RÛM-7

Anasayfa » RÛM Suresi » RÛM-7
share on facebook  tweet  share on google  print  

RÛM-7

"RÛM Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<30/RÛM-7>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

يَعْلَمُونَ ظَاهِرًا مِّنَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَهُمْ عَنِ الْآخِرَةِ هُمْ غَافِلُونَ

 

Ya’lemûne zâhiren minel hayâtid dunyâ, ve hum anil âhıreti hum gâfilûn(gâfilûne).

Onlar, dünya hayatının zahirini (görünen kısmını) bilirler. Ve onlar, ahiretten gâfil olanlardır.  
1. ya'lemûne : biliyorlar, bilirler
2. zâhiren : zahir olan, görünen
3. min : dan
4. el hayâti ed dunyâ : dünya hayatı
5. ve hum : ve onlar
6. anil âhıreti (an el âhireti) : ahiretten
7. hum : onlar
8. gâfilûne : gâfil olanlar

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Ahiret kelimesinin lügat mânâsı sonraki gündür. Ama ahiret günü, ruhun kişi ölmeden evvel Allah'a ulaştığı gündür. Ahiret, insan ruhunun ölmeden evvel Allah'a ulaşmasının Kur'ân-ı Kerim'deki bir başka adıdır. Ahiretten, bâtından haberdar olmayanlar Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerdir. Allah'a ulaşmayı dilemeyen hiç kimse ölmeden evvel ruhunu Allah'a ulaştıramaz. Onlar için ahiret hiçbir zaman gerçekleşemez. Kıyâmet günü için de kıyâmetten sonraki cennet ve cehennem hayatı için de ahiret kelimesi kullanılmaktadır.

Allahû Tealâ, Allah'ın âyetlerini ve Allah'a ruhun hayatta iken mülâki olmasını yalanlayanların amellerinin boşa gideceğini ifade etmektedir:

7/A'RÂF-147: Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ ve likâil âhireti habitat a’mâluhum, hel yuczevne illâ mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
Ve âyetlerimizi ve ahirete ulaşmayı (hayatta iken ruhun Allah'a ulaşmasını) inkâr eden kimselerin amelleri, heba oldu (boşa gitti). Onlar, yaptıklarından başka bir şeyle mi cezalandırılır (karşılık verilir)?

Buradaki ahiret kelimesi insanın cehennemden kurtuluşunun kesin işaretini taşıması açısından çok önemlidir.

Bu insanlar, ahiretten gâfil olanlardır.  

 

<<<<<30/RÛM-7>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Onlar, dünya hayatının zahirini (görünen kısmını) bilirler. Ve onlar, ahiretten gâfil olanlardır.
Diyanet İşleri : Onlar dünya hayatının ancak dış yönünü bilirler. Ahiret konusunda ise tamamen gaflettedirler.
Abdulbaki Gölpınarlı : Dünyâ yaşayışının yalnız dış yüzünü bilirler ve onlar, âhiretten gafil olanlardır.
Adem Uğur : Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler.
Ahmed Hulusi : Onlar kozalarında yaşamaları yüzünden sonsuz gelecek yaşamdan habersizdirler; dünya hayatını madde yanı itibarıyla bilip kabul ederler!
Ahmet Tekin : Onlar dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Âhiretten, ebedî yurttan ise, onlar hep gafildirler, habersizdirler.
Ahmet Varol : Onlar dünya hayatından sadece dış görünüşü bilirler. Ahiretten ise habersizdirler.
Ali Bulaç : Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.
Ali Fikri Yavuz : (O Mekke halkı) dünya hayatından bir dış görünüşü bilirler, (geçimleri için çalışırlar). Ahiretten ise hep habersizdirler.
Bekir Sadak : Onlar, dunya hayatinin gorulen kismini bilirler. Onlar, ahiretten habersizdirler.
Celal Yıldırım : Onlar Dünya hayatının bir dış tarafını bilirler. Onlar Âhiret'ten oldukça habersizdirler.
Diyanet İşleri (eski) : Onlar, dünya hayatının görülen kısmını bilirler. Onlar, ahiretten habersizdirler.
Diyanet Vakfi : Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler.
Edip Yüksel : Onlar dünya hayatının dış yüzünü yanını bilirler. Ahiretten ise habersizdirler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir zâhir bilirler Dünya hayattan, Âhıretten ise hep gafildirler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar, bu dünya hayatının dış yüzünü bilirler; ahiretten ise hep gafildirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar, sadece bu dünya hayatının dış yüzünü bilirler. Ahiretten ise onlar hep gafildirler.
Fizilal-il Kuran : Onlar dünya hayatının görülen kısmını bilirler. Ahiretten ise habersizdirler.
Gültekin Onan : Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.
Hasan Basri Çantay : Onlar (bu) dünyâ hayâtından (yalınız) bir dış (taraf) ı bilirler. Ahiretden ise onlar gaafillerin ta kendileridir.
Hayrat Neşriyat : (Onlar) dünya hayâtından (yalnız) görünüşte olanı bilirler; çünki onlar, âhiretten gafil olanların ta kendileridir.
İbni Kesir : Onlar dünya hayatının yalnız dış yüzünü bilirler. Ve onlar ahiretten ise gafillerdir.
Muhammed Esed : Onlar bu dünya hayatının yalnız görünen yüzünü tanırlar, ebedi ve nihai olandan ise tamamen habersizdirler.
Ömer Nasuhi Bilmen : Dünya hayatından bir âşikâre olanı bilirler. Ahiretten ise gafiller olanlar onlardır, onlar.
Ömer Öngüt : Onlar dünyâ hayatının yalnız görünen dış kısmını bilirler. Ahiretten ise tamamen habersizdirler.
Şaban Piriş : Onlar, dünya hayatının görünüşünü bilirler. Onlar, ahiretten gafil kimselerdir.
Suat Yıldırım : Bildikleri, sadece dünya hayatının dış görünüşüdür; ama âhiretten habersiz, gafildirler.
Süleyman Ateş : Onlar, sadece şu yakın hayâtın dış yüzünü bilirler; âhiretten ise onlar tamamen gâfildirler.
Tefhim-ul Kuran : Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Ahiretten ise gafil olanlardır.
Ümit Şimşek : Onlar sadece dünya hayatının dış yüzünü bilirler; âhiretten ise habersizdirler.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlar basit ve iğreti hayattan, bir dış görünüşü bilirler. Ama âhiretten tam bir gaflet içindedirler onlar!
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 15.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 5960

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
25.851