YÂSÎN-62

Anasayfa » YÂSÎN Suresi » YÂSÎN-62
share on facebook  tweet  share on google  print  

YÂSÎN-62

"YÂSÎN Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<36/YÂSÎN-62>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

وَلَقَدْ أَضَلَّ مِنكُمْ جِبِلًّا كَثِيرًا أَفَلَمْ تَكُونُوا تَعْقِلُونَ

Ve lekad edalle minkum cibillen kesîran, e fe lem tekûnû ta’kılûn(ta’kılûne).

Ve andolsun ki sizden birçoklarını dalâlette bıraktı. Hâlâ akıl etmez misiniz? 
1. ve lekad : ve andolsun
2. edalle : dalâlette bıraktı, saptırdı
3. min-kum : sizden
4. cibillen : insanlar, halk, cemaat
5. kesîran : çok, çoğu
6. e : mı
7. fe : o zaman, hâlâ
8. lem tekûnû : olmuyorsunuz, olmazsınız
9. ta'kılûne : akıl ediyorsunuz

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Bütün insanlar doğuşlarından itibaren dalâlette olarak hayata başlarlar. İnsanlara tebligat yapıldıktan sonra iki çeşit insan oluşur:

  1. Allah'a ulaşmayı dileyenler.
  2. Allah'a ulaşmayı dilemeyenler.

Tebligattan evvel başlangıçta bütün insanlar dalâlettedirler. Tebligattan sonra da Allah'a ulaşmayı dilemeyen herkes dalâlette kalmaya devam eder.

Hidayette olmayan zaten dalâlette olan insanları Allah nasıl dalâlete düşürebilir ki? Dalâlette kalmak veya hidayete adım atmak (hidayet üzere olmak) birbirinin zıddı olan iki kavramdır. Bütün insanlar Allah'a ulaşmayı dileyene kadar dalâlette kalırlar.

Bir insan Allah'a ulaşmayı diledikten sonra kendine düşenleri yaparsa, mürşidine ulaşırsa ondan sonra ruhu vücudundan ayrılarak 21. basamakta Allah'a ulaşır, 22. basamakta Allah'ın Zat'ında yok olur, emanet sahibine iade edilir. Kişi hidayete ermiştir. Allah'a ulaşmayı dileyip hidayete erdikten sonra tekrar şeytan tarafından dalâlete döndürülmek dalâlete düşmektir. Dalâlette kalmakla, dalâlete düşmek aynı şey değildir. Dalâlete düşmek hidayetten sonra tekrar dalâlet ehli olmayı ifade eder.

Allahû Tealâ'nın "Ve andolsun ki sizden birçoklarını dalâlette bıraktı." ifadesi, sadece dalâlette kalanlar, Allah'a ulaşmayı dilemeyenler için geçerlidir.

Allah Peygamber Efendimiz (S.A.V)'e: "Seni dalâlette bulup da hidayete erdirmedik mi?" diyor. Peygamberler dahi aşlangıçta dalâlettedirler.

93/DUHÂ-7: Ve vecedeke dâllen fe hedâ.

Ve seni dalâlette buldu sonra hidayete erdirdi.

 

36/YÂSÎN-62

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Ve andolsun ki sizden birçoklarını dalâlette bıraktı. Hâlâ akıl etmez misiniz?
Diyanet İşleri : “Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?”
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve andolsun ki sizden birçok halk yığınını doğru yoldan saptırdı o, aklınız mı yoktu da akıl edemediniz?
Adem Uğur : Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Hâla akıl erdiremiyor musunuz?
Ahmed Hulusi : "Andolsun ki (kendinizi yok olup gidecek beden zannınız) sizden pek çok cemaatleri saptırdı! Aklınızı kullanmadınız mı?"
Ahmet Tekin : Böyle iken, o sizden birçok nesillerin hak yoldan uzaklaşmalarına, dalâleti tercihlerine özgürlük tanıdı. Hâlâ akıl erdirir hâle gelemediniz mi?
Ahmet Varol : O sizden pek çok nesilleri saptırmıştı. Hiç akıl etmiyor muydunuz?
Ali Bulaç : Andolsun o, sizden birçok insan neslini saptırmıştı. Yine de aklınızı kullanmıyor muydunuz?
Ali Fikri Yavuz : Böyle iken içinizden bir çok kimseleri şeytan yoldan çıkardı. O vakit neye düşünür akıl eder olmadınız?
Bekir Sadak : And olsun ki, o sizden nice nesilleri saptirmisti, akletmez miydiniz?
Celal Yıldırım : And olsun kî şeytan sizden nice nice nesilleri saptırmıştır. Akledecek durumda değil miydiniz ?
Diyanet İşleri (eski) : And olsun ki, o sizden nice nesilleri saptırmıştı, akletmez miydiniz?
Diyanet Vakfi : Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Hâla akıl erdiremiyor musunuz?
Edip Yüksel : Buna rağmen o, sizden bir çok nesilleri saptırdı. Hiç aklınızı kullanmaz mıydınız?
Elmalılı Hamdi Yazır : Böyle iken celâlıma karşı o içinizden birçok cibilletleri yoldan çıkardı, ya o vakıt sizin akıllarınız yokmıy dı?
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Böyle, iken yüceliğime karşı o içinizden birçok nesilleri yoldan çıkardı. O zaman sizin akıllarınız yok muydu?
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Böyle iken o sizden birçok nesilleri yoldan çıkardı. Ya o zaman düşünmüyor muydunuz?
Fizilal-il Kuran : Andolsun ki, o sizden nice nesilleri saptırmıştır, akletmez misiniz?
Gültekin Onan : Andolsun o, sizden birçok insan neslini saptırmıştı. Yine de akletmez misiniz?
Hasan Basri Çantay : Andolsun ki (şeytan) sizden birçok halkı sapdırmadı. O vakit neye akıl etmiyordunuz?
Hayrat Neşriyat : 'Böyle iken, yemîn olsun ki (şeytan), içinizden birçok nesilleri dalâlete sevk etmiştir. Hiç mi akıl erdirmiyordunuz?'
İbni Kesir : Andolsun ki; o, sizden birçok nesilleri saptırmıştı. Hala akletmez misiniz?
Muhammed Esed : (Şeytana gelince,) o bir çoğunuzu saptırmıştır; neden aklınızı kullanmıyorsunuz?"
Ömer Nasuhi Bilmen : Andolsun ki, sizden birçok cemiyetleri sapıklığa düşürdü. Siz âkilâne düşünür olmadınız mı?
Ömer Öngüt : Andolsun ki o sizden birçok nesilleri kandırıp saptırmıştır. Hâlâ akıl erdiremiyor musunuz?
Şaban Piriş : O, sizden çoğu toplumları saptırmıştı. Hiç aklınızı kullanmadınız mı?
Suat Yıldırım : Şeytan, içinizden nice nesilleri saptırdı. Bunu düşünmeli değil miydiniz?
Süleyman Ateş : "O, sizden birçok kuşağı saptırmıştı. Düşünmüyor muydunuz?"
Tefhim-ul Kuran : Andolsun o, sizden birçok insan kuşağını saptırmıştı. Yine de aklınızı kullanmıyor muydunuz?
Ümit Şimşek : Gerçekten de o sizden nice nesilleri saptırdı. Hiç mi aklınızı kullanmadınız?
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun, şeytan, içinizden birçok nesli saptırmıştı. Aklınızı hiç işletmiyor muydunuz?
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 7.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 8283

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
38.663