YÛSUF-3

Anasayfa » YÛSUF Suresi » YÛSUF-3
share on facebook  tweet  share on google  print  

YÛSUF-3

"YÛSUF Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<12/YÛSUF-3>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

نَحْنُ نَقُصُّ عَلَيْكَ أَحْسَنَ الْقَصَصِ بِمَا أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ هَذَا الْقُرْآنَ وَإِن كُنتَ مِن قَبْلِهِ لَمِنَ الْغَافِلِينَ

Nahnu nakussu aleyke ahsenel kasası bimâ evhaynâ ileyke hâzel kur’âne ve in kunte min kablihî le minel gâfilîn(gâfilîne).

Sana vahyettiğimiz bu Kur'ân ile en güzel kıssaları sana anlatıyoruz. Ve oysa sen, ondan önce elbette gâfillerdendin.  
1. nahnu : biz
2. nakussu : anlatıyoruz, naklediyoruz, kıssa ediyoruz
3. aleyke : sana
4. ahsene el kasası : en güzel kıssaları
5. bi-mâ : şey ile
6. evhaynâ : vahyettik
7. ileyke : sana
8. hâze el kur'âne : bu Kur'ân'ı
9. ve in kunte : ve eğer, oysa sen ..... idin
10. min kabli-hî : ondan önce
11. le min el gâfilîne : gâfillerden

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e Kur'ân'ı vahyetmeden önce O'nun da gâfillerden olduğunu söylemektedir. Herkes başlangıçta gâfildir, peygamberler de bunun istisnası değildir. Hiç kimse, Allah'ın indireceği âyetleri bilerek hayata başlamaz. Allahû Tealâ, âyetleri indirdikçe âyetler öğrenilir.

Ayrıca herkes başlangıçta dalâlettedir.

93/DUHÂ-7: Ve vecedeke dâllen fe hedâ.

Ve seni dalâlette buldu sonra hidayete erdirdi.

Allahû Tealâ: "Bundan evvel sen, kitap nedir, îmân nedir bilmezdin, sana Biz öğrettik." buyurmuştur.

42/ŞÛRÂ-52: Ve kezâlike evhaynâ ileyke rûhan min emrinâ, mâ kunte tedrî mel kitâbu ve lel îmânu ve lâkin cealnâhu nûren nehdî bihî men neşâu min ibâdinâ, ve inneke le tehdî ilâ sırâtın mustekîm(mustekîmin).

Ve işte böylece sana emrimizden bir ruh (Kur'ân-ı Kerim) vahyettik. Ve sen, kitap nedir ve îmân nedir bilmiyordun. Ve lâkin O'nu “nur” kıldık. Kullarımızdan dilediğimizi O'nunla hidayete erdiririz. Ve muhakkak ki sen, mutlaka Sıratı Mustakîm'e hidayet ediyorsun (ulaştırıyorsun).

Herşey Allahû Tealâ tarafından öğretilir ve Allahû Tealâ hakikatleri söylemekten çekinmez. Burada "en güzel kıssalar" sadece "en güzel hikâyeler" demek değildir. Allahû Tealâ, "öğretilmesi lâzımgelen en güzel şey" anlamında kullanmıştır. Çünkü, Allahû Tealâ'nın dizaynına göre Allahû Tealâ'nın nebîleri, resûlleri, mürşidleri insanlara kıssa ettikleri zaman o insanlar salâh makamına yükselmektedirler.

7/A'RÂF-35: Yâ benî âdeme immâ ye’tiyennekum rusulun minkum yekussûne aleykum âyâtî fe menittekâ ve asleha fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).

Ey Âdemoğulları! Sizin içinizden, size âyetlerimi anlatan (kıssa eden) resûller geldiği zaman, bundan sonra kim takva sahibi olur ve nefsini ıslâh ederse (nefs tasfiyesi yaparsa), artık onlara korku yoktur. Ve onlar mahzun olmazlar.

Kıssa etmenin muhtevası içerisinde, insanlar dört hidayete de ermekte, ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah'a teslim etmektedirler.

 

12/YÛSUF-3

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Sana vahyettiğimiz bu Kur'ân ile en güzel kıssaları sana anlatıyoruz. Ve oysa sen, ondan önce elbette gâfillerdendin.
Diyanet İşleri : Sana bu Kur’an’ı vahyetmekle kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Hâlbuki daha önce sen bunlardan habersiz idin.
Abdulbaki Gölpınarlı : Sana bu Kur'ân'ı vahyederek kıssaların en güzelini hikâye edeceğiz ve bundan önce sen elbette onu bilmeyenlerdendin.
Adem Uğur : (Ey Muhammed!) Biz, sana bu Kur'an'ı vahyetmekle geçmiş milletlerin haberlerini sana en güzel bir şekilde anlatıyoruz. Gerçek şu ki, sen bundan önce (bu haberleri) elbette bilmeyenlerden idin.
Ahmed Hulusi : Şu Kurân'ı (OKUnası, kavranılası metni) sana vahyederek (hakikatin olan Esmâ mertebesindeki ilimden bilincine yönlendirerek) biz (Esmâ özelliklerimiz itibarıyla biz), ibret verici olaylardan birini en güzel anlatımla sende açığa çıkartıyoruz. . . Önceden şüphesiz bu bilgi sana kapalıydı!
Ahmet Tekin : Sana, bu Kur’ân’ı vahyetmekle, geçmiş milletlerin kıssalarını, kıssaların en güzelini biz anlatmış oluyoruz. Daha önce bunlardan senin haberin yoktu.
Ahmet Varol : Biz, bu Kur'an'ı sana vahyetmekle kıssaların en güzelini sana anlatıyoruz. Oysa daha önce (bunlardan) haberi olmayanlardandın.
Ali Bulaç : Biz bu Kur'an'ı sana vahyetmemizle, en güzel kıssaları gerçek bir haber (kıssa) olarak sana aktarıyoruz, oysa sen, daha önce, bundan haberi olmayanlardandın.
Ali Fikri Yavuz : Sana bu sûreyi vahyetmemizle, en güzel kıssayı sana anlatacağız. Halbuki sen, daha önce bundan asla haberdar değildin.
Bekir Sadak : Biz bu Kuran'i vahyederek, sana en guzel kissalari anlatiyoruz.. Oysa daha once sen bunlardan habersizdin.
Celal Yıldırım : Sana bu Kur'ân'ı vahyetmemizle, kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Halbuki daha önce bundan haberin yoktu.
Diyanet İşleri (eski) : Biz bu Kuran'ı vahyederek, sana en güzel kıssaları anlatıyoruz.. Oysa daha önce sen bunlardan habersizdin.
Diyanet Vakfi : (Ey Muhammed!) Biz, sana bu Kur'an'ı vahyetmekle geçmiş milletlerin haberlerini sana en güzel bir şekilde anlatıyoruz. Gerçek şu ki, sen bundan önce (bu haberleri) elbette bilmeyenlerden idin.
Edip Yüksel : Sana bu Kuran'ı vahyederek, sana en güzel bir anlatımla tarihi aktarıyoruz. Sen daha önce bundan habersizdin.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sana bu Kur'anı vahyetmemizle biz bir kıssa anlatıyoruz ki ahsenülkasas senin ise doğrusu bundan evvel hiç hâberin yoktu
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz sana bu Kuran'ı vahyetmekle kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Doğrusu, senin bundan önce hiç haberin yoktu.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sana bu Kur'ân'ı vahyetmekle biz, sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Gerçek şu ki, daha önce senin bundan hiç haberin yoktu.
Fizilal-il Kuran : Biz bu Kur'an'ı vahyetmekle sana kıssaların, eski milletler ile ilgili hikâyelerin en güzelini anlatıyoruz. Oysa daha önce bu hikâyeleri hiç bilmiyordun.
Gültekin Onan : Biz bu Kuran'ı sana vahyetmemizle, en güzel kıssaları gerçek bir haber (kıssa) olarak sana aktarıyoruz; oysa sen, daha önce, bundan haberi olmayanlardandın.
Hasan Basri Çantay : Biz sana bu Kur'ânı (bu sûreyi) vahyetmek suretiyle en güzel beyânı kıssa olarak anlatacağız. Halbuki sen daha evvel bundan elbet haberdâr olmayanlardandın.
Hayrat Neşriyat : Biz, bu Kur’ân’ı sana vahyetmekle, sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Elbette(sen) ondan önce (bunlardan) habersiz olanlardan idin.
İbni Kesir : Biz; sana, bu Kur'an'ı vahyetmekle; kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Halbuki sen, daha önce bundan habersizdin.
Muhammed Esed : Biz bu Kuran'ı sana vahyettikçe, (ey Peygamber,) bundan önce senin de (vahyin ne olduğundan) habersiz kimselerden olduğunu bilerek onu sana mümkün olan en iyi, en güzel üslupla açıklıyoruz.
Ömer Nasuhi Bilmen : Biz sana bu Kur'an'ı vahyetmemizle sana en güzel kıssayı naklediyoruz. Halbuki, sen ondan evvel elbette bundan habersizdin.
Ömer Öngüt : Resulüm! Biz sana bu Kur'an'ı vahyetmekle sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Gerçek şu ki, sen daha önce bunlardan habersizdin.
Şaban Piriş : Biz, sana bu Kur’an’ı vahyederek daha önce haberdar olmadığın en güzel olayı hikaye edeceğiz.
Suat Yıldırım : Biz, bu Kur’ân’ı sana vahyetmekle, geçmiş ümmetlerin birtakım haberlerini en güzel şekilde beyan ediyoruz. Şu bir gerçek ki daha önce senin bundan hiç haberin yoktu.
Süleyman Ateş : Biz, bu Kur'ân'ı vahyetmekle sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Sen ondan önce (bunları) bilmeyenlerden idin.
Tefhim-ul Kuran : Biz bu Kur'an'ı sana vahyetmemizle, en güzel kıssaları gerçek bir haber (kıssa) olarak sana aktarmaktayız, oysa sen, daha önce bundan haberi olmayanlardandın.
Ümit Şimşek : Sana vahyettiğimiz bu Kur'ân ile, Biz kıssaların en güzelini sana anlatıyoruz. Daha önce ise sen bunlardan habersizdin.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz bu Kur'an'ı sana vahyederek, hikâyelerin en güzelini anlatıyoruz. Oysaki sen, bundan önce bunlardan tamamen habersiz olanlardandın.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 4.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110111

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
50.435