İSRÂ-90

Anasayfa » İSRÂ Suresi » İSRÂ-90
share on facebook  tweet  share on google  print  

İSRÂ-90

"İSRÂ Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<17/İSRÂ-90>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَقَالُواْ لَن نُّؤْمِنَ لَكَ حَتَّى تَفْجُرَ لَنَا مِنَ الأَرْضِ يَنبُوعًا

Ve kâlû len nu’mine leke hattâ tefcure lenâ minel ardı yenbûâ(yenbûan).

Ve dediler ki: “Sen, bize yerden bir memba (pınar) çıkarmadıkça (fışkırtmadıkça) sana asla inanmayız.”  
1. ve kâlû : ve dediler
2. len nu'mine : biz asla inanmayız
3. leke : sana
4. hattâ : oluncaya kadar, olmadıkça
5. tefcure : fışkırtırsın (yerden çıkarırsın)
6. lenâ : bizim için, bize
7. min el ardı : yerden, yeryüzünden, arzdan
8. yenbûan : pınar, menba, su kaynağı

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Müşrikler, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in söylediklerine inanmak için O'ndan delil istemektedirler. Yerden pınar fışkırtılması, Allahû Tealâ istemedikçe gerçekleşmeyecek bir olaydır. Ve insanlar bunu, peygamberliğin delili saymaktadırlar.

Her devirde, insanları saadete ulaştımak için gönderilen Allah'ın resûlleri, insanlar tarafından önce mutlaka reddedilmişlerdir. Oysaki resûl sadece onları mutluluğa ulaştırmakla vazifelidir. İnsanlar Allah'a ulaşmayı dilemedikçe mutluluğa ulaşmaları mümkün değildir.

Allahû Tealâ her devirde aynı olayların cereyan ettiğini Mu'minun Suresi 44. âyet-i kerimede açık şekilde ifade etmektedir:

23/MU'MİNÛN-44: Summe erselnâ rusulenâ tetrâ, kullemâ câe ummeten resûluhâ kezzebûhu fe etbâ’nâ ba’dahum ba’dan ve cealnâhum ehâdîs(ehâdîse), fe bu’den li kavmin lâ yu’minûn(yu’minûne).

Sonra Biz, resûllerimizi ardarda (arası kesilmeksizin) gönderdik. Her ümmete resûlü geldiği zaman, her defasında onu yalanladılar. Biz de onları birbiri arkasından (helâk ettik). Ve onları efsane kıldık. Artık mü'min olmayan kavim (Allah'ın rahmetinden) uzak olsun.

 

17/İSRÂ-90

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve dediler ki: “Sen, bize yerden bir memba (pınar) çıkarmadıkça (fışkırtmadıkça) sana asla inanmayız.”
Diyanet İşleri : (90-93) Dediler ki: “Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz.” De ki: “Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resûl olarak gönderilen bir beşerim.”
Abdulbaki Gölpınarlı : Dediler ki: Bize yeryüzünden bir kaynak çıkarıp akıtmadıkça inanmayız sana.
Adem Uğur : Onlar: "Sen, dediler, bizim için yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız."
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "Bizim için arzdan bir pınar fışkırtmadıkça sana asla iman etmeyeceğiz. "
Ahmet Tekin : Onlar:
'Sen bizim için, yerden bir kaynak, bir pınar büngüldetmedikçe asla biz sana güvenmeyeceğiz, inanmayacağız' dediler.
Ahmet Varol : Dediler ki: 'Yerden bir kaynak fışkırtmadığın sürece sana inanmayacağız.
Ali Bulaç : Dediler ki: "Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça sana kesinlikle inanmayız."
Ali Fikri Yavuz : (Kur’an’ın belâgat ve azameti karşısında âciz kalan müşrikler şöyle) dediler: “- Biz, sana, asla inanmayız; tâ ki bizim için şu yerden (Mekke’den) bir pınar akıtırsın.
Bekir Sadak : soyle soylediler: «Bize, yerden kaynaklar fiskirtmadikca sana inanmayacagiz",
Celal Yıldırım : (Sapık kâfirler) dediler ki: Mümkün değil sana inanmayız, tâ ki bize yerden kaynak (su) çıkarasın.
Diyanet İşleri (eski) : Şöyle söylediler: 'Bize, yerden kaynaklar fışkırtmadıkça sana inanmayacağız',
Diyanet Vakfi : Onlar: «Sen, dediler, bizim için yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız.»
Edip Yüksel : Dediler ki: 'Yerden bize bir kaynak fışkırtmadıkça sana inanmayız.'
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve biz dediler: sana ıhtimali yok inanmayız, tâ ki bizim için şu yerden bir menba' akıtasın
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve dediler: Biz sana asla inanmayız, ta ki bizim için şu yerden bir pınar akıtasın,
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kâfirler şöyle dediler: «Sen, bizim için yerden suyu kesilmeyen bir kaynak fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız.»
Fizilal-il Kuran : Bunlar dediler ki; «Bize yer altından pınarlar fışkırtmadıkça sana kesinlikle inanmayız.
Gültekin Onan : Dediler ki: "Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça (tefcürelena) sana kesinlikle / asla inanmayız."
Hasan Basri Çantay : «Biz, dediler, sana kat'iyyen inanmayız. Tâki bizim için şu yerden bir pınar akıtasın».
Hayrat Neşriyat : Ve dediler ki: 'Bize yerden bir pınar fışkırtmadıkça sana aslâ îmân etmeyiz!'
İbni Kesir : Dediler ki: Sen, bize yerden bir kaynak fışkırtıncaya kadar sana asla inanmayacağız.
Muhammed Esed : Nitekim, "Ey Muhammed, bize yerden gözeler fışkırtmadıkça sana inanmayacağız" diyorlar,
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve dediler ki: «Biz sana imân etmeyiz. Bize yerden suyu çok bir çeşme akıtıncaya kadar.»
Ömer Öngüt : Dediler ki: “Sen bizim için yerden bir kaynak fışkırtmadıkça sana aslâ inanmayız. ”
Şaban Piriş : -Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça asla sana inanmayacağız, demişlerdi.
Suat Yıldırım : Ve "Biz" dediler; "Sana asla inanmayacağız. Ta ki yerden bir pınar akıtasın.
Süleyman Ateş : Dediler ki: "Yerden bize bir göze fışkırtmadıkça sana inanmayız!"
Tefhim-ul Kuran : Dediler ki: «Bize yerden pınarlar fışkırtmadıkça sana kesinlikle inanmayız,»
Ümit Şimşek : Dediler ki: 'Bize yerden bir pınar akıtmadıkça sana inanacak değiliz.
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler ki: "Bizim için yerden bir pınar fışkırtmadığın sürece sana asla inanmayacağız!"
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 5.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110111

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
52.397