HÛD-3

Anasayfa » HÛD Suresi » HÛD-3
share on facebook  tweet  share on google  print  

HÛD-3

"HÛD Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<11/HÛD-3>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَأَنِ اسْتَغْفِرُواْ رَبَّكُمْ ثُمَّ تُوبُواْ إِلَيْهِ يُمَتِّعْكُم مَّتَاعًا حَسَنًا إِلَى أَجَلٍ مُّسَمًّى وَيُؤْتِ كُلَّ ذِي فَضْلٍ فَضْلَهُ وَإِن تَوَلَّوْاْ فَإِنِّيَ أَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ كَبِيرٍ

Ve enistagfirû rabbekum summe tûbû ileyhi yumetti’kum metâan hasenen ilâ ecelin musemmen ve yu’ti kulle zî fadlin fadleh(fadlehu), ve in tevellev fe innî ehâfu aleykum azâbe yevmin kebîr(kebîrin).

Ve Rabbinizden mağfiret istemeniz, sonra O'na tövbe etmeniz, belirlenmiş bir zamana kadar sizi güzel bir meta ile metalandırması (geçindirmesi) ve her fazl sahibine, fazlını vermesi içindir. Ve eğer (geri) dönerseniz o zaman ben, büyük günün azabının sizin üzerinize olmasından korkarım.  
1. ve en istagfirû : ve mağrifet istemeniz
2. rabbe-kum : sizin Rabbinizden
3. summe : sonra
4. tûbû : tövbe edin
5. ileyhi : ona
6. yumetti'kum : sizi metalandırır, faydalandırır, geçindirir
7. metâan : bir meta, bir fayda
8. hasenen : güzel
9. ilâ ecelin : bir zamana kadar
10. musemmen : belirlenmiş
11. ve yu'ti : ve verir
12. kulle : her, tüm, hepsi, bütün
13. : sahip
14. fadlin : fazl
15. fadle-hu : onun fazlını
16. ve in : ve eğer
17. tevellev : yüz çevirirseniz
18. fe innî : o zaman muhakkak ki ben
19. ehâfu : korkarım
20. aleykum : size, sizin üzerinize
21. azâbe : azap
22. yevmin kebîrin : büyük gün

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ'nın Kur'ân-ı Kerim'i indirmekten muradı; insanlara tövbeyi, Allah'a teslimi öğretmektir. Bir evvelki âyette Allahû Tealâ: "Bu kitap, Allah'tan başkasına kul olmamamız içindir." diyor. Öyleyse söz konusu olan dizayn, Allah'tan başkasına kul olmama dizaynıdır.

Allah'a kul olmanın standartları, Allah'a ulaşmayı dilemekle başlar. Sonra mürşidin önünde yapılan tövbe ile devam eder. Bu tövbe mağfireti (günahların sevaba çevrilmesi) ihtiva eder. Bu tövbe, Allah'a ulaşmayı dileyen bir kişinin Allahû Tealâ'dan 12 tane ihsan aldıktan sonra mürşidinin önünde yaptığı tövbedir. Bunun ne-ticesinde Allahû Tealâ, o kişinin kalbinin içine îmânı yazar ve kişi böylece mü'min olur. Nefs tezkiyesine başlar ve Allahû Tealâ, onun bütün günahlarını sevaba çevirir (mağfiret).

25/FURKÂN-70: İllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen).

Ancak kim (mürşidi önünde) tövbe eder (böylece kalbine îmân yazılıp, îmânı artan) mü'min olur ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde işte onların, Allah seyyiatlerini (günahlarını) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafur'dur (günahları sevaba çevirendir), Rahîm'dir (rahmet nuru gönderendir).

Bir insanın kalbine fazl girebilmesi de bu tövbeye bağlıdır. Allah'a ulaşmayı dilemedikçe ve bu tövbeyi gerçekleştirmedikçe hiç kimsenin kalbine fazl giremez.

Kur'ân-ı Kerîm, hem manevî açıdan Allah'a tövbe etmeyi hem Allahû Tealâ'dan bu dünya için geçinilecek herşeyi hasene olarak vermesini talep etmeyi emrediyor.

Allahû Tealâ buyuruyor:

2/BAKARA-200: Fe izâ kadaytum menâsikekum fezkurûllâhe ke zikrikum âbâekum ev eşedde zikrâ(zikren), fe minen nâsi men yekûlu rabbenâ âtinâ fîd dunyâ ve mâ lehu fîl ahirati min halâk(halâkın).

Böylece (hacca ait) ibadetlerinizi (ve kuralları) tamamladığınız zaman, artık atalarınızı zikrettiğiniz gibi, hatta daha kuvvetli bir zikirle Allah'ızikredin. Fakat insanlardan kim: “Rabbimiz bize dünyada ver.” derse, ahirette onun bir nasibi yoktur.

2/BAKARA-201: Ve minhum men yekûlu rabbenâ âtinâ fîd dunyâ haseneten ve fîl âhirati haseneten ve kınâ azâben nâr(nâri).

Ve onlardan (insanlardan) kim: “Rabbimiz bize dünyada hasene (güzellik ve iyilikler) ver ve ahirette de hasene (güzellik ve iyilikler) ver. Bizi ateşin azabından koru.” derse...

İnsanı dünyada geçindirecek olan metanın, yiyecek, içecek ve Allah'ın sağlayacağı manevî ihsanların hepsi hasenat hüviyetinde olmalıdır. Konunun önemli yeri burasıdır.

Hasenat, seyyiatin karşıtıdır. Seyyiat; kaybedilen dereceler, kaybedilen derecelere sebebiyet veren olaylardır. Hasenat; kazanılan dereceler, kazanılan derecelere sebebiyet veren olaylardır. Ve Allahû Tealâ diyor ki: "Bu Kitab'ı size benden hasenat olarak istemeniz için indirdim. Yoksa siz dünyada haram şeyler kazanmak isterseniz, Biz size onu da veririz ama ondan razı olmayız. Ayrıca bunun karşılığında gideceğiniz yer, cehennemdir."

 

11/HÛD-3

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve Rabbinizden mağfiret istemeniz, sonra O'na tövbe etmeniz, belirlenmiş bir zamana kadar sizi güzel bir meta ile metalandırması (geçindirmesi) ve her fazl sahibine, fazlını vermesi içindir. Ve eğer (geri) dönerseniz o zaman ben, büyük günün azabının sizin üzerinize olmasından korkarım.
Diyanet İşleri : Rabbinizden bağışlanma dileyin, sonra da O’na tövbe edin ki sizi belirlenmiş bir süreye (ömrünüzün sonuna) kadar güzel bir şekilde yararlandırsın ve her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin adınıza büyük bir günün azabından korkuyorum.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Rabbinizden yarlıganma dileyin, sonra da tövbe edin ona da sizi mukadder zamânadek güzel bir sûrette geçindirsin, nîmetlerinden faydalandırsın ve her ihsân sâhibine, ettiği lütuf ve ihsânın mükâfatını versin. Fakat döner, yüz çevirirseniz şüphe yok ki ben, o büyük günün azâbına uğrayacağınızdan korkmaktayım.
Adem Uğur : Ve Rabbinizden mağfiret dilemeniz, sonra da ona tevbe etmeniz için (indirildi. Eğer bu emrolunanları yaparsanız), Allah sizi, tayin edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yaşatır, fazlasını yapan herkese de iyiliğinin karşılığını verir. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım."
Ahmed Hulusi : "(Yanlış ve kusurlarınız için) bağışlanma isteyin Rabbinizden! Sonra O'na tövbe edin ki, ömrünüz tamamlanana kadar sizi güzel bir şekilde yaşatıp, her erdemli kişiye lütfunu (ilim ve irfanlarının hak ettiğini) versin. . . Eğer yüz çevirirseniz, sizin için o büyük sürecin azabından korkarım. "
Ahmet Tekin : 'İşlediğiniz günahlar ve inkârınızdan dolayı Rabbinizden bağışlanma, koruma kalkanına alınma dileyin, sonra isyandan, günah işlemekten vazgeçerek tevbe edip ona itaate yönelin. O da sizi, ömrünüzün sonuna kadar refah içinde, huzur içinde yaşatsın. Her sâlih amel işleyene, iyilik yapana da dünyada ve âhirette iyiliğinin, ihsanının karşılığını versin. Eğer söylediklerime aldırmaz, güç ve iktidarınızı kullanarak halkı istediğiniz istikamette yönlendirmeye devam ederseniz, ben, sizin adınıza, azametli büyük bir günün azâbından korkarım.'
Ahmet Varol : Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin ki, sizi belirli bir süreye kadar güzel nimetlerden yararlandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten ben sizin hakkınızda büyük bir günün azabından korkarım.
Ali Bulaç : Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin. O da sizi, adı konulmuş bir vakte kadar güzel bir meta (fayda) ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım.
Ali Fikri Yavuz : Hem Rabbinizin mağfiretini isteyin. Sonra O’na tevbe edin ki, size takdîr edilmiş belirli bir zamana (ölüme) kadar güzel bir şekilde yaşatsın ve iyi hareket sahibine, fazlından dünya ve ahirette mükâfatını versin. Eğer imandan yüz çevirirseniz, biliniz ki, ben, başınıza gelecek büyük bir günah azabından korkarım.
Bekir Sadak : N/A
Celal Yıldırım : Ve Rabbinizden bağışlanma isteyesiniz, sonra da O'na tevbe edesiniz ; tâ ki belli bir süreye kadar sizi güzel bir geçimle geçindirsin ve her fazîlet sahibine faziletini versin. Eğer yüzçevirirseniz, doğrusu ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım.
Diyanet İşleri (eski) : (1-3) /--. Elif, Lam, Ra. Bu Kitap, hakim ve haberdar olan Allah tarafından, Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye ayetleri kesin kılınmış, sonra da uzun uzadıya açıklanmış bir Kitap'dır. Ben size, O'nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeciyim. Rabbinizden mağfiret dileyin ve O'na tevbe edin ki, belli bir süreye kadar sizi güzelce geçindirsin ve her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz o zaman ben doğrusu hakkınızda büyük günün azabından korkarım.
Diyanet Vakfi : Ve Rabbinizden mağfiret dilemeniz, sonra da ona tevbe etmeniz için (indirildi. Eğer bu emrolunanları yaparsanız), Allah sizi, tayin edilmiş bir süreye kadar güzel bir şekilde yaşatır, fazlasını yapan herkese de iyiliğinin karşılığını verir. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım.»
Edip Yüksel : Rabbinizin bağışlamasını dileyip O'na tevbe etmelisiniz. O zaman, sizi belli bir süreye kadar güzelce geçindirir ve lütfu hakkeden herkese lütfundan verir. Dönerseniz, sizin için büyük günün azabından korkarım.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem rabbınızın mağrifetini isteyin sonra ona tevbe edin ki sizi bir müsemmâ ecele kadar güzel bir surette yaşatsın ve her fadl sahibine fadlını versin ve eğer yüz çevirirseniz haberiniz olsun ki ben size büyük bir günün azâbından korkarım
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de Rabbinizin mağfiretini isteyin, sonra O'na tevbe edin ki, sizi muayyen bir zamana kadar güzel bir şekilde yaşatsın ve her fazilet sahibine, mükafatını versin. Eğer yüz çevirirseniz, haberiniz olsun ki ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ve Rabbinizin mağfiretini isteyin, sonra ona tevbe edin ki sizi, belli bir süreye kadar güzel güzel yaşatsın. Ve her fazilet sahibine layık olduğu ihsanı versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin için büyük bir günün azabından korkarım.
Fizilal-il Kuran : Rabbinizden af dileyiniz, pişmanlık duygusu ile O'na yöneliniz ki, belirli bir sürenin sonuna kadar sizi mutlu yaşatsın ve her erdemli kişiye erdemli davranışlarının ödülünü versin. Eğer O'na sırt dönerseniz, sizin hesabınıza büyük günün azabından korkarım.
Gültekin Onan : Ve rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin. O da sizi, adı konulmuş bir ecele kadar güzel bir meta (fayda) ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım.
Hasan Basri Çantay : Ve tâki Rabbinizden mağfiret isteyin, sonra (ıhlâs ile) ona dönün ki sizi adı konmuş (ta'yîn ve takdîr edilmiş) bir müddete kadar güzel ni'metleriyle fâidelendirsin, her fazıylet saahibine kendi fazl (-u kerem) ini versin. (Habîbim onlara de ki:) «Eğer (îmandan) yüz çevirirseniz ben sizin başınıza (gelecek) büyük bir günün azabından korkarım».
Hayrat Neşriyat : 'Ve Rabbinizden mağfiret dileyesiniz, sonra O’na tevbe edesiniz ki, sizi (dünyada)belirli bir vakte kadar güzel bir ni'metle faydalandırsın ve (âhirette) her fazîlet sâhibine mükâfâtını versin! Eğer yüz çevirirseniz, artık şübhesiz ki ben, sizin üzerinize (dehşeti)büyük bir günün azâbından korkarım!'
İbni Kesir : Rabbınızdan mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin ki, belli bir süreye kadar sizi güzelce geçindirsin. Her lütuf sahibine lütfunu versin. Eğer yüzçevirirseniz; o zaman ben, başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım.
Muhammed Esed : Rabbinizden günahlarınız için bağışlanma dileyin ve sonra tevbe ve pişmanlık tavrı içinde Ona yönelin ki, O da sizi (bu dünya) hayatında (Onun belirlediği) bir süre doluncaya kadar güzel bir geçimle geçindirsin; ve (öte dünyada da) erdem sahibi herkese erdemliliğinin karşılığını (fazlasıyla) versin. Fakat eğer (doğru yoldan) dönerseniz, o zaman, doğrusu o zorlu Gün (gelip çattığında) azabın sizin başınıza gelmesinden korkarım!
Ömer Nasuhi Bilmen : «Ve hem Rabbinizden mağfiret dileyiniz. Sonra O'na tevbe ediniz ki, sizi müsemma olan ecele kadar güzel bir nîmet ile müstefit etsin ve her fazilet sahibine fazlını versin. Ve eğer yüz çevirirseniz şüphe yok ki, sizin üzerinize büyük bir günün azabından korkarım.»
Ömer Öngüt : Rabbinizden mağfiret dileyiniz ve O'na tevbe ediniz ki, belli bir süreye kadar sizi güzelce geçindirsin ve her fazilet sahibine faziletinin karşılığını versin. Eğer yüz çevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım.
Şaban Piriş : (2-3) Ben, Allah’tan başkasına kulluk etmeyesiniz, Rabbinize bağışlanma dileyip, kendisine yönelesiniz diye vakti belirlenmiş bir süreye kadar güzel bir geçimlikle sizi geçindirmesi ve her fazilet sahibine değerini vermesi için O’ndan size bir uyarıcı ve müjdeciyim. Şayet yüz çevirirseniz, başınıza gelecek büyük günün azabından korkarım.
Suat Yıldırım : Bir maksat da şudur: Rabbinizden mağfiret dileyin. Sonra O’na tövbe edin!O’na dönün ki belirlenmiş bir ömür süresinin sonuna kadar sizi nimetleriyle yaşatsın ve faziletli bir hayat sürenlere, lütuf ve fazlından mükâfatlarını versin. Fakat imandan yüz çevirirseniz sizin tepenize inecek o müthiş günün azabından korkarım.
Süleyman Ateş : Ve Rabbinizden mağfiret dileyesiniz, sonra O'na tevbe edesiniz ki, sizi belirtilmiş bir süreye kadar güzelce yaşatsın ve her lutuf sâhibine lutfetsin. Ve eğer yüz çevirirseniz, ben sizin için büyük bir günün azâbından korkarım.
Tefhim-ul Kuran : Ve Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra O'na tevbe edin. O da sizi, adı konulmuş bir vakte kadar güzel bir meta ile metalandırsın ve her ihsan sahibine kendi ihsanını versin. Eğer yüz çevirirseniz gerçekten ben, sizin için büyük bir günün azabından korkarım.
Ümit Şimşek : Bir de Rabbinize dönerek Ondan bağışlanma dileyin ki O da sizi belirlenmiş bir vakte kadar güzel bir şekilde nasiplendirsin ve her fazilet sahibine hakkını versin. Ama yüz çevirirseniz, başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım.
Yaşar Nuri Öztürk : Af dileyin Rabbinizden; sonra da tövbe ile O'na yönelin ki, belirlenmiş bir süreye kadar sizi güzel bir nimetle nimetlendirsin ve her farklı derece sahibine hak ettiği ödülü versin. Eğer yüz çevirirseniz, o takdirde sizi büyük bir günün azabıyla korkuturum.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 4.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122123

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
54.405