ÂLİ İMRÂN-67

Anasayfa » ÂLİ İMRÂN Suresi » ÂLİ İMRÂN-67
share on facebook  tweet  share on google  print  

ÂLİ İMRÂN-67

"ÂLİ İMRÂN Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<3/ÂLİ İMRÂN-67>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

مَا كَانَ إِبْرَاهِيمُ يَهُودِيًّا وَلاَ نَصْرَانِيًّا وَلَكِن كَانَ حَنِيفًا مُّسْلِمًا وَمَا كَانَ مِنَ الْمُشْرِكِينَ

Mâ kâne ibrâhîmu yahûdiyyen ve lâ nasrâniyyen ve lâkin kâne hanîfen muslimâ(muslimen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne).

Hz. İbrâhîm, yahudi veya nasrani olmadı. Fakat hanif (Allah’ın tek oluşuna, ölmeden önce ruhun O’na ulaştırılmasının ve Allah’a teslim olmanın farz olduğuna inanan), (Allah’a teslim olmuş) bir müslümandı. Ve o müşriklerden olmadı. 
1. mâ kâne : olmadı
2. ibrâhîmu : Hz. İbrâhîm
3. yahûdiyyen : yahudi
4. ve lâ nasrâniyyen : ve hristiyan olmadı
5. ve lâkin kâne : ve lâkin, fakat ... oldu
6. hanîfen : Allah'ın tek oluşuna, ölmeden önce ruhun O'na ulaşmasının ve Allah'a teslim olmanın farz olduğuna inanan
7. muslimen : Allah'a teslim olan, müslüman
8. ve mâ kâne : ve olmadı
9. min el muşrikîne : müşriklerden, (Allah'a) eş, ortak koşanlardan

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Hanif dîni (İslâm) 3 tane esas üzerine kurulmuştur:

  1. Tek Allah'a inanmak (vahdet).
  2. Allah'a ulaşmayı dileyenlerin oluşturduğu birliktelik (tevhid).
  3. Allah'a teslim olmak (teslim).

İslâm dîni, hanif dînidir. Hristiyan dîni ve yahudilerin dîni de haniftir. Bugün yaşayanların hiçbirisi, ne İslâm ne hıristiyan ne de yahudi kesimi dînlerini yaşamaktadır. Sadece aralarında küçük gruplar, Al-i İmran Suresinin 66. âyet-i kerimesinde verilen gerçekleri yaşıyorlar, aralıksız her nesilden sonra gelen nesle intikal etmiş olan Hz. Musa'nın yaşadığı hakikatleri yaşayan insanlar hâlâ yahudilerin içinde yaşıyor. Bu insanlar namaz kılıyorlar, zikir yapıyorlar, tek Allah'a inanıyorlar, ruhlarını, vechlerini, nefslerini, iradelerini Allah'a ulaştırıyorlar.

Hristiyanların içinde de az bir grup Hz. İsa'dan bu tarafa aralık vermeden aynı şeyleri yaparak gelmişler, Allah'a ruhlarını, vechlerini, nefslerini, iradelerini teslim etmişlerdir.

Müslümanların arasında da az bir grup, Tek Allah'a inanan, Allah'a ruhunu, vechini, nefsini,iradesini teslim eden ve sulh ve sükûna ulaşan insanlardır.

3 dînin de büyük kısmı bugün Allah ile olan ilişkilerini unutmuşlar. Artık dîn dünyada yaşanmıyor. Ama o küçük gruplar yakın gelecekte birleşecek olan tek dînin, Allah'a teslim olma dîninin mimarlarıdır.

Hz. Âdem hanifti, Hz. Âdem İslâm'dı, Hz. Âdem Allah'a, ruhunu da vechini de nefsini de iradesini de teslim etmişti. Ona tâbî olanların hepsi; Hz. İbrâhîm ve ona tâbî olanların hepsi; Hz. Nuh ve ona tâbî olanların hepsi; Hz. Yâkub, Hz. Lut, Hz. Musa, Hz. Davut, Hz. İsa ve Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz ve onların hepsine tâbî olanlar aynı şeyi yaptılar; ruhlarını, vechlerini, nefslerini, iradelerini Allah'a teslim ettiler, hepsi tek Allah'a inandılar, hepsi sulh ve sükûna ulaştılar. Yani hepsi hanifti. Paygamber Efendimiz (S.A.V) devrinde, yahudi dîninin ve hristiyan dîninin müntesipleri aradan geçen yüzyıllar sebebiyle, çoğu asıllarını unuttuğu için dînlerinden çoktan ayrılmışlardı, Allah'a teslim olmayı unutmuşlardı.

Bugün artık islâm âleminde ruhun, vechin, nefsin, iradenin Allah'a teslimi keyfiyeti tamamen unutulmuş durumdadır. İnsanların çok küçük kısmı, Kur'ân'daki İslâm'ı yaşamakla meşguller. Geri kalan büyük kitleler, diğer dînlerde de aynı durumdalar, insanların çok büyük bir kısmı Allah'ın cennetine ulaşmak imkânından yoksun olarak yaşıyor. Dîn zannettikleri şey, hiçbir zaman onları kurtarması mümkün olmayan, teslimle ilişkisi olmayan bir gizli ibadet şeklidir. Oysaki İslâm kelimesi teslim olmak anlamına gelir. Ve sadece Allah'a teslim olma dîni vardır.

Peygamberlerin olmadığı devrelerde yaşayan, her ülkedeki Allah'ın resûlleri ve onlara tâbî olanlar da aynı şeyi yapmışlar, kıyâmet gününe kadar bu böyle devam edecek. Çünkü her kavimde insanlık ta-rihi boyunca, Allah'ın peygamber olmayan resûlleri hep yaşamışlar ve bir resûl öldüğü zaman Allahû Tealâ onun yerine, ona tâbî olanlardan birini resûl beas etmiştir. Yani her kavimde, her devirde mutlaka resûl varolduğuna göre ve bu resûl de bir evvelkine mutlaka tâbî olmuştur.

Her resûl, kendisinden evvelki öldüğü zaman tayin edilir. O da mutlaka tâbî olmuştur ki Allahû Tealâ'nın risaletine seçilmiştir. İnsanlık tarihi boyunca insanların evvelki resûle tâbî olmadıkları hiçbir devir yok, her devirde de o devirde yaşayan resûle, o ülkede mutlaka birçok insan tâbî olacaktır. İşte bu insanlar toplumun içinde ne yazık ki küçük gruplar oluşturabilirler. Büyük gruplar genellikle şeytanın hakimiyeti altındadır.

 

3/ÂLİ İMRÂN-67

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Hz. İbrâhîm, yahudi veya nasrani olmadı. Fakat hanif (Allah'ın tek oluşuna, ölmeden önce ruhun O'na ulaştırılmasının ve Allah'a teslim olmanın farz olduğuna inanan), (Allah'a teslim olmuş) bir müslümandı. Ve o müşriklerden olmadı.
Diyanet İşleri : İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyan. Fakat o, hanif (Allah’ı bir tanıyan, hakka yönelen) bir müslümandı. Allah’a ortak koşanlardan da değildi.
Abdulbaki Gölpınarlı : İbrahîm ne Yahûdi'ydi, ne Nasrânî. Dosdoğru Müslüman'dı ve müşriklerden değildi.
Adem Uğur : İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyan idi; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslüman idi; müşriklerden de değildi.
Ahmed Hulusi : İbrahim ne Yahudi idi ne de Hristiyan. . . Fakat o tanrıya (dışsal ötesinde bir ilâha) inanmayan (hanîf), yalnızca Allâh'ın var olduğunun idrakında olarak O'na teslim olmuş (varlığında Allâh'ın mutlak tasarrufu olan) idi. Anlayışında şirk yoktu!. .
Ahmet Tekin : İbrahim ne yahudi, ne hristiyandı. Fakat hakka ve tevhide yönelen İslâm’ı yaşayan bir müslümandı. Hiçbir zaman ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan, gizli şirki yaşayan, başka otoriteler de kabul eden müşriklerden olmadı.
Ahmet Varol : İbrahim ne bir yahudi ne de bir hıristiyandı. Ancak o dosdoğru çizgideki bir Müslümandı. O, müşriklerden de değildi.
Ali Bulaç : İbrahim, ne yahudi idi, ne de hıristiyandı: ancak, O hanif (muvahhid) bir müslümandı, müşriklerden de değildi.
Ali Fikri Yavuz : İbrahim ne bir Yahudî, ne de bir Hristiyandı. Fakat Allah’ı bir tanıyan gerçek bir müslümandı; ve müşriklerden de değildi.
Bekir Sadak : Ibrahim, yahudi de, hiristiyan da degildi, ama dogruya yonelen bir muslimdi; puta tapanlardan degildi.
Celal Yıldırım : İbrahim ne Yahudî, ne de Hıristiyan idi; ama Hakk'a yönelmiş tertemiz katıksız bir müslimdi; Allah'a ortak koşanlardan değildi.
Diyanet İşleri (eski) : İbrahim, yahudi de, hıristiyan da değildi, ama doğruya yönelen bir müslimdi; ortak koşanlardan değildi.
Diyanet Vakfi : İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyan idi; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslüman idi; müşriklerden de değildi.
Edip Yüksel : İbrahim ne Yahudi idi ne de Hıristiyan; tektanrıcı bir müslümandı. Hiç bir zaman ortak koşanlardan olmadı.
Elmalılı Hamdi Yazır : İbrahim ne Yehudi idi ne Nasrânî ve lâkin müslim bir hanif (lekesiz bir muvahhid) idi ve müşriklerden olmamıştı
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İbrahim, ne yahudi ne de hıristiyandı; ancak o, lekesiz bir müslümandı ve Allah'a ortak koşanlardan da olmamıştı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyandı; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslümandı, müşriklerden de değildi.
Fizilal-il Kuran : İbrahim ne yahudi ve ne de hıristiyan idi. O dosdoğru bir müslümandı. müşriklerden değildi.
Gültekin Onan : İbrahim, ne yahudi idi, ne de hıristiyandı; ancak, O hanif bir müslümandı, müşriklerden de değildi.
Hasan Basri Çantay : İbrahim ne bir Yahudi, ne de bir Hıristiyandır. Fakat o, Allahı bir tanıyan dosdoğru bir müslümandı. Müşriklerden de değildi o.
Hayrat Neşriyat : İbrâhîm, ne bir yahudi ne de bir hristiyandı; fakat (o, Allah’a) teslim olmuş bir Hanîf (hakka yönelmiş bir mü’min) idi. Ve (o, sizin gibi) müşriklerden değildi.
İbni Kesir : İbrahim; ne Yahudi, ne de Hristiyan idi. Fakat o, Allah'ı bir tanıyan, gerçek bir müslüman idi. Ve müşriklerden değildi.
Muhammed Esed : İbrahim, ne bir "Yahudi", ne de "Hristiyan" idi, ama kendini Allah'a teslim ederek her türlü batıldan yüz çevirmiş biriydi; ve O'ndan başka bir şeye ilahlık yakıştıranlardan değildi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Şüphe yok ki İbrahim ne Yahudi idi, ne de Nasranî idi. Fakat o Hanîf idi, müslim idi; müşriklerden de olmamıştı.
Ömer Öngüt : İbrahim ne yahudi ne de hıristiyandı. Fakat o Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslümandı. Müşriklerden de değildi.
Şaban Piriş : İbrahim Yahudi de Hıristiyan da değildi fakat, hanif bir müslümandı. Müşriklerden de değildi.
Suat Yıldırım : İşte bu konudaki gerçek şudur: İbrâhim Yahudi de değildi, Hıristiyan da değildi, Lâkin o batıl dinlerden uzaklaşmış, tertemiz halis bir Müslüman idi, Ve asla müşriklerden olmamıştı.
Süleyman Ateş : İbrâhim ne yahûdi, ne de hıristiyandı; dosdoğru bir müslümandı. Müşriklerden de değildi.
Tefhim-ul Kuran : İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyandı: ancak o, hanif (muvahhid) bir müslümandı, müşriklerden de değildi.
Ümit Şimşek : İbrahim ne Yahudi idi, ne de Hıristiyan. O bütün bâtıl inanışlardan uzak, dosdoğru bir Müslümandı ve asla müşriklerden değildi.
Yaşar Nuri Öztürk : İbrahim ne bir Yahudi idi ne de bir Hıristiyan. O, sadece Hanîf bir müslümandı/Allah'a teslim olandı. O müşriklerden değildi.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 30.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199200

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
101.804