HÛD-11

Anasayfa » HÛD Suresi » HÛD-11
share on facebook  tweet  share on google  print  

HÛD-11

"HÛD Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<11/HÛD-11>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

إِلاَّ الَّذِينَ صَبَرُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ أُوْلَئِكَ لَهُم مَّغْفِرَةٌ وَأَجْرٌ كَبِيرٌ

İllellezîne saberû ve amilûs sâlihât(sâlihâti), ûlâike lehum magfiretun ve ecrun kebîr(kebîrun).

Sabredenler ve salih amel (nefsi tezkiye edici amel) yapanlar hariç. İşte onlar için mağfiret (günahların sevaba çevrilmesi) ve büyük ecir (mükâfat, bedel) vardır.  
1. illâ ellezîne : ancak o kimseler (onlar hariç)
2. saberû : sabredenler
3. ve amilû es sâlihâti : ve ıslâh edici ameller yapanlar
4. ûlâike : işte onlar
5. lehum : onlarındır, onlar için vardır
6. magfiretun : mağfiret (günahların sevaba çevrilmesi)
7. ve ecrun : ve ecir, bedel
8. kebîrun : büyük

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Sabredenler ve nefsi ıslâh edici ameller yapanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenlerdir. Allah onlara 12 tane ihsan vermiştir, onunla mürşidlerine ulaştırmıştır, tâbiiyetlerini gerçekleştirmiş, 7 tane de ni'met vermiştir. İşte bu ni'metlerden bir tanesi, onların günahlarının sevaba çevrilmesidir. Yani onlara mağfiret etmektir.

25/FURKÂN-69: Yudâaf lehul azâbu yevmel kıyâmeti ve yahlud fîhî muhânâ(muhânen).

Kıyâmet günü onun azabı kat kat artar. Ve orada alçaltılmış olarak ebediyyen kalır.

25/FURKÂN-70: İllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen).

Ancak kim (mürşidi önünde) tövbe eder (böylece kalbine îmân yazılıp, îmânı artan) mü'min olur ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde işte onların, Allah seyyiatlerini (günahlarını) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafur'dur (günahları sevaba çevirendir), Rahîm'dir (rahmet nuru gönderendir).

Bunlar, tövbe ettikleri için mü'min olanlar ve aynı sebeple de nefsi ıslâh edici amel işleyenlerdir. Onların günahları sevaba çevrilir, yani onlara mağfiret edilir. Ve onlar için her açıdan büyük bedel, büyük ecir vardır. Bu kişiler ruhlarını Allah'a ulaştıracak olanlardır. Bu kişi, fizik vücudun Allah'a teslimi için hedefe ulaştırılacaktır. Ama Allahû Tealâ, fizik vücudun, nefsin, iradenin Allah'a teslim olması konusunda garanti vermez. Ama kim Allah'a ulaşmayı dilerse, ona ruhunu Allah'a ulaştırana kadar garanti verir. O kişi, ruhunu Allah'a ulaştırmaz; Allah, onun ruhunu Kendisine ulaştırır. İşte büyük ecirlerden bir tanesi budur.

Allahû Tealâ, o güne kadar o kişiye her kazandığı şey için ve özellikle yaptığı infâkın karşılığı olarak 1'e 10 verirken; o günden sonra 1'e 100 vermeye başlar ve kişinin ecrini giderek çoğaltarak 1'e 700'e kadar çıkartır. İşte bu 1'e 700, Allahû Tealâ'nın büyük ecridir.

 

11/HÛD-11

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Sabredenler ve salih amel (nefsi tezkiye edici amel) yapanlar hariç. İşte onlar için mağfiret (günahların sevaba çevrilmesi) ve büyük ecir (mükâfat, bedel) vardır.
Diyanet İşleri : Ancak sabredip salih amel işleyenler böyle değildir. İşte onlar için bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ancak sabredenler ve iyi işlerde bulunanlar müstesnadır. Öyle kişilerdir onlar ki onların hakkıdır yarlıganmak ve büyük bir ecir ve mükafat.
Adem Uğur : Ancak (musibetlere) sabredip güzel iş yapanlar böyle değildir. İşte onlar için bir bağış ve bir büyük mükâfat vardır.
Ahmed Hulusi : Sabreden ve yararlı çalışmalar yapanlar bunun dışındadır. İşte onlara bağışlanma ve büyük mükâfat vardır.
Ahmet Tekin : Ancak sabrederek mücadeleye devam edenler, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenler, işte onlar için, koruma kalkanı, bağışlanma ve büyük mükâfatlar vardır.
Ahmet Varol : Ancak sabredip salih ameller işleyenler böyle değildirler. İşte onlara bağışlanma ve büyük ecir vardır.
Ali Bulaç : Sabredenler ve salih amellerde bulunanlar başka. İşte, bağışlanma ve büyük ecir bunlarındır.
Ali Fikri Yavuz : Ancak her iki halde de sabredip sâlih amelleri işliyenler müstesnadır. İşte, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir sevap vardır.
Bekir Sadak : Bunlarin disinda, sabredip iyi isler isleyen kimseler, iste onlara magfiret ve buyuk ecir vardir.
Celal Yıldırım : Ancak sabredip güzel-yararlı amellerde bulunanlar böyle değildirler. İşte bunlara bağışlanma ve büyük mükâfat vardır.
Diyanet İşleri (eski) : Bunların dışında, sabredip iyi işler işleyen kimseler, işte onlara mağfiret ve büyük ecir vardır.
Diyanet Vakfi : Ancak (musibetlere) sabredip güzel iş yapanlar böyle değildir. İşte onlar için bir bağış ve bir büyük mükâfat vardır.
Edip Yüksel : Sabredenler ve erdemli işler yapanlar için ise bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ancak her iki halde sabredib salih salih ameller işliyenler başka, işte onlar için bir mağrifet ve büyük bir ecir var
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ancak her iki durumda da sabredip güzel güzel işler yapanlar başka; işte onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükafat vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ancak (her iki halde de) sabır gösterip iyi ameller işleyenler müstesnadır. İşte onlara bir mağfiret ve büyük bir mükafat vardır.
Fizilal-il Kuran : Yalnız sıkıntılı günlerde sabreden ve iyi ameller işleyenler bu iki kategorinin dışındadırlar; onları bağışlanma ve büyük ödül bekliyor.
Gültekin Onan : Sabredenler ve salih amellerde bulunanlar başka. İşte, bağışlanma ve büyük ecir bunlarındır.
Hasan Basri Çantay : (Derdlere, sıkıntılara) göğüs gerib de güzel güzel amel (ve hareketler) de bulunanlar böyle değil. (Günâhlarını) yarlığamak ve büyük mükâfat işte bunlar, bunlar içindir.
Hayrat Neşriyat : Ancak sabredip, sâlih ameller işleyenler müstesnâ. İşte onlar için bir bağışlanma ve(pek) büyük bir mükâfât vardır.
İbni Kesir : Sadece sabredip de güzel ameller işleyenlere; işte onlara mağfiret ve büyük ecir vardır.
Muhammed Esed : (İnsanların çoğu böyledir; pek tabii) güçlüklere göğüs geren, dürüst ve erdemli davranan kimseler bunun dışında; işte bu sonrakiler ki, onları günahlarından ötürü arınma, bağışlanma ve büyük bir mükafat beklemektedir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Sabredenler ve sâlih amellerde bulunanlar ise müstesna. İşte onlar var ya. Onlar için mağfiret ve pek büyük bir mükâfaat vardır.
Ömer Öngüt : Ancak sabredip de sâlih ameller işleyenler böyle değildir. İşte onlar için mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.
Şaban Piriş : Sabreden ve doğru hareket eden kimseler böyle değildir. İşte onlara, bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Suat Yıldırım : Ancak her iki halde de sabredip makbul ve güzel işler yapanlar başka! İşte onlar için pek geniş bir mağfiret ve pek büyük bir mükâfat vardır.
Süleyman Ateş : Ancak sabredip iyi işler yapanlar böyle değildir. İşte onlar için mağfiret ve büyük mükâfât vardır.
Tefhim-ul Kuran : Sabredenler ve salih amellerde bulunanlar başka. İşte, bağışlanma ve büyük ecir bunlarındır.
Ümit Şimşek : Ancak sabreden ve güzel işler yapanlar bundan müstesnadır. İşte onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Sabredip hayra ve barışa yönelik amel sergileyenler böyle yapmazlar. Bunlar kendileri için bir yarlıgama ve büyük bir ödül öngörülen kişilerdir.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 4.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122123

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
55.280