RA'D-41

Anasayfa » RA'D Suresi » RA'D-41
share on facebook  tweet  share on google  print  

RA'D-41

"RA'D Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<13/RA'D-41>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

أَوَلَمْ يَرَوْاْ أَنَّا نَأْتِي الأَرْضَ نَنقُصُهَا مِنْ أَطْرَافِهَا وَاللّهُ يَحْكُمُ لاَ مُعَقِّبَ لِحُكْمِهِ وَهُوَ سَرِيعُ الْحِسَابِ

E ve lem yerev ennâ ne’til arda nenkusuhâ min etrâfihâ, vallâhu yahkumu lâ muakkıbe li hukmihî, ve huve serîul hısâb(hısâbi).

Yeryüzüne gelip, onu etrafından (çevresinden) nasıl eksiltiyoruz onlar görmüyorlar mı? Ve Allah, hüküm verir. O'nun hükmünü bozacak kimse yoktur. Ve O, hesabı çabuk görendir. 
1. e ve lem yerev : görmüyorlar mı
2. ennâ : nasıl
3. ne'ti : geliyoruz
4. el arda : arz, yeryüzü
5. nenkusu-hâ : onu eksiltiyoruz
6. min etrâfi-hâ : onun çevresinden, etrafından
7. vallâhu (ve allâhu) : ve Allah
8. yahkumu : hükmeder, hüküm verir
9. lâ muakkıbe : takip eden, kontrol eden, bozacak yoktur
10. li hukmi-hî : onun hükmünü
11. ve huve : ve o
12. serîu el hısâbi : hesabı çabuk gören

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ, sünnetullahı anlatmaktadır. Sünnetullah, Allah'ın bütün kâinatı, her zerreyi kontrolü altında tutan ilâhî kompüteridir. Kuzey ve güney kutbunda oluşan buzları Allahû Tealâ sünnetullahı vasıtasıyla eritmektedir. Ozon tabakası devamlı olarak eksilir ve yeniden tamamlanır. Kutupların biraz aşağısında milyonlarca iğne yapraklı ağaç vardır. Kutba yakın bu çevreye bol miktarda kar ve yağmur yağar.

Ne zaman ozon tabakası incelerek normalin altına düşmüşse, iğne yapraklı ağaçların üzerindeki karı, yağan yağmurlar ve güneşin ışıkları eritir. Yapraklar ortaya çıkar ve klorofil özümlemesi yoluyla karbonhidratları oluştururlar. Köklerinden aldıkları su (H2O), güneşin ışığı, enerji ve havadan aldıkları karbondioksitle (CO2) oksijen açığa çıkarırlar. Bu, ozon tabakasını genişletir, kalınlaştırır, hatta normalin ötesine geçer.

Ozon tabakası normalden daha kalın bir noktaya geldiğinde işlev tersine dönüşür. Tekrar yağan kar, iğne yapraklı ağaçların yapraklarını örter, yaprakların bir kısmında, fotosentez yoluyla karbonhidratların oluşması (klorofil özümlemesi) gerçekleşemez. Ağaçlar gene karbonhidratı oluşturacaklardır ama artık bu karbonhidrat geçen devrede olduğu kadar çok değil, azdır. Bunun neticesinde ozon tabakasının ihtiyaç duyduğu oksijenin alınamaması sebebiyle incelme başlar. Bu incelme normale kadar devam eder, sistem bozulmaz. Karlar yaprakların üzerindedir. Normal aşılınca, yağacak olan yağmurlarla ve güneşin ışınlarıyla iğne yapraklı ağaçlardaki karlar, yeniden erir ve tekrar bol miktarda oksijen yükselerek dünyanın her tarafını örten ozon tabakası yeniden tedavi olur. Ve böylece normalin altına inen, normale dönen; normalin üstüne çıkan ve yeniden normale dönen bir ozon tabakası, devamlı bu safhalardan geçerek bütünlüğünü sürdürür gider. Öyleyse Allahû Tealâ, sünnetullahıyla bir taraftan eksiltip bir taraftan da ozon tabakasını artırmaktadır. Böylece insanlar zararlı ışınlardan korunmaktadır.

13/RA'D-41

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Yeryüzüne gelip, onu etrafından (çevresinden) nasıl eksiltiyoruz onlar görmüyorlar mı? Ve Allah, hüküm verir. O'nun hükmünü bozacak kimse yoktur. Ve O, hesabı çabuk görendir.
Diyanet İşleri : Onlar, bizim yeryüzüne (kudretimizle) gelip onu etrafından eksilttiğimizi görmediler mi? Allah, hükmeder. O’nun hükmünü bozacak hiçbir kimse yoktur. O, hesabı çabuk görendir.
Abdulbaki Gölpınarlı : Görmediler mi ki âdeta onların yerlerine geliyor, etrafından yurtlarını eksiltip duruyoruz. Allah hükmeder, hükmünü bozacak yoktur ve o pek tez hesap görür.
Adem Uğur : Bizim, yeryüzüne gelip, onu uçlarından eksilttiğimizi görmediler mi? Allah (dilediği gibi) hükmeder, O'nun hükmünü bozacak kimse yoktur. Ve O hesabı çabuk görendir.
Ahmed Hulusi : Görmediler mi ki, biz arzı (fiziksel bedeni) her taraftan aşındırıyoruz (tâ ki yaşlanır ve ölür; bir başka anlam, arzın global tükenişe gitmesi kozmik veya iklim şartlarıyla; ya da o devirdeki müşriklerin günden güne tükenişi). . . (Bunu) Allâh hükmeder; O'nun hükmünü takip edici (bozup değiştirici) yoktur. . . O, oluşanların sonucuna göre bir sonraki aşamayı anında oluşturandır.
Ahmet Tekin : Bizim yurtlarını işgal edip, her taraftan toprak kopardığımızı, boyunlarını vurup esir aldığımızı, kendilerini sıkıştırdığımızı görmediler mi? Allah dilediği gibi hükmeder, hükümetlerini yönlendirir. Onun hükmünü, hükümetini kimse engelleyemez, bozamaz, değiştiremez. O çok çabuk hesaba çeker.
Ahmet Varol : Görmediler mi ki biz nasıl yeryüzüne gelip onu etrafından eksiltiyoruz? Allah hüküm verir. O'nun hükmünün ardına düşecek yoktur. O hesabı çabuk görendir.
Ali Bulaç : Onlar görmüyorlar mı ki, gerçekten biz arza geliyor ve onu çevresinden eksiltiyoruz. Allah hüküm verir. Onun hükmünün peşine düşecek yoktur. Ve O, hesabı pek çabuk görendir.
Ali Fikri Yavuz : O kâfirler görmüyorlar mı ki, biz arazilerini (müslümanlara feth ettirmekle) etrafından azalatıp duruyoruz? Allah öyle hüküm verir ki, onun hükmünü takip edecek (üzerinde tesir edecek hiç bir kuvvet) yoktur. Allah hesabı çok çabuk görendir.
Bekir Sadak : Gormuyorlar mi ki, Biz yeryuzunu etrafindan gitgide eksiltmekteyiz. Hukum Allah'indir, O'nun hukmunu takip edip bozacak yoktur. O, hesabi cabuk gorur.
Celal Yıldırım : Yeryüzünü çevresinden eksilttiğimizi görmediler mi ? Allah hep hükmeder; O'nun hükmünü takip ve reddedecek; kazasını bozacak yoktur. O, hesabı çarçabuk görendir.
Diyanet İşleri (eski) : Görmüyorlar mı ki, Biz yeryüzünü etrafından gitgide eksiltmekteyiz. Hüküm Allah'ındır, O'nun hükmünü takip edip bozacak yoktur. O, hesabı çabuk görür.
Diyanet Vakfi : Bizim, yeryüzüne gelip, onu uçlarından eksilttiğimizi görmediler mi? Allah (dilediği gibi) hükmeder, O'nun hükmünü bozacak kimse yoktur. Ve O hesabı çabuk görendir.
Edip Yüksel : Yeryüzünün uçlarından eksilttiğimizi görmüyorlar mı? ALLAH hüküm verir ve O'nun hükmünü izleyip çevirecek de yoktur. O, en hızlı hesaplıyandır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ya görmüyorlar mı da? Biz o arzı etrafından eksiltip duruyoruz ve Allah öyle hukm-ü hukümet eder ki humünü takib edecek yoktur, hem o çok seri hisablıdır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Görmüyorlar mı ki, biz yeri etrafından eksiltip duruyoruz? Ve Allah öyle hükmünü icra eder ki, hükmünü değiştirecek yoktur. O çok hızlı hesap görür.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Görmüyorlar mı ki, biz yeri etrafından eksiltip duruyoruz. Allah öyle hükmeder ki, O'nun hükmünü engelleyecek kimse yoktur. O çok hızlı hesap görür.
Fizilal-il Kuran : Bizim kâfirlerin yurtlarını uçlarından kırptığımızı, müslümanlar lehine alanlarını daralttığımızı görmüyorlar mı? Hüküm veren Allah'tır, O'nun hükmünü gözden geçirecek hiç kimse yoktur. O'nun hesaplaşması pek çabuktur.
Gültekin Onan : Onlar görmüyorlar mı ki, gerçekten biz arza geliyor ve onu çevresinden eksiltiyoruz. Tanrı hüküm verir. Onun hükmünün peşine düşecek yoktur. Ve O, hesabı pek çabuk görendir.
Hasan Basri Çantay : (Hem onlar gözleriyle de) görmediler mi ki biz (kudretimizle) arza (kâfirlerin diyarına) geliyor, onu etrafından eksiltib duruyoruz. Allah hükmeder. Onun hükmü ardına düş (üb de red ed) ebilecek de yokdur. O, hesabı pek çabuk görendir.
Hayrat Neşriyat : Görmediler mi ki, şübhesiz biz (ben Azîmüşşân), yeryüzüne (kâfirlerinmemleketlerine, mü’minlere yardım etmekle) geliyor, onu etrâfından (peygamberin fetihleriyle) eksiltip duruyoruz? Ve Allah (dilediği gibi) hükmeder; O’nun hükmünü geri çevirecek kimse yoktur. Ve O, hesâbı pek çabuk görendir.
İbni Kesir : Görmüyorlar mı ki; Biz, yeryüzünün etrafından gitgide eksiltmekteyiz. Allah hükmünü verir. O'nun hükmünü bozacak yoktur. Ve O, hesabı çabuk görendir.
Muhammed Esed : Peki, görmüyorlar mı, yeryüzünü, sahip olduğu en iyi şeylerden her gün biraz daha yoksun bırakarak (cezalandırıcı müdahalelerimizle) nasıl yokluyoruz? (Bilmiyorlar mı ki,) Allah hüküm verdiği (zaman) O'nun hükmünün önüne geçecek kimse yoktur; (ve yine bilmiyorlar mı ki) O hesabı pek çabuk olandır!
Ömer Nasuhi Bilmen : Görmüyorlar mı ki, muhakkak Biz (kudretimizle) yeryüzünde teveccüh ediyor, onu etrafından eksiltiyoruz ve Allah Teâlâ hükmeder. O'nun hükmünü reddedecek yoktur ve o hesabı pek sür'atle görücüdür.
Ömer Öngüt : Bizim yeryüzüne gelip, onu uçlarından eksilttiğimizi görmediler mi? Hüküm veren Allah'tır. O'nun hükmünü bozacak kimse yoktur. O hesabı çabuk görendir.
Şaban Piriş : Bizim yeryüzünün etrafından gitgide eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Hüküm Allah’ındır, O’nun hükmünü bozacak yoktur. O, çabucak hesabı görür.
Suat Yıldırım : Bizim arzı (yeri) alıp onu uçlarından nasıl eksilttiğimizi görmüyorlar mı? Allah öyle hükmeder ki onun hükmünü denetleyecek hiç bir merci yoktur. O, hesabı çabuk görür.
Süleyman Ateş : Bizim o toprağa gelip nasıl onu, uçlarından eksilttiğimizi görmediler mi? Hüküm veren Allah'tır. O'nun hükmünün ardına düşüp onu iptal edecek yoktur. O, hesabı çabuk görendir.
Tefhim-ul Kuran : Onlar görmüyorlar mı ki, gerçekten biz arza geliyor ve onu çevresinden eksiltiyoruz. Allah hüküm verir. Onun hükmünün peşine düşecek de yoktur. Ve O, hesabı pek çabuk görendir.
Ümit Şimşek : Bizim yeryüzüne gelip de onu kenarlarından eksiltmekte olduğumuzu onlar görmediler mi? Allah hükmeder; Onun hükmünü denetleyecek hiç kimse yoktur. Onun hesap görmesi ise pek çabuktur.
Yaşar Nuri Öztürk : Görmüyorlar mı ki biz o yerküreye geliyor, onu uçlarından eksiltiyoruz. Allah hükmeder; O'nun hükmünü denetleyecek de yoktur. Hesabı çok çabuk görür O.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 4.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 4243

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
21.370