NAHL-47

Anasayfa » NAHL Suresi » NAHL-47
share on facebook  tweet  share on google  print  

NAHL-47

"NAHL Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<16/NAHL-47>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

أَوْ يَأْخُذَهُمْ عَلَى تَخَوُّفٍ فَإِنَّ رَبَّكُمْ لَرؤُوفٌ رَّحِيمٌ

Ev ye’huzehum alâ tehavvuf(tehavvufin), fe inne rabbekum le raûfun rahîm(rahîmun).

Veya onları korkuyorlarken yakalar. Buna rağmen muhakkak ki senin Rabbin, elbette Rauf'tur (çok şefkatlidir), Rahîm'dir (rahmet nuru gönderendir, merhametlidir).  
1. ev : veya
2. ye'huze-hum : onları alır, yakalar
3. alâ tehavvufin : korkuyorken, korkarken, korkar halde
4. fe : artık, buna rağmen
5. inne : muhakkak
6. rabbe-kum : sizin Rabbiniz
7. le raûfun : rauf, çok şefkatli
8. rahîmun : rahîm (rahmet nuru gönderen, merhametli)

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ, Rauf ve Rahîm vasıflarından bahsetmektedir. Rauf; şefkatli olmak, en güzel standartlarda davranmaktır. Yani Allahû Tealâ insanların yaptıklarının daha altında bir cezayla cezalandırılmalarını düşünebilir, dilediği hususu affedebilir, kullarına karşı merhamet gösterir.

İnsan, Allah'ın en çok sevdiği mahlûkudur. Allahû Tealâ, kulunu cezalandırmayı değil, mükâfatlandırmayı ister. Bunun için de Kur'ân-ı Kerim'ine son derece kolay bir statü koymuştur. Bütün kitaplarda da bu husus yer almıştır: Kim Allah'a ulaşmayı di-lerse, Allah onu mutlaka cennetine alır. Kulları ne kadar çok günah işlerse işlesin, Allah'a ulaşmayı dileyen bir kulunu, Allahû Tealâ 12 tane ihsanla irşad makamına ulaştırdığı zaman, onun bütün günahlarını sevaba çevirir. Ondan sonra da ruhu Allah'a ulaşacaktır.

25/FURKÂN-70: İllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen).

Ancak kim (mürşidi önünde) tövbe eder (böylece kalbine îmân yazılıp, îmânı artan) mü'min olur ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde işte onların, Allah seyyiatlerini (günahlarını) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafur'dur (günahları sevaba çevirendir), Rahîm'dir (rahmet nuru gönderendir).

25/FURKÂN-71: Ve men tâbe ve amile sâlihan fe innehu yetûbu ilallâhi metâbâ(metâben).

Ve kim (mürşidi önünde) tövbe eder ve salih amel (nefs tezkiyesi) işlerse, o taktirde muhakkak ki o, tövbesi kabul edilmiş olarak Allah'a ulaşır (hayattayken ruhu Allah'a ulaşır).

 

16/NAHL-47

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Veya onları korkuyorlarken yakalar. Buna rağmen muhakkak ki senin Rabbin, elbette Rauf'tur (çok şefkatlidir), Rahîm'dir (rahmet nuru gönderendir, merhametlidir).
Diyanet İşleri : Yahut da, onları korku üzere iken yakalamayacağından güven içinde midirler? Şüphesiz Rabbiniz çok esirgeyicidir, çok merhametlidir.
Abdulbaki Gölpınarlı : Yahut da yavaş yavaş azaltarak onları mahvetmeyeceğinden? Şüphe yok ki Rabbiniz, esirgeyicidir, rahîmdir.
Adem Uğur : Yoksa Allah'ın kendilerini yavaş yavaş tüketerek cezalandırmayacağından (emin mi oldular)? Kuşkusuz Rabbin çok şefkatli, pek merhametlidir.
Ahmed Hulusi : Yahut yavaş yavaş tüketerek yakalamayacağından (yana emin mi oldular)? Muhakkak ki Rabbiniz, Rauf'tur, Rahıym'dir.
Ahmet Tekin : Yoksa, Allah’ın kendilerini sosyal, ahlâkî, idarî, iktisadî ve askerî çürüme ile yavaş yavaş tüketerek cezalandırmayacağından, felâketlerin üstlerine doğru gelmeyeceğinden emin midirler? Senin Rabbin çok şefkatli, engin merhamet sahibidir.
Ahmet Varol : Yahut (Allah'ın) kendilerini tedrici şekilde almasından. Doğrusu sizin Rabbiniz çok şefkatli, çok merhametlidir.
Ali Bulaç : Veya onları bir korku üzerinde yakalayıvermesinden (mi emindirler)? Öyleyse Rabbin, gerçekten şefkatli ve merhamet sahibidir.
Ali Fikri Yavuz : Yahut da kendilerini azar azar yakalayıp helâk etmesinden emin mi oldular? Şu halde azabı tacil etmemekle, Rabbin gerçekten çok şefkatlidir, çok merhametlidir.
Bekir Sadak : (46-47) Veya hareket halindelerken (ki Allah'i aciz birakamazlar) ya da yok olmak endisesindeyken onlara azabin gelmesinden guvende midirler? Dogrusu Rabbin sefkatlidir, merhametlidir.
Celal Yıldırım : (46-47) Veya dönüp dolaşırlarken, kendilerini (ilâhî azabın) yakalayıvermesinden —ki (Allah'ı) âciz bırakacak değillerdir— veya korku ve endişe üzere eksile eksile bir durumda bulunurlarken, kendilerini tutuvermesinden emniyette midirler ? Şüphesiz ki Rabbiniz çok şefkatli, çok merhametlidir.
Diyanet İşleri (eski) : (46-47) Veya hareket halindelerken -ki Allah'ı aciz bırakamazlar- ya da yok olmak endişesindeyken onlara azabın gelmesinden güvende midirler? Doğrusu Rabbin şefkatlidir, merhametlidir.
Diyanet Vakfi : Yoksa Allah'ın kendilerini yavaş yavaş tüketerek cezalandırmayacağından (emin mi oldular)? Kuşkusuz Rabbin çok şefkatli, pek merhametlidir.
Edip Yüksel : Yahut onları korku ve endişe içinde iken yakalamayacağından..? Rabbiniz elbette Şefkatlidir, Rahimdir.
Elmalılı Hamdi Yazır : yâhut da kendilerini korkuta korkuta, eksilte eksilte alıvermesinden? Demek ki Rabbımız çok refetli çok merhametli
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Veya kendilerini korkuta korkuta, eksilte eksilte alıvermesinden? Demek ki, Rabbiniz çok şefkatli, çok merhametlidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yahut ta kendilerini azar azar yakalayıp helak etmesinden emin mi oldular? Şüphesiz Rabbiniz çok şefkatlidir, çok merhametlidir.
Fizilal-il Kuran : Ya da ilahi azabın korkulu bir bekleyiş halindelerken başlarına gelmeyeceğinden emin midirler? Hiç şüphesiz Rabbiniz, şefkatli ve merhametlidir.
Gültekin Onan : Veya onları bir korku üzerinde yakalayıvermesinden (mi emindirler)? Öyleyse rabbin, gerçekten şefkatli ve merhamet sahibidir.
Hasan Basri Çantay : Yoksa onlar (Allahın) kendilerini tedricen azaltmak suretiyle cezalandıracağından (emniyyete mi girdiler)? Demek ki Rabbin hakıykat çok esirgeyici, çok merhamet edicidir.
Hayrat Neşriyat : Veya (azâbın) kendilerini korkuta korkuta (azar azar) yakalamasından (emîn mioldular)? Artık şübhesiz ki Rabbiniz, elbette Raûf (çok şefkat eden)dir, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
İbni Kesir : Yahut yok olmak endişesindeyken yakalamasından mı? Muhakkak ki Rabbın, Rauf'tur, Ramim'dir.
Muhammed Esed : ya da onları içten içe çürütüp (sonunda) tepelemeyeceğine dair?... Ama bilin ki, Rabbiniz gerçekten de çok şefkatli, çok merhametlidir!
Ömer Nasuhi Bilmen : Veya onları korkutmak üzere yakalayıvereceğinden emin midirler? Muhakkak ki, Rabbin elbette çok esirgeyicidir, çok merhametlidir.
Ömer Öngüt : Veyahut onları korku içindeyken yakalamayacağından (emin mi oldular)? Şüphesiz ki Rabbiniz çok şefkatli, çok merhametlidir.
Şaban Piriş : Veya Onlar, korktuklarının başlarına gelmeyeceğinden emin midirler? Şüphesiz Rabbin çok şefkatli, çok merhametlidir.
Suat Yıldırım : Yahut da kendilerini korkuta korkuta, eksilte eksilte alıvermesinden emin mi oldular? Demek ki Rabbiniz çok şefkatli, çok merhametlidir.
Süleyman Ateş : Yahut (azâbın) kendilerini bir korku üzerinde yakalamayacağından (emin midirler)? Doğrusu Rabbiniz, çok şefkatli, çok acıyandır!
Tefhim-ul Kuran : Veya onları bir korku üzerinde yakalayıvermesinden (mi emindirler) ? Öyleyse Rabbin, gerçekten şefkatli ve merhamet sahibidir.
Ümit Şimşek : Yahut azabın korkuta korkuta gelmesinden mi emin oldular? Şüphesiz ki Rabbin çok şefkatli, çok merhametlidir.
Yaşar Nuri Öztürk : Yoksa kendilerini korkuta korkuta, sindire sindire yakalamayacağından emin midirler? Kuşkusuz ki, sizin Rabbiniz gerçekten Raûf'tur, Rahîm'dir.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 5.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 119, 120, 121, 122, 123, 124, 125, 126, 127128

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
58.137