<<<<<67/MULK-23>>>>> Bismillâhirrahmânirrahîm قُلْ هُوَ الَّذِي أَنشَأَكُمْ وَجَعَلَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَالْأَفْئِدَةَ قَلِيلًا مَّا تَشْكُرُونَ Kul huvellezî enşeekum ve ceale lekumus sem’a vel ebsâra vel ef’idete, kalîlen mâ teşkurûn(teşkurûne). De ki: “Sizi inşa eden (yoktan yaratıp var eden) ve size işitme, görme ve idrak etme hassalarını veren O’dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz?” 1. | kul | : de | 2. | huve ellezî | : o ki | 3. | ensee-kum | : sizi inşa etti, yoktan yarattı | 4. | ve ceale | : ve kıldı, yaptı, verdi | 5. | lekum(u) | : sizin için, size | 6. | es sem'a | : işitme hassası | 7. | ve el ebsâre | : ve görme hassası | 8. | ve el ef'idete | : ve fuad hassası, idrak etme hassası, gönül | 9. | kalîlen | : az | 10. | mâ | : ne (kadar) | 11. | teşkurûne | : şükrediyorsunuz | AÇIKLAMA
Bismillâhirrahmânirrahîm O, Allah ki sizi yaratan, şekillendiren işitme, görme, idrak etme hassaları verendir. Bunlara karşılık Allah'a ne kadar az şükrediyorsunuz, buyruluyor. 67/MULK-23 Bismillâhirrahmânirrahîm İmam İskender Ali Mihr | : | De ki: “Sizi inşa eden (yoktan yaratıp var eden) ve size işitme, görme ve idrak etme hassalarını veren O'dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz?” | Diyanet İşleri | : | De ki: “O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!” | Abdulbaki Gölpınarlı | : | O, öyle bir mâbuttur ki sizi meydana getirmiştir ve sizin için kulak ve gözler ve gönüller halketmiştir, ne de az şükredersiniz. | Adem Uğur | : | (Resûlüm!) De ki: Sizi yaratan, size işitme duyusu, gözler ve kalpler veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz! | Ahmed Hulusi | : | De ki: "Sizi inşa eden ve sizin için algılama kuvvesi, idrak kuvvesi (basîret) ve FUADLAR (Esmâ mânâ özelliklerini beyine yansıtıcı kalp nöronları) oluşturan "HÛ"dur! Ne kadar az şükrediyorsunuz (değerlendiriyorsunuz)!" | Ahmet Tekin | : | 'O, sizi yaratandır, size kulaklar, gözler, kalpler ve akıllar verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz.' de. | Ahmet Varol | : | De ki: 'Sizi yaratan size kulaklar, gözler ve kalpler veren O'dur. Çok az şükrediyorsunuz!' | Ali Bulaç | : | De ki: "Sizi inşa eden (yaratan), size kulak, gözler ve gönüller veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz?" | Ali Fikri Yavuz | : | (Ey Rasûlüm), de ki: “- Sizi yaratan, size işitecek kulak, görecek gözler ve duyacak kalbler veren O’dur. Siz, pek az şükrediyorsunuz.” | Bekir Sadak | : | De ki: «Sizi yaratan sizin icin kulaklar, gozler ve kalbler var eden O'dur. Ne az sukrediyorsunuz!» | Celal Yıldırım | : | De ki: Sizi yaratıp varlık alanına getiren, size işiten kulaklar, gören gözler, anlayan gönüller veren O'dur. Ne de az şükredersiniz ? | Diyanet İşleri (eski) | : | De ki: 'Sizi yaratan sizin için kulaklar, gözler ve kalbler var eden O'dur. Ne az şükrediyorsunuz!' | Diyanet Vakfi | : | (Resûlüm!) De ki: Sizi yaratan, size işitme duyusu, gözler ve kalpler veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz! | Edip Yüksel | : | De ki, 'Sizi yaratan, size duyma, görme duyuları ve beyinler veren O'dur. Ne kadar seyrek şükredersiniz!' | Elmalılı Hamdi Yazır | : | De ki, odur ancak sizi inşa eyleyen ve size dinleyecek kulak, görecek gözler, duyacak gönüller veren, fakat sizler pek az şükr ediyorsunuz | Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | De ki: «O'dur ancak sizi yaratan, size dinleyecek kulak, görecek gözler, duyacak gönüller veren! Fakat sizler pek az şükrediyorsunuz!» | Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | De ki: «Sizi yaratan, size kulaklar gözler ve gönüller veren O'dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz!» | Fizilal-il Kuran | : | De ki: «Sizi yaratan, size kulaklar, gözler ve kalpler veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz.» | Gültekin Onan | : | De ki: "Sizi inşa eden (yaratan), size kulak, gözler ve yürekler (efideh) veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz?" | Hasan Basri Çantay | : | (Habîbim) de ki: «O, sizi yaratan, size kulak (lar), gözler gönüller verendir. Siz ne az şükredersiniz». | Hayrat Neşriyat | : | (Ey Resûlüm!) De ki: 'Sizi yaratan ve size kulak(lar), gözler ve kalbler veren O’dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz!' | İbni Kesir | : | De ki: Sizi yaratan ve sizler için kulaklar, gözler ve kalbler var eden O'dur. Ne de az şükrediyorsunuz. | Muhammed Esed | : | De ki: "O, sizi hayata getiren, size kulaklar, gözler ve kalpler bağışlayandır; (yine de) ne kadar az şükrediyorsunuz!" | Ömer Nasuhi Bilmen | : | De ki: «O, o zâttır ki, sizi yarattı ve sizin için kulak ve gözler ve gönüller var kıldı. Pek az şükrediverirsiniz.» | Ömer Öngüt | : | De ki: "Sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve gönüller veren O'dur. Ne az şükrediyorsunuz!" | Şaban Piriş | : | De ki: -Sizi yaratan, size kulaklar, gözler ve kalpler veren O’dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz. | Suat Yıldırım | : | De ki: Sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve gönüller veren O’dur. Sizin şükrünüz ne de az! | Süleyman Ateş | : | De ki: "Sizi yaratan, size işitme (duyusu), gözler ve gönüller veren O'dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz? | Tefhim-ul Kuran | : | De ki: «Sizi inşa edip yaratan, size kulak, gözler ve gönüller veren O'dur. Ne kadar az şükrediyorsunuz?» | Ümit Şimşek | : | De ki: Sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler veren Odur. Fakat çok az şükrediyorsunuz. | Yaşar Nuri Öztürk | : | De ki: "Sizi oluşturan O'dur. O size, işitme gücü, gözler ve gönüller verdi. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!" |
|