TEVBE-24

Anasayfa » TEVBE Suresi » TEVBE-24
share on facebook  tweet  share on google  print  

TEVBE-24

"TEVBE Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<9/TEVBE-24>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

قُلْ إِن كَانَ آبَاؤُكُمْ وَأَبْنَآؤُكُمْ وَإِخْوَانُكُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ وَعَشِيرَتُكُمْ وَأَمْوَالٌ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَا أَحَبَّ إِلَيْكُم مِّنَ اللّهِ وَرَسُولِهِ وَجِهَادٍ فِي سَبِيلِهِ فَتَرَبَّصُواْ حَتَّى يَأْتِيَ اللّهُ بِأَمْرِهِ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ

Kul in kâne âbâukum ve ebnâukum ve ıhvânukum ve ezvâcukum ve aşîretukum ve emvâlunıktereftumûhâ ve ticâretun tahşevne kesâdehâ ve mesâkinu terdavnehâ ehabbe ileykum minallâhi ve resûlihî ve cihâdin fî sebîlihî fe terabbesû hattâ ye' tiyallâhu bi emrih(emrihî), vallâhu lâ yehdîl kavmel fasikîn(fasikîne).

De ki: “Şâyet babalarınız ve oğullarınız ve kardeşleriniz ve zevceleriniz ve aşiretiniz ve kazandığınız mallarınız, kesada uğramasından (satışının durmasından) korktuğunuz ticaret ve razı olduğunuz (hoşunuza giden) evler, Allah'tan ve O'nun resûlünden ve O'nun (Allah'ın) yolunda cihad etmekten size daha sevgili ise artık Allah, emrini getirinceye kadar bekleyin. Ve Allah, fasıklar kavmini (topluluğunu) hidayete erdirmez.  

 

1. kul : de (ki)
2. in kâne : eğer oldu ise
3. âbâu-kum : babalarınız
4. ve ebnâu-kum : ve oğullarınız
5. ve ıhvânu-kum : ve kardeşleriniz
6. ve ezvâcu-kum : ve eşleriniz
7. ve aşîretu-kum : ve aşiretiniz
8. ve emvâlun ıktereftumû-hâ : ve kazandığınız, biriktirdiğiniz mallar
9. ve ticâratun : ve ticaret
10. tahşevne : korkuyorsunuz, korkarsınız
11. kesâde-hâ : onun kesata uğraması, satışın durması
12. ve mesâkinu : ve meskenler, evler
13. terdavne-hâ : ondan razı olduğunuz, hoşunuza giden
14. ehabbe : daha sevimli, daha sevgili
15. ileykum : size
16. min allâhi : Allah'tan
17. ve resûli-hi : ve onun resûlü
18. ve cihâdin : ve cihad
19. fî sebîli-hi : onun yolunda
20. fe terabbesû : artık bekleyin, gözetleyin
21. hattâ ye'tiye allâhu : Allah getirinceye kadar
22. bi emri-hi : onun emri, emrini
23. vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
24. lâ yehdî : hidayete erdirmez
25. el kavme el fâsikîne : fasıklar kavmi, topluluğu

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Burada Allahû Tealâ'nın çok ciddi bir ifadesi var. Peygamber Efendimiz (S.A.V), sahâbeyi Allah'ın düşmanlarıyla cihada, savaşa çağırıyor. Bir kısmı Peygamber Efendimiz (S.A.V)'le beraber savaşa koşuyor, bir kısmı ise savaştan kaçıyor. Allahû Tealâ "fasıklar" ifadesini kullandığı cihetle; kaçanlar, görünüşte tâbî olup, realitede tâbiiyetleri Allah indinde geçersiz olanlardır.

Allah'a ulaşmayı dileyen kişi,

      1- Allah'a,

      2- Ruhun ölmeden evvel Allah'a ulaşacağına,

      3- Bunun, üzerine farz olduğuna,

    4- Allah söz verdiği için mutlaka ruhunu Allah'a ulaştıracağına inanan kişidir.

Bu 4 şart varsa o kişi Allah'a ulaşmayı dileyen kişidir. Bu 4 şart kalbe îmânın girmesi ve küfrün kalpten çıkması için yeterlidir.

Bütün insanlar Allah'a ulaşmayı dileyinceye kadar fısktadır, dalâlettedir, küfürdedir. Ve insanlar: “Biz Allah'a inanıyoruz.” demekle mü'min olduklarını zannediyorlar. Oysa ki; Allahû Tealâ, onların fıskta olduğunu söylüyor burada. Hem de Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e tâbî olmuşlar ama ihsanla tâbî olmamışlar, Allah'a ulaşmayı dilememişler, Allah onların gözlerindeki hicab-ı mestureyi, kulaklarındaki vakrayı almamış, kalplerindeki mührü açmamış, küfrü ve ekinneti almamış, yerine ihbat koymamış, kalplerine ulaşmamış, kalplerinin nur kapısını Allah'a döndürmemiş, göğüslerinden kalplerine nur yolu açmamış, onları huşûya ulaştırmamış, irşad makamını da göstermemiştir. Ama bakmışlar ki, eğer küfürde kalırlarsa ve etrafları kâfir olduklarını bilirse, devamlı cizye adlı bir vergi ödeyeceklerdir. Öbür taraftan da onlar, sahâbeye vaktiyle çok kötülük yaptıkları için, zannediyorlar ki aynı kötülükleri sahâbe de onlara yapacak.

İşte bu iki sebepten dolayı onlar da sahâbe gibi görünmek istemişler ve görüntüde Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e tâbî olmuşlardır. Aynı sözleri tekrar etmişler, el öpmüşler ve: “Biz de tâbî olduk, biz de mü'min olduk.” demişlerdir. Ancak onların mü'min oluşları, Allahû Tealâ tarafından kabul edilmiyor:

49/HUCURÂT-14: Kâletil a’râbu âmennâ, kul lem tu’minû ve lâkin kûlû eslemnâ ve lemmâ yedhulil îmânu fî kulûbikum, ve in tutîullâhe ve resûlehu lâ yelitkum min a’mâlikum şey’â(şey’en), innallâhe gafûrun rahîm(rahîmun).

Araplar: “Biz âmenû olduk.” dediler. (Onlara) de ki: “Siz âmenû olmadınız (Allah'a ulaşmayı dilemediniz). Fakat: “Teslim olduk.” deyin. Kalplerinize (içine) îmân girmedi. Ve eğer Allah'a ve O'nun Resûlü'ne itaat ederseniz (Allah'a ulaşmayı dilerseniz), amellerinizden bir şey eksiltmez. Muhakkak ki Allah, Gafur'dur, Rahîm'dir.”

İşte burada Allahû Tealâ, münafıkların, fasıklar olduğunu söylüyor.

 

9/TEVBE-24

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : De ki: “Şâyet babalarınız ve oğullarınız ve kardeşleriniz ve zevceleriniz ve aşiretiniz ve kazandığınız mallarınız, kesada uğramasından (satışının durmasından) korktuğunuz ticaret ve razı olduğunuz (hoşunuza giden) evler, Allah'tan ve O'nun resûlünden ve O'nun (Allah'ın) yolunda cihad etmekten size daha sevgili ise artık Allah, emrini getirinceye kadar bekleyin. Ve Allah, fasıklar kavmini (topluluğunu) hidayete erdirmez.
Diyanet İşleri : De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve beğendiğiniz meskenler size Allah’tan, peygamberinden ve O’nun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah’ın emri gelinceye kadar bekleyin! Allah, fasık topluluğu doğru yola erdirmez.”
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, karılarınız, aşîretiniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz alışveriş ve hoşunuza giden evler, sizce Allah'tan, Peygamberinden ve onun yolunda savaş etmeden daha sevimliyse bekleyin Allah'ın emri gelinciye dek ve Allah, buyruktan çıkan kötü topluluğu doğru yola sevketmez.
Adem Uğur : De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah'tan, Resûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez.
Ahmed Hulusi : De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, elde ettiğiniz mallar, kesat gitmesinden korktuğunuz ticaret ve hoşlandığınız meskenler; size Allâh'tan, Rasûlünden ve O'nun yolunda cihattan daha sevimli ise, artık Allâh'ın hükmünün açığa çıkmasını bekleyin. . . Allâh fâsıklar (bilinçleri Hakk'a ve Din'e karşı körelmişler) topluluğuna hidâyet etmez. "
Ahmet Tekin : Onlara:
'Eğer babalarınızı, oğullarınızı, kardeşlerinizi, hanımlarınızı, akrabalarınızı, kabilenizi, elde ettiğiniz malları, kesada uğramasından korktuğunuz büyük ticarî kazançları, hoşlandığınız evler ve meskenleri, Allah ve Rasulünden ve Allah yolunda, İslâm uğrunda hayatlarınızı ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak yapacağınız cihattan daha çok seviyorsanız, artık Allah’ın planı gerçekleşinceye, dini, düzeni hakim oluncaya kadar bekleyin. Allah doğru ve mantıklı düşünmeyi terketmiş, fâsık, âsi, bozguncu bir kavmi doğru yola sevketme lütfunda bulunmayacak, başarı nasib etmeyecektir.' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, hanımlarınız, aşiretiniz, kazandığınız mallar, durgun gitmesinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden meskenler sizin için Allah'tan, Peygamber'inden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimliyse Allah buyruğunu bildirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar topluluğunu doğru yola erdirmez.'
Ali Bulaç : De ki: "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kâr getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, O'nun Resûlü'nden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez.
Ali Fikri Yavuz : Ey Rasûlüm, o hicreti terk edenlere de ki: “- Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, karılarınız, soylarınız, kazandığınız mallar, geçersiz olmasından korktuğunuz bir ticaret, hoşunuza giden meskenler, size Allah ve Rasûlünden ve onun yolunda cihaddan daha sevgili ise, artık Allah’ın emri (azabı) gelinceye kadar bekleyin. Allah, fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez.
Bekir Sadak : De ki: «Babalariniz, ogullariniz, kardesleriniz, esleriniz, akrabaniz, elde ettiginiz mallar, durgun gitmesinden korktugunuz ticaret, hosunuza giden evler sizce Allah'tan peygamberinden ve Allah yolunda savasmaktan daha sevgili ise, Allah'in buyrugu gelene kadar bekleyin. Allah fasik kimseleri dogru yola eristirmez.» *
Celal Yıldırım : De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, bağlı bulunduğunuz oymak ve kabile; kazandığınız mallar, sürümsüzlüğünden korktuğunuz ticaret ve hoşlandığınız konaklar size Allah ve Peygamberinden ve Allah yolunda cihâddan daha sevgili ve sevimli ise, Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin !. Allah fâsık (ilâhî sınırları aşan) bir topluluğu doğru yola eriştirmez.
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, akrabanız, elde ettiğiniz mallar, durgun gitmesinden korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden evler sizce Allah'tan, Peygamberinden ve Allah yolunda savaşmaktan daha sevgili ise, Allah'ın buyruğu gelene kadar bekleyin. Allah fasık kimseleri doğru yola eriştirmez.'
Diyanet Vakfi : De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah'tan, Resûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez.
Edip Yüksel : De ki: 'Ana babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aileniz, kazandığınız paralar, bozuk gitmesinden korktuğunuz iş ve hoşlandığınız evler ALLAH ve elçisinden ve O'nun yolunda çaba göstermekten daha sevgili ise, ALLAH emrini getirinceye kadar bekleyiniz.' ALLAH yoldan çıkmış toplumları doğruya iletmez.
Elmalılı Hamdi Yazır : Eğer, de: babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, hısımınız, kabileniz, elinize geçirdiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticaret, hoşunuza giden meskenler size Allah ve Resulünden ve onun yolunda cihaddan daha sevgili ise artık, Allahın emri gelinciye kadar bekleyin, Allah öyle fasıkler güruhunu hidayete irdirmez
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : De ki: «Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, aşiretiniz, ele geçirdiğiniz mallar, kesat gitmesinden korktuğunuz bir ticaret ve hoşunuza giden evler size Allah ve peygamberinden ve onun yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah öyle fasıklar güruhunu doğru yola erdirmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlara de ki; eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah böyle fasıklar topluluğuna hidayet nasip etmez.
Fizilal-il Kuran : De ki; «Eğer babalarınızı, evlâtlarınızı, kardeşlerinizi, eşlerinizi, hısım akrabanızı, kazandığınız malları, bozulmasından korktuğunuz ticareti ve hoşunuza giden evleri, konakları Allah'dan, Peygamber'den ve Allah yolunda cihad etmekten daha çok seviyorsanız Allah emrini gerçekleştirinceye, yapacağını yapıncaya kadar bekleyiniz. Allah yoldan çıkmışlar güruhunu doğru yola iletmez.»
Gültekin Onan : De ki: "Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kar getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Tanrı'dan, O'nun Resülü'nden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artık Tanrı'nın buyruğu gelinceye kadar bekleyedurun. Tanrı, fasıklar kavmine hidayet vermez.
Hasan Basri Çantay : De ki: «Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz, elinize geçirdiğiniz mallar, kesâd (a uğramasın) dan korka geldiğiniz bir ticâret ve hoşunuza gitmekte olan meskenler size Allahdan, Onun peygamberinden ve Onun yolundaki bir cihâddan daha sevgili ise, artık Allahın emri gelinceye kadar bekleye durun. Allah faasıklar güruhunu hidâyete erdirmez.
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, zevceleriniz, kabîleniz, kazandığınız mallar, (iyi iken) durgunluğa uğramasından korktuğunuz ticâret ve hoşunuza giden meskenler size Allah’dan, Resûlünden ve O’nun yolunda cihâd etmekten daha sevgili ise, artık Allah (hakkınızda azab) emrini getirinceye kadar bekleyin! Çünki Allah, fâsıklar topluluğunu (isyanlarındaki ısrarları sebebiyle) hidâyete erdirmez.'
İbni Kesir : De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz, elinize geçirdiğiniz mallar, durgunluğa uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden evler, size Allah'tan vve peygamberden ve Allah yolunda cihaddan daha sevimli ise; o zaman Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Ve Allah; fasıklar güruhunu hidayete erdirmez.
Muhammed Esed : De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, mensup olduğunuz oymak ya da boy, kazanıp (biriktirdiğiniz) mallar, kötüye gitmesinden kaygılandığınız ticaret, hoşlandığınız konutlar size Allahtan ve Onun Elçisinden ve Onun yolunda kavga vermekten daha gönül bağlayıcı geliyorsa, bekleyin o zaman Allah iradesini açığa vuruncaya kadar; Ve (bilin ki,) Allah, günaha gömülüp gitmiş bir topluluğa asla hidayet etmez".
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Eğer babalarınız, oğullarınız, kardaşlarınız, refikalarınız, kabileleriniz ve kazanmış olduğunuz mallar, durgunluğa uğramasından korktuğunuz bir ticaret ve hoşnut olduğunuz ikametgâhınız sizin için Allah Teâlâ'dan ve resûlünden ve Allah yolunda cihaddan daha sevgili ise artık Allah Teâlâ'nın emri gelinceye kadar bekleyiniz! Ve Allah Teâlâ fâsıklar olan kavmi hidâyete erdirmez.»
Ömer Öngüt : Resulüm! De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız, kazandığınız mallar, durgunluğa uğramasından korktuğunuz alış-verişler, hoşunuza gitmekte olan meskenler, size Allah'tan ve O'nun Peygamber'inden, Allah yolunda cihaddan daha sevgili iseler, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar gürûhunu hidayete erdirip doğru yola iletmez. ”
Şaban Piriş : De ki: -Babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, akrabalarınız, elde ettiğiniz mallar, durgun gitmesinden korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden konutlar size Allah’tan, Resulünden ve O’nun yolunda cihaddan daha sevgili ise Allah’ın (azap) emri gelene kadar bekleyin! Allah fasık topluma yol göstermez.
Suat Yıldırım : De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım ve akrabanız, ter dökerek kazandığınız mallar, kesada uğramasından endişe ettiğiniz ticaret, hoşunuza giden konaklar, size Allah’tan ve Resulünden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ve önemli ise... O halde Allah emrini gönderinceye kadar bekleyin!Allah öyle fâsıklar güruhunu hidâyet etmez, umduklarına eriştirmez.
Süleyman Ateş : De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabânız, kazandığınız mallar, düşmesinden korktuğunuz ticaret(iniz), hoşlandığınız konutlar, size Allah'tan, Elçisinden ve O'nun yolunda cihâdetmekten daha sevgili ise o halde Allâh emrini getirinceye kadar gözetleyin (başınıza gelecekleri göreceksiniz)! Allâh, yoldan çıkmış topluluğu (doğru) yola iletmez.
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Eğer babalarınız, çocuklarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, az kâr getireceğinden korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, O'nun Resulünden ve O'nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasıklar topluluğuna hidayet vermez.
Ümit Şimşek : De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden meskenler size Allah'tan, Resulünden ve Onun yolunda cihaddan daha sevimli geliyorsa, o zaman Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Çünkü Allah fasıkları amaçlarına ulaştırmaz.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz/menfaat çevreniz, elde ettiğiniz mallar, kesadından korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden konutlar sizin için Allah'tan, resulünden ve Allah yolunda cihattan daha sevimli ise artık Allah, emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah, yoldan ayrılmış bir topluluğu doğruya ve güzele kılavuzlamaz."
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 4.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128129

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
58.669