MU'MİNÛN-62

Anasayfa » MU'MİNÛN Suresi » MU'MİNÛN-62
share on facebook  tweet  share on google  print  

MU'MİNÛN-62

"MU'MİNÛN Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<23/MU'MİNÛN-62>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنطِقُ بِالْحَقِّ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ

Ve lâ nukellifu nefsen illâ vus’ahâ ve ledeynâ kitâbun yantıku bil hakkı ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne).

Ve (hiç) kimseyi gücünün (kapasitesinin, yapabileceğinin) dışında (ötesinde) mükellef (sorumlu) tutmayız. Nezdimizde, hakkı söyleyen bir kitap (hayat filmi) vardır. Ve onlar zulmedilmezler. 
1. ve lâ nukellifu : ve mükellef tutmayız
2. nefsen : nefs, kişi, kimse
3. illâ : den başka, dışında
4. vus'a-hâ : onun gücü, kapasitesi
5. ve ledeynâ : ve katımızda, yanımızda, nezdimizde
6. kitâbun : bir kitap
7. yantıku : söyleyen, konuşan
8. bi el hakkı : hakkı
9. ve hum : ve onlar
10. lâ yuzlemûne : zulmedilmez

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

"Hakkı söyleyen" ne demektir? Herkesin hakettiği dereceleri tam olarak veren bir kitap demektir.

Allahû Tealâ, insanları evvelâ Allah'ın emirlerini yapabilecekleri seviyeye getirir, sonra da onları mükellef kılar. Çünkü Allah'ın mükellef kıldığı o şeyi yapanlar, bundan sadece huzur duyacaklardır.

Her an kiramen kâtibin melekleri hayatınızı filme çekerler. Her saniyenizde, hayat filminizde devamlı dereceler kazanırsınız veya kaybedersiniz. Eğer o saniye hiçbir şey yapmıyorsanız ama Allah'ı zikrediyorsanız, derecat kazanırsınız. Hiçbir şey yapmıyorsanız, zikir de yapmıyorsanız, derecat kaybedersiniz.

"Ben hiçbir şey yapmıyorum, derecat kazanmıyorum ama kimseye bir kötülüğüm de olmadığına göre derecat kaybetmiyorum da." diye düşünen bir kişi yanlış düşünür. Çünkü Allahû Tealâ daimî zikri farz kılmıştır ve hayat filminde her an kişi ya derecat kazanır ya da kaybeder. Hiçbir şey yapmayan bir insan zikir yapıyorsa derecat mutlaka kazanacaktır. Hiçbir şey yapmayan bir insan zikir yapmıyorsa derecat kaybedecektir.

23/MU'MİNÛN-62

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve (hiç) kimseyi gücünün (kapasitesinin, yapabileceğinin) dışında (ötesinde) mükellef (sorumlu) tutmayız. Nezdimizde, hakkı söyleyen bir kitap (hayat filmi) vardır. Ve onlar zulmedilmezler.
Diyanet İşleri : Biz hiçbir kimseye gücünün yettiğinden fazla yük yüklemeyiz. Katımızda hakkı söyleyen bir kitab vardır. Onlar zulme, haksızlığa uğratılmazlar.
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve biz, hiç kimseye gücü, yetmeyeceği bir şey teklif etmeyiz ve katımızdadır gerçek olanı söyleyen kitap ve onlar, zulüm görmezler.
Adem Uğur : Biz hiç kimseyi gücünün yettiğinden başkası ile yükümlü kılmayız. Nezdimizde hakkı söyleyen bir kitap vardır ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.
Ahmed Hulusi : Hiçbir bilince kapasitesinin üstündekini teklif etmeyiz. . . Hak olarak açığa çıkan (her birimin yaratılış amacına göre hak ettiğini gösteren) BİLGİ vardır. . . Onlara haksızlık yapılmaz!
Ahmet Tekin : Biz, bir kimseyi ancak gücünün yettiği kadarı ile mükellef kılarız. Nezdimizde, hakkı, doğruyu söyleyen, doğruları ortaya koyan bir kitap, bir sicil vardır. Onlar hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmayacaklar.
Ahmet Varol : Hiç kimseye güç yetirebileceğinden fazlasını yüklemeyiz. Bizim katımızda hakkı söyleyen bir kitap vardır ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.
Ali Bulaç : Hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz; elimizde hakkı söylemekte olan bir kitap vardır ve onlar hiç bir haksızlığa uğratılmazlar.
Ali Fikri Yavuz : Biz, herkese ancak güç ve takatı miktarınca teklif yaparız; (gücünün üstünde olan şeylerle sorumlu tutmayız). Katımızda (her kulun amelinin yazılı bulunduğu) bir kitab vardır; o, doğruyu söyler. Onlar zulme uğratılmazlar.
Bekir Sadak : Biz herkese ancak gucunun yetecegi kadar yukleriz. Katimizda gercegi soyleyen bir kitap vardir; onlar haksizliga ugratilmazlar.
Celal Yıldırım : Herkese ancak gücü ve imkânı nisbetinde teklifte bulunuruz. Yanımızdaki kitap hakkı söyler ve onlar haksızlığa uğramazlar.
Diyanet İşleri (eski) : Biz herkese ancak gücünün yeteceği kadar yükleriz. Katımızda gerçeği söyleyen bir kitap vardır; onlar haksızlığa uğratılmazlar.
Diyanet Vakfi : Biz hiç kimseyi gücünün yettiğinden başkası ile yükümlü kılmayız. Nezdimizde hakkı söyleyen bir kitap vardır ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.
Edip Yüksel : Bir kişiye ancak kapasitesi kadar yükleriz. Katımızda gerçeği konuşan bir kitap vardır. Hiç kimse haksızlığa uğratılmayacaktır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Maamafih biz kimseye vüs'unden başka teklif etmeyiz ve nezdimizde bir kitab vardır hakkı söyler, onlar da zulm edilmezler
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz, hiçbir kimseye gücünün üstünde bir teklifte bulunmayız, katımızda gerçeği söyleyen bir kitap vardır ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz hiç kimseyi, gücünün yettiğinden başkası ile yükümlü kılmayız. Nezdimizde hakkı söyleyen bir kitap vardır ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.
Fizilal-il Kuran : Biz herkese taşıyabileceği kadar yük yükleriz. Bizim katımızda, gerçeği olduğu gibi söyleyen bir kitap vardır. Onlara asla haksızlık edilmez.
Gültekin Onan : Hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz; elimizde hakkı söylemekte olan bir kitap vardır ve onlar hiç bir haksızlığa uğratılmazlar.
Hasan Basri Çantay : Biz hiçbir kimseye gücünün yeteceğinden başkasını teklif etmeyiz. Nezdimizde hakkı söyleyen bir kitab vardır. Onlar asla haksızlığa uğratılmazlar.
Hayrat Neşriyat : (Biz) kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle mükellef tutmayız ve katımızda gerçeği söyleyen bir kitab vardır; onlar haksızlığa da uğratılmazlar.
İbni Kesir : Biz, hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazlasını yüklemeyiz. Katımızda gerçeği konuşan bir kitab vardır. Ve onlar asla haksızlığa uğratılmazlar
Muhammed Esed : Biz hiç kimseye gücünün üstünde yük yüklemeyiz; ve katımızda (insanların ne yaptığı, ne yapabileceği konusunda) gerçeği söyleyen bir kitap bulunmaktadır; binaenaleyh, kimseye haksızlık yapılmayacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Biz bir kimseye tâkatinden başka bir şey ile teklifte bulunmayız ve Bizim katımızda bir kitap vardır ki, hakkı söyler ve onlar zulmolunmazlar.
Ömer Öngüt : Biz hiç kimseye gücünün üstünde teklifte bulunmayız. Katımızda gerçeği söyleyen bir kitap (Levh-i mahfuz) vardır ve onlara aslâ haksızlık edilmez.
Şaban Piriş : Hiç kimseye gücünün üstünde görev yüklemeyiz. Yanımızda hakkı söyleyen bir kitap vardır. Onlara asla zulmedilmez.
Suat Yıldırım : Biz hiç kimseye takatinin üstünde yük yüklemeyiz. Nezdimizde gerçeği bildiren, insanların yaptıklarını tam tamına tesbit eden bir kitap vardır. Bundan ötürü asla haksızlığa uğratılmazlar.
Süleyman Ateş : Biz, hiç kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmeyiz. Katımızda gerçeği söyleyen bir Kitap vardır. (Herkesin eylemleri onda tesbit edilmiştir), onlara asla haksızlık edilmez.
Tefhim-ul Kuran : Hiç kimseye güç yetireceğinden fazlasını yüklemeyiz; elimizde hakkı söylemekte olan bir kitap vardır ve onlar hiç bir haksızlığa uğratılmazlar.
Ümit Şimşek : Biz kimseye gücünden fazlasını yüklemeyiz. Katımızda da herşeyi doğru olarak bildiren bir kitap vardır; onun için, asla haksızlığa uğratılmazlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz hiçbir benliğe yaratılış kapasitesinin üstünde görev yüklemeyiz. Bizim katımızda, hakkı söyleyen bir kitap vardır. Onlara haksızlık edilmez.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 6.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 107, 108, 109, 110, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117118

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
41.276