ENFÂL-45

Anasayfa » ENFÂL Suresi » ENFÂL-45
share on facebook  tweet  share on google  print  

ENFÂL-45

"ENFÂL Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<8/ENFÂL-45>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِذَا لَقِيتُمْ فِئَةً فَاثْبُتُواْ وَاذْكُرُواْ اللّهَ كَثِيرًا لَّعَلَّكُمْ تُفْلَحُونَ

Yâ eyyuhellezîne âmenû izâ lekîtum fieten fesbutû vezkurullâhe kesîren leallekum tuflihûn(tuflihûne).

Ey âmenû olanlar! Bir toplulukla karşılaştığınız zaman artık sebat edin ve Allah'ı çok zikredin ki; böylece felâha eresiniz.  
1. yâ eyyuhâ : ey
2. ellezîne âmenû : îmân eden, âmenû olan kimseler
3. izâ lekîtum : karşı karşıya geldiğiniz, karşılaştığınız zaman
4. fieten : bir topluluk
5. fesbutû (fe usbutû) : artık sebat edin
6. vezkurullâhe (ve uzkur allâhe) : ve Allah'ı zikredin
7. kesîran : çok
8. lealle-kum : umulur ki böylece siz
9. tuflihûne : kurtuluşa, felâha eresiniz

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Zikir, Allah'ın ismini "Allah, Allah, Allah, Allah" diye tekrar etmektir ve üzerimize farzdır. Allahû Tealâ, ara sıra zikretmemizi istiyor:

73/MUZZEMMİL-8: Vezkurisme rabbike ve tebettel ileyhi tebtîlâ(tebtîlen).

Ve Rabbinin İsmi'ni zikret ve herşeyden kesilerek O'na ulaş.

Günün yarısından daha çok zikretmemizi istiyor:

33/AHZÂB-41: Yâ eyyuhellezîne âmenûzkûrullâhe zikren kesîrâ(kesîran).

Ey âmenû olanlar! Allah'ı çok zikirle (günün yarısından fazla) zikredin.

Daima zikretmemizi istiyor:

4/NİSÂ-103: Fe izâ kadaytumus salâte fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatma’nentum fe ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alel mu’minîne kitâben mevkûtâ(mevkûten).

Böylece namazı bitirdiğiniz zaman, artık ayaktayken, otururken ve yan üstü iken (yatarken), (devamlı) Allah'ı zikredin! Daha sonra güvenliğe kavuştuğunuz zaman, namazı erkânıyla kılın. Muhakkak ki namaz, mü'minlerin üzerine, “vakitleri belirlenmiş bir farz “ olmuştur.

Zikir ile Allah'ın katından mutlaka salâvât ve rahmet, salâvât ve fazl göğse gelir, göğüsten kalbe ulaşır ve nefsin kalbinde fazıllar, nefsin afetlerinin yerini işgal ederler ve faziletler yerleşmeye başlar. Fazılların yerleştiği yerde artık şeytan, hükümferma olamaz. Oraya tesir etmek imkânının sahibi değildir. Çünkü şeytanın tesir edebilmesi ancak nefsin afetlerinedir, nefsin hevasınadır. İç dünyanızdaki mutsuzluğun arkasında iblis vardır.

İç dünyanızdaki mutsuzluğun arkasında nefsin afetleriyle ruhun hasletleri arasındaki kavga vardır.

Bu kavga, nefsin afetleri kaldıkça hep devam eder ve hep huzursuz olunur. İşte bu cümleden olarak Allahû Tealâ, daimî zikirle insanları emretmiştir ki, nefslerinin kalbinde hiç afet kalmasın. Daimî zikrin sahibi olduğu andan itibaren kişinin nefsinin kalbindeki bütün afetler, kapı dışarı edilmiştir. Tekrar nefsin kalbine onların geri dönmeleri artık mümkün değildir. Çünkü mühür, zülmanî kapıyı mühürlemiştir. Daimî zikirde, rahmetin, fazlın ve salâvâtın, bu mühür üzerindeki baskısı hiçbir şekilde sona ermez. Ve mühür hiçbir zaman zülmanî kapıdan ayrılmaz. Şeytanın karanlıklarının, nefsin afetlerinin tekrar kalbin içine girmesi hiçbir şekilde mümkün olmaz. Nefsin afetleri baştan Allah'ın emirlerini yapmamak istiyordu. Böyle bir durumda ise daimî zikrin sahiplerinin nefslerinin kalbinde sadece faziletler vardır. Faziletler, Allah'ın bütün emirlerinin yerine getirilmesini ister. Ruhta da hasletler vardır. Ve Allah, neyi emretmişse, ruh yapılmasını ezelden beri istemekteydi; gene ister. Öyleyse nefs de ruh da Allah neyi emretmişse, ona "evet" diyeceklerdir, Allah'ın emrini yerine getireceklerdir.

Aklın her iki müşaviri de, ona Allah'ın her emrini yerine getirmek istediklerini, yasak ettiği hiçbir fiili işlemek istemediklerini bildirecektir. Bu noktada Allah'ın bütün emirleri mutlaka yerine getirilecek, yasak ettiği hiçbir fiil asla işlenmeyecektir. Şeytanın esamesi bile okunmayacaktır. Şeytan artık yoktur devrede. Bize hiçbir şekilde tesir etmesi mümkün değildir. İşte her an Allahû Tealâ ile birlikte olabilmeniz için Allahû Tealâ daimî zikri emretmiştir.

Daimî zikirle her an Allah'ın katından, O'nun rahmeti ve fazlı ulaşır. Nefsin kalbi devamlı Allah'ın rahmetiyle, fazlıyla dolar. Nefsin kalbi, ruhun kalbiyle aynı paralelde olur. İç dünyada kavga biter. Aynı sebeple hiç kimseye zulmedilemeyeceği için, dış dünyada da kavga biter. Ve Allah ile olan ilişkilerde de Allah'ın bütün emirlerini yerine getiren, yasak ettiği hiçbir fili işlemeyen bir özellik kazanılır. İç dünyada da, dış dünyada da, Allah ile olan ilişkilerde de mutlak bir saadetin sahibi olunur.

İşte Allahû Tealâ, savaş sırasında da daimî zikrin sahibi olmamızı emrediyor, bu hedefe ulaşmak için. Böyle bir dizaynda Allahû Tealâ'nın hepinizi en güzele ulaştırması söz konusu olmalı. Ve bu güzellik, şeytanın size ulaşamayacağı bir noktaya varmanızla mümkün: Daimî zikir.

 

8/ENFÂL-45

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ey âmenû olanlar! Bir toplulukla karşılaştığınız zaman artık sebat edin ve Allah'ı çok zikredin ki; böylece felâha eresiniz.
Diyanet İşleri : Ey iman edenler! (Savaş için) bir toplulukla karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah’ı çok anın ki kurtuluşa eresiniz.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ey inananlar, bir toplulukla karşılaştınız mı mutlaka sebât edin ve Allah'ı çok anın da kurtulun murâdınıza erişin.
Adem Uğur : Ey iman edenler! Herhangi bir topluluk ile karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı çok anın ki başarıya erişesiniz.
Ahmed Hulusi : Ey iman edenler!. . Bir topluluk ile karşılaştığınız vakit (imanınızla) sâbit durun. . . Allâh'ı çok çok zikredin (anın ve düşünün) ki zorluğu yarıp geçip, kurtuluşa eresiniz!
Ahmet Tekin : Ey iman edenler, bir düşman birliği ile karşılaştığınız zaman, ihtiyatlı ve cesur olun, kararlılık gösterin. Allah’ı çokça zikrederek şükredin. Umulur ki, kurtuluşa ebedî nimetlerle mutluluğa erersiniz.
Ahmet Varol : Ey iman edenler! Bir toplulukla karşı karşıya geldiğiniz zaman kararlılık gösterin ve Allah'ı çokça anın ki başarıya erişesiniz.
Ali Bulaç : Ey iman edenler, bir toplulukla karşı karşıya geldiğiniz zaman, dayanıklık gösterin ve Allah'ı çokca zikredin. Ki kurtuluş (felah) bulasınız.
Ali Fikri Yavuz : Ey mü’minler, bir düşman topluluğu ile karşılaştığınız zaman, sebât edin ve Allah’ı çok anın ki, kurtulabilesiniz.
Bekir Sadak : Ey inananlar! Bir toplulukla karsilasirsaniz dayanin; basariya erisebilmeniz icin Allah'i cok anin.
Celal Yıldırım : Ey imân edenler! (savaşmak üzere çıkan) düşman topluluğu ile karşılaştığınız vakit, (korkmayın) sebat edin, Allah'ı çokça anın ki kurtuluşa (ve başarıya) eresiniz.
Diyanet İşleri (eski) : Ey inananlar! Bir toplulukla karşılaşırsanız dayanın; başarıya erişebilmeniz için Allah'ı çok anın.
Diyanet Vakfi : Ey iman edenler! Herhangi bir topluluk ile karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı çok anın ki başarıya erişesiniz.
Edip Yüksel : Ey inananlar bir ordu ile karşılaştığınızda dayanın ve ALLAH'ı çokça anın ki başarasınız.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ey o bütün iyman edenler bir düşman kümesiyle karşılaştığınız vakıt sebat edin ve Allahı çok zikreyleyin ki felâha irebilesiniz
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ey iman edenler, bir düşman kümesi ile karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı çok anın ki, kurtuluşa eresiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ey iman edenler, bir düşman topluluğu ile karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı çokça zikredin ki, kurtuluşa eresiniz.
Fizilal-il Kuran : Ey mü'minler, bir savaş birliği ile karşılaştığınızda direniniz, Allah'ı çok anınız ki, başarıya eresiniz.
Gültekin Onan : Ey inananlar, bir toplulukla karşı karşıya geldiğiniz zaman, dayanıklılık gösterin ve Tanrı'yı çokca zikredin ki kurtuluş bulasınız.
Hasan Basri Çantay : Ey îman edenler, (harbeden) bir (düşman) topluluğuna çaldığınız vakit sebat edin ve Allâhı çok anın. Tâki umduğunuza kavuşasınız.
Hayrat Neşriyat : Ey îmân edenler! Bir (düşman) ordu(su) ile karşılaştığınız zaman, artık sebât edin ve Allah’ı çok zikredin ki kurtuluşa eresiniz.
İbni Kesir : Ey iman edenler; bir toplulukla karşılaşırsanız sebat edin ve Allah'ı çok zikredin ki felaha eresiniz.
Muhammed Esed : (O halde) siz ey imana erişenler, savaş durumunda bir toplulukla karşı karşıya geldiğinizde, sıkı durun ve aralıksız Allahı anın ki kurtuluşa erişesiniz!
Ömer Nasuhi Bilmen : Ey imân edenler! Bir tâife ile karşılaştığınız zaman artık sebat ediniz ve Allah Teâlâ'yı zikrediniz. Tâ ki felâh bulasınız.
Ömer Öngüt : Ey iman edenler! Düşman topluluğu ile karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı çok zikredin ki umduğunuza kavuşabilesiniz.
Şaban Piriş : Ey iman edenler! Bir toplulukla karşılaştığınızda dayanın; başarıya ulaşmak için Allah’ı çok anın!
Suat Yıldırım : Ey iman edenler! Savaş esnasında karşı karşıya geldiğiniz düşman birliğine karşı dayanın, sebat edin ve Allah’ı çok zikredin ki felah bulasınız.
Süleyman Ateş : Ey inananlar, bir toplulukla karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allâh'ı çok anın ki, başarıya erişesiniz.
Tefhim-ul Kuran : Ey iman edenler, bir toplulukla karşı karşıya geldiğiniz zaman, dayanıklık gösterin ve Allah'ı çokça zikredin. Umulur ki kurtuluş (felah) bulursunuz.
Ümit Şimşek : Ey iman edenler! Bir toplulukla karşılaştığınız zaman sebat edin ve Allah'ı çok anın ki başarıya ulaşasınız.
Yaşar Nuri Öztürk : Ey inananlar! Bir düşman topluluğu ile karşılaştığınızda sebat edin. Allah'ı çok anın ki zafere ulaşabilesiniz.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 3.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 7475

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
34.466