NAHL-84

Anasayfa » NAHL Suresi » NAHL-84
share on facebook  tweet  share on google  print  

NAHL-84

"NAHL Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<16/NAHL-84>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَيَوْمَ نَبْعَثُ مِن كُلِّ أُمَّةٍ شَهِيدًا ثُمَّ لاَ يُؤْذَنُ لِلَّذِينَ كَفَرُواْ وَلاَ هُمْ يُسْتَعْتَبُونَ

Ve yevme neb’asu min kulli ummetin şehîden summe lâ yu’zenu lillezînekeferû ve lâ hum yusta’tebûn(yusta’tebûne).

Ve o gün, bütün ümmetlerden birer şahit göndeririz. Sonra kâfirlere cehennemden çıkmaları için izin verilmez. Ve onlardan, (Allah'tan) rıza talepleri kabul edilmez.  
1. ve yevme : ve o gün
2. neb'asu : beas ederiz (göndeririz)
3. min kulli ummetin : bütün ümmetlerden
4. şehîden : bir şahit
5. summe : sonra
6. lâ yu'zenu
(ezine)
: izin verilmez
: (izin verdi)
7. li ellezîne : o kimselere
8. keferû : inkâr ettiler
9. ve lâ hum yusta'tebûne
(a'tebe)
: ve rızanın oluşması için, onlardan özür (mazeret) beyan etmeleri istenmez
: (gönlünü aldı, razı etti)

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ bütün devirler boyunca hangi ümmetlere, hangi resûlleri göndermişse, onlar kıyâmet günü şahitleridir. Bu şahitler:

  1. Devrin İmamı
  2. Her kavimdeki resûller
  3. Allah'ın tayin ettiği mürşidler
  4. Devrin imamının tayin ettiği mürşidler
  5. Resûllerin tayin ettiği mürşidler
  6. Allah'ın irşad makamına tayin ettiklerinin tayin ettiği mürşidler
  7. Kiramen kâtibin melekleridir.

Allahû Tealâ, Peygamber Efendimiz (S.A.V) için: "Seni de bütün şahitlerin üzerine şahit kıldığımız zaman" diyerek; Peygamber Efendimiz (S.A.V)'i bütün kavimlerdeki resûllerin de üzerinde şahit göstermektedir.

Kademe kademe bütün mürşidler, hem kendilerine tâbî olanların şahitleri hem de bir altlarındaki mürşidlerin şahitleridir. Kiramen kâtibin meleklerinden olan şahit ise herkesin şahididir. Her hayat filminde, ayrı ayrı herkes için onlardan bir melek, şahit olarak vazifelidir.

Allahû Tealâ'nın "Kâfirlere, cehennemden ayrılma izni verilmez." sözü, cennete gidecek olanlara cehennemden ayrılma izninin verileceği ama cehennemde kalacak olan kâfirlere ayrılma izni verilmeyeceği anlamına gelir. Allah'a ulaşmayı dilemeyen herkes kâfirdir. Onlar; 1. ve 2. basamaktakilerdir. Çünkü mü'min olmak konusunda gerekli hamleyi yapmamışlardır, Allah'a ulaşmayı dilememişlerdir.

Buradaki "ve lâ hum yusta'tebûne" "gönlünü almak, razı etmek" anlamına gelmektedir. Burada Allah'ın rızasını kazanmalarının mümkün olmadığını ifade eden bir dil kullanılmıştır.

Kıyâmette hesaplar görülüp kitaplar sağdan veya soldan teslim edildikten sonra kâfirlerin de mü'minlerin de evvelâ cehenneme gitmesi şarttır. Cennete girecek olan mü'minler, cehennem kendilerine gösterildikten sonra, şükürlerle ve hamdlerle cehennemi terkederler. Cehennemde kalacak olan kâfirlerin ise (Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin) cehennemden ayrılmalarına izin verilmez. Girerken burunları sürtünerek girerler ve orada devamlı olarak kalacaklardır, oradan çıkmaları artık mümkün değildir. Bunlar, Allah'ın rızasını kazanamayanlardır.

 

16/NAHL-84

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve o gün, bütün ümmetlerden birer şahit göndeririz. Sonra kâfirlere cehennemden çıkmaları için izin verilmez. Ve onlardan, (Allah'tan) rıza talepleri kabul edilmez.
Diyanet İşleri : Kıyamet günü her ümmetten bir şahit göndereceğiz; sonra inkâr edenlere ne (özür dilemeleri için) izin verilecek, ne de Allah’ın rızasını kazandıracak amelleri işleme istekleri kabul edilecek.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve o gün her ümmete bir tanık getiririz de sonra kâfirlere, ağız açıp özür dilemeye bile izin verilmez ve yaptıkları kötülüklerden vazgeçeceklerine dâir verdikleri söz de kabûl edilmez.
Adem Uğur : Her ümmetten bir şahit göndereceğimiz gün, artık ne kâfir olanlara (özür dilemelerine) izin verilir ne de onların özür dilemeleri istenir.
Ahmed Hulusi : O süreçte, her ümmetten bir şahit çıkartırız. . . Hakikat bilgisini inkâr edenlere izin de verilmez ve onlardan mazeret de istenilmez.
Ahmet Tekin : Her milletten kutsal kitapları bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek önderler ve doğruları konuşan şâhitler görevlendireceğimiz gün, artık, ne kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfir olanların özür dilemelerine izin verilir, ne de, onların hoşnut etmeleri, özür dilemeleri istenir.
Ahmet Varol : O gün, her ümmetten bir şahit getiririz. Sonra inkâr edenlere ne izin verilir ne de özür dilemeleri istenir.
Ali Bulaç : Her ümmetten bir şahid göndereceğimiz gün; (artık ondan) sonra ne inkâr edenlere (özür dilemeleri için) izin verilecek, ne (Allah'tan) hoşnutluk dilekleri kabul edilecek.
Ali Fikri Yavuz : Kıyamet gününde her ümmetten Peygamberlerini bir şâhid göndereceğiz ki, müminlerin imanına ve kâfirlerin küfrüne şâhidlik etsinler. Sonra o kâfirlere, (özür dilemek için) ne izin verilecek, ne de Allah’ın razı olduğu şeye dönüş kendilerinden istenecek veya kabul olunacak.
Bekir Sadak : Kiyamet gunu her ummetten bir sahit getiririz; inkar edenlere itiraz icin izin de verilmez, onlarin ozurleri de dinlenmez.
Celal Yıldırım : (Kıyamet) günü her ümmetten bir şâhid göndereceğiz. Sonra da o inkâr edenlere ne izin verilecek, ne de hoşnut edilmeleri için özürleri dinlenecek.
Diyanet İşleri (eski) : Kıyamet günü her ümmetten bir şahit getiririz; inkar edenlere itiraz için izin de verilmez, onların özürleri de dinlenmez.
Diyanet Vakfi : Her ümmetten bir şahit göndereceğimiz gün, artık ne kâfir olanlara (özür dilemelerine) izin verilir ne de onların özür dilemeleri istenir.
Edip Yüksel : Her topluluktan bir tanık gönderdiğimiz gün, inkar edenlere ne izin verilir ne de özürleri kabul edilir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir gün de gelecek ki her ümmetten bir şâhid ba'sedeceğiz, sonra o küfredenlere ne izin verilecek ne de onlardan tarziye istenecek
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir gün gelecek, her ümmetten bir şahit getireceğiz, sonra o küfredenlere ne izin verilecek ne de özürleri kabul edilecektir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Her ümmetten bir şahid getireceğimiz gün, artık kâfirlere ne izin verilecek, ne de onlardan özür dilemeleri istenecektir.
Fizilal-il Kuran : O gün her ümmetten bir tanık karşımıza getiririz. Ondan sonra artık kâfirlere ne itiraz izni verilir ve ne de Rabblerinden özür dilemeleri istenir.
Gültekin Onan : Her ümmetten bir şahid göndereceğimiz gün; (artık ondan) sonra ne küfredenlere [özür dilemeleri için] izin verilecek, ne (Tanrı'dan) hoşnutluk dilekleri kabul edilecek.
Hasan Basri Çantay : Bir gün her ümmetden birer şâhid göndereceğiz. Sonra o kâfirlere izin verilmeyecek, onlardan tarziye de taleb (ve kabul) edilmeyecek.
Hayrat Neşriyat : Her ümmetten bir şâhid çıkaracağımız gün ise, artık inkâr edenlere ne (özür dilemeleri için) izin verilir, ne de onlardan (Rablerini) râzı etmeleri istenir.
İbni Kesir : Her ümmetten birer şahit göndereceğimiz gün; inkar edenlere itiraz için izin verilmez, özürleri de dinlenmez.
Muhammed Esed : Ama Biz gün gelecek her ümmetten bir tanık çıkaracağız: o Gün, hakkı inkara şartlanmış olanlardan (bilgisizlik gibi) bir mazeret kabul edilmeyecek, af dilemeleri de asla kale alınmayacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve bir gün her ümmetten birer şahit göndereceğiz. Sonra kâfir olmuş olanlara izin verilmeyecektir ve onlardan bir tarziye de istenmiyecektir.
Ömer Öngüt : O gün her ümmetten bir şâhit getiririz. İnkâr edenlere itiraz için izin verilmez, özürleri de dinlenmez.
Şaban Piriş : Her toplumdan birer şahit getirdiğimiz gün, artık küfredenlere izin verilmeyecek ve onların özürleri de dinlenmeyecektir.
Suat Yıldırım : Gün gelir, o gün her ümmetten birer şahit getiririz. Artık ne o kâfirlere konuşmaları için izin verilir, ne de özür dileme imkânı bırakılacak.
Süleyman Ateş : Her ümmetten bir şâhid getirdiğimiz gün, artık ne nankörler(in konuşmaların)a izin verilir, ne de onların özür dilemeleri istenir.
Tefhim-ul Kuran : Her ümmetten bir şahid göndereceğimiz gün; (artık ondan) sonra ne küfredenlere (özür dilemeleri için) izin verilecek, ne de (Allah'tan) hoşnutluk dilekleri kabul edilecek.
Ümit Şimşek : Her ümmetten birer şahit tuttuğumuz gün, artık kâfirlere ne özür beyan etmeleri için izin verilir, ne de onlardan kusurlarını affettirecek birşey istenir.
Yaşar Nuri Öztürk : Her ümmetten bir tanığı ortaya sürdüğümüz gün, küfre sapanlara ne izin verilir ne de özür dilemelerine imkân sağlanır.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 5.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127128

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
58.460