Kütahya Osmanlı Kültürünü Yayma ve Yaşatma Derneği okyay derneği

İslam’da Şehitlik Kavramı

Anasayfa » Tasavvuf Konuları » İslam’da Şehitlik Kavramı
share on facebook  tweet  share on google  print  

İslam’da Şehitlik Kavramı

"Tasavvuf Konuları" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

 İslam’da Şehitlik Kavramı

Şehitlik Yüce Bir Makamdır.

 

 Dini kavramları irdelemeye devam ediyoruz. Bu gün şehit olma konusunu incelemek istiyorum. Şehit olmak nedir. Kimler, nasıl şehitlik makamına ulaşır. Ülke ve toplumun menfaati için yapılan her mücadelede öldürülenler şehit midir? Şehit olmanın şartları var mıdır? Bu hususta kutsal kitabımızda bulunan hüküm nedir. Bunları okuyucularımızla paylaşmak istiyorum. Öncelikle şehit olmanın kıymetini gösteren şu üç ayeti inceleyelim.

4/NİSÂ-69: Ve men yutiıllâhe ver resûle fe ulâike meallezîne en’amellâhu aleyhim minen nebiyyîne ves sıddîkîne veş şuhedâi ves sâlihîn(sâlihîne), ve hasune ulâike refîkâ.

“Ve kim, Allah'a ve Resûl'e itaat ederse, o taktirde işte onlar, Allah'ın kendilerine ni'met verdiği nebîlerle (peygamberlerle) ve sıddîklerle ve şehitlerle ve salihlerle beraberdirler. Ve işte onlar ne güzel arkadaştır.”

2/BAKARA-154: Ve lâ tekûlû li men yuktelu fî sebîlillâhi emvât(emvâtun), bel ehyâun ve lâkin lâ teş’urûn.

“Ve Allah yolunda öldürülen kimseler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Fakat siz, farkında olmazsınız.”

3/ÂLİ İMRÂN-169: Ve lâ tahsebennellezîne kutilû fî sebîlillâhi emvâtâ(emvâten), bel ahyâun inde rabbihim yurzekûn (yurzekûne).

“Ve Allah'ın yolunda öldürülenleri, sakın ölüler sanmayın. Hayır, (onlar) hayydırlar (canlıdırlar), Rab'lerinin katında rızıklandırılırlar.”

İlk ayette, Allah’a en yakîn olanların sıralaması veriliyor. Şehitler, Nebiler ve Sıddîklardan sonra geliyor. Şehitlerin, Salihlerden önce gelmesi çok enteresandır. Buradan şehitlik makamının çok yüksek olduğunu öğreniyoruz. Diğer iki ayette de, Allah yolunda öldürülenlerin, fizik vücutlarının ölmesine rağmen, ruh ve nefis olarak yaşamaya devam ettikleri bildiriliyor. (Onlar kâinatın başka bir boyutunda oldukları için) Siz farkında olamazsınız. Deniliyor. Allah’ın onları rızıklandırdığı açıklanıyor. Allah yolunda öldürülenlerin hepsi şehit midir? Şehit olmanın özellikleri nedir?

Allah yolunda ifadesi ile Allah’a daha yakin olmak isteyenler anlatılıyor. Sırat-ı müstakim’in Allah’a ulaşan yol olduğu, Hiçr-41 ayette bildiriliyor. Şehitlerin, (Fatiha suresinde ifade edilen) sırat-ı Müstakim üzerinde olanlar olduğu anlaşılıyor. Diğer bir anlayışa göre, Allah yolunda demek, onun emir ve yasaklarını yaşamak ve yaşatmak anlamında kullanıldığı görüşüdür. Bir üçüncü anlayış ise, Allah yolu “Fi Sebilillah” olmak. Yapılan mücadelede özel menfaat gözetmeden, toplum yararı için yapılan bir fedakârlık anlayışıdır. Hz. Ali’nin bir savaşta yüzüne tüküren bir kâfiri öldürmekten vaz geçmesi, bu hususu anlatır. Kısaca, fi sebilillah olmak, her türlü kişisel menfaatlerden arınmış olmak demektir.

Şehitlik kavramı, İslami bir deyimdir. İlk şart, kişinin Müslüman olmasıdır. İkinci şartı, (Fi Sebilillah) Allah yolunda bir mücadelede haksız olarak öldürülmesi. Üçüncüsü, meşru bir mücadele olacak. İnsanların yurtlarından çıkarılması, bir İslam ülkesine haksız bir saldırı olması veya Müslümanların inançlarını yaşamalarına engel olunması gibi hukuk dışı haksız bir saldırı altında kalınmasıdır. Başka bir toplumun yurdunu, zenginliklerini ele geçirmek, gelişmelerini engellemek gibi bir amaç İçin, yapılan mücadele meşru olamaz. Böyle bir mücadelede öldürülen Müslüman bile olsa, şehit olmaz. Şimdi olayın içeriğini şu ayetlerden öğrenelim.

2/BAKARA-216: Kutibe aleykumul kitâlu ve huve kurhun lekum, ve asâ en tekrehû şey’en ve huve hayrun lekum, ve asâ en tuhıbbû şey’en ve huve şerrun lekum vallâhu ya’lemu ve entum lâ ta’lemûn (ta’lemûne).

“Savaş, o sizin için kerih olsa da (hoşunuza gitmese de) üzerinize farz kılındı. Ve hoşlanmayacağınız bir şey olur ki, o sizin için bir hayırdır. Ve seveceğiniz bir şey olur ki, o sizin için bir şerdir. Ve Allah bilir, siz bilmezsiniz.”

4/NİSÂ-75: Ve mâ lekum lâ tukâtilûne fî sebîlillâhi vel mustad’afîne miner ricâli ven nisâi vel vildânillezîne yekûlûne rabbenâ ahricnâ min hâzihil karyetiz zâlimi ehluhâ, vec’al lenâ min ledunke veliyyâ(veliyyen), vec’al lenâ min ledunke nasîrâ (nasîran).

“Ve size ne oluyor ki Allah'ın yolunda ve "Ey Rabbimiz! Halkı zalim olan bu kasabadan bizi çıkar ve katından bir velî ve katından bize bir yardımcı kıl (gönder)." diyen zayıf ve aciz erkekler, kadınlar ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?”

Yukarıdaki ilk ayette, meşru bir savaş’ın Allah’ın emri (Farz) olduğu, bunların hayır veya şer olup olmadığını bizim bilemeyeceğimiz açıklanıyor. İkinci ayette de, yurdumuzun saldırıya uğraması ve İslam ülkelerinden her hangi birine saldırı olması hali anlatılıyor. Bu hallerde yardım isteyenlere yardım yapılmasının gerektiği açıklanıyor. Örnek vermek gerekirse, günümüz Suriye ve Libya’yı, emperyalist sömürgeci batının silahlandırdığı örgütler ele geçirmek istiyor. Bunu engellemeye çalışmak ve mağdur olan Müslüman halklara yardım etmek. Allah’ın emri ve Müslümanlar için bir vazife oluyor. Bunu önlemek için, siyasi, askeri politikalar ile bir gayretin gösterilmesi gerekiyor. Şimdi de şehitlik makamına ulaşanların dereceleri ile ilgili ayetleri inceleyelim.

2/BAKARA-218: İnnellezîne âmenû vellezîne hâcerû ve câhedû fî sebîlillâhi, ulâike yercûne rahmetallâh (rahmetallâhi), vallâhu gafûrun rahîm (rahîmun).

“Muhakkak ki âmenû olanlar ve hicret (göç) edenler ve Allah yolunda cihad edenler, işte onlar, Allah'ın rahmetini dilerler. Ve Allah, Gafûr'dur, Rahîm'dir.”

4/NİSÂ-74: Fel yukâtil fî sebîlillâhillezîne yeşrûnel hayâted dunyâ bil âhireh(âhireti) ve men yukâtil fî sebîlillâhi fe yuktel ev yaglib fe sevfe nu’tîhi ecren azîmâ(azîmen).

Öyleyse dünya hayatını, ahiret hayatı karşılığında satanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Ve kim Allah yolunda savaşırken öldürülse veya gâlip gelse, o taktirde Biz ona, “büyük ecir” vereceğiz.

 

Allah yolunda mücadelelere her hangi bir dünya menfaati için girilmez. Nam olması için veya her hangi bir maddi menfaat için yapılmaz. Böyle bir fayda için girişilen bir mücadelede öldürülen de şehit olmaz. Şehit yukarıdaki ayette açıklandığı gibi, Allah’ın rahmetini diler. Allah da bunlara büyük ecir (Bedel, mükâfat) vereceği bildiriliyor. Allah dostları bu mükâfatın Allah’ın cemalinin görülmesi olduğunu bildiriyor. Doğrusunu Allah bilir.

3/ÂLİ İMRÂN-170: Ferihîne bi mâ âtâhumullâhu min fadlıhî, ve yestebşirûne billezîne lem yelhakû bihim min halfihim, ellâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn (yahzenûne).

“Allah'ın onlara kendi fazlından verdiği şeyle ferahlarlar. Ve arkalarından henüz kendilerine katılmayan kimselere, "onlara bir korku olmayacağını ve onların mahzun olmayacaklarını" müjdelemek isterler.”

57/HADÎD-19: Vellezîne âmenû billâhi ve rusulihî ulâike humus sıddîkûne veş şuhedâu inde rabbihim, lehum ecruhum ve nûruhum, vellezîne keferû ve kezzebû bi âyâtinâ ulâike ashâbul cahîm (cahîmi).

“Ve, Allah'a ve O'nun Resûl'üne inananlar, işte onlar, onlar sıddıklardır ve şehitlerdir. Rab'lerinin yanında onların ecirleri ve nurları vardır. Ve inkâr edenler ve ayetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar cahîm (alevli ateş) halkıdır.”

Bu ayetimizde de, şehitlerin durumları anlatılıyor. Allah’ın kendilerine ihsan ettiği rızık ile ferahlandıkları, henüz şehit olmayan arkadaşlarına cesaret vermek istedikleri açıklanıyor. Başka bir ayete de, Allah’tan yeniden dünyaya gönderilip tekrar şehit olmayı istedikleri bildiriliyor. Diğer ayette de, (Şehit olmanın şartlarında ifade edildiği gibi) şehitlerin Allah ve resulüne inanan, kişiler olduğu ve salah nuru taşıdıkları açıklanıyor.

22/HACC-40: Ellezîne uhricû min diyârihim bi gayri hakkın illâ en yekûlû rabbunallâh (rabbunallâhu), ve lev lâ def’ullâhin nâse ba’dahum bi ba’dın lehuddimet savâmıu ve biyaun ve salavâtun ve mesâcidu yuzkeru fîhesmullâhi kesîrâ(kesîran), ve le yansurennallâhu men yansuruh (yansuruhu), innallâhe le kaviyyun azîz.

Onlar, sadece “Rabbimiz Allah'tır” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Ve eğer, Allah'ın insanları birbiriyle defetmesi olmasaydı, (rahiplerin) mabetleri, (hristiyanların) kiliseleri, (yahudilerin) havraları ve içinde Allah'ın isminin çok zikredildiği (müslümanların) mescidleri mutlaka harap olup yıkılırdı. O'na (Allah'a) yardım edene, Allah mutlaka yardım eder. Muhakkak ki Allah, elbette Kaviyy'dir (kuvvetli, güçlü) Azîz'dir (yüce).

Yukarıdaki ayette, çağımızın bu günlerine atıfta bulunarak, “Rabbimiz Allah’tır” dedikleri için (Çağımızdaki Suriye, Libya, Irak ve Arakan Müslümanları gibi ) bazı kişilerin yurtlarından çıkarıldığı anlatılıyor. Diğer bir ayette de, kardeşleri için yapılan mücadelede şehit olanların cennete gideceklerinin garantisi veriliyor. Onun için Müminler daima şehit olmak için dua eder. Netice olarak, İslam’da şehitlik çok onurlu ve yüksek dereceler kazandıran bir makamdır. Rabbim bizi ve isteyen tüm kardeşlerimizi bu yüksek makama ulaştırması dileği ile konumuzu tamamlayalım.

Bu vesile ile okuyucularımızım Miraç kandillerini kutlar. Bu mübarek günlerin insanlarımızın hidayetine ve zalimlerin zulmü yüzünden yurtlarından kaçmak zorunda kalan, yollarda zulümlere maruz kalan müslümanların kurtuluşuna vesile olmasını dilerim.İns.

24 Şubat 2021


lutfitumturk@hotmail.com Lütfi TÜMTÜRK

Kaynak : Lütfi TÜMTÜRK
Tür : Diğer Tarih : 26.02.2022
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]
Sayfa Ziyaret Sayacı
30.909