YÂSÎN-8

Anasayfa » YÂSÎN Suresi » YÂSÎN-8
share on facebook  tweet  share on google  print  

YÂSÎN-8

"YÂSÎN Suresi" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

<<<<<36/YÂSÎN-8>>>>>

Bismillâhirrahmânirrahîm

إِنَّا جَعَلْنَا فِي أَعْنَاقِهِمْ أَغْلاَلاً فَهِيَ إِلَى الأَذْقَانِ فَهُم مُّقْمَحُونَ

İnnâ cealnâ fî a’nâkıhim aglâlen fe hiye ilâl ezkâni fe hum mukmehûn(mukmehûne).

Muhakkak ki Biz, onların boyunlarına, çenelerine kadar halkalar (zincirler) kıldık (geçirdik). Bu sebeple onlar, başları yukarı kaldırılmış olanlardır. 
1. innâ : muhakkak ki biz
2. cealnâ : kıldık, yaptık
3. fî a'nâkı-him : onların boyunlarında
4. aglâlen : halkalar, zincirler
5. fe hiye : böylece o
6. ilel ezkâni (ilâ el ezkâni) : çenelere kadar
7. fe hum : böylece onlar
8. mukmehûne : başları yukarı kalkık olanlar, başları yukarı kaldırılmış kimseler

AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm

Allahû Tealâ, putperestlerin, uyarıldıkları halde uyarıya iştirak etmeyenlerin, uyarıya aldırmayanların cehennemdeki hallerini tasvir etmektedir.

Bir uyarılmamış olarak yaşamak var bir de uyarılmış ama bu uyarıya iştirak etmemiş olanlar var. İşte Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in kavmi de bütün kavimler gibi uyarılmışlar ama uyarıya uymadıkları için uyarılmamış duruma giriyorlar. Kur'ân'ın temel hükümlerine göre hiçbir kavme, hiçbir zaman parçasında resûl gelmemiş olması mümkün değildir.

Peygamber Efendimiz (S.A.V)'den evvel o kavimde yaşayanlar da cehenneme gittikleri zaman onlara sorulacak: "Size sizden resûller gelmedi mi? Size nezir gelmedi mi? Buraya geleceğinizi söylemedi mi?" Onlar da cevap verecekler: "Evet, geldiler ve bize söylediler."

Zumer Suresinin 71. âyet-i kerimesi bu durumu kesin bir şekilde ifade etmektedir:

39/ZUMER-71: Vesîkallezîne keferû ilâ cehenneme zumerâ(zumeran), hattâ izâ câuhâ futihat ebvâbuhâ, ve kâle lehum hazenetuhâ e lem ye’tikum rusulun minkum yetlûne aleykum âyâti rabbikum ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû belâ ve lâkin hakkat kelimetul azâbi alel kâfirîn(kâfirîne).

Kâfirler, zümre zümre cehenneme sürülürler. Oraya geldikleri zaman, onun (cehennemin) kapıları açılır. Ve onun (cehennemin) bekçileri onlara derler ki: “Size, sizden (sizin aranızdan) olan resûller gelmedi mi ki, size Rabbinizin âyetlerini okusun, bugüne (buraya) geleceğinizi (söyleyerek) uyarsın? (Cehenneme gidenler) dediler ki: “Evet (geldiler).” Fakat azap sözü kâfirlerin üzerine hak oldu.

Öyleyse Peygamber Efendimiz (S.A.V)'in kavmine de daha önce resûller gelmiş. Uyarılmışlar ama uyarıya itaat etmemişler. Bunun için, uyarılmamış hüviyette kalmışlar.

 

36/YÂSÎN-8

Bismillâhirrahmânirrahîm

İmam İskender Ali Mihr : Muhakkak ki Biz, onların boyunlarına, çenelerine kadar halkalar (zincirler) kıldık (geçirdik). Bu sebeple onlar, başları yukarı kaldırılmış olanlardır.
Diyanet İşleri : Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık durumdadır.
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphe yok ki biz, boyunlarına lâleler vurduk, elleri, âdeta çenelerine kenetlendi lâlelerle, bu yüzden onlar, başlarını dimdik tutarlar.
Adem Uğur : Biz, onların boyunlarına halkalar geçirdik. O halkalar çenelere kadar dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları yukarı kalkıktır.
Ahmed Hulusi : Muhakkak ki biz onların boyunlarında, çenelerine kadar dayanmış boyunduruklar (şartlanma ve değer yargıları) oluşturduk! Artık (onlar kendi hakikatlerini göremezler) başları yukarı doğru kalkıktır (benlikleriyle yaşarlar)!
Ahmet Tekin : Biz onların boyunlarına demir halkalar, lâleler geçirdik. Halkalar çenelerine dayanır. Bu yüzden burunları yukarda, gözlerini yere dikip somurtmuş kalmışlardır.
Ahmet Varol : Gerçekten biz onların boyunlarına, çenelerine kadar dayanan halkalar geçirdik. Bu yüzden başları yukarı kalkıktır.
Ali Bulaç : Gerçekten biz onların boyunlarına, çenelere kadar (dayanan) halkalar geçirdik; bu yüzden başları yukarı kalkıktır.
Ali Fikri Yavuz : Çünkü biz, o kâfirlerin boyunlarına bağlar geçirmişiz ki, bunlar çenelerine dayanmıştır da başları yukarı kalkık bulunuyorlar. (Artık hak tarafına başlarını çeviripte boyun eğmezler.)
Bekir Sadak : Boyunlarina, cenelerine kadar varan demir halkalar gecirmisizdir, bunun icin baslari yukari kalkiktir.
Celal Yıldırım : Şüphesiz ki biz onların boyunlarına, çenelerine dayanacak şekilde demir halkalar geçirdik. Bu yüzden başları yukarıya kalkıktır.
Diyanet İşleri (eski) : Boyunlarına, çenelerine kadar varan demir halkalar geçirmişizdir, bunun için başları yukarı kalkıktır.
Diyanet Vakfi : Biz, onların boyunlarına halkalar geçirdik. O halkalar çenelere kadar dayanmaktadır. Bu yüzden kafaları yukarı kalkıktır.
Edip Yüksel : Boyunlarına, çenelerine kadar varan prangalar taktık da kafaları yukarıya dikilmiştir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Çünkü biz onların boyunlarına kelepçekler geçirmişiz, onlar çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı gözleri aşağı somurtmaktadırlar
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Çünkü Biz, onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz de onlar, çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı, gözleri aşağı somurtmaktadırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Çünkü biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz. O kelepçeler çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı, gözleri aşağı somurtmaktadırlar.
Fizilal-il Kuran : Biz onların boyunlarına halkalar geçirdik. Çenelere kadar dayanan o halkalar yüzünden kafaları kalkıktır.
Gültekin Onan : Gerçekten biz onların boyunlarına, çenelere kadar (dayanan) halkalar geçirdik; bu yüzden başları yukarı kalkıktır.
Hasan Basri Çantay : Hakıykat, biz onların boyunlarına öyle lâleler geçirdik ki bunlar çenelerine kadar (dayandı). Şimdi onlar, kafaları ve burunları yukarı kaldırılmış haldedirler.
Hayrat Neşriyat : Muhakkak ki biz onların boyunlarına halkalar geçirdik; öyle ki o (demir halkalar)çenelerine kadar (dayanmış)tır; bu yüzden onlar başları yukarı kalkık kimselerdir.
İbni Kesir : Doğrusu Biz; onların boyunlarına, çenelerine kadar varan demir halkaları geçirdik. Bunun için artık başları yukarı kalkıktır.
Muhammed Esed : Onların boyunlarına çenelerine kadar uzayan demir halkalar geçirdik ki kafalarını dik tutmak zorunda kalsınlar;
Ömer Nasuhi Bilmen : Şüphe yok ki, Biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişizdir, tâ ki onların çenelerine kadar dayanmıştır. Artık onlar başları yukarı kaldırılmış, gözleri aşağıya çevrilmiş kimselerdir, bir şey görüp anlayamazlar.
Ömer Öngüt : Gerçekten biz onların boyunlarına demir halkalar geçirdik. O halkalar çenelerine kadar dayanmıştır. Onun için kafaları yukarı kalkıktır.
Şaban Piriş : Biz, onların boyunlarına, çenelerine varan halkalar geçirdik. Onun için başları kalkıktır.
Suat Yıldırım : Boyunlarına öyle boyunduruklar koyduk ki onlar çenelerine dayanmaktadır. Boyunları yukarı, çeneleri kalkık, gözleri havada bir durumdadırlar.
Süleyman Ateş : Biz onların boyunlarına halkalar geçirdik. Çenelere kadar dayanan o halkalar yüzünden kafaları kalkıktır.
Tefhim-ul Kuran : Gerçekten biz onların boyunlarına, çenelere kadar (dayanan) halkalar geçirdik; bu yüzden başları yukarı kalkıktır.
Ümit Şimşek : Biz onların boyunlarına öyle boyunduruklar geçirdik ki, çenelerine dayanır da başları havaya dikili kalır.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz onların boyunlarına bukağılar geçirdik. Bukağılar çenelere dayanmıştır da bu yüzden onların kafaları yukarı kalkıktır.
Kaynak : İmam İskender Ali Mihr
Tür : Diğer Tarih : 7.11.2018
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 81, 8283

Sure Adına Göre Sırala

 

 

 

 

Sayfa Ziyaret Sayacı
38.699