HACC-54

Anasayfa » HACC Suresi » HACC-54
share on facebook  tweet  share on google  print  

HACC-54

"HACC Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<22/HACC-54>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَلِيَعْلَمَ الَّذِينَ أُوتُوا الْعِلْمَ أَنَّهُ الْحَقُّ مِن رَّبِّكَ فَيُؤْمِنُوا بِهِ فَتُخْبِتَ لَهُ قُلُوبُهُمْ وَإِنَّ اللَّهَ لَهَادِ الَّذِينَ آمَنُوا إِلَى صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ

Ve li ya’lemellezîne ûtûl ilme ennehul hakku min rabbike fe yu’minû bihî fe tuhbite lehu kulûbuhum, ve innallâhe le hâdillezîne âmenû ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).

Ve kendilerine ilim verilenlerin, onun (irşad makamının, Velî Resûl'ün, Nebî Resûl'ün) söylediklerinin Rabbinden bir hak olduğunu bilmeleri, O'na îmân etmeleri, onların kalplerinin O'nu (Allah'ı) idrak etmesi (kalplerinden ekinnetin alınıp yerine ihbat sistemi konarak kalplerin mutmain olması) içindir. Muhakkak ki Allah, âmenû olanları (Allah'a ulaşmayı dileyenleri) mutlaka Sıratı Mustakîm'e hidayet edendir. 
1. ve li ya'leme : ve bilmeleri için
2. ellezîne : o kimseler, onlar
3. ûtu el ılme : ilim verildi
4. ennehu : onun olduğu
5. el hakku : hak
6. min rabbi-ke : senin Rabbinden
7. fe yu'minû : böylece îmân ederler
8. bihî : ona
9. fe tuhbite
(ahbete)
: böylece ihbat eder, mutmain olur
: (huşû duydu, mutmain oldu)
10. lehu : ona
11. kulûbu-hum : onların kalpleri
12. ve innallâhe (inne allâhe) : ve muhakkak Allah
13. le : elbette, mutlaka
14. hâdi : hidayete erdiren
15. ellezîne âmenû : âmenû olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler
16. ilâ sırâtın mustakîmin : Sıratı Mustakîm'e (Allah'a ulaştıran yola)

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ kendilerine ilim verilenlerden bahsetmektedir.

Kendilerine ilim verilenler, Allah'a ulaşmayı dilemişlerdir. Allahû Tealâ onların dileklerini görerek rahîm esmasıyla onların üzerine tecelli etmeye başlamış, gözlerindeki hicab-ı mestureyi, görme hassalarının üzerindeki gışaveti, kulaklarındaki vakrayı almış, işitme hassalarının mührünü açmış, kalplerindeki mührü açarak küfür kelimesini ve ekinneti dışarı almıştır.

Aynı zamanda burada geçen "onun" kelimesi, irşad makamını, resûlü ve nebîyi ifade etmektedir. "O'nu" kelimesi ise Allah'ı temsil etmektedir. İrşad makamının söylediklerini idrak etmek, Allah'ı idrak etmektir. Allahû Tealâ, Allah'ı idrak etmelerini sağlamak için ekinnetin yerine ihbat sistemini koymuştur.

Ayet-i kerimenin içinde bir idrak müessesesi vardır. Ve Allahû Tealâ işlemlere başlar. Bu işlemlerle Allah kalbi kasiyet bağlamış olan bu kişinin kalbinin mührünü açarak küfür kelimesini alır. Kalbindeki ekinneti alır ve yerine ihbat koyar. Bunun neticesinde kişinin göğsünden kalbine yol açılır ve kalbindeki kasiyet zikirle yok olur. Zikir Allah'ın katından rahmet ve fazl getirir. ve rahmet kalbe sızar. Sızdığı kadar karanlığı, nefsin afetini dışarıya atar. Kişi mürşidine ulaştıktan sonra nefs tezkiyesi başlar, nefsin karanlıkları devamlı dışarıya atılmaya başlanır. Karanlıkların yerini faziletler alır. Mürşide ulaşıp tâbî olmak ruhun vücuttan ayrılarak Allah'a ulaşmak üzere Sıratı Mustakîm'e varmasını, mutlaka sağlar. Sıratı Mustakîm'e ulaşan ruhu Allah mutlaka Kendisine ulaştırır.

22/HACC-54

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve kendilerine ilim verilenlerin, onun (irşad makamının, Velî Resûl'ün, Nebî Resûl'ün) söylediklerinin Rabbinden bir hak olduğunu bilmeleri, O'na îmân etmeleri, onların kalplerinin O'nu (Allah'ı) idrak etmesi (kalplerinden ekinnetin alınıp yerine ihbat sistemi konarak kalplerin mutmain olması) içindir. Muhakkak ki Allah, âmenû olanları (Allah'a ulaşmayı dileyenleri) mutlaka Sıratı Mustakîm'e hidayet edendir.
Diyanet İşleri : Bir de kendilerine ilim verilmiş olanlar onun, Rabbinden gelen hak olduğunu bilsinler, böylece ona iman etsinler ve sonuçta da kalpleri ona saygı duysun diye Allah böyle yapar. Hiç şüphe yok ki Allah, iman edenleri doğru yola iletir.
Abdulbaki Gölpınarlı : Bir de bu sûretle kendilerine bilgi verilenler, bilirler ki Kur'ân, Rabbinden gelen bir gerçektir ve artık inanırlar ona, gönülleri, onunla tevâzuya erişir ve şüphe yok ki Allah, inananları elbette doğru yola sevk eder.
Adem Uğur : Bir de, kendilerine ilim verilenler, onun (Kur'an'ın) hakikaten Rabbin tarafından gelmiş bir gerçek olduğunu bilsinler de ona inansınlar, bu sayede kalpleri huzur ve tatmine kavuşsun. Şüphesiz ki Allah, iman edenleri, kesinlikle dosdoğru bir yola yöneltir.
Ahmed Hulusi : Ayrıca da kendilerine ilim verilenler, onun (şuurlarına yansıyanın) Rabbinden hak olduğunu bilsinler de Ona iman etsinler ve Ona şuurları hûşu duysunlar. . . Muhakkak ki Allâh iman etmiş kimseleri hakikate yönlendirendir.
Ahmet Tekin : Kendilerine ilim verilen, sorumluluk sahibi âlimler ise, Kur’ân’ın, senin Rabbinden gelen gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek hak bir kitap olduğunu bilip ona iman ederler, akılları yatar, kalpleri huzura kavuşur, ona saygı duyarlar. Allah iman edenleri doğru, muhkem, güvenli yola, İslâmi hayata iletir.
Ahmet Varol : Bir de kendilerine ilim verilenlerin onun Rabbinden gelen bir gerçek olduğunu bilip de ona iman etmeleri ve kalplerinin ona saygı duyması içindir. Şüphesiz Allah iman edenleri doğru yola iletir.
Ali Bulaç : (Bir de) Kendilerine ilim verilenlerin, bunun (Kur'an'ın) hiç tartışmasız Rablerinden olan bir gerçek olduğunu bilmeleri için; böylelikle ona iman etsinler ve kalpleri ona tatmin bulmuş olarak bağlansın. Şüphesiz Allah, iman edenleri dosdoğru yola yöneltir.
Ali Fikri Yavuz : Bir de kendilerine ilim verilmiş olanlar, Kur’an’ın muhakkak Rabbinden gelen bir gerçek olduğunu bilsinler ve ona iman etsinler de kalbleri ona saygı duysun. Çünkü Allah, iman edenleri, doğru bir yola (islâm dinine) iletir.
Bekir Sadak : Bu, kendilerine ilim verilenlerin Kuran'in, senin Rabbin'den bir gercek oldugunu bilip de ona inanmalari ve gonullerini baglamalari icindir. Allah inananlari suphesiz dogru yola eristirir.
Celal Yıldırım : Ve bir de kendilerine ilim verilenlerin, onun (Kur'ân'ın) senin Rabbından hakk olarak (indirildiğini) bilmeleri ve böylece ona inanıp kalbleri de ona saygı duyarak bağlanması içindir. Hem şüphesiz ki Allah, imân edenleri doğru yola iletendir.
Diyanet İşleri (eski) : Bu, kendilerine ilim verilenlerin Kuran'ın, senin Rabbin'den bir gerçek olduğunu bilip de ona inanmaları ve gönüllerini bağlamaları içindir. Allah inananları şüphesiz doğru yola eriştirir.
Diyanet Vakfi : Bir de, kendilerine ilim verilenler, onun (Kur'an'ın) hakikaten Rabbin tarafından gelmiş bir gerçek olduğunu bilsinler de ona inansınlar, bu sayede kalpleri huzur ve tatmine kavuşsun. Şüphesiz ki Allah, iman edenleri, kesinlikle dosdoğru bir yola yöneltir.
Edip Yüksel : Bu durum, aynı zamanda, kendilerine bilgi verilmiş olanların bunun Rabbinden gelen bir gerçek olduğunu anlamalarını sağlar. Böylece kalpleri onu benimser ve iman ederler. ALLAH, elbette, inananları doğru yola ulaştırır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de kendilerine ılim verilmiş olanlar muhakkak rabbından gelen hakk olduğunu bilsinler ve ona iyman etsinler de kalbleri ona saygı duysun ve çünkü Allah, iyman edenleri doğru bir caddeye çıkarır
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de kendilerine ilim verilmiş olanlar, Kur'an'ın şüphesiz Rabbından gelen bir gerçek olduğunu bilsinler ve ona iman etsinler de kalpleri O'na saygı duysun. Çünkü Allah iman edenleri doğru bir caddeye çıkarır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bir de kendilerine ilim verilmiş olanlar, Kur'ân'ın şüphesiz Rabbinden gelen bir gerçek olduğunu bilsinler ve ona iman etsinler de kalpleri ona saygı duysun. Çünkü Allah, iman edenleri doğru yola eriştirir.
Fizilal-il Kuran : Diğer bir amaç, kendilerine bilgi verilenlerin, Kur'anın Rabb'inin gönderdiği bir gerçek olduğunu anlayarak ona inanmaları, ona karşı yürekten saygı duymalarıdır. Hiç kuşkusuz Allah, mü'minleri doğru yola iletir.
Gültekin Onan : (Bir de) Kendilerine ilim verilenlerin, bunun (Kuran'ın) hiç tartışmasız rablerinden olan bir gerçek olduğunu bilmeleri için; böylelikle ona, inansınlar ve kalpleri ona tatmin bulmuş olarak bağlansın. Şüphesiz Tanrı inananları dosdoğru yola yöneltir.
Hasan Basri Çantay : Bir de bu, kendilerine ilim verilenlerin onun (Kur'ânın) muhakkak Rabbinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilib de ona (tam) îman etmeleri ve kalblerinden tam bir itmi'nan haasıl olması içindir. Şübhesiz ki Allah, (o suretle) îman edenleri doğru bir yola iletir.
Hayrat Neşriyat : Ve kendilerine ilim verilmiş olanlar, gerçekten onun (bu Kur’ân’ın), Rabbinden(gelen) hak olduğunu bilsin de ona îmân etsinler, derken kalbleri ona gönülden bağlansın! Şübhesiz ki Allah, îmân edenleri dosdoğru bir yola elbette hidâyet edendir.
İbni Kesir : Bir de bu, kendilerine ilim verilenlerin onun, Rabbından gelme bir gerçek olduğunu bilip inanmaları ve gönüllerini ona bağlamaları içindir. Muhakkak ki Allah; iman edenleri dosdoğru yola iletir.
Muhammed Esed : Ve (yine, Allah'ın Şeytan'ın bu çabalarını boşa çıkarması,) doğru bilgiden nasibi olanların bu ilahi mesajın senin Rabbinden ulaşan katıksız gerçek olduğunu kavramaları, O'na inanmaları ve bütün kalpleriyle O'na bağlanıp boyun eğmeleri içindir. Çünkü gerçekten de, Allah imana erişenleri dosdoğru bir yola yöneltir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve bir de kendilerine ilim verilmiş olanların bilmesi içindir ki, şüphesiz o, (Kur'an) Rabbin tarafından (gelmiş) bir hakikattır. Artık ona imân etsinler de onun için kalplerine bir itminan husûle gelmiş olsun. Ve şüphe yok ki Allah, imân edenleri elbette müstakim bir yola hidâyet edicidir.
Ömer Öngüt : Bir de bu, kendilerine ilim verilenlerin onun Rabbinden gelen bir gerçek olduğunu bilip ona inanmaları ve bu sayede kalplerinin huzur ve itminana kavuşması içindir. Şüphesiz ki Allah iman edenleri mutlaka dosdoğru bir yola iletir.
Şaban Piriş : Kendilerine ilim verilenlerin, onun, Rabbinden gelen gerçek bir vahiy olduğunu bilip, ona inanmaları ve onunla gönüllerini bağlamaları içindir. Şüphesiz Allah, iman edenleri dosdoğru yola iletir.
Suat Yıldırım : Ve yine, ilimden nasibi olanların bu Kur’ân’ın senin Rabbin tarafından gönderilen gerçeğin ta kendisi olduğunu iyice anlayıp da onu bütün kalpleriyle tasdik edip gönülden tazim ederek bağlanmaları içindir. Elbette Allah iman edenleri dosdoğru yola, isabetli tutuma yöneltir.
Süleyman Ateş : Ve kendilerine ilim verilmiş olanlar da o(Kur'â)nın, Rabbinden (gelen) gerçek olduğunu bilsinler de ona inansınlar; böylece kalbleri ona saygı duysun. Şüphesiz Allâh, inananları mutlaka doğru yola iletir.
Tefhim-ul Kuran : (Bir de) Kendilerine ilim verilenlerin, bunun (Kur'an'ın) hiç tartışmasız Rablerinden olan bir gerçek olduğunu bilmeleri için; böylelikle ona iman etsinler ve kalpleri ona tatmin bulmuş olarak bağlansın. Hiç şüphe yok Allah, iman edenleri dosdoğru yola yöneltip iletmektedir.
Ümit Şimşek : Bir de, kendilerine ilim verilmiş olanlar, Kur'ân'ın sana Rabbinden gelen hak olduğunu bilsinler ve ona iman etsinler, kalpleri de ona karşı saygıyla dolsun diye Allah buna müsaade eder. Hiç şüphe yok ki, Allah, iman edenleri dosdoğru bir yola iletecektir.
Yaşar Nuri Öztürk : Kendilerine ilim verilenler onun, senin Rabbinden bir hak olduğunu bilsinler, ona inansınlar da kalpleri ona saygı duysun diye böyle yapılmıştır. Şu bir gerçek ki Allah Hâdî'dir, iman edenleri dosdoğru yola mutlaka ulaştıracaktır.

 

 

Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 6.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 7778

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
30.824