ÂLİ İMRÂN-139

Anasayfa » ÂLİ İMRÂN Suresi » ÂLİ İMRÂN-139
share on facebook  tweet  share on google  print  

ÂLİ İMRÂN-139

"ÂLİ İMRÂN Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<3/ÂLİ İMRÂN-139>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَلاَ تَهِنُوا وَلاَ تَحْزَنُوا وَأَنتُمُ الأَعْلَوْنَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ

Ve lâ tehinû ve lâ tahzenû ve entumul a’levne in kuntum mu’minîn(mu’minîne).

Ve gevşemeyin ve mahzun olmayın! Eğer mü'min iseniz, üstün olan sizsiniz. 
1. ve lâ tehinû : ve gevşemeyin, korkmayın
2. ve lâ tahzenû : ve mahzun olmayın, üzülmeyin
3. ve entum : ve siz
4. el a'levne : üstün olanlar
5. in kuntum : eğer siz ... iseniz
6. mu'minîne : mü'minler

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Gevşemeyin, mahzun olmayın. Mutlaka gâlip geleceksiniz Allah'ın düşmanlarına karşı. Burada "gevşemeyin" le birlikte "mahzun olmayın" ifadesi var. Yunus-60, 61, 62'de ne diyordu Allahû Tealâ:

10/YÛNUS-60: Ve mâ zannullezîne yefterûne alâllahil kezibe yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), innallâhe le zû fadlın alen nâsi ve lâkinne ekserehum lâ yeşkurûn(yeşkurûne).

Kıyâmet günü, Allah'a yalanla iftira edenlerin zannı nedir? Muhakkak ki Allah, insanlara karşı elbette fazlın sahibidir. Ve lâkin onların çoğu şükretmezler.

10/YÛNUS-61: Ve mâ tekûnu fî şe'nin ve mâ tetlû minhu min kur'ânin ve lâ ta'melûne min amelin illâ kunnâ aleykum şuhûden iz tufîdûne, fîh(fîhi) ve mâ ya'zubu an rabbike min miskâli zerretin fîl ardı ve lâ fîs semâi ve lâ asgare min zâlike ve lâ ekbere illâ fî kitâbin mubîn(mubînin).

Ve bir iş ile meşgul olmanız, Kur'ân'dan bir şey okumanız ve yaptığınız bir amel yoktur ki, ona daldığınız zaman sizin üzerinize şahitler olmayalım. Yeryüzünde ve semada zerre ağırlığınca bir şey Rabbinden gizli kalmaz. Ve ondan daha büyüğü ve daha küçüğü yoktur ki, Kitab-ı Mübîn'de olmasın.

10/YÛNUS-62: E lâ inne evlîyâ allâhi lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).

Muhakkak ki Allah'ın evliyasına (dostlarına), korku yoktur. Onlar, mahzun olmazlar, öyle değil mi?

 

3/ÂLİ İMRÂN-139

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve gevşemeyin ve mahzun olmayın! Eğer mü'min iseniz, üstün olan sizsiniz.
Diyanet İşleri : Gevşemeyin, hüzünlenmeyin. Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz üstün olan sizlersiniz.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve gevşeklik etmeyin, mahzun olmayın, inanmışsanız mutlaka üstünsünüz siz.
Adem Uğur : Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.
Ahmed Hulusi : Gevşemeyin, hüzünlenmeyin; siz en üstün olanlarsınız, eğer iman edenlerseniz.
Ahmet Tekin : Düşmana karşı zaaf göstermeyin, gevşemeyin, mağlup olduk diye mahzun da olmayın. Hâlâ siz yüce, üstün kişilersiniz. Siz samimi mü’minler olduğunuz sürece, sonunda galip geleceksiniz.
Ahmet Varol : Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer iman etmiş iseniz en üstün sizsiniz.
Ali Bulaç : Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz.
Ali Fikri Yavuz : Ey müminler, savaştan gevşemeyin ve Uhud bozgununa üzülmeyin. Hâliniz onlardan netice itibariyle çok yüksektir; eğer gerçekten (vâdimize) inanıyorsanız.
Bekir Sadak : Gevsemeyin, uzulmeyin, inanmissaniz, mutlaka siz en ustunsunuzdur.
Celal Yıldırım : Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer inanıyorsanız elbette sizler üstünsünüzdür.
Diyanet İşleri (eski) : Gevşemeyin, üzülmeyin, inanmışsanız, mutlaka siz en üstünsünüzdür.
Diyanet Vakfi : Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz.
Edip Yüksel : Gevşemeyin, üzülmeyin; inanıyorsanız üstün sizsiniz!
Elmalılı Hamdi Yazır : Fütur getirmeyin ve mahzun olmayın daha yükselecekken sizler, gerçek mü'minlersiniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sizler eğer gerçek inananlarsanız, daha yükselecekken gevşemeyin ve üzülmeyin!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer hakikaten inanıyorsanız, muhakkak üstün olan sizsinizdir.
Fizilal-il Kuran : Sakın gevşemeyiniz, karamsarlığa kapılmayınız. Eğer mümin iseniz üstün gelecek olan taraf sizlersiniz.
Gültekin Onan : Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer inançlılarsanız en üstün olan sizlersiniz.
Hasan Basri Çantay : (Ey mü'minler), gevşemeyin, mahzun olmayın, Siz eğer (gerçekden) mü'min iseniz (düşmanlarınıza gaalib ve onlardan) çok üstünsünüzdür.
Hayrat Neşriyat : O hâlde gevşemeyin ve üzülmeyin! Eğer (gerçekten) mü’min kimseler iseniz, en üstün olanlar sizsiniz!
İbni Kesir : Gevşemeyin, üzülmeyin, gerçekten inanmışsanız, mutlaka siz üstünsünüz.
Muhammed Esed : Öyleyse, cesaretinizi yitirmeyin ve üzülmeyin: Eğer (gerçekten) inanıyorsanız mutlaka (insanların) en üstünü olursunuz.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve fütur getirmeyiniz ve mahzun olmayınız ve siz mü'minler iseniz çok yükselmiş olanlar ancak sizlersiniz.
Ömer Öngüt : Ey müminler! Gevşemeyin, üzülmeyin. Gerçekten inanıyorsanız, siz mutlaka en üstünsünüzdür.
Şaban Piriş : Eğer gerçekten mümin olduysanız, siz, daha üstün olmanıza rağmen gevşemeyin, üzüntüye düşmeyin.
Suat Yıldırım : Sakın yılmayın, üzüntüye kapılmayın, eğer iman ediyorsanız mutlaka üstün gelirsiniz!
Süleyman Ateş : Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer inanıyorsanız, mutlaka siz üstün geleceksiniz.
Tefhim-ul Kuran : Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz.
Ümit Şimşek : Gevşemeyin ve üzülmeyin; eğer inanmış kimselerseniz, üstün olan sizsiniz.
Yaşar Nuri Öztürk : Gevşemeyin, tasalanmayın. Eğer inanıyorsanız üstün olan sizsiniz.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 30.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199200

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
101.803