YÛNUS-42

Anasayfa » YÛNUS Suresi » YÛNUS-42
share on facebook  tweet  share on google  print  

YÛNUS-42

"YÛNUS Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<10/YÛNUS-42>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَمِنْهُم مَّن يَسْتَمِعُونَ إِلَيْكَ أَفَأَنتَ تُسْمِعُ الصُّمَّ وَلَوْ كَانُواْ لاَ يَعْقِلُونَ

Ve minhum men yestemiûne ileyk(ileyke), e fe ente tusmius summe ve lev kânû lâ ya'kilûn(ya'kilûne).

Onlardan seni dinleyen kimseler var. Fakat akıl etmiyorlarsa sağırlara sen mi duyuracaksın?  
1. ve min-hum : ve onlardan
2. men : kimseler (var)
3. yestemiûne : seni dinlerler
4. ileyke : sana
5. e fe ente : fakat, sen mi
6. tusmiu : sen duyuracaksın
7. es summe : sağırlar
8. ve lev : ve ise, olsa
9. kânû : oldular
10. lâ ya'kilûne : akıl etmezler

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ, Neml Suresinin 80. âyet-i kerimesinde diyor ki:

27/NEML-80: İnneke lâ tusmiul mevtâ ve lâ tusmius summed duâe izâ vellev mudbirîn(mudbirîne).

Muhakkak ki sen, ölülere işittiremezsin ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da (Allah'ın) davetini işittiremezsin.

Arkalarına döndükleri zaman sağırlara daveti işittiremezsin. Allah'a ulaşmayı dilemeyenler dalâlette olan, kör, sağır ve dilsizlerdir.

7/A'RÂF-146: Seasrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardı bi gayril hakkı ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ ve in yerev sebîler ruşdi lâ yettehızûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehızûhu sebîl(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne).

Yeryüzünde haksız yere kibirlenen kimseleri, âyetlerimizden çevireceğim. Bütün âyetleri görseler, ona inanmazlar. Eğer rüşd yolunu görseler, onu yol edinmezler. Ve gayy yolunu görseler, onu yol edinirler. Bu; onların, âyetlerimizi yalanlamaları ve ondan gâfil olmaları sebebiyledir.

Onlar aynı zamanda akıl etmeyenlerdir:

67/MULK-8: Tekâdu temeyyezu minel gayz(gayzi), kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîr(nezîrun).

(Cehennem) nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Oraya herbir grup atılışında onun (cehennemin) bekçileri onlara: “Size nezir (uyarıcı) gelmedi mi?” diye sordu.

67/MULK-9: Kâlû belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in entum illâ fî dalâlin kebîr(kebîrin).

Onlar (cehenneme atılanlar) dediler ki: “Evet, bize nezir gelmişti. Fakat biz onu yalanladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz ancak büyük bir dalâlet içindesiniz, dedik.”

67/MULK-10: Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîr(saîri).

Ve: “Eğer biz işitmiş veya akıl etmiş olsaydık, alevli ateş halkı arasında olmazdık.” dediler.

Âyetlerden açıkça anlaşılıyor ki insanlar, Allah'a ulaşmayı dilemedikçe işitemezler ve davete icabet edemezler.

 

10/YÛNUS-42

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Onlardan seni dinleyen kimseler var. Fakat akıl etmiyorlarsa sağırlara sen mi duyuracaksın?
Diyanet İşleri : Onlardan sana kulak verenler de vardır. Fakat sağırlara, hele akılları da ermiyorsa, sen mi işittireceksin?
Abdulbaki Gölpınarlı : İçlerinde seni dinleyen de var, fakat sen, üstelik bir de akılları olmayan sağırlara söz duyurabilir misin hiç?
Adem Uğur : Onlardan seni dinleyenler vardır. Fakat sağırlara -üstelik akılları da ermiyorsa- sen mi duyuracaksın?
Ahmed Hulusi : Onlardan, dinliyormuşçasına sana kulak verenler var. . . Sağırlara (algılayamayanlara) duyurtabilir misin? Hele bir de akıllarını kullanamıyorlarsa!
Ahmet Tekin : İçlerinden seni dinlemeye gelenler var. Hakkı duymak istemeyerek sağır kesilenlere, üstelik akıllarını da kullanamayanlara sen tebliğini, Kur’ân’ı ve şeriatı duyurabilir misin?
Ahmet Varol : İçlerinden seni dinleyenler var. Ancak sen sağırlara, üstelik akıl etmiyorlarsa, duyurabilecek misin?
Ali Bulaç : Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayan, sağırlara -üstelik hiç akılları ermiyorsa- sen mi duyuracaksın?
Ali Fikri Yavuz : İçlerinden seni, (okuduğun Kur’an’ı ve hükümlerini) dinlemeğe gelenler de var. Fakat, akılları da yokken sağırlara sen mi duyuracaksın?
Bekir Sadak : Aralarinda sana kulak veren vardir. Sen, sagirlara, ustelik akillari da almazsa, isittirebilir misin?
Celal Yıldırım : İçlerinden sana kulak verenler eksik değildir. Sen sağırlara —hele bir de akılları ermiyorsa— işittirebilir misin ?
Diyanet İşleri (eski) : Aralarında sana kulak veren vardır. Sen, sağırlara, üstelik akılları da almazsa, işittirebilir misin?
Diyanet Vakfi : Onlardan seni dinleyenler vardır. Fakat sağırlara -üstelik akılları da ermiyorsa- sen mi duyuracaksın?
Edip Yüksel : Onlardan seni dinleyenler de var; akıllarını kullanmayan sağırlara sen mi işittireceksin?
Elmalılı Hamdi Yazır : İçlerinden seni dinlemiye gelenler de var, fakat akılları da yokken sağırlara sen mi işittireceksin
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İçlerinden seni dinlemeye gelenler de var; ama akılları da yokken sağırlara sen mi duyuracaksın?
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İçlerinden seni dinlemeye gelenler de var. Sen, sağırlara, üstelik akılsız da olanlara dinletebilir misin?
Fizilal-il Kuran : Onların arasında Kur'an okurken sana kulak verenler de vardır. Fakat üstelik düşünme yeteneğinden de yoksun sağırlara, sen söz işittirebilir misin?
Gültekin Onan : Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayana, sağırlara -üstelik hiç akletmiyorsa- sen mi duyuracaksın?
Hasan Basri Çantay : Onlardan sana kulak verenler vardır. Fakat sağırlara sen mi duyuracaksın? Hele akılları da olmazsa!
Hayrat Neşriyat : Onlardan seni dinleyenler de vardır. Fakat (hakkı anlamayan) o sağırlara, üstelikakılları da ermiyorsa, sen mi işittireceksin?
İbni Kesir : İçlerinde sana kulak verenler vardır. Fakat sen sağırlara işittirebilir misin? Üstelik akılları da hiç ermiyorsa.
Muhammed Esed : Ve, onların aralarında sana kulak verir gibi yapanlar var; ama, eğer akıllarını kullanmıyorlarsa, sen sesini hiç sağırlara işittirebilir misin?
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onların içinde senin sözlerini işitmek isteyenler de vardır. Fakat sağırlara mı işittireceksin? Eğer akılları da kesmez kimseler bulunmuş ise.
Ömer Öngüt : İçlerinden sana kulak verip dinleyenler eksik değildir. Fakat sağırlara sen mi duyuracaksın? Hele akıllarını da kullanmıyorlarsa!
Şaban Piriş : Onlardan seni dinleyenler vardır. Şayet akletmez olduysalar sağırlara sen mi işittireceksin?
Suat Yıldırım : Onların içinde senin söylediklerini dinlemeye gelenler de var. Fakat sen sağırlara nasıl duyurabilirsin ki? Hele akıllarını da kullanmıyorlarsa!
Süleyman Ateş : İçlerinden sana kulak verip dinleyenler de vardır. Fakat sağırlara sen mi duyuracaksın? Hele akıllarını da kullanmıyorlarsa!
Tefhim-ul Kuran : Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayan, sağırlara -üstelik hiç akılları ermiyorsa- sen mi duyuracaksın?
Ümit Şimşek : Onlardan seni duyanlar da vardır. Fakat sağırlara, üstelik akıllarını da kullanmıyorlarsa, sen birşey işittirebilir misin?
Yaşar Nuri Öztürk : İçlerinde sana kulak verenler de vardır. Peki, sağırlara sen mi işittireceksin? Hele bir de akıllarını kullanmıyorlarsa!
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 4.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108109

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
50.842