ÂLİ İMRÂN-182

Anasayfa » ÂLİ İMRÂN Suresi » ÂLİ İMRÂN-182
share on facebook  tweet  share on google  print  

ÂLİ İMRÂN-182

"ÂLİ İMRÂN Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<3/ÂLİ İMRÂN-182>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

ذَلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيكُمْ وَأَنَّ اللّهَ لَيْسَ بِظَلاَّمٍ لِّلْعَبِيدِ

Zâlike bimâ kaddemet eydîkum ve ennallâhe leyse bi zallâmin lil abîd(abîdi).

İşte bu (azap), Allah kullara zulmedici olduğundan değil, ellerinizle takdim ettiğiniz (yaptığınız) şeyler sebebiyledir. 
1. zâlike : işte bu
2. bimâ : şeyler sebebiyle
3. kaddemet : takdim ettiğiniz (yaptığınız)
4. eydî-kum : sizin elleriniz
5. ve enne allâhe : ve Allah ... olduğu
6. leyse : değil
7. bi zallâmin : zalim, zulmedici
8. li el abîdi : kullar için, kullara

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allah kullarına zulmetmez. Onlar kendi nefslerine zulmederler. Derecat kaybettiğiniz her olay zulümdür ve Allah'ın İlâhi İradesi'nin size derecat kaybettirmesi hiçbir şekilde mümkün değildir. Allah, İlâhi İradesi'yle veya Allah'ın sünnetullahı olan küllî iradeyle size bir tesir vücuda getirebilir. Eğer kişinin tarlasına dolu isabet etmişse burada küllî irade o kişiye bir zarar vermiştir. Bu zarar sebebiyle o kişi derecat kaybetmez. Başka biri de öyle şeyler ekmiştir ki;Allahû Tealâ oraya bol yağmur vermiştir. Bu yağmur, o kişiye büyük miktarda mahsül kazandırmıştır. Bu da gene sünnetullahın bir güzel sonuç husûle getirici tesiridir. Birinci kader unsurunda zarar vermek; ikinci kader unsurunda fayda vermek söz konusudur. Sünnetullahın zarar ya da fayda vermesi hali. İkisi de mümkünama ikisinde de kişi, derecat kaybetmez.

Öyleyse zulmü;sadece bir aksiyon biçimi olarak düşünemezsiniz. Allah'ın katındaki hüküm, sonuç hükmüdür. Ne zaman siz, bir başkasına kötü bir muamelede bulunursanız, mesela onun kalbini kırarsanız, bundan derecat kaybedersiniz. İşte bunun adı zulümdür. Size derecat kaybettiren bütün olaylar, zulümdür. Size derecat kazandıran bütün olaylar ise hayırdır.

Bir insan bir başkasına bir kötülükte bulundu. O kişi, diğer tarafa zulmetti. Derecat kaybettiği için kendisine de zulmetti. Ama her iki halde de başkasına da zulmetti, ona bir kötülük yaparak;bunun ne-ticesinde derecat kaybettiği için kendisine de zulmetti. Aynı zamanda mazlumyani zulme uğrayana za-limin kaybettiği dereceler Allahû Tealâ tarafından hediye edilecektir. Bu kişi zulme uğramıştırama bunun karşılığında derecat kazanmıştır, hayra ermiştir. Kendi fiiliyle, kendi davranışıyla değil, başka birinin ona yaptığı bir haksızlık, bir zulüm sebebiyle derecat kazanmıştır.

Öyleyse bir cüz'i iradenin bir başka cüz'i iradeye yaptığı bir zulmün karşısında, zulüm gören mazlum derecat kazanır. Derecat kazandığına göre, bu onun için bir hayırdır. Bir davranışınız size derecat kaybettirmişse ya bir başka irade vardır ona zulmetmişsinizdir ya da yoktur sadece kendinize zulmetmişsinizdir. Ama her iki zulüm de mutlaka derecatın kaybedilmesini esas alır. Mademkikişiye zarar verilince o kişi zulmedenin derecatını kazanıyor acaba tersi de geçerli mi?

Birisi, bir başkasına bir mutluluk versin diye, ona bir hediye götürüyor. Hediyeyi alan taraf seviniyor ve bunun mutluluğunu yaşıyor;ama bundan derecat kazanmıyor veya kaybetmiyor. Ama kim o hediyeyi ona vermişse o kişi derecat kazanır. Burada kul hakkı doğmamıştır. İki kul da birbirine karşı zulmetmemiştir.

Öyleyse şunu görüyoruz: Bir irade, başka bir iradeye davranışıyla derecat kazandırabilir; ama hiçbir zaman derecat kaybettiremez. Allahû Tealâ'nın İlâhi İradesi de bizim üzerimizde üzülebileceğimiz veya sevinebileceğimiz bir sonuç vücuda getirir. Ama ikisinde de biz derecat kaybetmeyiz. Öyleyse hiçbir zaman Allahû Tealâ kimseye zulmetmez.Zulmetmesi Kendi koyduğu kanunlar gereğince mümkün değildir. Hayır, Allah'tandır ama şerr hiçbir zaman Allah'tan değildir. Şerr, insanın nefsinin afetlerindendir.

Herkes, yaratılış itibarıyla Allah'ın kulu olarak yaratılır. Ama Allah'ın kişiyi kulluğuna kabul etmesi çok sonraki bir olaydır. Allah'ın kulu olabilmek için, bir kişinin mutlaka ruhunu Allah'a ulaştırmayı dilemesi lâzım. Ve Allahû Tealâ, Allah'a kul olmamızı üzerimize farz kılmıştır.

39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buşrâ, fe beşşir ıbâd(ıbâdi).

Ve onlar ki; taguta (insan ve cin şeytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçındılar, kendilerini kurtardılar). Çünkü Allah'a yöneldiler (Allah'a ulaşmayı dilediler). Onlara müjdeler vardır. Öyleyse kullarımı müjdele!

 

3/ÂLİ İMRÂN-182

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : İşte bu (azap), Allah kullara zulmedici olduğundan değil, ellerinizle takdim ettiğiniz (yaptığınız) şeyler sebebiyledir.
Diyanet İşleri : “Bu, kendi ellerinizin (önceden yapıp) gönderdiklerinin karşılığıdır.” Allah, kullara asla zulmedici değildir.
Abdulbaki Gölpınarlı : Bu da, ancak elleriyle kazandıklarının cezası ve Allah, şüphe yok ki kullarına zulmetmez.
Adem Uğur : Bu, dünyada iken kendi ellerinizle yapmış olduğunuzun karşılığıdır. Yoksa Allah kullarına zulmetmez.
Ahmed Hulusi : Bu (azap) kendi ellerinizle oluşturduklarınızın sonucudur. Allâh, kullarında hak etmediklerini açığa çıkarmak suretiyle zulümde bulunmaz!
Ahmet Tekin : Bütün bunlar, dünyada ellerinizle, bizzat yapmış olduğunuz şeyler, kötülükler sebebiyledir. Allah kullarına zâlimce davranmaz.
Ahmet Varol : 'Bu sizin kendi ellerinizle işlediklerinizin karşılığıdır. Yoksa Allah kullara haksızlık edici değildir.'
Ali Bulaç : Bu, ellerinizin önden sunduklarıdır. Allah, gerçekten kullara zulmedici değildir.
Ali Fikri Yavuz : Size bu azap, yaptığınız günahların karşılığıdır; ve Allah kullarına zulmedici değildir.
Bekir Sadak : «Bu, yaptiginizin karsiligidir". Yoksa Allah kullara asla zulmetmez.
Celal Yıldırım : İşte ellerinizle önden gönderdiğinizin karşılığıdır bu ! Çünkü Allah elbette kullarına haksızlık edici değildir.
Diyanet İşleri (eski) : 'Bu, yaptığınızın karşılığıdır'. Yoksa Allah kullara asla zulmetmez.
Diyanet Vakfi : Bu, dünyada iken kendi ellerinizle yapmış olduğunuzun karşılığıdır. Yoksa Allah kullarına zulmetmez.
Edip Yüksel : 'Bu, kendi yaptıklarınızın bir sonucudur.' Kuşkusuz ALLAH kullara karşı zalim değildir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bu sizin ellerinizin takdim ettiği ve Allahın zulümkâr olmaması yüzündendir o kullara
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bu, sizin ellerinizle yaptığınızın karşılığıdır ve Allah kullarına haksızlık yapan değildir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Bu, kendi ellerinizin yapıp öne sürdüğünün karşılığıdır». Allah kullar(ın)a asla zulmetmez.
Fizilal-il Kuran : Bu kendi elleriniz ile yaptıklarınız yüzündendir. Yoksa Allah'ın, kullara haksızlık etmesi kesinlikle söz konusu değildir.
Gültekin Onan : Bu, ellerinizin önden sunduklarıdır. Tanrı, gerçekten kullara zulmedici değildir.
Hasan Basri Çantay : Bu, ellerinizin öne sürdüğünün (yapdığınız günâhların) karşılığıdır. Şüphesiz ki Allah kullarına haksızlık edici değildir.
Hayrat Neşriyat : Bu (azab), ellerinizin işlediği (günahlar) yüzündendir; yoksa muhakkak ki Allah, kullar(ın)a zulümkâr değildir.
İbni Kesir : Bu, yaptığınızın karşılığıdır. Allah kullarına asla zulmedici değildir.
Muhammed Esed : ellerinizle işlediklerinizin karşılığı olarak; zira Allah, kullarına en ufak bir haksızlık yapmaz!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Bu, sizin ellerinizin takdim ettiği şey sebebiyledir. Ve şüphe yok ki, Allah Teâlâ kullarına zulümkar değildir.
Ömer Öngüt : Bu, kendi ellerinizle yapmış olduğunuz şeylerin karşılığıdır. Allah kullarına aslâ zulmedici değildir.
Şaban Piriş : Bu sizin ellerinizle hazırladığınızdır. Allah kullarına zulmedici değildir.
Suat Yıldırım : İşte bu, sizin ellerinizle işlediğiniz günahların karşılığıdır. Çünkü Allah kullarına haksızlık edecek değildir.
Süleyman Ateş : "Bu, sizin ellerinizin yapıp öne sürdürdüğünün karşılığıdır." Allâh, kullara asla zulmedici değildir.
Tefhim-ul Kuran : Bu, sizin ellerinizin önden sunduklarıdır. Allah, gerçekten kullara zulmedici değildir.
Ümit Şimşek : Bu sizin kendi elinizde hazırlamış olduğunuz şeydir; yoksa Allah asla kullarına haksızlık etmez.
Yaşar Nuri Öztürk : Bu, kendi, ellerinizin üretip önden gönderdiği yüzündendir. Allah, kullara asla zulmedici değildir.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 30.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199200

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
102.234