SEBE-24

Anasayfa » SEBE Suresi » SEBE-24
share on facebook  tweet  share on google  print  

SEBE-24

"SEBE Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<34/SEBE-24>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

قُلْ مَن يَرْزُقُكُم مِّنَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ قُلِ اللَّهُ وَإِنَّا أَوْ إِيَّاكُمْ لَعَلَى هُدًى أَوْ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ

Kul men yerzukukum mines semâvâti vel ardı, kulillâhu ve innâ ev iyyâkum le alâ huden ev fî dalâlin mubîn(mubînin).

De ki: "Göklerden ve yerden sizi rızıklandıran kim?" "Allah" de. Ve muhakkak ki biz veya siz, mutlaka ya hidayet üzerindeyiz veya apaçık dalâlet üzerinde. 
1. kul : de
2. men : kim
3. yerzuku-kum : sizi rızıklandırır
4. min es semâvâti : semalardan, göklerden
5. ve el ardı : ve arz, yer
6. kulillâhu (kul allâhu) : 'Allah' de
7. ve innâ : ve muhakkak (ki) biz
8. ev : veya
9. iyyâ-kum : siz, size
10. le : elbette, mutlaka
11. alâ huden : hidayet üzerinde
12. ev : veya
13. : içinde
14. dalâlin : dalâlet
15. mubînin : apaçık

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Sadece 2 tane alternatiften bahsediyor Allahû Tealâ burada. Son derece açık: dalâlet ve hidayet. Unutmayalım ki, Allah'a ulaşmayı dilemeyen hiç kimse, hidayet üzere olamaz. O, ebediyyen dalâlette kalmaya mahkûmdur.

Dalâletten kurtulanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenlerdir. Diledikleri anda Allah onların kalplerindeki bu talebi işitir, bilir ve görür. Bu iş olduğu anda da o kişilerin üzerindeki hükmünü ifa eder Allahû Tealâ. Yani Rahîm esmasıyla kişiye tecelli etmeye başlar. Bu tecelliyle kör, sağır, dilsiz, idraksiz olan bu kişi gören, işiten, idrak eden bir hüviyet kazanır ve kişinin bütün günahları da örtülür.

Hidayet üzere olan kişi 1. kat cennetin mutlaka sahibi olur. Dalâletten de küfürden de şirkten de taguta kul olmaktan da tagutun dostu olmaktan da kurtulur. Artık o, Kur'ân'a göre kâfir hüviyetinde birisi değildir. Allah'a dost olmuştur, kul olmuştur. Mü'min olmak şerefine ermiştir.

34/SEBE-24

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : De ki: "Göklerden ve yerden sizi rızıklandıran kim?" "Allah" de. Ve muhakkak ki biz veya siz, mutlaka ya hidayet üzerindeyiz veya apaçık dalâlet üzerinde.
Diyanet İşleri : De ki: “Size göklerden ve yerden kim rızık verir?” De ki: “Allah. O hâlde, ya biz hidayet veya apaçık bir sapıklık üzereyiz, ya da siz!”
Abdulbaki Gölpınarlı : De ki: Kimdir sizi rızıklandıran göklerden ve yeryüzünden? De ki: Allah ve şüphe yok ki biz, yahut siz elbette doğru yoldayız, yahut da apaçık sapıklık içinde.
Adem Uğur : (Resûlüm!) De ki: Göklerden ve yerden size rızık veren kimdir? De ki: Allah! O halde biz veya siz, ikimizden biri, ya doğru yol üzerinde veya açık bir sapıklık içindedir.
Ahmed Hulusi : De ki: "Semâlardan ve arzdan (bilinç katlarınız ve bedeniniz itibarıyla) yaşam gıdanızı veren kimdir?". . . De ki: "Allâh! Muhakkak ki biz ya da siz (birimiz) hakikat üzereyiz; (diğerimiz de) apaçık bir sapkınlık içindedir!"
Ahmet Tekin : 'Göklerden yağdırarak, yerden mahsuller, meyvalar verdirerek, madenler çıkarttırarak size rızık ve servet veren kimdir?' de.
'Allah’tır. Ya biz mutlaka hak yoldayız, veya başımıza buyruk hareket ederek, açıkça hak yoldan uzak bir yanılgı içindeyiz, ya da siz' de.
Ahmet Varol : De ki: 'Sizi göklerden ve yerden rızıklandıran kimdir?' De ki: 'Allah'tır. Artık ya biz veya siz ya doğru yol üzereyiz veya apaçık bir sapıklıkta.'
Ali Bulaç : De ki: "Sizi göklerden ve yerden rızıklandıran kim?" De ki: " Allah, gerçekten ya biz, ya da siz her halde bir hidayet üzerindeyiz veya apaçık bir sapıklıkta."
Ali Fikri Yavuz : (Ey Rasûlüm, o kâfirlere) de ki: “- Göklerden ve yerden size rızık veren kim?” (onlar duraklar, cevap veremezler) de ki: “- Allah size rızık veriyor. Her halde siz (ey Mekke halkı) veya biz mutlak bir hidayet üzerindeyiz, yahut açık bir dalâlet içindeyiz; açık olan hale göre, elbette biz hidayetteyiz).”
Bekir Sadak : De ki: «Goklerden ve yerden sizi riziklandiran kimdir?» De ki: «Allah'tir. Oyleyse dogru yolda veya apacik bir sapiklikta olan ya biziz ya sizsiniz.»
Celal Yıldırım : De ki: Sizi göklerden ve yerden rızıklandıran kimdir ? De ki: Allah'tır. Şüphesiz ki, ya biz, ya da siz doğru yol üzereyiz veya açık bir sapıklık içindeyiz.
Diyanet İşleri (eski) : De ki: 'Göklerden ve yerden sizi rızıklandıran kimdir?' De ki: 'Allah'tır. Öyleyse doğru yolda veya apaçık bir sapıklıkta olan ya biziz ya sizsiniz.'
Diyanet Vakfi : (Resûlüm!) De ki: Göklerden ve yerden size rızık veren kimdir? De ki: Allah! O halde biz veya siz, ikimizden biri, ya doğru yol üzerinde veya açık bir sapıklık içindedir.
Edip Yüksel : De ki, 'Sizin için göklerden ve yerden kim besin sağlıyor?' De ki, 'ALLAH.' Öyleyse ya biz veya siz, ya doğru yoldadır, ya da açık bir sapıklık içindedir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Size, de! Göklerden ve yerden kim rızık veriyor? Allah, de! Ve her halde biz veya siz mutlak bir hidayet üzerindeyiz veya açık bir dalâl içinde
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlara de ki: «Size göklerden ve yerden kim rızık veriyor? De ki: «Allah! O halde ya biz mutlak bir doğru yolda veya açık bir sapıklık içindeyiz ya da siz.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : De ki: «Size göklerden ve yerden rızık veren kimdir?» Yine de ki: «Allah'tır, herhalde ya biz, ya da siz mutlak bir hidayet üzerindeyiz veya açık bir sapıklık içindeyiz.»
Fizilal-il Kuran : Ey Muhammed, müşriklere «Gerek göklerden inen ve gerekse yerden çıkan rızıkları size sunan kimdir?» diye sor. Sonra de ki; «Allah sunuyor. Öyleyse ya biz doğru yoldayız ve siz açık bir sapıklık içindesiniz, ya da bunun tersi doğrudur.»
Gültekin Onan : De ki: "Sizi göklerden ve yerden rızıklandıran kim?" De ki: "Tanrı. Gerçekten ya biz, ya da siz her halde bir hidayet üzerindeyiz veya apaçık bir sapıklıkta."
Hasan Basri Çantay : (Habîbim) de ki: «Göklerden, yerden sizi rızıklandıran kim»? De ki: «Allahdır. Her halde ya biz, ya siz mutlak bir hidâyet üzerindeyiz. Yahud apaçık bir sapıklıkda».
Hayrat Neşriyat : De ki: 'Sizi göklerden ve yerden kim rızıklandırıyor?' De ki: 'Allah! Öyle ise, doğrusu ya biz ya da siz (iki topluluktan biri) gerçekten bir hidâyet üzerinde veya apaçık bir dalâlet içindedir.'
İbni Kesir : De ki: Sizi gökten ve yerden rızıklandıran kimdir? De ki: Allah'tır. Ya biz, ya siz; elbette doğru yolda veya apaçık bir sapıklıktadır.
Muhammed Esed : De ki: "Göklerden ve yerden geçiminizi sağlayan kimdir?" De ki: "Allah'tır! O halde, ya biz (Allah'a inananlar)dan yahut siz (O'nun birliğini inkar edenler)den biri doğru yolda, (diğeri ise) açık bir sapıklık içindedir!"
Ömer Nasuhi Bilmen : De ki: «Sizi göklerden ve yerden kim rızıklandırıyor?» De ki: «Allah. Ve muhakkak bizler mi, yoksa sizler mi bir hidâyet üzerindeyiz veya apaçık bir sapıklıktayız?»
Ömer Öngüt : De ki: "Size göklerden ve yerden rızık veren kimdir?" De ki: "Allah'tır! O halde doğru yol üzerinde veya apaçık sapıklıkta olan ya biziz ya da sizsiniz. "
Şaban Piriş : De ki: -Gökten ve yerden sizi kim rızıklandırıyor? De ki: -Allah. O halde ya biziz, ya da sizsiniz doğru yolda veya apaçık dalalet içinde..
Suat Yıldırım : Söyle onlara: "Göklerden, yerden sizi rızıklandıran kimdir? (Onların cevaplarını beklemeden:) "Allah’dır" de! O halde ya biz veya siz, ikimizden biri doğru yol üzerinde veya besbelli bir sapıklıktayız."
Süleyman Ateş : De ki: "Size göklerden ve yerden kim rızık veriyor?" De ki: "Allâh, O halde ya biz veya siz, (ikimizden biri), doğru yol üzerinde veya açık bir sapıklık içindeyiz."
Tefhim-ul Kuran : De ki: «Sizi göklerden ve yerden rızıklandıran kim?» De ki: «Allah, gerçekten ya biz, ya da siz her halde bir hidayet üzerindeyiz veya apaçık bir sapıklıkta.»
Ümit Şimşek : De ki: Kimdir sizi göklerden ve yerden rızıklandıran? De ki: Allah'tır. Ya biz, ya da siz-ikimizden biri doğru yolda, diğeri ise apaçık bir sapıklıktadır.
Yaşar Nuri Öztürk : De ki: "Göklerden ve yerden sizi kim rızıklandırıyor?" De ki: "Allah! O halde biz yahut siz ya tam hidayet üzerindeyiz yahut açık bir sapıklık içinde."
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 7.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 5354

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
24.071