A'RÂF-3

Anasayfa » A'RÂF Suresi » A'RÂF-3
share on facebook  tweet  share on google  print  

A'RÂF-3

"A'RÂF Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<7/A'RÂF-3>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

اتَّبِعُواْ مَا أُنزِلَ إِلَيْكُم مِّن رَّبِّكُمْ وَلاَ تَتَّبِعُواْ مِن دُونِهِ أَوْلِيَاء قَلِيلاً مَّا تَذَكَّرُونَ

Ittebiû mâ unzile ileykum min rabbikum ve lâ tettebiû min dûnihî evliyâe, kalîlen mâ tezekkerûn(tezekkerûne).

Rabbinizden size indirilene tâbî olun. Ve ondan başka dostlar edinmeyin. Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz. 
1. ittebiû : tâbî olun, uyun
2. : şey
3. unzile : indirildi
4. ileykum : sizlere, size
5. min rabbi-kum : sizin Rabbinizden
6. lâ tettebiû : tâbî olmayın, edinmeyin
7. min dûni-hi : ondan başka
8. evliyâe : dostlar, velîler
9. kalîlen : az
10. : ne kadar
11. tezekkerûne : tezekkür ediyorsunuz

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Tezekkür; zikretmek, bir konu etrafında derinlemesine üst seviyede düşünmek, bir konunun standartlarını karşılıklı konuşmak (mânâsına varmak üzere) anlamına gelir. Kur'ân-ı Kerim Allah'a teslim olmanın son kitabıdır. Çünkü Son Peygamber'e indirilen Son Şeriat Kitabı'dır. Ve bundan sonra peygamber gelmeyeceği için böyle bir olay bir daha tekerrür etmeyecektir.

Bütün kâinat, şeriat kitabı olan Kur'ân-ı Kerim'le idare edilecektir. Eğer Tevrat, İncil değişmeseydi, onunla aynı olduğu görülecekti. Tâbî olunması lâzım gelen kaideler demeti, şeriati oluşturur. Bu şeriat hepsinde aynıdır, hiçbir değişiklik yoktur. Bugün müslümanlar da, hristiyanlar da, museviler de şeriatlerini unutmuş durumdadırlar. Ama üç dînin de içerisinde küçük bir kitle, peygamberlerinden bu tarafa gelen süreç içerisinde, aynı hususları devam ettirmişlerdir. Ve bugün de onları yaşamaktadırlar.

Bunun arkasında dînin unutulması, insanlar tarafından yazılan, "emaniyye" adı verilen kitaplarla dejenere edilmesi, asli hedeflerinden saptırılması vardır.

14 asır evvel Peygamber Efendimiz (S.A.V), bütün sahâbeye Allah'a ulaşmayı dilemeyi öğretmiştir. Hepsi Allah'a ulaşmayı dilemişlerdir. Bugün İslâm âleminin %90'ından fazlasında Allah'a ulaşmak dilenmemektedir.

Bütün sahâbe, Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e tâbî olmuşlardır. Bugün İslâm âleminin %90'dan fazlası bir mürşide tâbî olmadığı gibi mürşidleri külliyyen reddetmektedir. Bütün sahâbe, ruhlarını Allah'a ulaştırmışlardır. Bugün İslâm âleminin %90'dan fazlası 12 defa üzerlerine farz olduğu halde, ruhlarını Allah'a ulaştırmamaktadır.

Bütün sahâbe, 14 asır evvel fizik vücutlarını Allah'a teslim etmişlerdir. Bugün İslâm âleminin %90'dan fazlası fizik vücutlarını Allah'a teslim etmemektedir.

Bütün sahâbe, nefslerini Allah'a teslim ettiler ve irşada ulaştılar. Bugün İslâm âleminin %90'dan fazlası irşada ulaşmıyorlar.

Bütün sahâbe, iradelerini Allah'a teslim ettiler. Ve bugün daha başlangıçtaki unsurlar mevcut olmadığı için tabiatıyla iradenin teslimi diye bir olay İslâm âleminin de, hristiyanların da, musevilerin de %90'ından fazlasında mevcut değildir.

Birbirlerinin aynı olan dînleri, farklı dînler haline getiren, uygulamayı ortadan kaldıran şey dejenerasyondur. Yozlaşmak, asıldan ayrılmak, asılları unutmak...

Ve üç dînde de tatbik edilen dîn anlayışı, sadece emaniyyedir. Allah hep aynı şeyleri emretmiş, teslimi esas almıştır (Şûrâ-13). Ne Asya dînleri (konfiçyüs, taoizm, budizm), ne de herhangibir dîn bugün, tatbik edildiği şekliyle, insanların %90'dan fazlası için artık Allahû Tealâ'nın dîni değildir. Ama başlangıçta mutlaka onlar da aynı standartların sahibiydiler. Ruhun, vechin, nefsin ve iradenin Allah'a teslimini gerçekleştiriyorlardı. Kâinatta sadece bir tek dîn vardır, dînler yoktur. Allah'ın, Allah'a teslim dîni. Ve bu dînin Arapça ismi, İslâm'dır (Âli İmrân-19). Her dînde de, her dilde de farklı bir karşılığı vardır. Allahû Tealâ, buyuruyor ki: “Kim Allah'a teslim olma dîninden başka bir dîne girerse ondan o dîn kabul olunmaz.”

42/ŞÛRÂ-13: Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).

(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh'a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm'e, Hz. Musa'ya ve Hz. İsa'ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah'a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O'na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).

3/ÂLİ İMRÂN-19: İnned dîne indâllâhil islâm(islâmu), ve mahtelefellezîne ûtûl kitâbe illâ min ba’di mâ câehumulılmu bagyen beynehum, ve men yekfur bi âyâtillâhi fe innallâhe serîul hısâb(hısâbı).

Muhakkak ki Allah'ın indinde dîn, İslâm'dır (teslim dînidir). Kendilerine kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki hased sebebiyle ihtilâfa düştüler. Ve kim Allah'ın âyetlerini örterse (inkâr ederse), o taktirde, muhakkak ki Allah, hesabı çabuk görendir.

 

7/A'RÂF-3

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Rabbinizden size indirilene tâbî olun. Ve ondan başka dostlar edinmeyin. Ne kadar az tezekkür ediyorsunuz.
Diyanet İşleri : Rabbinizden size indirilene uyun. Onu bırakıp başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
Abdulbaki Gölpınarlı : Rabbinizden size ne indirildiyse ona uyun, ondan başkalarını dost edinip onlara uymayın, fakat ne kadar da azınız öğüt tutmada.
Adem Uğur : Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
Ahmed Hulusi : Rabbinizden size inzâl olunana tâbi olun. . . Rabbinizin dûnunda velîlere (dışsal {rabbanî hakikatinizden ayrı düşürecek bilgi verenler} veya içsel {nefsanî - şehevî}) tâbi olmayın. . . Bunu ne kadar az hatırlayıp, üzerinde derin düşünmüyorsunuz!
Ahmet Tekin : Rabbinizden size indirilene, Kur’ân’a tâbi olun, Kur’ân’ı uygulayın. Kur’ân’ı olmayan dostlara, otoritelere tâbi olmayın, uymayın. Ne kadar kıt düşünüyor, az öğüt tutuyorsunuz.
Ahmet Varol : Size Rabbinizden indirilene uyun ve O'ndan ayrı dostlar edinip onlara uymayın. Pek az öğüt alıyorsunuz!
Ali Bulaç : Rabbinizden size indirilene uyun, O'ndan başka velilere uymayın. Ne az öğüt alıyorsunuz?
Ali Fikri Yavuz : Rabbinizden size indirilen Kur’an’a uyun (emirlerine ve hükümlerine bağlanın). Allah’dan başka dostlar edinip onlara uymayın. Siz ne az düşünüyorsunuz!
Bekir Sadak : Rabbinizden size indirilen Kitap'a uyun, O'ndan baska dostlar edinerek onlara uymayin. Pek az ogut dinliyorsunuz.
Celal Yıldırım : Size Rabbınızdan indirilene uyun ; O'ndan başka dostlar (edinip) uymayın. Ne de az öğüt tutuyorsunuz!
Diyanet İşleri (eski) : Rabbinizden size indirilen Kitap'a uyun, O'ndan başka dostlar edinerek onlara uymayın. Pek az öğüt dinliyorsunuz.
Diyanet Vakfi : Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
Edip Yüksel : Rabbinizden size indirileni izleyin, O'ndan başkalarını dost edinerek izlemeyin. Ne kadar az öğüt alıyorsunuz!
Elmalılı Hamdi Yazır : Rabbınızdan size indirilene ittiba' edin, onsuz bir takım veliylere ittiba' etmeyin, siz pek az düşünüyorsunuz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Rabbinizden size indirilene uyun, O'nsuz başka velilere uymayın! Sizler pek az düşünüyorsunuz!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Ey insanlar) Rabbinizden, size indirilene uyun ve O'ndan başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
Fizilal-il Kuran : Rabbiniz tarafından size indirilen mesaja uyunuz, O'nun dışında başka dostlar edinip peşlerinden gitmeyiniz. Ne kadar kıt düşüncelisiniz!
Gültekin Onan : rabbinizden size indirilene uyun, O'ndan başka velilere uymayın. Ne kadar az öğüt alıyorsunuz!
Hasan Basri Çantay : Rabbinizden size indirilen (Kur'an-ı kerîm) e uyun, ondan başka (larını) velîler (edinib de kendilerin) e uymayın. Ne kadar az öğüd tutuyorsunuz!
Hayrat Neşriyat : Rabbinizden size indirilene tâbi' olun ve O’ndan başka birtakım dostlara tâbi' olmayın! (Siz) ne kadar az ibret alıyorsunuz!
İbni Kesir : Rabbınızdan size indirilene uyun. O'ndan başka dostlara uymayın. Ne de az öğüt dinliyorsunuz.
Muhammed Esed : Rabbinizin katından size indirilene uyun; Ondan başka önderlerin ardından gitmeyin. Ne kadar az tutuyorsunuz aklınızda bunu.
Ömer Nasuhi Bilmen : Size Rabbinizden indirilmiş olana tâbi olunuz, ve O'nun gayrı dostlara tâbi olmayınız, siz pek az öğüt tutuyorsunuz.
Ömer Öngüt : Rabbinizden size indirilene uyun! O'ndan başka dostlara tâbi olmayın. Ne de az öğüt alıyorsunuz!
Şaban Piriş : Rabbinizden size indirilene uyun; ondan başka velilere uymayın. Ne kadar az öğüt dinliyorsunuz!
Suat Yıldırım : Ey insanlar! Siz, Rabbiniz tarafından size indirilen vahye tâbi olun, O’ndan başka birtakım hâmîler edinip de onlara uymayın. Ne kadar da az düşünüyorsunuz!
Süleyman Ateş : (Ey insanlar), Rabbinizden size indirilene uyun ve O'ndan başka velilere uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
Tefhim-ul Kuran : Rabbinizden size indirilene uyun, O'ndan başka velilere uymayın. Ne az da öğüt alıyorsunuz?
Ümit Şimşek : Siz de Rabbinizden size indirilene uyun; kendinize Ondan başka dostlar edinip de onlara uymayın. Ne kadar az öğüt tutuyorsunuz!
Yaşar Nuri Öztürk : Rabbinizden size indirilene uyun; O'nun berisinden bir takım velilerin ardına düşmeyin! Siz ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 3.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 204, 205206

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
94.644