HÛD-115

Anasayfa » HÛD Suresi » HÛD-115
share on facebook  tweet  share on google  print  

HÛD-115

"HÛD Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<11/HÛD-115>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَاصْبِرْ فَإِنَّ اللّهَ لاَ يُضِيعُ أَجْرَ الْمُحْسِنِينَ

Vasbir fe innallâhe lâ yudîu ecrel muhsinîn(muhsinîne).

Ve sabret, muhakkak ki Allah, muhsinlerin ecrini zayi etmez.  
1. vasbir (ve isbir) : ve sabret
2. fe innallâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah
3. lâ yudîu : zayi etmez
4. ecre el muhsinîne : muhsinlerin ecrini

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Burada Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e "muhsin" diyor. Hud-112'de de Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e: "Emrolunduğun gibi dosdoğru, istikamet üzere ol." diyordu. Bu noktada demek ki; henüz Peygamber Efendimiz (S.A.V) de teslimlerin muhtevası içindeydi. Fizik vücudunu Allah'a teslim etmiş ve muhsinlerden olmuştu.

"Ecrini zayi etmez" ifadesi "kazandıkları dereceleri mutlaka amel defterlerine kaydettirir" manasına gelmektedir.

3/ÂLİ İMRÂN-20: Fe in hâccûke fe kul eslemtu vechiye lillâhi ve menittebean(menittebeani), ve kul lillezîne ûtûl kitâbe vel ummiyyîne e eslemtum, fe in eslemû fe kadihtedev, ve in tevellev fe innemâ aleykel belâg(belâgu), vallâhu basîrun bil ibâd(ibâdi).

Bundan sonra eğer seninle tartışırlarsa o zaman onlara de ki: "Ben ve bana tâbi olanlar vechimizi (fizik vücudumuzu) Allah'a teslim ettik. O kitab verilenlere ve ümmîlere: "Siz de vechinizi (fizik vücudunuzu) (Allah'a) teslim ettiniz mi?" de. Eğer teslim ettilerse, o taktirde, hidayete ermişlerdir. Ve eğer yüz çevirirlerse, o zaman sana düşen sadece tebliğdir. Ve Allah, kullarını en iyi görendir.

Muhsin olmak, Allahû Tealâ tarafından bir şeylere sahip olmak, ahsen olmak demektir. Fizik vücudun, nefsin ve iradenin ahsen olmasına Allahû Tealâ, üç ayrı açıdan "muhsinler" diyor. Nisa Suresinin 125. âyet-i kerimesi, fizik vücutlarını Allah'a teslim edenlerin muhsin olduğunu söylüyor.

4/NİSÂ-125: Ve men ahsenu dînen mimmen esleme vechehu lillâhi ve huve muhsinun vettebea millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), vettehazallâhu ibrâhîme halîlâ(halîlen).

Ve hanif olarak Hz. İbrâhîm'in dînine tâbî olmuş ve vechini (fizik vücudunu) Allah'a teslim ederek muhsin olan kimseden, dînen daha ahsen kim vardır. Ve Allah, Hz. İbrâhîm'i dost edindi.

Beyyine Suresinin 5. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ, nefsini Allah'a teslim edenlerin nefslerinin muhsin olduğunu söylüyor.

98/BEYYİNE-5: Ve mâ umirû illâ li ya’budûllâhe muhlisîne lehud dîne hunefâe ve yukîmûs salâte ve yu’tûz zekâte ve zâlike dînul kayyimeh(kayyimeti).

Ve onlar, Allah için hanifler olarak dînde halis kullar olmaktan (nefslerini halis kılmaktan) ve namazı ikame etmekten ve zekâtı vermekten başka bir şeyle emrolunmadılar. İşte kayyum dîn (kıyâmete kadar devam edecek dîn) budur.

Allahû Tealâ burada Peygamber Efendimiz (S.A.V)'den de sahâbeden de "muhsinler" diye bahsetmektedir. Bir kısmı fizik vücutlarını Allah'a teslim ettikleri için muhsin, bir kısmı nefslerini Allah'a teslim ettikleri için muhsin, bir kısmı ve Peygamber Efendimiz (S.A.V), iradelerini Allah'a teslim ettikleri için muhsindir.

Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e, bir Peygamber'ine "sabret" diyor. Aslında ona o gücü veren Allah'tır. Peygamber Efendimiz (S.A.V)'i böylece en güzele ulaştırmıştır. Ama: "Sana tövbe edip de tâbî olanlarla beraber sabret." diyor. Bütün sahâbenin Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e tövbe ederek tâbî olduğu kesinlik kazanıyor.

 

11/HÛD-115

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve sabret, muhakkak ki Allah, muhsinlerin ecrini zayi etmez.
Diyanet İşleri : Sabret! Çünkü, Allah iyilik edenlerin mükâfatını zayi etmez.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve sabret, çünkü Allah, gerçekten de iyilik edenlerin ecrini zâyi etmez.
Adem Uğur : (Ey Muhammed!) Sabırlı ol, çünkü Allah güzel iş yapanların mükâfatını zayi etmez.
Ahmed Hulusi : Sabret. . . Muhakkak ki Allâh ihsan sahiplerinin mükâfatını zayi etmez.
Ahmet Tekin : Sabrederek mücadeleye devam et. Allah, iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman önderlerin, idarecilerin, müslümanların mükâfatını zâyi etmez.
Ahmet Varol : Sabret. Allah iyilik yapanların ecirlerini zayi etmez.
Ali Bulaç : Ve sabret. Gerçekten Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez.
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm, kavminin eziyetlerine ve ibadete) sabret; çünkü Allah, iyilik edenlerin mükâfatını zayi etmez.
Bekir Sadak : Sabret, Allah iyi davrananlarin ecrini elbette zayi etmez.
Celal Yıldırım : Ve sabret; şüphesiz ki Allah iyiliği huy edinip iyilikte bulunanların mükâfatını zayi'etmez.
Diyanet İşleri (eski) : Sabret, Allah iyi davrananların ecrini elbette zayi etmez.
Diyanet Vakfi : (Ey Muhammed!) Sabırlı ol, çünkü Allah güzel iş yapanların mükâfatını zayi etmez.
Edip Yüksel : Sabret, çünkü ALLAH, iyilik yapanların ödülünü savsamaz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve sabr et zira Allah muhsinlerin ecrini zayi' etmez
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve sabret, çünkü Allah iyi davrananların mükafatını ziyan etmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ve sabret! Çünkü Allah iyilik edenlerin mükafatını yitirmez.
Fizilal-il Kuran : Müşriklerin sana çektirdikleri sıkıntılara karşı sabret; çünkü Allah, iyi davranışları ödülsüz bırakmaz.
Gültekin Onan : Ve sabret. Gerçekten Tanrı, iyilik yapanların ecrini kaybetmez.
Hasan Basri Çantay : Sabr-u sebat et. Zîrâ Allah iyi hareket edenlerin mükâfatını zaayi etmez.
Hayrat Neşriyat : (Habîbim, yâ Muhammed!) Artık sabret! Zîrâ şübhesiz ki Allah, iyilik edenlerin mükâfâtını zâyi' etmez.
İbni Kesir : Sabret, çünkü Allah ihsan edenlerin ücretini zayi etmez.
Muhammed Esed : Ve sabret, sonuna kadar dayan: çünkü Allah iyilik yapanların hak ettiği karşılığı hiçbir şekilde zayi etmez!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve sabret. Zira şüphe yok ki, Allah Teâlâ muhsin olanların mükâfaatını zâyi etmez.
Ömer Öngüt : Sabret! Çünkü Allah muhsinlerin mükâfatını zâyi etmez.
Şaban Piriş : Sabret, Allah iyilerin ecrini zayi etmez.
Suat Yıldırım : Sabret, zira Allah iyi davrananların mükâfatını zayi etmez.
Süleyman Ateş : Sabret, çünkü Allâh güzel davrananların ecrini zayi etmez.
Tefhim-ul Kuran : Ve sabret. Gerçekten Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez.
Ümit Şimşek : Sabret; iyilik yapan ve iyi kulluk edenlerin ödülünü Allah zayi etmez.
Yaşar Nuri Öztürk : Sabret! Allah, güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmez.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 4.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122123

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
54.277