|
Bu Seçimde Seçmenlerin Siyasilere Vermek İstediği Mesajlar Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri çok şükür kazasız, belasız tamamlandı. Propaganda döneminde siyasi nezaket sınırım aşılmıştı. Siyasiler yaptıkları hizmetler ile yapmayı düşündükleri proje ve hizmetlerini topluma vermeleri gerekirken, çoğunlukla birbirlerini karalamakla geçirdiler. Rakiplerinin eksikliklerini abartarak vermekle yetindiler. Bu kör dövüşünden seçmenlerin memnun olduklarını sanmıyorum. Buna rağmen seçime katılım %88 olmasının sebebi nedir. Seçmenler oyları ile siyasilere ve topluma ne mesaj vermek istedi. Bu konuda çok görüşler yazıldı. Biz de bu hususta görüşlerimizi okuyucularımızla paylaşmak istedik. İlk konu, katılımın yüksek olması, şimdiye kadar yapılan hiçbir seçimde halkımız bu kadar bölünmemişti. Hırslanmamıştı. Sayın Erdoğan’ın uyguladığı dış politika ve savunma sanayimizin geliştirilmesi gibi başarılı hizmetlerinden rahatsız olan çevreler. Özellikle ABD ve Avrupa ülkeleri yirmi yıllık Erdoğan hükümetini yıkmak için lüzumsuz bir Erdoğan düşmanlığı ortaya koydular. Muhalefeti destekleyip onunla çalışmak istediklerini açıkça ilan ettiler. Muhalifler de bu desteğin üzerine atladı. Dış müdahaleyi istemediklerini söyleselerdi. Seçimde daha başarılı olurlardı. Milletimizin dışlanan, haklı veya haksız küçük düşürülen mazlumlara sahip çıkmak gibi bir karakteri olduğu unutuldu. Seçimlere dışarıdan müdahale edilmesi, ülke ekonomisi üzerinde operasyonlar yapılması, bir kısım dış ve iç medyanın muhaliflere destek vermesi, Millet ittifakının geliyorum. Geldim. Üç, beş gün kaldı gibi söylemler ile Cumhurbaşkanı yardımcıları ile Bakanları açıklayarak, zaferini çantada keklik görmesi halkımızın tepkisine ve Hükümetten memnun olmayanların bile sandıklara koşmasına sebep oldu. “Dik dur eğilme, bu millet seninle” Sloganı bu görüşün ifadesidir. Sayın Kılıçtaroğlu’nun tutuklu teröristleri bırakacağını ve Kararname ile görevlerinden alınanları görevlerine iade edeceğini açıklaması, seçmenlerin tepkisine neden oldu. Yurt dışındaki FETÖ militanlarının ve Hapishanedeki teröristlerin valizlerini hazırladıkları ima edilmesi, ülkenin karıştırılacağı inancını doğurdu. Teröre destek verileceği düşüncesine sebep olan, bu söylemler olmasa, Seçimden daha değişik netice alabilirlerdi. Bir de, dünyada birçok büyük devletler, Başkanlık sistemi ile yönetilirken, parlamenter sisteme dönüleceği, Sayın Akşener’in Başbakan olacağının açıklanması, diğer bir tepki nedeni olmuştur. Halkımız istikrarsız, iç sürtüşmelere neden olan parlamenter sistemden bıkmıştı. Başkanlık sistemi referandum ile onaylanmış. Siyasete istikrar gelmesine neden olmuştu. Bu yanlış düşünceler, halkımızın başkanlık sistemini bir kere daha onaylanmasına sebep oldu. Başkanlık sisteminin restore edileceği söylense daha başarılı olurlardı. Savunma sanayimizin gelişmesi konusunun muhalefet tarafından aşağılanmaya çalışılması, TC. Anadolu isimli uçak gemimizin halkımızın ziyaretine açılması, Teknofes gibi sergiler ile geliştirilen hizmetlerin somut bir şekilde vatandaşlarımıza açılması, seçime olumlu katkılar sağladığı inkâr edilemez. Muhalefetin de bu hizmetleri karalamaya çalışacağına. kabul edip, bu çalışmaları daha da geliştireceğini açıklaması gerekirken, aşağılamaya çalışması halkın tepkisine sebep olduğunu düşünüyorum. Karadenizde doğal gaz bulunmasının, bu seçim dönemine rastlaması, gazın belli bir süre ücretsiz halkın hizmetine verilmesi sonuçlara tesir ettiği muhakkaktır. Muhalefet bu hizmeti daha da geliştireceğini ilan edebilirdi. Fakat Rus gazı diye alay almaya çalıştılar. Muhalefet sadece göçmenlerin ülkelerine geri gönderilmesi konusunu iyi kullandı. Vatandaşlarımızın bu konuda tepkisi görülünce, İktidar grubu da bu hususu işlemeye, göçmenleri geri göndermeye çalışacakları gibi söylemler geliştirdi. Cumhurbaşkanımız inançlı, dürüst, muhafazakâr ve demokrasiye inanmış bir siyasetçidir. Ülkemizin batıya oranla geri kalmasının sebebi olarak gördüğü Parlamenter sistemden, ülkemizi başkanlık sistemine geçme olayını organize etti. Yirmi yıllık iktidar döneminde askeri darbe teşebbüsü ve gezi olayları gibi, iktidarı anti demokratik sivil darbe teşebbüsü ile iktidardan indirme teşebbüslerini yaşadı. Cesareti ve aldığı tedbirler ile hepsini atlatmayı başardı. Anayasamıza göre son defa Cumhurbaşkanlığına aday oldu. Cumhur ittifakını kurdu. Muhalif partiler de birleşerek, Millet ittifakını meydana getirdi. Cumhurbaşkanımızın karşısına CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçtaroğlu’nu çıkardılar. Cumhurbaşkanlığı seçimi Propaganda döneminde, taraflar birbirlerini siyasi nezaketten uzak yalan ve iftiralar ile yıpratmak istediler. Küresel güçler, terör örgütleri, medya organları millet ittifakını destekliyor. Mevcut iktidarın düşürülmesi için ellerinden geleni yapıyorlardı. 14 Mayıs 2023 te dört aday arasında yapılan birinci tur seçimlerinde, Cumhurbaşkanı seçimi ikinci tur seçimlerine kaldı. İkinci tur seçiminde Cumhurbaşkanımız aldığı % 52.18 oyu ile seçimi bir kere daha kazandı. Tüm dünyanın takip ettiği, demokratik bir seçim oldu. Ülkemizde demokrasinin yerleştiği görüldü. Dünya liderlerinin çoğu Cumhurbaşkanımızı tebrik etti. Cumhurbaşkanımız Balkon konuşmasında ve göreve başlama töreninde insanlarımızı birlik ve beraberliğe davet etti. Bu olayların huzur içinde cereyan edip tamamlanması herkesi memnun etti. Yeni hükümet kuruldu ve görevine başladı. On ay sonra yerel seçimler yapılacağı açıklandı. Yerel seçimlerde tansiyon, genel seçimlerden daha düşük olur. Halkımız siyasi çekişmelerden bıktı. Artık ülkemizin ekonomisinin düzeltilmesi, sığınmacıların ülkelerine gönderilmesi gibi problemlerimize kafa yorulmalıdır. Seçimlerden sonra siyasilerin ülke meselelerine yönelip, batıda olduğu gibi kargaşadan uzak huzurlu bir ortam yaratılmasını istiyor. Seçimde istediği sonucu alamayan muhalif partilerin eski alışkanlıkları ile erken seçim talep etmemelidir. Sayın Cumhurbaşkanımız 20 yıllık iktidarında erken seçim taleplerini hiç uymadı. Gelişmiş demokrasilerde böyle bir şey yaşanmaz. Başkanımız beş sene daha yetki aldı. Herkes sabır ile bu dönemin sona ermesini bekleyecek. Görüldüğü gibi düşmanımız çok. Büyük devletler ülkemizin ilerlemesini istemiyor. Küçük devletler gibi ülkemizi uzaktan kontrol ederek yönetmek istiyorlar. Teröristler devletimizin karmaşaya girmesini bekliyor. Ufak bir sallantıda gözümüzün yaşına bakmazlar. Siyasilerimiz bu tehlikeyi görüp seçim dönemi sonunda görevli iktidarın başarısı, milletimizin huzuru için işbirliği yapmalıdır. İnsanlarımız onlardan bunu bekliyor. Bu seçimde bir kısım siyasiler küresel güçler ile işbirliği yaptı. Seçmenlerimiz bunu hoş karşılamadı. Artık bu olaylardan ders çıkarılmalıdır. Irak, Suriye, Libya’nın durumları malum. Araplar karmaşadan kaçıp Avrupa’ya ulaşmak için kendilerini denize atıyor. ABD ve Avrupa devletleri ülkemizi de bu şekilde karıştırmak istiyor. Afganistan’ın durumu felaket, Taliban yönetimi durumu düzeltemiyor. İran ve Pakistan dada huzur yok. Bu devletlerin hepsinin İslam ülkesi olması tesadüf değildir. Onun için siyasilerimiz bilinçli hareket etmelidir. Yirmi yıldır ülkemizi yöneten Başkanımızın bu tehlikelerin farkında olduğunu düşünüyorum. Tüm dünyanın bildiği ve hak verdiği “Dünya beşten büyüktür.” söylemi bu görüşleri ifade ediyor. Bu sebeple Terörle mücadeleye önem veriyor. Savunma sanayimizi geliştirmek istiyor. Bu konu alınan mesafe olmasa idi. Bu gün Arap ülkeleri gibi karmaşa içinde olurduk. Bu bir gerçek. İnkar etmek kimseye fayda sağlamaz. Batı ülkeleri dostumuz değildir. Fransa, Almanya, Hollanda, İsveç ve Yunanistan başımıza bela olan bölücü teröristleri donatıp organize ettiklerini herkes biliyor. Buna rağmen ABD ve Avrupa devletleri İsveç’in NATO’ya girişini onaylamamızı istiyorlar. İsveç ise antlaşma ile söz vermesine rağmen tutumunda esaslı bir değişiklik yapmıyor. NATO’ya girişini onaylansa Almanya ve Fransa gibi teröristleri korumaya devam edeceği bellidir. Konumuz seçimler idi. Nereye geldik. Ülkemizi yönetme iddiasında olan siyasilerimiz eski dönemlerde yaşanan kör düğüşünden vaz geçmelidir. Başkanlık sistemi, ülke yönetimine istikrar getirmiştir. Seçimlerden sonra iktidara gelen partiye vaat ettiği hizmetleri uygulama imkânı verilmelidir. Demokrasi ülkemize yerleşmiştir. Bu saatten sonra kimse askeri veya sivil darbe teşebbüsünde bulunamaz. Demokratik hayatın dışına çıkamaz. Diye düşünüyorum. Bu görüşlerimizi okuyucularımız ile paylaşmak istedik. 10 Haziran 2023 lutfitumturk@hotmail.com Lütfi TÜMTÜRK
|
