| İmam İskender Ali Mihr | : | Muhakkak ki Biz, sana yakında ağır bir söz ilka edeceğiz (ulaştıracağız). |
| Diyanet İşleri | : | Şüphesiz biz sana (sorumluluğu) ağır bir söz vahyedeceğiz. |
| Abdulbaki Gölpınarlı | : | Gerçekten de sana ağır bir şey vahyedeceğiz. |
| Adem Uğur | : | Doğrusu biz sana (taşıması) ağır bir söz vahyedeceğiz. |
| Ahmed Hulusi | : | Muhakkak ki biz sana ağır bir söz ilka edeceğiz (şuurunda yaşatacağız)! |
| Ahmet Tekin | : | Sana, vahyi sıkıntılı, sorumluluğu ağır, değeri yüce bir kelâmı Kur’ân’ı vahyedip, onu senin kalbine, hafızana yerleştireceğiz. |
| Ahmet Varol | : | Doğrusu biz senin üzerine ağır bir söz bırakacağız. |
| Ali Bulaç | : | Gerçek şu ki, biz senin üzerine 'oldukça ağır' bir söz (vahy) bırakacağız. |
| Ali Fikri Yavuz | : | Çünkü biz, sana, (sorumluluğu) ağır bir söz (Kur’an) vahy edeceğiz. |
| Bekir Sadak | : | Dogrusu Biz, sana, tasimasi agir bir soz vahyedecegiz. |
| Celal Yıldırım | : | Şüphesiz ki biz, sana (kaldırılması) ağır bir söz vahyedeceğiz. |
| Diyanet İşleri (eski) | : | Doğrusu Biz, sana, taşıması ağır bir söz vahyedeceğiz. |
| Diyanet Vakfi | : | Doğrusu biz sana (taşıması) ağır bir söz vahyedeceğiz. |
| Edip Yüksel | : | Biz sana ağır bir söz bırakacağız. |
| Elmalılı Hamdi Yazır | : | Çünkü biz senin üzerine ağır bir söz ilka edeceğiz |
| Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Çünkü Biz sana ağır bir söz vahyedeceğiz; |
| Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Doğrusu biz, senin üzerine ağır bir söz bırakacağız (Kur'an vahyedeceğiz). |
| Fizilal-il Kuran | : | Çünkü biz sana sorumluluğu ağır bir söz indireceğiz. |
| Gültekin Onan | : | Gerçek şu ki, biz senin üzerine 'oldukça ağır' bir söz (vahy) bırakacağız. |
| Hasan Basri Çantay | : | Hakıykat biz sana ağır bir söz vahyediyoruz. |
| Hayrat Neşriyat | : | Çünki biz, senin üzerine (kıymeti pek) ağır bir söz (Kur’ân) bırakacağız(vahyedeceğiz)! |
| İbni Kesir | : | Muhakkak ki Biz; sana, ağır bir söz vahyedeceğiz. |
| Muhammed Esed | : | Biz sana (sorumluluğu) ağır bir mesaj tevdi edeceğiz; |
| Ömer Nasuhi Bilmen | : | Şüphe yok ki Biz sana ağır bir kelâm vahyedeceğiz. |
| Ömer Öngüt | : | Doğrusu biz sana ağır bir söz vahyedeceğiz. |
| Şaban Piriş | : | Çünkü biz sana ağır bir söz vahyedeceğiz. |
| Suat Yıldırım | : | Biz sana pek ağır bir söz vahyedeceğiz. |
| Süleyman Ateş | : | Doğrusu biz, senin üzerine ağır bir söz bırakacağız. |
| Tefhim-ul Kuran | : | Gerçek şu ki, biz senin üzerine 'oldukça ağır' bir söz (vahy) bırakacağız. |
| Ümit Şimşek | : | Biz sana sorumluluğu ağır bir söz vahyedeceğiz. |
| Yaşar Nuri Öztürk | : | Doğrusu, biz senin üzerine ağır bir söz bırakacağız. |