HÛD-104

Anasayfa » HÛD Suresi » HÛD-104
share on facebook  tweet  share on google  print  

HÛD-104

"HÛD Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<11/HÛD-104>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَمَا نُؤَخِّرُهُ إِلاَّ لِأَجَلٍ مَّعْدُودٍ

Ve mâ nuahhıruhû illâ li ecelin ma’dûd(ma’dûdin).

Ve Biz, onu (o günü), sayılı (belirli) bir vadeden(ecelden) başka ertelemeyiz.  
1. ve mâ nuahhıru-hû : ve biz onu ertelemeyiz
2. illâ : ancak, ...den başka
3. li ecelin : bir ecele, bir zamana
4. ma'dûdin : sayılı (adetli), belirli

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allah'ın tayin ettiği "ertelemem" dediği zaman, hangi zamandır?

Allahû Tealâ, kâinatı yarattıktan sonra kâinatı oluşturan yıldızların hepsine birbirinden ayrılma konusunda bir itiş gücü, kinetik enerji vermiştir. Bu itiş enerjisi, şu anda kâinatı hâlâ büyütmektedir. Ama bunun belli bir süresi vardır. O süre gelinceye kadar kâinat büyümeye devam edecektir. Sürenin sonunda enerjinin vadesi tamamlanmış olduğu için artık kâinat büyümeyecektir. Büyüme durunca, bir noktadan uzaklaşan herşeyin vücuda getirdiği "zaman" adlı faktör de duracaktır.

Kâinat bir tek noktada toplanmıştı. Büyük patlamayla Allahû Tealâ onu patlattı ve kâinatı vücuda getirdi. Allahû Tealâ'nın Kur'ân-ı Kerim'de belirttiği "durma"dan sonra Dünya, Güneş'le ve Ay da Dünya'yla birleşecektir. Sonra da bütün büyük gezegenler, küçük gezegenleri ya da sabiteler, kendisinden küçük olan yıldızları kendisine çekecek ve böylece kâinat bir tek noktaya doğru küçülecektir. Kıyâmetin başlamasından sonra, bütün uzaylar alınarak tek bir noktaya gönderilecektir.

İşte bu Dünya ile Ay'ın, Ay'la Güneş'in birbirine yapışacağı, birbirini çekerek birbirine vasıl olacağı noktadır. Gezegenlerin birbirine yaklaşması, birbirini çekmesi ve yapışması başlangıçta zamanı oluşturan temel faktörü tersine çevirecektir. Zaman, bir noktadan uzaklaşan sonsuz sayıdaki partiküldür. Bu uzaklaşma hızı sebebiyle geçmişten geleceğe doğru "zaman" adı verilen bir müessese oluşacaktır. Ama olay tersine dönünce gelecekten geçmişe dönüş söz konusu olarak ve zaman tersine dönerek, sıfır noktasına kadar ulaşacaktır. Kâinat da küçülüp tekrar kâinat kadar ağır o bir tek noktaya dönüşecektir.

11/HÛD-104

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve Biz, onu (o günü), sayılı (belirli) bir vadeden(ecelden) başka ertelemeyiz.
Diyanet İşleri : Biz onu ancak belirli bir zamana kadar erteliyoruz.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve biz o günün gelip çatmasını, ancak sayılı bir müddet için geciktiririz.
Adem Uğur : Biz onu (kıyamet gününü) sadece sayılı bir müddete kadar bekletiriz.
Ahmed Hulusi : Biz onu ancak süresi belirlenmiş bir ömür dolayısıyla geciktiriyoruz.
Ahmet Tekin : Biz o günü geciktirmeyiz, yalnızca belirlenmiş vaktinin, saatinin dolmasını bekleriz.
Ahmet Varol : Biz onu sadece belli bir süreye kadar geciktiririz.
Ali Bulaç : Biz onu sayılı bir sürenin (ecelin) dışında ertelemeyiz.
Ali Fikri Yavuz : Biz, o kıyamet gününü ancak sayılı bir müddet için geriye bırakıyoruz.
Bekir Sadak : Biz, o gunu, ancak belli bir sureye kadar geciktiririz.
Celal Yıldırım : O günü ancak belli bir vakte kadar geciktiririz.
Diyanet İşleri (eski) : Biz, o günü, ancak belli bir süreye kadar geciktiririz.
Diyanet Vakfi : Biz onu (kıyamet gününü) sadece sayılı bir müddete kadar bekletiriz.
Edip Yüksel : Onu ancak sayılı bir süre için erteliyoruz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve biz onu ancak sayılı bir ecel için te'hir ediyoruz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz, onu ancak belirli bir süre için geciktiriyoruz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz onu sadece belli bir süreye kadar geciktiriyoruz.
Fizilal-il Kuran : Biz o günü, sadece sayılı günlerin sonuna kadar erteliyoruz.
Gültekin Onan : Biz onu sayılı bir ecelin dışında ertelemeyiz.
Hasan Basri Çantay : Biz onu (kıyaamet gününü) ancak sayılı bir müddet için gecikdiririz.
Hayrat Neşriyat : Fakat onu (o günü), ancak sayılı bir müddet için te’hîr ediyoruz.
İbni Kesir : Biz, o günü, ancak sayılı bir süreye kadar erteleriz.
Muhammed Esed : Ve o Gün'ü Biz, belli bir sürenin dışında artık ertelemeyeceğiz.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Biz onu ancak sayılı bir müddet için tehire bırakmış oluruz.
Ömer Öngüt : Biz onu ancak sayılı bir müddetin sona ermesi için erteledik.
Şaban Piriş : Biz, o günü belli bir süreye kadar erteleriz.
Suat Yıldırım : Biz o günü ancak belirli bir müddete kadar erteleriz.
Süleyman Ateş : Biz onu, sadece sayılı bir süre için erteliyoruz.
Tefhim-ul Kuran : Biz onu sayılı bir sürenin (ecelin) dışında ertelemeyiz.
Ümit Şimşek : O günü belirlenmiş vakitten geriye bırakmayız.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz onu, sadece belirli bir süre için erteliyoruz.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 4.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122123

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
55.267