| İmam İskender Ali Mihr | : | Sonra mutlaka onu Ayn'el Yakîn ile (gözünüzle) göreceksiniz. |
| Diyanet İşleri | : | Yine andolsun, onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz. |
| Abdulbaki Gölpınarlı | : | Sonra da andolsun ki gözlerinizle göreceksiniz. |
| Adem Uğur | : | Sonra ahirette onu çıplak gözle göreceksiniz. |
| Ahmed Hulusi | : | Sonra yemin olsun onu (cehennemi) kesinlikle ayn-el yakîn - gözlerinizle göreceksiniz. |
| Ahmet Tekin | : | Onu, elbette, bir daha çıplak gözle görecektiniz. |
| Ahmet Varol | : | Sonra onu kesin görüşle (ayne'l-yakin) göreceksiniz. |
| Ali Bulaç | : | Sonra onu, gerçekten yakîn gözüyle (Ayne'l Yakîn) görmüş olacaksınız. |
| Ali Fikri Yavuz | : | Yine and olsun, onu, muhakkak kesin bir görüşle göreceksiniz. |
| Bekir Sadak | : | And olsun ki onu gozunuzle kesin olarak goreceksiniz. |
| Celal Yıldırım | : | Yine de orayı gözlerinizle kesinlikle göreceksiniz !. |
| Diyanet İşleri (eski) | : | And olsun ki, onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz. |
| Diyanet Vakfi | : | (5-8) Gerçek öyle değil! Kesin bilgi ile bilmiş olsaydınız, (orada) mutlaka cehennem ateşini görürdünüz. Sonra ahirette onu çıplak gözle göreceksiniz. Nihayet o gün (dünyada yararlandığınız) nimetlerden elbette ve elbette hesaba çekileceksiniz. |
| Edip Yüksel | : | Zaten, onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz. |
| Elmalılı Hamdi Yazır | : | Sonra kasem olsun onu çaresiz aynel yakîn göreceksiniz |
| Elmalılı (sadeleştirilmiş) | : | Sonra yine andolsun ki, onu yakın gözüyle göreceksiniz! |
| Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) | : | Sonra, yemin olsun ki, cehennemi yakin gözüyle göreceksiniz. |
| Fizilal-il Kuran | : | Andolsun ki onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz. |
| Gültekin Onan | : | Sonra onu, gerçekten yakin gözüyle (Ayne'l Yakin) görmüş olacaksınız. |
| Hasan Basri Çantay | : | Yine andolsun, onu ayn-ı yakıyn ile mutlak göreceksiniz. |
| Hayrat Neşriyat | : | Sonra (yine) and olsun, siz onu gözün(üzün) kat'î bilişiyle göreceksiniz! |
| İbni Kesir | : | Andolsun ki; yine onu gözünüzle kesin olarak göreceksiniz. |
| Muhammed Esed | : | Sonunda onu keskin bir gözle mutlaka göreceksiniz: |
| Ömer Nasuhi Bilmen | : | Sonra onu elbette ki, ayne'l yakîn göreceksiniz. |
| Ömer Öngüt | : | Andolsun ki yine onu aynel-yakîn (bizzat baş gözü) ile göreceksiniz! |
| Şaban Piriş | : | Nitekim onu, yakın bir gözle göreceksiniz. |
| Suat Yıldırım | : | Evet, evet onu mutlaka gözlerinizle göreceksiniz! |
| Süleyman Ateş | : | Sonra onu kesin olarak gözle göreceksiniz. |
| Tefhim-ul Kuran | : | Sonra onu, hiç tartışmasız yakîn gözüyle (Ayne'l Yakîn) görmüş olacaksınız. |
| Ümit Şimşek | : | Onu gözünüzle göreceksiniz. |
| Yaşar Nuri Öztürk | : | Yine yemin olsun, onu gözünüzle apaçık göreceksiniz! |