ENFÂL-29

Anasayfa » ENFÂL Suresi » ENFÂL-29
share on facebook  tweet  share on google  print  

ENFÂL-29

"ENFÂL Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<8/ENFÂL-29>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

يِا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إَن تَتَّقُواْ اللّهَ يَجْعَل لَّكُمْ فُرْقَاناً وَيُكَفِّرْ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْ وَاللّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ

Yâ eyyuhâllezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).

Ey âmenû olanlar! Allah’a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir. 
1. yâ eyyuhâ : ey, onlar ki
2. ellezîne âmenû : inanan, âmenû olan, Allah'a ulaşmayı dileyen kimseler
3. in : eğer
4. tetteku allâhe : Allah'a (karşı) takva sahibi olun
5. yec'al : kılar, yapar
6. lekum : sizin için, sizi
7. furkânen : bir furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği)
8. ve yukeffir : ve örter
9. an-kum : sizden
10. seyyiâti-kum : sizin günahlarınızı
11. ve yagfir-lekum : ve size mağfiret eder
12. ve allâhu : ve Allah
13. zu el fadli el azîmi : büyük fazl sahibi

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Kim âmenû olursa ve bunun sonunda Allah'a karşı takva sahibi olursa, Allah, o insanlara doğruyu yanlıştan ayırma özelliği verir. Buna rağmen nefsin tesiri altında insanlar yine yanlışları, hataları işleyeceklerdir; ama en azından, doğruyu yanlıştan ayırma özelliğinin sahibi olacaklardır. Doğru yanlıştan ayırılırsa, Allah'ın emirlerine mutlaka itaat artar, Allah'ın yasak ettiği fiiller işlenmez. Böylece kişi, Allah'a şu veya bu olayda ihanet etmemiş olur. Bir başka ifadeyle, mürşide ulaşmadan evvel, bir insan nefsini kendine ilâh ediniyordu. Çünkü Allah'ın emirleri ona güç geliyordu ve gerçekleştirmiyordu. Böylece o emri veren Allah'a değil, o emre karşı gelen nefsine itaat ediyordu ve nefsini o olayda Allah'ın yerine koyuyordu:

45/CÂSİYE-23: E fe reeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gışâveh(gışâveten), fe men yehdîhi min ba’dillâh(ba’dillâhi), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).

Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Bu durumda Allah'tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?

Bu muhteva içerisinde insanların güzele ulaşması için, doğruyu yanlıştan ayırması lâzımdır. İşte burası, kişinin Allah'a ulaşmayı dilediği noktadır. Çünkü âyet-i kerime: “Ve sizler takva sahibi olun” diyor. Olduğunuz andan itibaren Allahû Tealâ, sizi öyle bir noktaya ulaştıracak ki; günahlarınızı örtecek. Kalbinizin mührünü açacak küfür kelimesini ve ekinneti alacak ve yerine ihbat koyacaktır. Kalbinize konulan ihbat, furkandır. Mü'min olacaksınız. İrşad makamına tâbî olduğunuz an, 7 tane ni'met almanız söz konusu. Bu ni'metlerden bir tanesi, günahlarınızın sevaba çevrilmesi ve Allah'ın 1'e 10 yerine 1'e 100 vermeye başlamasıdır:

2/BAKARA-261: Meselullezîne yunfikûne emvâlehum fî sebîlillâhi ke meseli habbetin enbetet seb’a senâbile fî kulli sunbuletin mietu habbeh(habbetin), vallâhu yudâifu li men yeşâu, vallâhu vâsiun alîm(alîmun).

Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, her sünbülünde (başağında) yüz adet tane (tohum) olmak üzere, yedi sünbül (başak) veren bir tek tohumun durumu gibidir. Allah, dilediği kimse için (onun rızkını) kat kat artırıp verir. Ve Allah Vâsi'dir, Alîm'dir.

Böylece nefs tezkiyesi başlar. Tövbe merasimi sırasında ikisi birden gerçekleşir:

25/FURKÂN-70: İllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen).

Ancak kim (mürşidi önünde) tövbe eder (böylece kalbine îmân yazılıp, îmânı artan) mü'min olur ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde işte onların, Allah seyyiatlerini (günahlarını) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafur'dur (günahları sevaba çevirendir), Rahîm'dir (rahmet nuru gönderendir).

Nefsin kalbinde faziletler biriktiği sürece o kişi, nefs tezkiyesini adım adım gerçekleştirecektir. Nefs tezkiyesi boyunca hedefe yürümek söz konusudur. Nefs tezkiyesi boyunca devamlı, Allah'ın âyetlerine, Allah'ın emirlerine daha çok itaat, yasak ettiklerini işlememek konusunda daha büyük başarı söz konusu olacaktır. Ve yine doğruyu yanlıştan ayırma özelliği "furkan" kelimesiyle ifade edilmektedir.

 

8/ENFÂL-29

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ey âmenû olanlar! Allah'a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.
Diyanet İşleri : Ey iman edenler! Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız; O, size iyiyi kötüden ayırt edecek bir anlayış verir ve sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah, büyük lütuf sahibidir.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ey inananlar, Allah'tan çekinirseniz hayırla şerri ayırt etme kabiliyetini verir size ve suçlarınızı örter, yarlıgar sizi ve Allah, pek büyük bir lütuf ve ihsân sâhibidir.
Adem Uğur : Ey iman edenler! Eğer Allah'tan korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırdedecek bir anlayış verir, suçlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir.
Ahmed Hulusi : Ey iman edenler. . . Eğer Allâh'tan korunursanız (fıtrî ahdinize ve Rasûlullah ile ulaşanlara hıyanet etmezseniz), sizin için Furkan (Hak ile bâtılı ayırt etme kuvvesi) oluşturur, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. . . Allâh, Zül Fadlil Aziym'dir.
Ahmet Tekin : Ey iman edenler, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışır, günahlardan arınıp, azaptan korunursanız, o size, iyi ile kötüyü ayırdedecek bir anlayış verir. Kusurlarınızı siler, sizi koruma kalkanına alır, bağışlar. Allah büyük lütuf sahibidir.
Ahmet Varol : Ey iman edenler! Eğer Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız size bir furkan [6] verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük lütuf sahibidir.
Ali Bulaç : Ey iman edenler, Allah'tan korkup sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir.
Ali Fikri Yavuz : Ey mü’minler! Eğer Allah’dan korkarsanız (emirlerine bağlanır, yasaklarından sakınırsanız), o, size hak ile batılı ayırdedecek bir anlayış ve nur verir. Günahlarınızı örter ve sizi bağışlar. Allah, çok büyük lütûf sahibidir.
Bekir Sadak : Ey inananlar! Allah'tan sakinirsaniz, O size iyiyi kotuden ayirdedecek bir anlayis verir, kotuluklerinizi orter, sizi bagislar. Allah buyuk, bol nimet sahibidir.
Celal Yıldırım : Ey imân edenler I Eğer Allah' tan korkup (kötülüklerden) sakınırsanız ; O size bir f u r k a n (= iyiyi kötüden, hayrı serden, doğruyu eğriden, sevabı günahtan, temizi murdardan, hakkı bâtıldan ayıran bir ölçü ve kıstas, bir bilgi ve marifet) verir. Üstelik suç ve günahlarınızı örter ve sizi bağışlar.
Diyanet İşleri (eski) : Ey inananlar! Allah'tan sakınırsanız, O size iyiyi kötüden ayırdedecek bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah büyük, bol nimet sahibidir.
Diyanet Vakfi : Ey iman edenler! Eğer Allah'tan korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırdedecek bir anlayış verir, suçlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir.
Edip Yüksel : Ey inananlar, ALLAH'ı dinlerseniz, size doğruyu yanlıştan ayıracak anlayışı verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. ALLAH Büyük Lütuf Sahibidir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ey iyman edenler! Allaha korunursanız o, size bir fürkan verir ve tarafınızdan seyyiatınızı örter, sizin için mağfiret de eder, Allah azîm fadıl sahibidir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey iman edenler, Allah'a sığınıp korunursanız, O size iyiyi kötüden ayırt eden bir ölçü verir ve yaptığınız günahları örter, sizin için bağışlar. Allah büyük bir lütuf sahibidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız, O, size bir furkan (hakkı batıldan ayırdedecek bir anlayış) verir ve günahlarınızı örtbas eder, sizi bağışlar. Allah büyük lütuf sahibidir.
Fizilal-il Kuran : Ey mü'minler, eğer Allah'dan korkarsanız, O size iyiyi kötüden ayırd edebilecek bir nosyon, bir kriter bağışlar, kötülüklerinizi örter ve sizi affeder. Allah büyük lütuf sahibidir.
Gültekin Onan : Ey inananlar, Tanrı'dan korkup sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıracak bir nur ve furkan verir, kötülüklerinizi örter (yükeffir) ve sizi bağışlar. Tanrı, büyük fazl sahibidir.
Hasan Basri Çantay : Ey îman edenler, eğer Allahdan korkarsanız O, size iyi ile kötüyü ayırd edecek (bir marifet ve nur) verir, suçlarınızı örter, sizi yarlığar. Allah büyük lutf-ü inayet saahibidir.
Hayrat Neşriyat : Ey îmân edenler! Eğer Allah’dan sakınırsanız, size furkan (hak ile bâtılı ayıracak bir anlayış) verir, kötülüklerinizi örter ve size mağfiret eder. Çünki Allah, (pek) büyük ihsan sâhibidir.
İbni Kesir : Ey iman edenler; Allah'tan korkarsanız O, size bir furkan verir. Suçlarınızı örter ve sizi bağışlar. Allah, büyük lütuf sahibidir.
Muhammed Esed : Siz ey imana erişenler! Eğer Allaha karşı sorumluluk bilinci içinde olursanız O size, hakkı batıldan ayırmaya yarayan bir ölçü bahşedecek ve kötü işlerinizi silip örtecek, sizi bağışlayacaktır: Çünkü Allah, bağış ve cömertliğinde sınır olmayandır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ey imân edenler! Eğer Allah Teâlâ'dan korkarsanız sizin için bir furkan kılar ve sizin günahlarınızı örter ve sizin için mağfiret buyurur. Ve Allah Teâlâ pek büyük bir fazl sahibidir.
Ömer Öngüt : Ey iman edenler! Eğer siz Allah'tan korkar, takvâ sahibi olursanız, O size furkan (iyi ile kötüyü ayırt edecek bir mârifet, bir nur) verir. Kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah büyük lütuf sahibidir.
Şaban Piriş : -Ey iman edenler! Eğer Allah’tan korkarsanız, O size iyiyi kötüden ayıracak bir kabiliyet verir. Ve sizin günahlarınızı örter. Sizi bağışlar. Allah son derece büyük lütuf sahibidir.
Suat Yıldırım : Ey iman edenler! Siz Allah’ı sayar haramlardan sakınırsanız, Allah size hakkı batıldan ayırd edecek bir anlayış kuvveti verir, sizin günahlarınızı örter, sizi affeder. Allah büyük lütuf sahibidir.
Süleyman Ateş : Ey inananlar, Allah'tan korkarsanız O size iyi ile kötüyü ayırdedici bir anlayış verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allâh büyük lutuf sâhibidir.
Tefhim-ul Kuran : Ey iman edenler, Allah'tan korkup sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir.
Ümit Şimşek : Ey iman edenler! Allah'tan korkarsanız, O size hak ile bâtılı ayırt edecek bir güç verir; günahlarınızı örter ve sizi bağışlar. Çünkü Allah pek büyük lütuf sahibidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Ey iman sahipleri! Eğer Allah'tan korkarsanız, Allah size hakla bâtılı/iyiyle kötüyü ayırma gücü verir, kötülüklerinizi örter. Allah, o büyük lütfun sahibidir.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 3.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 7475

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
34.384