Kütahya Osmanlı Kültürünü Yayma ve Yaşatma Derneği okyay derneği

Yaygınlaşan İslam Düşmanlığı İslamo Fobi

Anasayfa » Tasavvuf Konuları » Yaygınlaşan İslam Düşmanlığı İslamo Fobi
share on facebook  tweet  share on google  print  

Yaygınlaşan İslam Düşmanlığı İslamo Fobi

"Tasavvuf Konuları" için, toplam 1 sonuç arasından 1 - 1 arası sonuçlar

Yaygınlaşan İslam Düşmanlığı

İslamo Fobi

Sömürgeci ikiyüzlü batı, halk kitlelerini İslam’a karşı kışkırtıyor. İslam ülkelerinden gelen göçmenler istenmiyor. Bilhassa Yunanistan denizden gelen gariplerin lastik botlarını şişleyip, onları ölüme terk ediyor. Demokrasi havarisi kesilen bu haydutlar, göçmenlerin paralarını alıp soyuyorlarmış. Botlarını şişledikleri uydu fotoğrafları ispat edilmesine rağmen, Birleşmiş milletler ve Avrupa’dan çıt yok. Bunlar kendilerini medeni zannediyor.

Almanya’da ülkeye hizmet eden yabancı işçilerin evleri yakılıyor. Her yerde dışlanıyorlar. Türkiye’nin doğudan gelen göçmenleri Avrupa’ya bırakmaması isteniyor. Yapılan göç krizi anlaşmasına uymuyorlar. Bütün yük Türkiye’ye bırakılıyor. Bu pislikleri yetmez gibi, bölücü teröristler Avrupa’da çirit atıyor. Onları koruyup kollayıp silahlandırıyorlar. Bu ahlaksız ülkeler ile NATO’da müttefikiz. Bulgaristan, Hırvatistan, Sırbistan gibi eski komünistleri birliklerine hemen alıp, Türkiye’yi Avrupa birliği kapısında bekleten böyle müttefik olmaz olsun.

Batı sömürgeciliğinin iki yüzlü olduğunu ortaya çıkarıp, dünyaya ilan eden Cumhurbaşkanımız istenmiyor. Hükümetimiz aleyhine yapılan eylemler tahrik, teşvik ve organize ediliyor. Ülkemiz aleyhine ticari baskı ve ekonomik operasyonlar yapılıyor. Ruslara yapılan yaptırımların ülkemize de uygulanması isteniyor. Ukrayna’dan gelen göçmenler baş tacı olurken, Müslüman göçmenlere her türlü zorluk yapılıyor.

ABD ise tam bir problem. Kendilerini NATO’nun lideri, dünyanın jandarması sanıyorlar. Ülkemizde hava üsleri var. Yıllarca onların kılıcını salladık, komünizme karşı hür dünyanın yanında durduk. Onları güvenliğine katkıda bulunduk. Buna rağmen, bölücüleri koruyup çevremizde fesat çemberi kurmaya çalışıyor. ABD eski başkanı Trump ülkemiz aleyhine ekonomik operasyon yaptıklarını, diplomatik nezaketten uzak, açıkça ve hoyratça söylemekten çekinmedi. Bunlar, kendilerini demokrasi kılıfı ile gizleyen çağımız diktatörleridir. Bunları ciddiye alıp ülkemizde hava üssü kurmalarına izin veren eski gafil siyasilerimize de lanet olsun.

Rus hegemonyasına girmeyen Ukrayna toprakları işgal ediliyor. Rusların yarattığı bu kargaşa döneminde, şımarık komşumuz Yunan’ın dolduruşu ile ABD bizi tehdit etmeye kalkışıyor. Suriye operasyonu sebebiyle, ABD Suriye’de boşalttığı toprakları, NATO müttefiki Türkiye’ye değil, Ruslara bırakmıştı. ABD’nin, İncirlik’ten kalkan çelik kuvvet uçakları ile teröristlere yardım malzemeleri attığını da unutmadık. Bunlar NATO ve Birleşmiş Milletler gibi uluslar arası kurumların kurallarını her zaman çiğner. Terör ile mücadele ediyorum diye, teröristleri silahlandıran bu zorba ABD’nin müttefikliğine güven olmaz. FETÖ elebabışı örgütünü hâlâ ABD’den yönetiyor.

Cumhurbaşkanımız haklı olarak “Dünyanın Beş’ten büyük” olduğunu tüm dünya’da seslendiriyor. Bazı küçük devletler bu çağrıya saygı ile karşılıyor. Ancak, büyüklerden çıt çıkmıyor. Zorba beşler kös, kös dinleyip gülüyor. Sömürülerine devam ediyorlar. Hainliklerine eskisi gibi demokrasi kılıfını da kullanmadan, açıkça yapmaya devam ediyorlar. Çünkü foyaları ortaya çıktı. Artık kimse onların yalanlarına kimse inanmıyor. BM. Güvenlik konseyi, dünyanın güvenliğine değil, bu zorba beşlerin sömürü düzenine hizmet ediyor. Bu açık hukuksuzluklara BM ve NATO gibi uluslar arası kurumlar ile özellikle Güvenlik konseyi üyelerinden çıt yok.

Dünya’da Cumhurbaşkanımız gibi cesur siyasetçi kalmadı. ABD, Asya’nın diktatörü Çini, komünist ve milliyetçi (Tayvan) diye böldü. Sonra, Tayvan’ı BM kovup, Komünist çini güvenlik konseyine aldı. Şimdi bu kardeşlerin birbirlerini kırmaları isteniyor. Çin Honkong gibi Tayvan’ın da kendisine teslimini istiyor. Rus’ya eski müttefiklerini işgal etmek istiyor. Amerika terör devleti İsrail’in güvenliği için İslam devletlerini birbirine kırdırıyor. Zorla girdiği Suriye’den çıkmak istemiyor. Türkiye’nin çevresinde terör devleti oluşturmaya çalışıyor.

Demokrasi ve uluslar arası hukuk kuralları zorbaların umurunda değil. İşlerine gelmediği zaman bu kuralları çiğnerler. Onların gerçek amaçları, Müslümanların birbirleri ile meşgul edilmeleridir. Böylece İsrail’i rahatsız etmelerini önlemektir. Bu kargaşadan istifade ederek Müslümanların petrol zenginlikleri çalınacak. Bunu engellemek isteyen, masumların ezilmesi, onlar için hiç önemli değil. Terörist suçlaması ile işgal edilen Irak, Suriye ve Libya’nın toprak bütünlüklerine asla razı olmayacaklardır. Bu kargaşa yıllarca sürdürülecek.

Ancak bir şey göz ardı ediliyor. Masum Müslümanların, sahibi Allah’dır. Bu adaletsizlikleri görüyor. Bu hukuksuzluklara mutlaka müdahale edecek. Masumları koruyacaktır. Son yıllarda yaşanan Pandemi bitmeden sel felaketleri, orman yangınlarının bir uyarı olduğunu düşünüyorum. Bu imtihanlardan gerekli dersi çıkaramayan zalimler, şimdi de sıcak savaş ile uyarılıyor. Rus ve Ukrayna halkları birbirini kırıyor. Batı ülkeleri yardım görüntüsü içinde olayı kışkırtıyor. 3.Dünya savaşı kapıda, galiba daha çok canlar yanacak.

Bu arada Yunanistan kaşınıyor. Akdeniz’in zenginliklerinden Türkiye ve Müslümanların yararlanmasını hazmedemiyorlar. ABD ve Avrupa’daki zalimler, Yunan safında Ülkemize gözdağı vermek istiyor. NATO ittifakı çatırdıyor. Türkiye’nin parası ödenmiş uçakları verilmiyor. Karşı ittifaktan alınan S.400 hava savunma sistemleri bahane edilerek ülkemize ambargo uygulanıyor. Haçlı savaşlarından tanıdığımız, bu bağnazlara güven olmayacağı hâlâ öğrenilemedi. Onlar prağmatik, maddi menfaatleri olmayan bir işe asla yanaşmazlar.

Allah’tan ülkemizde, halen bu pislikleri gören bir hükümetimiz var. Sıcak savaştan uzak durularak, savaşan taraflara karşı objektif tarafsızlığını muhafaza ediyor. Ülkemizin tarafsızlığına menfaatleri olduğu için, şimdilik saygı gösteren ülkeler, özellikle batı yakında bir bahane bulup, dişlerini göstereceklerdir. Bu durumu hesap eden hükümetimiz savunma tedbirlerini artırmaya çalışıyor. Bu konuda hükümetimizi tebrik ediyor.Başarılar diliyoruz.

İslam, terör ile ilişkilendirilerek, Müslümanların güvenlik sorununu meydana getirdikleri toplumlara empoze ediliyor. Müslümanlar ile ilgili, korku ve nefret yaygınlaştırılarak, terör kisvesi altında İslam öcüsü yaratılıyor. Müslümanların maruz kaldığı bu haksız nefret olgusu kültürel bir ırkçılıktır. Bu gün Avrupa’da uygulanan İslam düşmanlığı, ırkçılık formatını oluşturuyor. Kendilerinin medeni ve güçlü, Müslümanlar ise kolay lokma olarak görülüyor. Müslümanlara Cami, Minare, başörtüsü kısıtlamaları gibi dayatmalar uygulanıyor. Bu ayırımcı politikalar, Müslüman göçmenleri asimile etme çalışmalarına zemin hazırlıyor. Bu haksız ve hukuksuz dayatmalar ne zamana kadar devam edecek?

Birleşmiş Milletlerin bu durumu görüp, Güvenlik Konseyi kararlarını veto etme yetkisini beşli çetenin ellerinden aldıkları zaman, daha adil bir uluslar arası hukuk düzeni kurulacaktır. Beşli çete, karşısında güçlü bir kararlılık görmeden böyle bir düzenlemeye izin vermeyecek. Adil olmayan bu sömürü düzeni devam edecektir. Küçük devletlerin bir araya gelerek kuvvetli bir organizasyon kuruncaya kadar bu rezillik devam edeceği anlaşılıyor.

Halen Arap Birliği, İslam ülkeleri teşkilatı gibi siyasi birlikler var. Aralarında güçlü bir bağ olmasına rağmen etkili olamıyorlar. Türk devletleri arsında da böyle bir birliğin kurulmasına çalışılıyor. Fakat beşli çetenin engellemeleri ile bir araya gelinemiyor. Bir araya gelseler bile ekonomik menfaatler öne çıkarılıyor. Her şeyin açık olmasına rağmen sömürü düzeni önlenemiyor. Irak, Suriye ve Libya gibi ülkeler petrol zengini olmalarına rağmen sefilleri yaşarken, ihtiyaçlarının çoğunu dışarıdan ithal eden, Hollanda gibi AB ülkeleri refah içinde yaşıyor.

ABD’nin Venezuela ve İran düşmanlığı, bu ülkelerin kötü yönetildiğinden değil, Petrol zenginliklerinden kaynaklandığını bilmeyen yok. Kendisi de petrol zengini ama çok ihtiraslı ve fazla kullanıldığı için kendisine yetmiyor. Kuveyt, Irak, Libya petrollerinin kontrolünü ele geçirdiği yetmez gibi, fakir Suriye’nin petrolleri de çalınıyor. Venezuela, İran’ın petrollerini ele geçirmek için, burada insan haklarının çiğnendiği iddiası kullanılıyor.

Tüm devletlerin ortak olduğu, Dünya Bankası ve uluslar arası para fonu olan IMF’yi kullanılarak dünya ekonomisi kontrol ediliyor. Uluslar arası ticarette kullanılan Amerikan doları ile tüm dünya ticareti takip ediliyor. Diğer devletler ekonomilerini düzeltmek için yeni mallar üretmek zorunda iken, ABD, Yahudi matbaasında bastırdığı dolar ile tüm dünyanın mal ve hizmetlerini, sadece kağıt bedeli karşılığı bedava alıyor. Sonra gelişmemiş ülkelere yardım ediyorum diye hava atıyor.

Dünyanın en büyük sömürgecisi ABD, İngiltere ve Fransa’dır. Rus’un onlardan geri kalır yeri yoktur. ABD doları ile Sömürü yaparken, Ruslar kaba kuvvetini kullanıyor. İngiltere ve İspanya yaygın kültürlerini kullanarak sömürü yapıyor. Avrupa’nın ekonomik lokomatifi olan Almanya ise disiplinli çalışarak, üreterek hak ettiği zenginliği yakalamış olduğunu görüyoruz.

Türkiye çevresindeki Ülkelerin hepsi, batının verdiği fitne fesat yüzünden bize düşmanlık yapıyor. Uzağımızda olan Pakistan’dan başka samimi bir dostumuz yok. Kuzey Kıbrıs Türk cumhuriyetini bu güne kadar tanıyan olmadı. Tanımak istenen dostlarımız da batının müdahalesinden çekiniyor. Sömürgeci batının fitnesinden çekinmeyen yok. Çünkü Birleşmiş Milletler ve Güvenlik Konseyi gibi uluslar arası kurumlar, bu zalim beş devletin kontrolünde olduğu için, kendilerine karşı çıkan devletlere her türlü pislik yapılabilir.

Bu haksızlıklara karşı, sadece Türkiye ve onun cesur Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başka mücadele eden yok. Tek başına “Dünya beşten büyüktür.“ sloganı ile insanları sömürüye karşı uyarmaya çalışıyor. Onun seçmenleri ve Milliyetçi Hareket Partisinden başka destekleyeni yok. Solcusu ve sağcısı diğer tüm partiler kendisine karşı birleşmiş durumda. Tüm yararlı faaliyetlerine muhalefet edip, karşı çıkılıyor. Şu anda, dünyanın tüm ezilenleri tarafından sevilirken, dâhili harici tüm zalimlerinin düşmanlığına maruz kaldığını herkes biliyor. Kendisine defalarca suikast yapılmaya çalışıldığı söyleniyor. Doğru yolda olduğu için, Allah’ın korunduğuna inanıyorum. Biz de, Yüce rabbimizin kendisini korumasını diliyor. Çalışmalarında başarılar diliyorum.

İslam düşmanlığı ile başlayan yazımız nereye geldi. Konumuzu bir ayet ile kapatalım. Allah hidayette olanlara destek veriyor. Delalette olanlardan koruyor. Herkesin Hidayette ulaşmaları dileği ile konumuzu tamamlayalım.

5/MÂİDE-105: Yâ eyyuhellezîne âmenû aleykum enfusekum, lâ yadurrukum men dalle izehtedeytum ilâllâhi merciukum cemîân fe yunebbiukum bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).

Ey âmenû olanlar! Nefsleriniz, üzerinizedir (nefsinizin sorumluluğu üzerinize borçtur). Siz hidayette iseniz, dalâletteki bir kimse size bir zarar veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O zaman yapmış olduğunuz şeyleri size haber verecek.

lutfitumturk@hotmail.com Lütfi TÜMTÜRK

Kaynak : Lütfi TÜMTÜRK
Tür : Diğer Tarih : 25.01.2023
[ Tüm yazılara ulaşmak için burayı tıklayınız. ]
Sayfa Ziyaret Sayacı
36.361