RA'D-33

Anasayfa » RA'D Suresi » RA'D-33
share on facebook  tweet  share on google  print  

RA'D-33

"RA'D Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<13/RA'D-33>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

أَفَمَنْ هُوَ قَآئِمٌ عَلَى كُلِّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ وَجَعَلُواْ لِلّهِ شُرَكَاء قُلْ سَمُّوهُمْ أَمْ تُنَبِّئُونَهُ بِمَا لاَ يَعْلَمُ فِي الأَرْضِ أَم بِظَاهِرٍ مِّنَ الْقَوْلِ بَلْ زُيِّنَ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ مَكْرُهُمْ وَصُدُّواْ عَنِ السَّبِيلِ وَمَن يُضْلِلِ اللّهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ

E fe men huve kâimun alâ kulli nefsin bi mâ kesebet, ve cealû lillâhi şurakâe, kul semmûhum, em tunebbiûnehu bi mâ lâ ya’lemu fîl ardı em bi zâhirin minel kavl(kavli), bel zuyyine lillezîne keferû mekruhum ve suddû anis sebîl(sebîli), ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min hâd(hâdin).

Artık bütün nefslerin kazandıkları şeyler üzerinde kaim olan kimdir? Ve onlar, Allah'a ortaklar kıldılar. De ki: “Onları isimleri ile (davet etsinler, icabet edilmeyeceğini görsünler). Yoksa siz, O'na (Allah'a) yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Veya sözün zahir olanını mı?” Hayır, kâfirlere hileleri süslü gösterildi ve yoldan (Allah'ın yolundan) saptırıldılar. Ve Allah, kimi dalâlette bırakırsa artık onun için bir hidayetçi (mehdi) yoktur (bulunmaz). 
1. e fe men : artık kim, ...mi
2. huve : o
3. kâimun : kaim olan, her yapılan işin başında bulunan, daima haberdar olan, herşeyi derecelendiren
4. alâ : üzerine
5. kulli : hepsi, bütün
6. nefsin : nefs
7. bi mâ kesebet : kazandığı şeylere
8. ve cealû : ve kıldılar
9. lillâhi (li allâhi) : Allah'a
10. şurekâe : ortaklar
11. kul : de
12. semmû-hum : onları isimlendirin (onları isimleri ile davet edin)
13. em tunebbiûne-hu : yoksa ona haber mi veriyorsunuz
14. bi mâ : şeyi
15. lâ ya'lemu : bilmiyor
16. fî el ardı : yeryüzünde
17. em : yoksa, veya
18. bi zâhirin : zahir olan
19. min el kavli : sözden, sözün
20. bel : hayır, fakat
21. zuyyine : süslü gösterildi
22. lillezîne (li ellezîne) : o kimselere
23. keferû : inkâr ettiler
24. mekru-hum : onların hileleri, tuzakları
25. ve suddû : ve men edilirler, saptırılırlar
26. an es sebîli : yoldan
27. ve men yudlili allâhu : ve Allah kimi saptırırsa
28. fe mâ lehu : artık onun için yoktur
29. min hâdin : bir hidayet eden, hidayetçi

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ: "Onları isimleri ile davet etsinler." demektedir. Kâfirlerin arasında birçok büyücü ve sihirbaz vardır. Şeytandan öğrendikleri büyü ve sihirlerle fizik ötesi bir şeyler yapmış olmakta ve onlara Allahû Tealâ da müsaade etmekte, yaptıkları süslü gösterilmektedir. Böylece büyü ve sihir öğrenmek suretiyle Allahû Tealâ'nın yolundan kesin bir sapma söz konusudur.

Burada bir sonuçla karşı karşıyayız. Allah kimi dalâlette bırakırsa, onun için bir hidayetçi yoktur, bulunmaz. Allahû Tealâ, Kehf-17'de de bunu söylemektedir:

18/KEHF-17: Ve tereş şemse izâ taleat tezâveru an kehfihim zâtel yemîni ve izâ garabet takrıduhum zâteş şimâli ve hum fî fecvetin minh(minhu), zâlike min âyâtillâh(âyâtillâhi), men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehu veliyyen murşidâ(murşiden).

Ve güneşin doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafından geldiğini ve battığı zaman sol taraftan onların yanlarından geçtiğini görürsün. Ve onlar, onun (mağaranın) geniş sahası içinde bulunuyorlardı. İşte bu, Allah'ın âyetlerinden (mucizelerinden)dir. Allah, kimi Kendisine ulaştırırsa, işte o hidayete ermiştir. Ve kimi dalâlette bırakırsa (kim Allah'a ulaşmayı dilemezse) artık onun için velî mürşid (irşad eden evliya) bulunmaz.

Hidayet, ruhun Allah'a ulaşmasıdır. Ve hiç kimsenin ruhu, kendi kendine Allah'a ulaşmaz. Bir insanın ruhu ancak Allah'ın yardımıyla Allah'a ulaşır. Hidayete ermek için, mutlaka hidayete erdiren birisi olmalıdır. Ve kim Allah'a ulaşmayı dilemezse, o hiçbir zaman Allahû Tealâ tarafından hidayete erdirilmez.

 

13/RA'D-33

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Artık bütün nefslerin kazandıkları şeyler üzerinde kaim olan kimdir? Ve onlar, Allah'a ortaklar kıldılar. De ki: "Onları isimleri ile (davet etsinler, icabet edilmeyeceğini görsünler). Yoksa siz, O'na (Allah'a) yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Veya sözün zahir olanını mı?" Hayır, kâfirlere hileleri süslü gösterildi ve yoldan (Allah'ın yolundan) saptırıldılar. Ve Allah, kimi dalâlette bırakırsa artık onun için bir hidayetçi (mehdi) yoktur (bulunmaz).
Diyanet İşleri : Herkesin kazandığını görüp gözeten Allah inkâr edilir mi? Hâlbuki onlar, Allah’a ortaklar koştular. De ki: “Onların isimlerini açıklayın. Yoksa siz (bununla) O’na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber vermiş olacaksınız, yoksa boş söz mü etmiş olacaksınız?” Hayır, inkâr edenlere hileleri güzel gösterildi ve onlar doğru yoldan saptırıldılar. Allah, kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.
Abdulbaki Gölpınarlı : Herkesin yaptığı ve elde ettiği şeyi bilip görene ve karşılığını verene benzer mi onlar, tutup Allah'a eş tanıyorlar onları. De ki: Bir ad takın onlara. Yoksa yeryüzünde bilmediği birşeyi mi haber veriyorsunuz ona, yahut da geçici bir boş lâf mı ediyorsunuz? Kâfir olanlara düzenleri hoş ve sevimli görünmede ancak ve yoldan çıkarılmadalar ve Allah, kimi doğru yoldan saptırırsa onu doğru yola sevkedecek yoktur.
Adem Uğur : Herkesin kazandığını gözetleyip muhafaza eden, (hiç böyle yapamayan gibi olur mu?). Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: "Onlara ad verin (onlar necidir?). Yoksa siz Allah'a yeryüzünde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz?" Doğrusu inkâr edenlere hileleri süslü gösterildi ve onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.
Ahmed Hulusi : O, her nefsin açığa çıkardığının getirisini oluşturan(ken), (tutup) Allâh'a ortaklar koştular. . . De ki: "Onları isimlendirin! Yoksa siz O'na arzda bilmediği şeyi mi haber veriyorsunuz? Yoksa boş laf mı ediyorsunuz?". . . Hayır, hakikat bilgisini inkâr edenlere mekrleri süslendi ve Es Sebiyl'den (Allâh yolundan) alıkondular. . . Allâh kimi saptırırsa, artık onun için hakikate erdirici yoktur!
Ahmet Tekin : Herkesin işlediği ameller, hakettiği mükâfatlar ve cezalar sebebiyle, sorumluluklarının gereğini yapmalarını isteyeni, denetleyeni, üzerlerinde hükümranlığının icabını, hükmünü icra edeni, Allah’ı mı alaya alıyorlar? Bir de tutup ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortaklar koştular.
'Onlara isimler verip durun bakalım. Yoksa siz ona yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber vereceksiniz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz? Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlere, hileleri, mü’minlere karşı yaptıkları sinsi planları süslenip güzel gösterildi. Onlar doğru yoldan İslâm’a girmekten, alıkonuldular. Allah kimlerin hak yoldan uzaklaşmasına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihine özgürlük tanırsa, onları kimse doğru yola sevkedemez.' de.
Ahmet Varol : Her canın ne kazandığını görüp gözetene (ortak koşulur) mu? (Ama) onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: 'Onları adlandırın.' O'na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yoksa kuru sözler mi söylüyorsunuz? Hayır. İnkâr edenlere düzenleri süslü gösterildi ve yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık onun için hiçbir yol gösterici yoktur.
Ali Bulaç : Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana mı (baş kaldırılır?) Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: "Bunları adlandırın (bakalım). Yoksa siz yeryüzünde bilmeyeceği bir şeyi O'na haber mi veriyorsunuz? Yoksa sözün zahirine (veya boş ve süslü olanına)mi (kanıyorsunuz)? Hayır, inkâr edenlere kendi hileli düzenleri, süslü çekici gösterilmiştir ve onlar (doğru) yoldan alıkonulmuşlardır. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için hiç bir yol gösterici yoktur.
Ali Fikri Yavuz : Böyle herkesin iyi veya kötü bütün yaptığına gözcü olan Allah’a küfredilir, ortak koşulur mu? Bir de tuttular Allah’a ortaklar tanıdılar. (Ey Rasûlüm), de ki: “- O ortakların isimlerini söyleyin bakayım; içlerinde Allah’a ortak olabilecek var mı? Yoksa yeryüzünde Allah’a bilmediği şeyi mi haber vereceksiniz? Yahud gerçeği olmıyan sırf görünüşte bir lâf mı söyliyeceksiniz? Doğrusu küfredenlere hile ve tuzakları allı-pullu gösterildi ve doğru yoldan saptırıldılar. Kimi de Allah saptırırsa, artık onu yola getirecek kimse yoktur.
Bekir Sadak : Herkesin yaptigini gozeten Allah, bunu yapamayan putlarla bir olur mu? Onlar Allah'a ortak kostular. De ki: «Onlara bir ad bulun bakalim; yeryuzunde bilmedigi bir seyi mi Allah'a haber veriyorsunuz? Yoksa kuru sozlere mi aldaniyorsunuz? Fakat inkar edenlere, kurduklarÙ duzenler guzel gosterildi ve dogru yoldan alÙkonuldular. Zaten Allah'Ùn saptÙrdÙgÙna yol gosteren bulunmaz.
Celal Yıldırım : Herkesin kazandığını görüp gözeten (Allah nasıl inkâr edilir ?!); tuttular Allah'a ortak koştular. De ki: Onlara ad takın (takabildiğiniz kadar; neyin nesi bunlar ?) Yoksa yeryüzünde bilmediği şeyi mi O'na haber veriyorsunuz ? Yoksa anlamsız sözle mi (kendinizi avutuyorsunuz ?) Ne var ki inkâra sapanlara düzenbazlıkları süslü gösterildi de doğru yoldan alıkondular. Artık Allah kimi saptırırsa onu doğru yola eriştiren bulunmaz.
Diyanet İşleri (eski) : Herkesin yaptığını gözeten Allah, bunu yapamayan putlarla bir olur mu? Onlar Allah'a ortak koştular. De ki: 'Onlara bir ad bulun bakalım; yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi Allah'a haber veriyorsunuz? Yoksa kuru sözlere mi aldanıyorsunuz? Fakat inkar edenlere, kurdukları düzenler güzel gösterildi ve doğru yoldan alıkonuldular. Zaten Allah'ın saptırdığına yol gösteren bulunmaz.
Diyanet Vakfi : Herkesin kazandığını gözetleyip muhafaza eden, (hiç böyle yapamayan gibi olur mu?). Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: «Onlara ad verin (onlar necidir?). Yoksa siz Allah'a yeryüzünde bilemeyeceği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Yahut boş laf mı ediyorsunuz?» Doğrusu inkâr edenlere hileleri süslü gösterildi ve onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa artık onu doğru yola iletecek yoktur.
Edip Yüksel : Herkesin yaptığını kontrol eden O değil midir? Buna rağmen ALLAH'a ortaklar koştular. De ki: 'Onları (dilediğiniz) isimlerle tanımlayın! Siz O'nun yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi O'na haber veriyorsunuz, yoksa boş sözler mi uyduruyorsunuz?' Aslında, inkarcıların hileleri kendilerine süslü gösterilir ve böylece yoldan saparlar. ALLAH kimi saptırırsa ona doğruyu gösterecek yoktur.
Elmalılı Hamdi Yazır : Böyle her nefsin bütün kazanciyle üzerinde kaim olan zata küfredilirmi? tuttular Allaha şerikler koştular, de ki: Söyleyin bakalım onların isimlerini, ya ona bu Arzda bilmediği bir şeymi haber vereceksiniz? Yoksa ma'nâsı yok sırf zahirî bir lâf mı? Doğrusu küfre saplananlara mekirleri hoş gösterildi ve hak yolundan saptırıldılar, her kimi de Allah saptırırsa artık onu yola getirecek yoktur
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Böylece herkesin bütün kazancını gözetim altına alan zat (Allah) hiç inkar edilir mi? Tuttular Allah'a ortaklar koştular. De ki: «Söyleyin bakalım onların isimlerini!» O'na yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber vereceksiniz, yoksa anlamı olmayan sadece kuru bir laf mı? Doğrusu küfre saplananlara hileleri hoş gösterildi ve doğru yoldan saptırıldılar. Allah her kimi saptırırsa artık onu yola getirecek yoktur!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bütün kazandıklarıyla her bir nefsin üzerinde böylesine hükümran olan başka kim vardır? Böyle iken tuttular da Allah'a ortaklar uydurdular. De ki: «Onlara isimler verip durun bakalım. Siz O'na yeryüzünde bilmediği bir şey mi haber vereceksiniz? Yoksa anlamı olmayan kuru bir laf mı? Doğrusu küfre sapanlara kendi oyunları güzel gösterildi de yoldan saptırıldılar. Allah her kimi saptırırsa, artık onu yola getirecek kimse yoktur.
Fizilal-il Kuran : Herkesin ne yaptığını gözeten Allah, böyle bir gücü olmayan düzmece ilâhlar ile bir olur mu? Müşrikler, Allah'a birtakım ortaklar koştular. Onlara de ki; «bunların adlarını söyleyiniz, niteliklerini belirtiniz. Yoksa Allah'a, O'nun yeryüzünde bilmediği bir şeyin haberini mi veriyorsunuz? Yoksa kuru sözler ile mi oyalanıyorsunuz? Aslında kâfirlere entrikaları, düzenbazlıkları çekici göründü de doğru yoldan saptırıldılar. Allah'ın saptırdığını hiç kimse doğru yola iletemez.
Gültekin Onan : Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana mı (baş kaldırılır). Onlar Tanrı'ya ortaklar koştular. De ki: "Bunları adlandırın (bakalım). Yoksa siz yeryüzünde bilmeyeceği bir şeyi O'na haber mi veriyorsunuz? Yoksa sözün zahirine (veya boş ve süslü olanına) mı (kanıyorsunuz)?" Hayır, küfredenlere kendi hileli düzenleri, süslü çekici gösterilmiştir ve onlar (doğru) yoldan alıkonulmuşlardır. Tanrı, kimi saptırırsa, artık onun için hiç bir yol gösterici yoktur.
Hasan Basri Çantay : Her nefsin (hayır ve şer) bütün kazandığına naazır olan (zât-i ecell-ü a'lâ böyle olmayan gibi midir?) Onlar Allaha ortaklar tanıdılar. De ki: «Bunlara ad takın (necidir, ne iş yaparlar bunlar?). Yoksa siz yer yüzünde ona (Allaha) bilmeyeceği bir şey'i mi haber veriyorsunuz? Yahud (gelişi güzel) sözün dış yüzü ile mi (kendinizi aldatıyorsunuz?) Hayır, o kâfirlere (mü'minlerin aleyhindeki) tuzakları süslü (ve hoş) göründü ve onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi şaşırırsa artık onun için hiçbir hidâyet veren yokdur.
Hayrat Neşriyat : Öyleyse herkesin (hayır ve şerden) ne yaptı ğını O görüp gözeten (Allah, hiç böyle olmayan putlarla bir) mi dir? Hâlbuki (onlar) Allah’a ortaklar koş tu lar. De ki: 'Onların isimleri ni söyle yin bakalım! (Kimdir onlar?) Yoksa O’na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi ha ber veriyorsunuz? Yoksa boş lâf ile (ken dinizi) mi (aldatıyorsunuz)?' Hayır, in kâr edenlere hîleleri süslü gösterildi ve (hak) yoldan men' edildi ler. Hâlbuki Al lah, kimi (böy le inkârları yüzünden) da lâlete atarsa, artık onu hi dâ ye te erdirecek kimse yoktur.
İbni Kesir : Herkesin yaptığını gözeten Allah; böyle olmayanla bir olur mu hiç? Oysa onlar Allah'a ortak koştular. De ki: Onlara bir ad bulun bakalım. Yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi Allah'a haber veriyorsunuz? Yoksa kuru sözlere mi aldanıyorsunuz? Küfredenlere kurdukları düzenler güzel gösterildi. Ve doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa, ona doğru yolu gösteren bulunmaz.
Muhammed Esed : Peki, kimdir -elbette O!- yaşayan her varlığı, hak ettiği şeye bakarak görüp gözeten? Yine de Allah'a ortak koşuyorlar (öyle mi?). De ki: "Onlara (istediğiniz) ismi verin: sanki O'na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber verdiğinizi sanıyorsunuz? Yoksa sadece sözcüklerle mi oynuyorsunuz?" Hayır, tersine, hakkı inkara şartlanmış olanların çarpık tasavvurları kendilerine güzel gösteriliyor; ve böylece (doğru) yoldan döndürülüveriyorlar: ve zaten Allah'ın sapıklık içinde bıraktığı kimseye yol gösteren bulunmaz.
Ömer Nasuhi Bilmen : Herbir nefsin kazanmış olduğu ile üzerine nazır olanı mı? (Öyle bir Hâlık-i Alîm'i mi inkâr ediyorlar?) Ve Allah için ortaklar edindiler. De ki: «Adlarını söyleyiniz! Yoksa O'na, o Hâlık-ı Kainat'a yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber vereceksiniz. Yoksa sözün zahiri ile mi kendinizi aldatıyorsunuz?» Belki kâfir olanlara kendi desiseleri süslenilmiş oldu ve doğru yoldan alıkonuldular ve her kimi ki, Allah Teâlâ sapıttırırsa artık onun için bir rehber-i hidâyet yoktur.
Ömer Öngüt : Herkesin yaptığını görüp gözeten Allah, (başkası ile) bir olur mu? Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: “Onlara isim veriniz. Yoksa siz O'na yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz veya kuru bir lâf mı ediyorsunuz?” Hayır! Kâfirlere kurdukları tuzaklar güzel gösterildi ve onlar doğru yoldan alıkonuldular. Allah kimi saptırırsa, artık ona doğru yolu gösteren bulunmaz.
Şaban Piriş : Herkesin yaptığını gözeten, bunu yapamayanlarla bir olur mu? Onlar Allah’a ortaklar koştular. De ki: -Onları kutsayın bakalım; yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi Allah’a haber veriyorsunuz? Yoksa boş sözlere mi aldanıyorsunuz? Fakat inkar edenlere, kurdukları düzenler güzel gösterildi ve doğru yoldan alıkonuldular. Allah’ın sapıklıkta bıraktığına yol gösteren bulunmaz.
Suat Yıldırım : Tek tek her insanın ne işlediğini görüp gözeten Allah, hiç bunu yapmaktan âciz olan gibi olur mu?Bununla beraber, tutmuşlar Allah’a ortak koşuyorlar. De ki "Haydi tavsif edin, adlandırın bakayım onları! Kimdirler, necidirler, hangi işleri gerçekleştirmişler?Ne o, yoksa Allah’a kendi mülkünde var olup da bilmediği bir şeyi mi bildireceksiniz. Veya hiçbir gerçeğe tekabül etmeksizin sırf boş laf mı edeceksiniz?" Doğrusu kurdukları tuzaklar o kâfirlere hoş gösterildi, hoşlandılar bundan ve hak yoldan menedildiler. Her kimi de Allah saptırırsa artık onu yola getirecek yoktur.
Süleyman Ateş : Her nefsin yaptığı işin başında duran, (hiçbir şeyden haberi olmayanla bir olur) mu? Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: "Onları isimlendirin (nitelendirin bakalım tapılmağa değer bir yanları var mı?) Yoksa siz Allâh'ın, yeryüzünde bilmediği bir şeyi mi Kendisine haber veriyorsunuz? Yoksa boş söz mü söylüyorsunuz? Hayır, inkâr edenlere tuzakları süslü gösterildi. (Hak) yoldan çıkarıldılar. Allâh kimi şaşırtırsa artık ona yol gösteren olmaz!
Tefhim-ul Kuran : Her nefsin bütün kazandıkları üzerinde gözetici olana mı (başkaldırılır?) Onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: «Bunları adlandırın (bakalım). Yoksa siz yeryüzünde bilmeyeceği bir şeyi O'na haber mi veriyorsunuz? Yoksa sözün zahirine (veya boş ve süslü olanına) mı (kanıyorsunuz) ? Hayır, küfre sapanlara kendi hileli düzenleri, süslü çekici gösterilmiştir ve onlar (doğru) yoldan alıkonmuşlardır. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için hiç bir yol gösterici yoktur.
Ümit Şimşek : Herkesin kazandığını görüp gözeten Allah, başkalarıyla bir tutulur mu? Fakat onlar Allah'a ortaklar koştular. De ki: Haydi, onlara isim verin. Siz yeryüzünde bilmediği birşeyi mi Allah'a haber veriyorsunuz? Yoksa boş sözlerle kendinizi mi aldatıyorsunuz? Aslında, kurdukları tuzak o kâfirlerin hoşuna gitti de böylece doğru yoldan alıkondular. Allah kimi saptıracak olsa, artık onu yola getirecek kimse bulunmaz.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah'a ortaklar tanıdılar. Peki, her benliğin yaptığı işin başında duranla bunlar bir mi? De ki: "Onları isimlendirin. Yoksa siz Allah'a, yeryüzünde bilmediği birşey mi haber veriyorsunuz? Yoksa, anlamsız bir laf mı ediyorsunuz?" Hayır, küfre sapanlara, tuzakları süslü gösterildi de yoldan döndürüldüler. Allah'ın şaşırttığına kılavuzluk edecek yok.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 4.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 4243

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
21.361