MÂİDE-7

Anasayfa » MÂİDE Suresi » MÂİDE-7
share on facebook  tweet  share on google  print  

MÂİDE-7

"MÂİDE Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<5/MÂİDE-7>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَاذْكُرُواْ نِعْمَةَ اللّهِ عَلَيْكُمْ وَمِيثَاقَهُ الَّذِي وَاثَقَكُم بِهِ إِذْ قُلْتُمْ سَمِعْنَا وَأَطَعْنَا وَاتَّقُواْ اللّهَ إِنَّ اللّهَ عَلِيمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ

Vezkurû ni’metellâhi aleykum ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî iz kultum semi’nâ ve ata’nâ vettekûllâh(vettekûllâhe) innallâhe alîmun bizâtis sudûr(sudûri).

Allah’ın, sizin üzerinizdeki nimetini ve: “İşittik ve itaat ettik” dediğiniz zaman, onunla sizi bağladığı misâkınızı hatırlayın. Allah’a karşı takvâ sahibi olun, Muhakkak ki Allah göğüslerde (sinelerde) olanı en iyi bilir. 
1. ve uzkurû : ve zikredin, anın, hatırlayın!
2. ni'mete allâhi : Allah'ın (c.c.) nimeti
3. aleykum : sizin üzerinize
4. ve mîsâka-hu : ve onun misaki
5. ellezî : ki o
6. vâseka-kum bi-hi : onunla sizi bağladı
7. iz kultum : dediğiniz zaman
8. semi'nâ : işittik
9. ve ata'nâ : ve itaat ettik
10. ve ittekû allâhe : ve Allah'a (cc.) karşı takvâ sahibi olun
11. inne allâhe : muhakkak ki Allah (c.c.)
12. alîmun : en iyi bilen
13. bi zâti es sudûri : göğüslerde olanı, sinelerde olanı

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Bu âyette zikredilen nimet, devrin imamının ruhudur. Namaz kılan herkes günde 45 kere okuduğu Fâtiha Suresinin 7. âyet-i kerimesiyle Allahû Tealâ'dan Sıratı Mustakîm'e, (başlarının) üzerlerine (devrin imamının ruhunu) nimet olarak verdiklerinin yoluna ulaşmayı diliyor.

1/FÂTİHA-7: Sırâtallezîne en’amte aleyhim gayril magdûbi aleyhim ve lâd dâllîn(dâllîne).

O yol (SIRATI MUSTAKÎM) ki; üzerlerine nimet verdiklerinin yoludur. Üzerlerine gadap duyulmuşların ve dalâlette kalmışların (Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin) yolu değil.

Allahû Tealâ, elest bezminde, bütün insanların, Allah'ın huzurunda toplanmasını A'râf-172'de ifade ediyor.

7/A'RÂF-172: Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne).

Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini aldığı zaman onları, nefsleri üzerine şahit tuttu. (Allahû Tealâ şöyle buyurdu): “Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?” Dediler ki: “Evet, (Sen, bizim Rabbimizsin), biz şahit olduk.”

Mâide Suresinin 7. âyet-i kerimesinde ise elest bezmindeki toplantının neticesini belirten Allahû Tealâ herkese nefsler, ruhlar ve fizik vücutlar olarak ayrı ayrı hitap ediyor:

“Ben, sizin Rabbiniz olduğuma göre ey nefsler; sizlerden yemin istiyorum, ey ruhlar; sizlerden misak istiyorum, ey fizik vücutlar; sizlerden ahd istiyorum. Sözlerimi işittiniz mi?” Diyoruz ki: “İşittik” Allahû Tealâ bunun üzerine: “Emrime itaat edin!” buyuruyor.

Nefsler tezkiye ve tasfiye olacaklarına dair yemin, ruhlar fizik vücutları ölmeden evvel Allah'a geri döneceklerine, Allah'a ulaşacaklarına dair misak ve fizik vücutlar şeytana kul olmaktan kurtulup Allah'a ahsen kul olacaklarına dair ahd veriyor. Allahû Tealâ soruyor: “İtaat ettiniz mi emrime?”, “İtaat ettik” diyoruz.

Ve böylece Allah'a verdiğimiz yemin, misak, ahd ortaya çıkıyor. Allahû Tealâ da yeminlerimizi, misaklerimizi, ahdlerimizi, üzerimize farz kıldığını, bizi bu yemin, misak ve ahdle Kendisine bağladığını, taahhüd altına soktuğunu, üzerimize bu görevi yüklediğini ifade ediyor.

Nefs, ruh ve fizik vücut açısından aynı standartlarda, ayrı ayrı olaylar söz konusudur. Çünkü nefs tasfiye olacağına yani nefsin kalbindeki afetleri yüzde yüz yok edeceğine, yerlerine fazılların geleceğine dair Allahû Tealâ'ya yemin veriyor. Ruh, fizik vücut sağ iken, hayatta iken Allahû Tealâ'ya ulaşacağına dair misak veriyor. Ve fizik vücut şeytana kul olmaktan kurtulup Allah'a kul olacağına dair Allah'a ahd veriyor. Ve bu yemini, misaki ve ahdi aldıktan sonra Allahû Tealâ bir de bizden ikrar almak için soruyor; “İtaat ettiniz mi?” diye ve “atâna” diyoruz, “itaat ettik.”

Allahû Tealâ herkesten “elestu birabbikum günü” yemin, misak ve ahd alıp bunları herkesin üzerine farz kıldıktan sonra İlâhi İrade herkesin cüz'i iradesinden Allah'a teslim olacağına dair bu âyet-i kerimede bahsedilen misaki alıyor. Kur'ân-ı Kerim'de Ra'd Suresinin 20. âyet-i kerimesinde bahsedilen "ahdallahi" Mâide Suresinin 7. âyet-i kerimesinde geçen iradenin misakine eşdeğerdir.

Bakara Suresinin 132. âyet-i kerimesinde zikredilen "Allah'ın vasiyeti" Âli İmrân Suresinin 76. âyet-i kerimesinde geçen ahde (misak, ahd, yemin ve iradenin misakini içeren) eşdeğerdir.

13/RA'D-20: Ellezîne yûfûne bi ahdillâhi ve lâ yenkudûnel misâk(misâka).

Onlar, Allah'ın ahdini ifa ederler (ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah'a teslim ederler). Ve misaklerini (diğer teslimlerle birlikte iradelerini de Allah'a teslim edeceklerine dair misaklerini) bozmazlar.

5/MÂİDE-7: Vezkurû ni’metellâhi aleykum ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî iz kultum semi’nâ ve ata’nâ vettekûllâh(vettekûllâhe) innallâhe alîmun bizâtis sudûr(sudûri).

Allah'ın, sizin üzerinizdeki ni'metini ve: “İşittik ve itaat ettik” dediğiniz zaman, onunla sizi bağladığı misâkınızı hatırlayın. Allah'a karşı takvâ sahibi olun, Muhakkak ki O, göğüslerde (sinelerde) olanı en iyi bilir.

2/BAKARA-132: Ve vassâ bihâ ibrâhîmu benîhi ve ya’kûb(ya’kûbu), yâ beniyye innallâhestafâ lekumud dîne fe lâ temûtunne illâ ve entum muslimûn(muslimûne).

Ve, İbrâhîm (a.s) onu (Allah'a teslim olmayı) kendi oğullarına vasiyet etti. Ve Yâkub (a.s) da: “Ey oğullarım! Muhakkak ki Allah, bu dîni sizin için seçti. Artık siz, Allah'a teslim olmadan ölmeyin.” diye (vasiyet etti)..

3/ÂLİ İMRÂN-76: Belâ men evfâ bi ahdihî vettekâ fe innallâhe yuhibbul muttekîn(muttekîne).

Hayır, (öyle değil)! Kim (Allah ile olan) ahdini yerine getirir ve takva sahibi olursa, o taktirde muhakkak ki Allah, takva sahiplerini sever.

 

5/MÂİDE-7

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Allah'ın, sizin üzerinizdeki ni'metini ve: “İşittik ve itaat ettik” dediğiniz zaman, onunla sizi bağladığı misâkınızı hatırlayın. Allah'a karşı takvâ sahibi olun, Muhakkak ki O, göğüslerde (sinelerde) olanı en iyi bilir.
Diyanet İşleri : Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve “işittik, itaat ettik” dediğinizde ona verdiğiniz ve sizi kendisiyle bağladığı sağlam sözü hatırlayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.
Abdulbaki Gölpınarlı : Anın size verilen Allah nîmetini ve duyduk, itaat ettik dediğiniz zaman ona vermiş olduğunuz sözü ki bu sözle bağlamıştır sizi ve çekinin Allah'tan. Şüphe yok ki Allah, yüreklerde ne var bilir.
Adem Uğur : Allah'ın size olan nimetini, "Duyduk ve kabul ettik" dediğiniz zaman sizi bununla bağladığı (O'na verdiğiniz) sözü hatırlayın ve Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, kalblerin içindekini bilmektedir.
Ahmed Hulusi : Üzerinizdeki Allâh nimetini ve sizi onunla bağladığı sözleşmeyi hatırlayın; hani "İşittik ve itaat ettik" demiştiniz. . . Allâh'tan korunun! Muhakkak ki Allâh içinizdekilere, onların Esmâ'sıyla hakikati olarak Aliym'dir.
Ahmet Tekin : Allah’ın üzerinizdeki nimetini size tevdi ettiği ilâhî değerleri, şeriatı,
'Sözünü, tebliğini, emirlerini dinliyoruz. Kur’ân’a, sünnetine ve devletine itaat ediyoruz' dediğinizde, sizden aldığı taahhüdü, sizinle yaptığı ahdini koruyup kollayarak zayi etmeyin, şükredin. Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun, Allah gönüllerdeki sırları bilir.
Ahmet Varol : Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve 'işittik ve itaat ettik' dediğiniz zaman onunla sizi kendisine bağladığı andınızı hatırlayın ve Allah'a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah gönüllerde olanı bilir.
Ali Bulaç : Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve: "İşittik ve itaat ettik" dediğinizde sizi, kendisiyle bağladığı sözünü (misakını) anın. Allah'tan korkup sakının. Şüphesiz Allah, sinelerin özünde olanı bilendir.
Ali Fikri Yavuz : Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve sizi “-Dinledik, itaat ettik” dediğiniz zaman, bağladığı mîsakını unutmayın, hatırlayın. Allah’dan korkun. Şüphesiz ki Allah, bütün göğüslerin (kalblerin) esrarını tamamiyle bilir.
Bekir Sadak : Allah'in size olan nimetini ve «Isittik, itaat ettik» dediginizde sizi andina bagladigi sozunu anin. Allah'tan sakinin, Allah icinizde olani elbette bilir.
Celal Yıldırım : Allah'ın size olan nîmetini ve «İşittik, itaat ettik» dediğiniz zaman sizi bağladığı mîsakını hatırlayın. Allah'tan korkup (ahdi ve andı bozmaktan) sakının. Şüphesiz ki Allah göğüslerdekini gereği gibi bilir.
Diyanet İşleri (eski) : Allah'ın size olan nimetini ve 'İşittik, itaat ettik' dediğinizde sizi andına bağladığı sözünü anın. Allah'tan sakının, Allah içinizde olanı elbette bilir.
Diyanet Vakfi : Allah'ın size olan nimetini, «Duyduk ve kabul ettik» dediğiniz zaman sizi bununla bağladığı (O'na verdiğiniz) sözü hatırlayın ve Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, kalblerin içindekini bilmektedir.
Edip Yüksel : ALLAH'ın üzerinizdeki nimetini ve O'nunla yaptığınız sözleşmeyi hatırlayın: 'İşittik ve itaat ettik,' demiştiniz. ALLAH'ı dinleyin; ALLAH içinizde olanları biliyor.
Elmalılı Hamdi Yazır : Allahın üzerinizdeki ni'metini ve sizi «işittik, itaat ettik» dediğiniz vakit bağladığı misakını unutmayın, Allahdan korkun, çünkü Allah bütün sinelerin künhünü bilir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve «İşittik ve itaat ettik.» dediğiniz zaman sizden aldığı sözü unutmayın, Allah'tan korkun; çünkü Allah, bütün sinelerin özünü bilir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah'ın, üzerinizdeki nimetini ve «İşittik, itaat ettik» dediğinizde sizden aldığı ve kendisiyle sizi bağladığı ahdini hatırlayın. Allah'tan korkun, çünkü Allah göğüslerin özünü çok iyi bilir.
Fizilal-il Kuran : Allah'ın size yönelik nimeti ile «Duyduk ve uyduk» dediğiniz zaman, O'na verdiğiniz bağlayıcı sözü hatırlayınız. Allah'tan korkunuz. Hiç kuşkusuz Allah, kalplerinizin özünü bilir.
Gültekin Onan : Tanrı'nın üzerinizdeki nimetini ve: "İşittik ve itaat ettik" dediğinizde sizi kendisiyle bağladığı misakını anın/anımsayın. Tanrı'dan korkup sakının. Kuşkusuz Tanrı sinelerin özünde olanı bilendir.
Hasan Basri Çantay : Allahın, üzerinizdeki ni'metini ve: «Dinledik, itaat etdik» dediğiniz zaman ona andınızı — ki O, sizi onunla bağlamışdır — (unutmayıb) hatırlayın. Allahdan korkun. Şübhe yok ki Allah göğüslerde olan sırrı dahi bilicidir.
Hayrat Neşriyat : Allah’ın size olan (İslâm) ni'metini ve 'İşittik ve itâat ettik!' dediğiniz zaman, onunla sizi bağladığı mîsâkını hatırlayın ve Allah’dan sakının! Şübhe yok ki Allah, sînelerin içinde olanı hakkıyla bilendir.
İbni Kesir : Ve Allah'ın üzerinizdeki nimetini; işittik, itaat ettik, dediğinizde sizi onunla bağlamış olduğu misakını anın. Allah'tan sakının. Muhakkak ki Allah; kalblerdekini bilir.
Muhammed Esed : (Daima) hatırlayın, Allahın size bahşettiği nimetleri ve "Duyduk ve itaat ettik!" dediğinizde Allaha karşı altına girdiğiniz kesin taahhüdü. O halde, Allaha karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun: şüphe yok ki Allah, (insanların) kalpler(in)de olanı kesinlikle bilir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Allah Teâlâ'nın üzerinizde bulunan nîmetini ve «İşittik ve itaat ettik,» dediğiniz vakit Cenâb-ı Hakk'ın sizi onunla bağladığı ahdini yâd ediniz ve Allah Teâlâ'dan korkunuz. Şüphe yok ki Allah Teâlâ bütün sinelerde olanı bilir.
Ömer Öngüt : Allah'ın size olan nimetini ve: “İşittik, itaat ettik!” dediğinizde sizden aldığı sağlam sözü hatırlayın. Allah'tan korkun. Şüphesiz ki Allah göğüslerin özünü bilendir.
Şaban Piriş : Allah’ın size olan nimetini ve “işittik, itaat ettik” dediğinizde sizi bağladığı sözünü düşünün, Allah’tan korkun, Allah, içinizde olanı bilir.
Suat Yıldırım : Allah’ın size lütfettiği nimeti ve sizin "duyduk ve itaat ettik, baş üstüne!" dediğiniz vakit, sizden aldığı sözünüzü hatırlayın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Çünkü Allah sinelerde saklı bütün sırları bilir.
Süleyman Ateş : Allâh'ın size olan ni'metini ve O'na verdiğiniz sözü hatırlayın: Hani "İşittik ve itâ'at ettik!" demiştiniz. Allah'tan korkun; çünkü Allâh, göğüslerin özünü bilir.
Tefhim-ul Kuran : Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve: «İşittik ve itaat ettik» dediğinizde sizi, kendisiyle bağladığı sözünü (misakını) anın. Allah'tan korkup sakının. Şüphesiz Allah, sinelerin özünde olanı bilendir.
Ümit Şimşek : Allah'ın size olan nimetini ve 'İşittik ve itaat ettik' diyerek Ona verdiğiniz sözü hatırlayın. Allah'tan sakının. Çünkü Allah gönüllerde saklı olanı bilir.
Yaşar Nuri Öztürk : Allah'ın, üzerinizdeki nimetini ve sizi bağladığı mîsakını unutmayın. Hani, "İşittik, boyun eğdik!" demiştiniz. Allah'tan korkun. Allah, göğüslerin içindekini çok iyi bilir.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 31.10.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119120

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
58.812