SEBE-37

Anasayfa » SEBE Suresi » SEBE-37
share on facebook  tweet  share on google  print  

SEBE-37

"SEBE Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<34/SEBE-37>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَمَا أَمْوَالُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُم بِالَّتِي تُقَرِّبُكُمْ عِندَنَا زُلْفَى إِلَّا مَنْ آمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَأُوْلَئِكَ لَهُمْ جَزَاء الضِّعْفِ بِمَا عَمِلُوا وَهُمْ فِي الْغُرُفَاتِ آمِنُونَ

Ve mâ emvâlukum ve lâ evlâdukum billetî tukarribukum indenâ zulfâ illâ men âmene ve amile sâlihan fe ulâike lehum cezâud dı’fi bimâ amilû ve hum fîl gurufâti âminûn(âminûne).

Ve sizin mallarınız ve evlâtlarınız katımızda sizi, Bize yaklaştıracak yüksek değere sahip değildir. Âmenû olan ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar hariç. İşte onlar, onlar için amelleri sebebiyle kat kat mükâfat vardır. Ve onlar, yüksek makamlarda emin (emniyette) olanlardır. 
1. ve mâ : ve değil
2. emvâlu-kum : sizin mallarınız
3. ve lâ : ve değil
4. evlâdu-kum : sizin evlâtlarınız
5. billetî (bi elletî) : ki o
6. tukarribu-kum : sizi yakınlaştırır, yaklaştırır
7. inde-nâ : bizim katımız, huzurumuz
8. zulfâ : mertebe, yüksek derece, yüksek değer
9. illâ : den başka, hariç
10. men : kimse
11. âmene : âmenû oldu, hayattayken Allah'a ulaşmayı diledi
12. ve amile sâlihan : ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptı
13. fe ulâike : işte onlar
14. lehum : onlar için, onlar için vardır
15. cezâu : ceza, karşılık, mükâfat
16. ed dı'fi : kat kat
17. bimâ : sebebiyle
18. amilû : yaptılar
19. ve hum : ve onlar
20. fî el gurufâti : yüksek yerlerde, yüksek makamlarda
21. âminûne : emin olanlar, emniyette olanlar

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

O zamanlar evlâdın çok olması insanları kıymetli kılarmış. Çocuklarının sayısıyla yarışırlarmış. Ve de çocuğu fazla olanlar, arazisi fazla olanlar, mülkü fazla olanlar, ötekilere afur tafur ederlermiş. Allahû Tealâ için böyle bir şey geçerli değildir, Allah'ın katında kıymetli olanlar âmenû olan ve salih amel yapanlardır.

Burada 1. kademeden, 7. kademedeki son âmenû oluşa kadar hepsi anlatılmaktadır. Salih amel, 3. safhadan başlayan 7. safhanın sonuna kadar giden bir nefs tezkiyesi ve tasfiyesidir. Tasfiyeden sonra da 19 kademe nefsin kalbinin müzeyyen olmasıdır.

Salih amel demek nefsi ıslâh edici amel demektir. Nefs tezkiyesi, zikir yoluyla yapılan nefsin yarıdan fazla arınmasıdır. Zikrin yani Allah kelimesinin "Allah, Allah, Allah, Allah" diye tekrarının oluşturduğu şifre Allah'ın katından rahmet, fazl ve salâvât isimli nurları getirir. Kişinin kalbine ulaşan bu nurlar, Allah'ın göğüsten yardığı yarıktan geçerek kalbe ulaşırlar ve nefsin kalbinin içine girerler. Nefsin kalbindeki îmân kelimesinin etrafında bu rahmet, fazl ve salâvâttan fazıllar toplanmaya başlar. Toplandıkça nefsin afetleri kapı dışarı edilmiş olur. Çünkü sağlam bir zeminde, îmân kelimesinin etrafında toplanmışlardır ve dağılmaları da mümkün değildir. Ve nefsin kalbi giderek fazıllar tarafından işgal edilir. Nefsin kalbi %98 fazl ve %2 rahmet olmak üzere tamamen Allah'ın nurlarıyla dolarsa o nefs, tezkiyeden sonra tasfiye de oldu demektir. Ama bu da yetmez. Daha 19 kademe nefsin kalbinin müzeyyen olması gerekir. O zaman hepsi nefsin kalbinin tamamen nurlarla dolması ile gerçekleşen ulûl'elbab, ihlâs ve salâh makamlarına ulaşılır. Allahû Tealâ bu makamların sırayla herbiri daha çok mükâfatı gerektirdiği için "İşte onlar için amelleri sebebiyle kat kat mükâfat vardır." diyor. Ve yüksek makamlar (ulûl'elbab makamı, ihlâs makamı, salâh makamı) onlar içindir.

34/SEBE-37

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve sizin mallarınız ve evlâtlarınız katımızda sizi, Bize yaklaştıracak yüksek değere sahip değildir. Âmenû olan ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar hariç. İşte onlar, onlar için amelleri sebebiyle kat kat mükâfat vardır. Ve onlar, yüksek makamlarda emin (emniyette) olanlardır.
Diyanet İşleri : Ne mallarınız ne de çocuklarınız, sizi bizim katımıza daha çok yaklaştıran şeylerdir! Ancak iman edip salih amel işleyenler başka. İşte onlar için işlediklerine karşılık kat kat mükâfat vardır. Onlar cennet köşklerinde güven içindedirler.
Abdulbaki Gölpınarlı : Sizi, bizim katımıza ne mallarınız yakınlaştırabilir, ne evlâdınız, ancak kim inanır ve iyi işlerde bulunursa o, yaklaşır bize ve işte onlar, öyle kişilerdir ki onlaradır yaptıklarına karşılık kat kat mükâfat ve onlardır yüce derecelerde emniyet içinde olanlar.
Adem Uğur : Sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınızdır ne de evlâtlarınız. İman edip iyi amelde bulunanlar müstesna; onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükâfat vardır. Onlar (cennet) odalarında güven içindedirler.
Ahmed Hulusi : Size indîmizde kurb (Kurbiyet mertebesi - Allâh Esmâ'sı özellikleriyle şuurlu tahakkuk mertebesi) oluşturacak olan, ne zenginliğiniz ve ne de evlatlarınızdır; sadece iman edip imanının gereğini uygulayan müstesna. . . İşte onlara bu çalışmalarının getirisi kat kat arttırılır. Onlar yüksek mertebeler içinde güvendedirler.
Ahmet Tekin : Sizi huzurumuza daha çok yaklaştıracak olan ne servetlerinizdir, ne de evlatlarınız. Ancak geçmişin kirlerinden arınarak iman edip, gevşekliği bırakarak, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenler için, işte onlar için işledikleri amellerinin kat kat fazlası mükâfat olarak verilecektir. Onlar Cennet köşklerinde güven içindedirler.
Ahmet Varol : Bizim katımızda sizi (bize) yaklaştıracak olan ne mallarınız ne de çocuklarınızdır. Ancak iman edip salih amel işleyenler müstesna. İşte onlara yaptıklarından dolayı kat kat mükâfat vardır ve onlar (cennet) odalar(ın)da güven içindedirler.
Ali Bulaç : Bizim katımızda sizi (bize) yaklaştıracak olan ne mallarınız, ne de evlatlarınızdır; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. İşte onlar; onlar için yaptıklarına karşılık olmak üzere kat kat mükafaat vardır ve onlar yüksek köşklerinde güven içindedirler.
Ali Fikri Yavuz : Sizi (mânevî derecelerle) huzurumuza yaklaştıracak olan mallarınız ve çocuklarınız (itibariyle fazlalık) değildir. Ancak iman edip de salih âmel işleyen (bize yaklaşır). İşte bunlar (o kimselerdir ki), yaptıklarına karşılık kendilerine kat kat mükâfat vardır ve onlar cennetin yüksek makamlarında emniyet içindedirler.
Bekir Sadak : Ey insanlar! Sizi Bana yaklastiracak olan ne mallariniz ve ne de cocuklarinizdir; yalniz, inanip yararli is isleyen kimselerin, iste onlarin yaptiklarina karsilik mukafatlari kat kattir; iste onlar, yuksek derecelerde, guven icindedirler.
Celal Yıldırım : Sizi bize yaklaştıran ne mallarınız, ne de evlâdınızdır. Ancak imân edip iyi-yararlı amellerde bulunan kimseler (var ya) işte onlar için yaptıklarına karşılık kat kat mükâfat vardır ve onlar Cennet'in yüksekçe, manzaralı kısımlarında güven içindedirler.
Diyanet İşleri (eski) : Ey insanlar! Sizi Bana yaklaştıracak olan ne mallarınız ve ne de çocuklarınızdır; yalnız, inanıp yararlı iş işleyen kimselerin, işte onların yaptıklarına karşılık mükafatları kat kattır; işte onlar, yüksek derecelerde, güven içindedirler.
Diyanet Vakfi : Sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınızdır ne de evlâtlarınız. İman edip iyi amelde bulunanlar müstesna; onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükâfat vardır. Onlar (cennet) odalarında güven içindedirler.
Edip Yüksel : Sizi bize yaklaştıran şey ne paralarınızdır, ne de çocuklarınızdır. Ancak inanan ve erdemli davrananlar hariç. Onlara, yaptıklarının iki kat karşılığı verilecektir ve odalarında güvenlik içindedirler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Halbuki ne mallarınız ne de evlâdlarınız değildir sizi huzurumuza yaklaştıracak olan, ancak iyman edip salâh ile iş gören, işte onların amellerine karşı kendilerine kat kat mükâfat vardır. Ve onlar Cennet şehnişinlerinde emniyyet içindedirler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Oysa sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınız ne de evladlarınızdır. Ancak iman edip yararlı işler yapanlar var ya, işte onların yaptıklarına karşılık kendilerine kat kat mükafat vardır ve onlar, cennet köşklerinde güvenlik içindedirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Halbuki sizi huzurumuza yaklaştıracak olan, mallarınız ve evlatlarınız değildir. Ancak iman edip de salih amel işleyenlere gelince, işte onların amellerine karşı kendilerine kat kat mükafat vardır. Onlar cennet köşklerinde emniyet içindedirler.
Fizilal-il Kuran : Ne mallarınız ve ne de evlâtlarınız size bizim katımızda yakınlık kazandırmaz. Yalnız iman edip iyi amel işleyenler var ya, onların yaptıkları iyilikler kat kat fazlası ile ödüllendirilir. Onlar cennetin yüksek köşklerinde güven içinde ağırlanırlar.
Gültekin Onan : Bizim katımızda sizi (bize) yaklaştıracak olan ne mallarınız ne de evlatlarınızdır; ancak inanıp salih amellerde bulunanlar başka. İşte onlar; onlar için yaptıklarına karşılık olmak üzere kat kat mükafaat vardır ve onlar yüksek köşklerinde güven (aminun) içindedirler.
Hasan Basri Çantay : Sizi bizim huzuurumuza yaklaşdıracak olan ne mallarınız, ne evlâdlarınız değildir. Ancak îman edib de iyi amel (ve hareket) de bulunanlar müstesna. Çünkü onlar, onlar için yapdıklarına mukabil katkat mükâfat vardır ve onlar emîn (ve mutmain) en yüksek makamlarda dirler.
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki size katımızda mertebece yakınlık sağlayacak olan ne mallarınız, ne de evlâdlarınızdır; ancak îmân edip sâlih amel işleyen müstesnâ. İşte onlar var ya, kendileri için işledikleri ameller sebebiyle (lütfumuzdan) kat kat mükâfât vardır ve onlar (Cennetteki)yüksek köşklerde emniyet içinde olan kimselerdir.
İbni Kesir : Ne mallarınız, ne de çocuklarınız sizi, Bizim katımıza yaklaştıracak olan. Ancak iman edip salih amel işleyen kimselerin, işte onların yaptıklarına karşılık kkat kat mükafat vardır. Ve onlar, yüksek dereceler içinde emindirler.
Muhammed Esed : Sizi Bize yaklaştıracak olan, ne zenginliğiniz, ne de çocuklarınızdır, yalnızca iman edip doğru ve yararlı işler yapanlar (Bize yakın olabilirler); bu (gibi)leri, yaptıklarından dolayı çeşit çeşit ödüller beklemektedir ve onlar (cennet) köşkler(in)de (huzur ve) güven içinde yaşayacaklardır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve ne mallarınız ve ne de evladınız sizi Bize yaklaştıracak yüksek mahiyeti hâiz değildir. Ancak kimler imân eder ve sâlih amelde bulunurlarsa işte onlar için yaptıkları amelleri mukabilinde kat kat mükâfaat vardır ve onlar âli makamlarda emniyete nâil zâtlardır.
Ömer Öngüt : Ne mallarınız ne de evlâtlarınız huzurumuzda size bir yakınlık sağlayamaz. Ancak iman edip de sâlih amel yapanlar başka. Onların yaptıklarına karşılık kat kat mükâfat vardır. Onlar cennet odalarında huzur ve güven içindedirler.
Şaban Piriş : Sizi, bize yaklaştıracak olan mallarınız ve evlatlarınız değildir. Ancak kim inanır ve doğruları yaparsa, işte onlara, onlar için yaptıklarının karşılığı olarak kat kat mükafat vardır. Onlar, köşklerde, emniyet içerisindedirler.
Suat Yıldırım : Bizim nezdimizde size değer kazandıran şey, ne mallarınızın, ne de evlatlarınızın çokluğu değildir.Şu var ki, iman edip güzel ve makbul işler yapanlara bu gayretlerinden ötürü kat kat mükâfat verilecek ve onlar cennetin yüksek köşklerinde güven ve huzur içinde olacaklardır.
Süleyman Ateş : Ne mallarınız, ne de evlâdlarınız size katımızda bir yakınlık sağlar. Ancak inanıp faydalı iş yapanlar başka. Onlara yaptıklarının kat kat fazlası mükâfât vardır ve onlar saraylarda güven (ve huzûr) içindedirler.
Tefhim-ul Kuran : Bizim katımızda sizi (bize) yaklaştıracak olan, ne mallarınız, ne de evlatlarınızdır; ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka. İşte onlar; onlar için yaptıklarına karşılık olmak üzere kat kat mükâfat vardır ve onlar yüksek köşklerinde güven içindedirler.
Ümit Şimşek : Sizi Bize yaklaştıracak olan ne malınız, ne evlâdınızdır-ancak iman eden ve güzel işler yapan kimse müstesna. Yaptıkları işlerden dolayı onlara iki kat ödül vardır ve onlar Cennetin yüksek köşklerinde güven içindedirler.
Yaşar Nuri Öztürk : Sizi bize yaklaştırıp, katımızda size yakınlık sağlayacak olan, ne mallarınızdır ne de çocuklarınız. İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapanlar müstesna. Onlara, yaptıklarının kat kat fazlası ödül vardır. Onlar, seçkin odalarda güven içindedirler.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 7.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 5354

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
23.557