek için sevapların günahlardan fazla olması lâzımdır (Mu'minûn-102).

23/MU'MİNÛN-102: Fe men sekulet mevâzînuhu fe ulâike humul muflihûn(muflihûne).

O zaman kimin mizanı (sevap tartıları) ağır gelirse işte onlar, felâha erenlerdir.

Günahlar ve sevaplar, pozitif ve negatif derecelerdir. Nâkıs dereceler, negatif derecelerdir, sol taraftadır; hayat filminde kırmızı rakamlarla görülür. Zait dereceler, pozitif derecelerdir, sağ taraftadır; yeşil rakamlarla görülür.

Mizan, Allah'ın otomatik kompüter sistemidir. Bu sistem, insanın bütün hayatının 3 boyutlu filmindeki her olayın ve o andaki düşüncesinin negatif (nâkıs) veya pozitif (zait) neticesini tespit eder. Kiramen kâtibin melekleri de kişinin hem hayatını (bütün fiillerini, yaptıklarını) hem de düşüncelerini filme alır. Bu ortamda düşüncelerle, davranış biçimleri arasındaki ilişki, kesin olarak mizan tarafından gözlenir. Hangi olay ne kadar kasıtla yapıldıysa, 100 üzerinden 100 ile taammüdü hesap edilir. O kadar dereceye müstahak olunur. Hayat filminiz boyunca elinizdeki mizan, her olay için devamlı rakamlar verir. O rakamların aynısı hayat filminde de mevcuttur. Ve kıl kadar zulmedilmediğinden emin olunur. Hangi tarafta fazlalık olduğu bir bakışta görülür. Çünkü her iki tarafta da toplam olarak kazanılan her yeni derecat, sağ tarafa; kaybedilen her yeni negatif derecat, sol tarafa ilâve edilir.

Kıyâmet günü önce zaman durur ve o gün hayatta olan herkes ölür. Evvelkiler zaten daha evvel ölmüşlerdir. Ve zaman geriye döner. Herkesin ait olduğu hayat dilimine, zaman geri döndüğünde, herkes canlanır, mezarlardan yükselerek Mahşer Meydanı'na ulaşır. Birinci defa sur'a üfürüldüğünde mahşer meydanında bütün insanlar toplanır. İkinci defa sur'a üfürülünce herkes tekrar ölür. Sonra sur'a bir defa daha üfürülür. Herkes yepyeni bir hayatla yeniden canlanır. Aynı yaşta olarak, cennet ve cehennem hayatını yaşayacak olan farklı bir vücutla (enerji bedenle) yaratılırlar. Ve bu standartlarda nefs, gelip fizik vücuda yeniden yerleşir. Ve herkes İndi İlâhi'ye ulaşır. Elektronik bir sistemle kendisine ait olan mizanı (hayat filmini) bulur.

Otomatik ölçüler herkesi kendi mizanına götürür. Ve Mahkeme-i Kübra'da, kimse Allahû Tealâ'nın huzuruna çıkıp kendi müdafaasını yapamaz (Yâsîn-65). Doğumdan ölüme kadar hayatınızdaki bütün olaylar dizisini (100 sene yaşasanız), 2,4 saatlik bir zaman devresinde görürsünüz. O gün sağ tarafınızda kazandığınız dereceleri, sol tarafınızda kaybettiğiniz dereceleri göreceksiniz. Ve eğer sağ tarafınızdaki dereceler fazla ise kitabınız (hayat filminiz) sağdan, sol tarafınızdaki dereceler fazla ise soldan verilir. Birincilerin gideceği yer cennet, ikincilerin gideceği yer cehennemdir.

36/YÂSÎN-65: El yevme nahtimu alâ efvâhihim ve tukellimunâ eydîhim ve teşhedu erculuhum bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne).

Bugün onların ağızlarını mühürleriz. Kazanmış olduklarını (yaptıklarını) Bize, onların elleri anlatır, ayakları şahitlik eder.

 

7/A'RÂF-8

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : İzin günü (hesaplaşma günü) tartı (ölçü) haktır (gerçektir). Kimin (sevap) tartıları ağır gelirse, işte onlar, onlar felâha erenlerdir.
Diyanet İşleri : O gün amellerin tartılması da haktır. Kimlerin sevabı ağır basarsa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Abdulbaki Gölpınarlı : O gün tartı olacak, gerçektir bu. Kimlerin iyi amelleri, terazide ağır gelirse onlardır kurtulanlar, muratlarına erenler.
Adem Uğur : O gün tartı haktır. Kimin (sevap) tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Ahmed Hulusi : O süreçte vezn (her şeyin Allâh hükümlerine göre artısıyla eksisiyle değerlendirilmesi) Hak'tır. . . Artık kimin mizanları (değerlendirilmeleri) ağır basarsa (nefsinde), işte onlar, engelleri yarıp kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
Ahmet Tekin : O gün, kullanılacak ölçünün, tartının birimi haktır, adâlettir, Kur’ân hükümleridir. Kimlerin tartıları, sevapları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa, ebedî nimetlerle mutluluğa erenlerdir.
Ahmet Varol : Gerçek tartı o gündedir. [1] Kimin tartıları ağır gelirse işte kurtuluşa erecekler onlardır.
Ali Bulaç : O gün tartı haktır. Kimin tartıları ağır basarsa, işte kurtulanlar onlardır.
Ali Fikri Yavuz : Kıyamet gününde amellerin tartılması haktır. Kimin iyilikleri kötülüklerinden ağır gelirse, işte onlar, kurtulanlardır.”
Bekir Sadak : Gercek tarti kiyamet gunundedir. Tartilari agir gelenler, iste onlar kurtulanlardir.
Celal Yıldırım : O gün (amellerin) tartısı haktır. Artık kimlerin tartıları ağır gelirse, işte onlar korktuklarından kurtulup umduklarına kavuşanlardır.
Diyanet İşleri (eski) : Gerçek tartı kıyamet günündedir. Tartıları ağır gelenler, işte onlar kurtulanlardır.
Diyanet Vakfi : O gün tartı haktır. Kimin (sevap) tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Edip Yüksel : O gün tartı dosdoğrudur. Tartıları ağır gelenler başarmış olanlardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem vezn o gün tam hak, artık kimin mizanları ağır basarsa işte onlar, o felâh bulacaklar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O gün tartı tam hakkiyle yapılacaktır. Artık kimin tartıları ağır basarsa, işte onlar, arzularına ereceklerdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O gün (amelleri tartacak) terazi haktır. Kimin (sevap) tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtulanlardır.
Fizilal-il Kuran : O gün tam doğru tartı vardır. Kimlerin tartıları ağır çekerse, onlar kurtuluşa ermişlerdir.
Gültekin Onan : O gün tartı haktır (dosdoğrudur). Kimin tartıları ağır basarsa, İşte kurtulanlar onlardır.
Hasan Basri Çantay : (Herkesin dünyâda yapıb etdiğini) tartmak da o gün hakdır. Artık kim (ler) in terazileri ağır basarsa işte onlar murada erenlerin ta kendileridir.
Hayrat Neşriyat : (Amelleriniz için) hak tartı da o gündür. Artık kimlerin tartıları ağır gelirse, işte kurtuluşa erenler ancak onlardır.
İbni Kesir : Tartı, o gün haktır. Kimin terazisi ağır basarsa; işte onlar, felaha erenlerin kendileridir.
Muhammed Esed : Ve ölçme-tartma işi o Gün dosdoğru gerçekleşecek; ve tartıda (doğru ve yararlı davranışlarının) yükü ağır gelenler; işte böyleleridir mutluluğa erişecek olanlar;
Ömer Nasuhi Bilmen : Vezin de o günde haktır. Artık her kimin terazileri ağır gelirse işte felâha erenler onlardır.
Ömer Öngüt : Gerçek tartı kıyamet günündedir. Tartıları ağır gelenler, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Şaban Piriş : İşte o gün tartı haktır. Tartıları ağır gelenler, işte onlar, kurtulmuş olanlardır
Suat Yıldırım : O gün, dünyada yapılan işlerin tartılması kesin gerçekleşecek. Artık kimin iyilikleri kötülüklerinden ağır gelirse, işte onlar muratlarına ereceklerdir.
Süleyman Ateş : O gün tartı tam doğrudur. Kimin (sevâp) tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtulanlardır.
Tefhim-ul Kuran : O gün tartı haktır. Kimin tartıları ağır basarsa, işte kurtulanlar onlardır.
Ümit Şimşek : Kıyamet gününün terazisi gerçektir. Kimin iyilikleri ağır basarsa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Yaşar Nuri Öztürk : O gün, iyi ve kötüyü ayıran ölçü haktır. Artık kimin ölçülüp tartılacak şeyleri ağır basarsa kurtuluşa erenler onlar olacaktır.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 3.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205206

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
92.670