NAHL-108

Anasayfa » NAHL Suresi » NAHL-108
share on facebook  tweet  share on google  print  

NAHL-108

"NAHL Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<16/NAHL-108>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

أُولَئِكَ الَّذِينَ طَبَعَ اللّهُ عَلَى قُلُوبِهِمْ وَسَمْعِهِمْ وَأَبْصَارِهِمْ وَأُولَئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ

Ulâikellezîne tabeallâhu alâ kulûbihim ve sem’ihim ve ebsârihim, ve ulâike humul gâfilûn(gâfilûne).

İşte onlar, Allah'ın kalplerini, işitme hassalarını ve görme hassalarını tabettiği (mühürlediği) kimselerdir. Ve işte onlar; onlar, gâfillerdir.  
1. ulâike : işte onlar
2. ellezîne : onlar, o kimseler ki
3. tabe allâhu : Allah mühürledi, tabetti
4. alâ kulûbi-him : onların kalplerinin üzerini, kalplerini
5. ve sem'ı-him : ve onların işitme hassaları
6. ve ebsâri-him : ve onların görme hassaları
7. ve ulâike : ve işte onlar
8. hum el gâfilûne : onlar gâfil olanlardır

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Kişi, Allah'a ulaşmayı diledikten sonra Allahû Tealâ; gözlerdeki hicab-ı mestureyi, kulaklardaki vakrayı alır, kalpteki mührü açar, ekinneti alır, yerine ihbat koyar; kalbin nur kapısını Allah'a çevirir, göğüsten kalbe nur yolu açar, kişiyi mürşidine ulaştırdığı zaman îmân kelimesini yazar. Nefsin kalbine %51 nur dolarak Allah kişinin ruhunu Allah'a ulaştırır. Kişi Allah'a ulaştıktan, hidayete erdikten sonra şüphe duyarsa şeytan onu fıska düşürmüştür. Allahû Tealâ bütün verdiklerini geri alır. Kalbindeki %51 nur gider. Kalbi açar, kalbin içindeki îmân kelimesini alır, küfür kelimesini tekrar yazar. Orada birikmiş olan faziletlerinin hiçbiri artık kalpte kalmaz. Çünkü faziletleri manyetik alanıyla kalpte tutan " îmân" kelimesidir. Ama artık îmân kelimesi olmadığından kalpteki küfür kelimesi fazılları sadece iter, dışarıya kovar. Allah, kişinin göğsünden kalbine açtığı nur yolunu kapatır. Kişinin kalbi böylece küfre açılır. Kişinin kalbinin nur kapısını tekrar şeytana döndürür. Kalbindeki ihbatı alır, yerine ekinnet koyar. Kulaklarından alınmış olan vakra, gözlerinden alınmış olan hicab-ı mesture tekrar konur. Görme hassası, işitme hasası ve kalp, üçü de tekrar mühürlenir.

Bu toptan mühürlenme olayına Allahû Tealâ "tabedilmek" diyor. Tabetmek, 3. fısktan sonraki bir olaydır. Allahû Tealâ bir daha açılmamak üzere kalbi tabeder. Bütün insanlar başlangıçta fısktadırlar. Hidayete erdikten sonra bu âyetler gereğince hidayetten düşen kişi, fıska düşmüştür, bu 2. fısktır. Tekrar hidayete ermek gibi bir hakkı vardır. Bunu kullanıp da hidayete erer ama yeniden küfre dönerse, o zaman Allahû Tealâ onun kalbini bir daha hidayete, îmâna açılmamak üzere tabeder.

16/NAHL-108

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : İşte onlar, Allah'ın kalplerini, işitme hassalarını ve görme hassalarını tabettiği (mühürlediği) kimselerdir. Ve işte onlar; onlar, gâfillerdir.
Diyanet İşleri : İşte onlar, Allah’ın; kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. İşte onlar gafillerin ta kendileridir.
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar, öyle kişilerdir ki Allah, onların kalplerini, kulaklarını, gözlerini mühürlemiştir ve onlardır gaflet edenlerin tâ kendileri.
Adem Uğur : İşte onlar Allah'ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Ve onlar gafillerin kendileridir.
Ahmed Hulusi : İşte bunlar, Allâh'ın, kalplerini, işitme (algılama) kuvvelerini, basîretlerini (değerlendirme kuvvelerini) kilitlediği kimselerdir! Onlar kozalarında yaşayanların ta kendileridir!
Ahmet Tekin : İşte onlar, Allah’ın kalplerini, kafalarını anlayışsız, kulaklarını duyarsız, gözlerini görmez hale getirdiği kimselerdir. Onlar, işte onlar, gaflet içinde olanlardır.
Ahmet Varol : Onlar, Allah'ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Gafiller de işte onlardır.
Ali Bulaç : Onlar, Allah'ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Gafil olanlar onların ta kendileridir.
Ali Fikri Yavuz : Bunlar, o kimselerdir ki, Allah, kalblerini, kulaklarını, gözlerini mühürlemiştir. İşte bunlar, gafil olanlardır.
Bekir Sadak : Iste Allah'in kalblerini, kulaklarini ve gozlerini muhurledigi kimseler bunlardir. Gafiller de iste bunlardir.
Celal Yıldırım : İşte bunlar, Allah'ın, kalblerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir; gafil olanlar da bunlardır.
Diyanet İşleri (eski) : İşte Allah'ın kalblerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimseler bunlardır. Gafiller de işte bunlardır.
Diyanet Vakfi : İşte onlar Allah'ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Ve onlar gafillerin kendileridir.
Edip Yüksel : İşte onlar, ALLAH'ın kalplerini, işitme ve görüşlerini mühürlediği kişilerdir. Onlar gafillerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onlar öyle kimselerdirler ki Allah kalblerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlemişdir ve işte onlardır ki hep gafillerdir
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar öyle kimselerdir ki, Allah kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlemiştir ve işte onlar, gafillerin ta kendileridir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bunlar, o kimselerdir ki; Allah kalblerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlemiştir. Ve onlar, gafillerin ta kendileridir.
Fizilal-il Kuran : Bunlar var ya; Allah onların kalplerini, kulaklarını, gözlerini mühürlemiştir; onlar gafillerin, (aymazların) ta kendileridirler.
Gültekin Onan : Onlar, Tanrı'nın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Gafil olanlar onların ta kendileridir.
Hasan Basri Çantay : Onlar öyle kimselerdir ki Allah, kalblerinin, kulaklarının ve gözlerinin üstüne mühür basmışdır. İşte gaafil olanlar da onların ta kendileridir.
Hayrat Neşriyat : İşte onlar (küfürleri sebebiyle) Allah’ın, kalblerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. İşte onlar, gafillerin ta kendileridir!
İbni Kesir : Onlar; Allah'ın kalblerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Ve gafiller de işte bunlardır.
Muhammed Esed : İşte, Allah'ın kalplerini, işitme ve görme duyularını mühürlediği kimseler bunlardır; işte, umursamazlık içinde dalıp giden kimseler bunlardır!
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar o kimselerdir ki, Allah onların kalpleri, kulakları ve gözleri üzerine mühür basmıştır ve gâfiller olanlar da işte onlardır.
Ömer Öngüt : İşte onlar Allah'ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir ve onlar gafillerin tâ kendileridir.
Şaban Piriş : Onlar, Allah’ın kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Çünkü onlar gafil olanların ta kendileridir.
Suat Yıldırım : Bunlar o kimselerdir ki Allah onların kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlemiştir. İşte hakkı göremeyen gafiller onlardır.
Süleyman Ateş : Onlar, Allâh'ın kalblerini kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. İşte gâfiller onlardır.
Tefhim-ul Kuran : Onlar, Allah'ın, kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlediği kimselerdir. Gafil olanlar da onların ta kendileridir.
Ümit Şimşek : Onlar, kalplerini, kulak ve gözlerini Allah'ın mühürlediği kimselerdir. Onlar, gafillerin tâ kendileridir.
Yaşar Nuri Öztürk : Bunlar, Allah'ın; kalpleri, kulakları ve gözleri üstüne mühür bastığı insanlardır. Gaflete saplananlar da bunların ta kendileridir.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 5.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127128

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
58.115